Surah Al-Maarij - Turkish Translation by Muslim Shahin
سَأَلَ سَآئِلُۢ بِعَذَابٖ وَاقِعٖ
Birisi, gelecek azabı istedi
Surah Al-Maarij, Verse 1
لِّلۡكَٰفِرِينَ لَيۡسَ لَهُۥ دَافِعٞ
Inkarcılara olan ve hic kimsenin savamayacagı
Surah Al-Maarij, Verse 2
مِّنَ ٱللَّهِ ذِي ٱلۡمَعَارِجِ
yukselme derecelerinin sahibi olan Allah katından
Surah Al-Maarij, Verse 3
تَعۡرُجُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ إِلَيۡهِ فِي يَوۡمٖ كَانَ مِقۡدَارُهُۥ خَمۡسِينَ أَلۡفَ سَنَةٖ
Melekler ve Ruh (Cebrail), oraya, miktarı (dunya senesi ile) ellibin yıl olan bir gunde yukselip cıkar
Surah Al-Maarij, Verse 4
فَٱصۡبِرۡ صَبۡرٗا جَمِيلًا
(Rasulum!) Simdi sen guzelce sabret
Surah Al-Maarij, Verse 5
إِنَّهُمۡ يَرَوۡنَهُۥ بَعِيدٗا
Dogrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak goruyorlar
Surah Al-Maarij, Verse 6
وَنَرَىٰهُ قَرِيبٗا
Biz ise onu yakın gormekteyiz
Surah Al-Maarij, Verse 7
يَوۡمَ تَكُونُ ٱلسَّمَآءُ كَٱلۡمُهۡلِ
O gun gokyuzu, erimis maden gibi olur
Surah Al-Maarij, Verse 8
وَتَكُونُ ٱلۡجِبَالُ كَٱلۡعِهۡنِ
Daglar da atılmıs yune doner
Surah Al-Maarij, Verse 9
وَلَا يَسۡـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمٗا
Dost, dostu sormaz
Surah Al-Maarij, Verse 10
يُبَصَّرُونَهُمۡۚ يَوَدُّ ٱلۡمُجۡرِمُ لَوۡ يَفۡتَدِي مِنۡ عَذَابِ يَوۡمِئِذِۭ بِبَنِيهِ
Gunahkar kimse ister ki, o gunun azabından (kurtulus icin), ogullarını, hepsini fidye olarak versin de
Surah Al-Maarij, Verse 11
وَصَٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ
karısını, kardesini
Surah Al-Maarij, Verse 12
وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِي تُـٔۡوِيهِ
kendisini koruyup barındıran
Surah Al-Maarij, Verse 13
وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا ثُمَّ يُنجِيهِ
tum ailesini ve yeryuzunde kim varsa, tek kendini kurtarsın
Surah Al-Maarij, Verse 14
كَلَّآۖ إِنَّهَا لَظَىٰ
Fakat ne mumkun! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir atestir
Surah Al-Maarij, Verse 15
نَزَّاعَةٗ لِّلشَّوَىٰ
Derileri kavurup soyar
Surah Al-Maarij, Verse 16
تَدۡعُواْ مَنۡ أَدۡبَرَ وَتَوَلَّىٰ
Yuz cevirip geri donen, kimseyi (kendine) cagırır
Surah Al-Maarij, Verse 17
وَجَمَعَ فَأَوۡعَىٰٓ
(servet) toplayıp yıgan
Surah Al-Maarij, Verse 18
۞إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا
Gercekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıstır
Surah Al-Maarij, Verse 19
إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعٗا
Kendisine fenalık dokundugunda sızlanır, feryat eder
Surah Al-Maarij, Verse 20
وَإِذَا مَسَّهُ ٱلۡخَيۡرُ مَنُوعًا
Ona imkan verildiginde ise pinti kesilir
Surah Al-Maarij, Verse 21
إِلَّا ٱلۡمُصَلِّينَ
Ancak sunlar oyle degildir: Namaz kılanlar
Surah Al-Maarij, Verse 22
ٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ دَآئِمُونَ
ki onlar namazlarında devamlıdırlar (ihmal gostermezler)
Surah Al-Maarij, Verse 23
وَٱلَّذِينَ فِيٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ حَقّٞ مَّعۡلُومٞ
mallarında, kalmısa belli bir hak tanıyanlar
Surah Al-Maarij, Verse 24
لِّلسَّآئِلِ وَٱلۡمَحۡرُومِ
isteyene ve (isteyemedigi icin) mahrum
Surah Al-Maarij, Verse 25
وَٱلَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
ceza (ve hesap) gununun dogruluguna inananlar
Surah Al-Maarij, Verse 26
وَٱلَّذِينَ هُم مِّنۡ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشۡفِقُونَ
Rablerinin azabından korkanlar
Surah Al-Maarij, Verse 27
إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمۡ غَيۡرُ مَأۡمُونٖ
ki Rablerinin azabı(na karsı) emin olunamaz
Surah Al-Maarij, Verse 28
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِفُرُوجِهِمۡ حَٰفِظُونَ
ırzlarını koruyanlar
Surah Al-Maarij, Verse 29
إِلَّا عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَإِنَّهُمۡ غَيۡرُ مَلُومِينَ
ancak eslerine ve cariyelerine karsı mustesna; cunku onlar kınanmaz
Surah Al-Maarij, Verse 30
فَمَنِ ٱبۡتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡعَادُونَ
Bundan oteye (gecmek) isteyenler ise, onlar taskınların ta kendileridir
Surah Al-Maarij, Verse 31
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِأَمَٰنَٰتِهِمۡ وَعَهۡدِهِمۡ رَٰعُونَ
Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler
Surah Al-Maarij, Verse 32
وَٱلَّذِينَ هُم بِشَهَٰدَٰتِهِمۡ قَآئِمُونَ
Sahitliklerini (dosdogru) yapanlar
Surah Al-Maarij, Verse 33
وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ يُحَافِظُونَ
Namazlarını koruyanlar
Surah Al-Maarij, Verse 34
أُوْلَـٰٓئِكَ فِي جَنَّـٰتٖ مُّكۡرَمُونَ
iste bunlar, cennetlerde agırlanırlar
Surah Al-Maarij, Verse 35
فَمَالِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ قِبَلَكَ مُهۡطِعِينَ
(Rasulum!) O kafirlere ne oluyor ki, sana dogru kosuyorlar
Surah Al-Maarij, Verse 36
عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ عِزِينَ
Boluk boluk sagından ve solundan
Surah Al-Maarij, Verse 37
أَيَطۡمَعُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُدۡخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٖ
Onlardan her biri nimet cennetine sokulacagını mı umuyor
Surah Al-Maarij, Verse 38
كَلَّآۖ إِنَّا خَلَقۡنَٰهُم مِّمَّا يَعۡلَمُونَ
Hayır (hic ummasınlar!) Suphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri seyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler)
Surah Al-Maarij, Verse 39
فَلَآ أُقۡسِمُ بِرَبِّ ٱلۡمَشَٰرِقِ وَٱلۡمَغَٰرِبِ إِنَّا لَقَٰدِرُونَ
Su halde (isin gercegi) oyle (umdukları gibi) degil! Doguların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, bizim gucumuz yeter
Surah Al-Maarij, Verse 40
عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ خَيۡرٗا مِّنۡهُمۡ وَمَا نَحۡنُ بِمَسۡبُوقِينَ
Suphesiz onların yerine daha hayırlılarını getirmeye elbette kadiriz ve kimse bizim onumuze gecemez
Surah Al-Maarij, Verse 41
فَذَرۡهُمۡ يَخُوضُواْ وَيَلۡعَبُواْ حَتَّىٰ يُلَٰقُواْ يَوۡمَهُمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ
Ama sen onları (simdilik) bırak da, tehdit edildikleri gunlerine kavusuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar
Surah Al-Maarij, Verse 42
يَوۡمَ يَخۡرُجُونَ مِنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ سِرَاعٗا كَأَنَّهُمۡ إِلَىٰ نُصُبٖ يُوفِضُونَ
O gun onlar, sanki dikili bir seye kosuyorlar gibi, bir halde kabirlerinden fırlaya fırlaya cıkarlar
Surah Al-Maarij, Verse 43
خَٰشِعَةً أَبۡصَٰرُهُمۡ تَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۚ ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلَّذِي كَانُواْ يُوعَدُونَ
Gozleri horluktan asagı dusmus ve kendileri zillete burunmus. Iste bu, onların tehdit edilegeldikleri gundur
Surah Al-Maarij, Verse 44