Surah Al-Maarij - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
سَأَلَ سَآئِلُۢ بِعَذَابٖ وَاقِعٖ
Isteyen biri inecek azabı istedi
Surah Al-Maarij, Verse 1
لِّلۡكَٰفِرِينَ لَيۡسَ لَهُۥ دَافِعٞ
kafirlere mahsusdur ki onu (kendilerinden) hicbir onleyecek (defedebilecek) yokdur
Surah Al-Maarij, Verse 2
مِّنَ ٱللَّهِ ذِي ٱلۡمَعَارِجِ
derecelerin saahibi Allahdandır
Surah Al-Maarij, Verse 3
تَعۡرُجُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ إِلَيۡهِ فِي يَوۡمٖ كَانَ مِقۡدَارُهُۥ خَمۡسِينَ أَلۡفَ سَنَةٖ
Melekler de, Ruuh da oraya bir gunde yukselib cıkar ki mesafesi (dunya seneleriyle) elli bin yıldır
Surah Al-Maarij, Verse 4
فَٱصۡبِرۡ صَبۡرٗا جَمِيلًا
(Habibim) sen (simdilik) guzel bir sabr ile katlan
Surah Al-Maarij, Verse 5
إِنَّهُمۡ يَرَوۡنَهُۥ بَعِيدٗا
Filhakıyka onlar bunu (imkandan) uzak gorurler
Surah Al-Maarij, Verse 6
وَنَرَىٰهُ قَرِيبٗا
Biz ise onu yakın goruyoruz
Surah Al-Maarij, Verse 7
يَوۡمَ تَكُونُ ٱلسَّمَآءُ كَٱلۡمُهۡلِ
O gun gok erimis ma´den gibi olacak
Surah Al-Maarij, Verse 8
وَتَكُونُ ٱلۡجِبَالُ كَٱلۡعِهۡنِ
daglar yun gibi olacak
Surah Al-Maarij, Verse 9
وَلَا يَسۡـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمٗا
hicbir hısım bir hısımı sormayacak
Surah Al-Maarij, Verse 10
يُبَصَّرُونَهُمۡۚ يَوَدُّ ٱلۡمُجۡرِمُ لَوۡ يَفۡتَدِي مِنۡ عَذَابِ يَوۡمِئِذِۭ بِبَنِيهِ
Onlar birbirine (sadece) gosterilirler. Gunahkar o gunun azabından (kurtulmak icin sunları) feda etmegi arzu eder: Ogullarını
Surah Al-Maarij, Verse 11
وَصَٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ
karısını, biraderini
Surah Al-Maarij, Verse 12
وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِي تُـٔۡوِيهِ
kendisini (aralarına katıb) barındırmakda olan soyunu sopunu
Surah Al-Maarij, Verse 13
وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا ثُمَّ يُنجِيهِ
ve yer (yuzun) de kim varsa hepsini. Ki nihayet (bu fedakarlıgı) kendisini (Allahın azabından) kurtarsın
Surah Al-Maarij, Verse 14
كَلَّآۖ إِنَّهَا لَظَىٰ
Fakat ne mumkin! Cunku o (ates) (kafirler icin hazırlanmıs) haalis alevdir
Surah Al-Maarij, Verse 15
نَزَّاعَةٗ لِّلشَّوَىٰ
bedenin butun uzuvlarını sokub koparandır (o)
Surah Al-Maarij, Verse 16
تَدۡعُواْ مَنۡ أَدۡبَرَ وَتَوَلَّىٰ
(Gel gel diye) cagırır: (imandan, hakdan) yuz donen, (taatden) arka ceviren kisiyi
Surah Al-Maarij, Verse 17
وَجَمَعَ فَأَوۡعَىٰٓ
(mal) birikdirib de kab icinde saklayanı
Surah Al-Maarij, Verse 18
۞إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا
Hakıykat insan, hırsına duskun (ve sabrı kıt) yaratılmısdır
Surah Al-Maarij, Verse 19
إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعٗا
Kendisine ser dokundu mu feryadı basandır
Surah Al-Maarij, Verse 20
وَإِذَا مَسَّهُ ٱلۡخَيۡرُ مَنُوعًا
ona hayır dokununca da cok cimri dir
Surah Al-Maarij, Verse 21
إِلَّا ٱلۡمُصَلِّينَ
(Fakat sunlar) oyle degil: Namaz kılanlar ki onlar namazlarına devam edenlerdir
Surah Al-Maarij, Verse 22
ٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ دَآئِمُونَ
(Fakat sunlar) oyle degil: Namaz kılanlar ki onlar namazlarına devam edenlerdir
Surah Al-Maarij, Verse 23
وَٱلَّذِينَ فِيٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ حَقّٞ مَّعۡلُومٞ
Mallarında sail ve mahrum icin belli bir hak tanıyanlar
Surah Al-Maarij, Verse 24
لِّلسَّآئِلِ وَٱلۡمَحۡرُومِ
Mallarında sail ve mahrum icin belli bir hak tanıyanlar
Surah Al-Maarij, Verse 25
وَٱلَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
ceza (ve hisab) gununun dogruluguna inananlar
Surah Al-Maarij, Verse 26
وَٱلَّذِينَ هُم مِّنۡ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشۡفِقُونَ
Bir de (sunlar): Rablerinin azabından korkanlar
Surah Al-Maarij, Verse 27
إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمۡ غَيۡرُ مَأۡمُونٖ
Ki onlar filhakıyka Rablerinin azabından garantili degildirler
Surah Al-Maarij, Verse 28
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِفُرُوجِهِمۡ حَٰفِظُونَ
Sunlar da (oyle): Karılarından, yahud sag ellerinin malik olduklarından baskasına karsı utanacak yerlerini saklayanlar. Cunku onlar (bunlar Hakkında) kınanmıs degildirler
Surah Al-Maarij, Verse 29
إِلَّا عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَإِنَّهُمۡ غَيۡرُ مَلُومِينَ
Sunlar da (oyle): Karılarından, yahud sag ellerinin malik olduklarından baskasına karsı utanacak yerlerini saklayanlar. Cunku onlar (bunlar Hakkında) kınanmıs degildirler
Surah Al-Maarij, Verse 30
فَمَنِ ٱبۡتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡعَادُونَ
Fakat bundan otesini arayan kisiler (yok mu?) iste onlar haddi cigneyip asanların ta kendileridir
Surah Al-Maarij, Verse 31
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِأَمَٰنَٰتِهِمۡ وَعَهۡدِهِمۡ رَٰعُونَ
(Sunlar da mustesna:) Emanetlerine ve ahidlerine riaayet edenler
Surah Al-Maarij, Verse 32
وَٱلَّذِينَ هُم بِشَهَٰدَٰتِهِمۡ قَآئِمُونَ
Sahiciliklerini (dosdogru) yapanlar
Surah Al-Maarij, Verse 33
وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ يُحَافِظُونَ
Namazları (nın hakkını) muhaafaza edenler
Surah Al-Maarij, Verse 34
أُوْلَـٰٓئِكَ فِي جَنَّـٰتٖ مُّكۡرَمُونَ
iste bunlar cennetlerde ikram olunanlardır
Surah Al-Maarij, Verse 35
فَمَالِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ قِبَلَكَ مُهۡطِعِينَ
Simdi, o kufredenlere ne oluyor ki senin sag (ın) dan, sol (un) dan halka halka hep gozlerini sana dogru dikib bakmakdadırlar
Surah Al-Maarij, Verse 36
عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ عِزِينَ
Simdi, o kufredenlere ne oluyor ki senin sag (ın) dan, sol (un) dan halka halka hep gozlerini sana dogru dikib bakmakdadırlar
Surah Al-Maarij, Verse 37
أَيَطۡمَعُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُدۡخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٖ
Onlardan herkes Naim cennetine sokulacagını mı umid ediyor
Surah Al-Maarij, Verse 38
كَلَّآۖ إِنَّا خَلَقۡنَٰهُم مِّمَّا يَعۡلَمُونَ
Hayır (ne gezer)! Hakıykat biz onları (da) o bilib durdukları seyden yaratdık
Surah Al-Maarij, Verse 39
فَلَآ أُقۡسِمُ بِرَبِّ ٱلۡمَشَٰرِقِ وَٱلۡمَغَٰرِبِ إِنَّا لَقَٰدِرُونَ
Yine hayır, (is onların umdukları gibi degildir). Doguların, batıların Rabbine andederim ki, subhesiz biz onların yerine kendilerinden daha hayırlısını getirmiye de elbette kaadiriz ve biz, onumuze gecilebilecekler (den) de degiliz
Surah Al-Maarij, Verse 40
عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ خَيۡرٗا مِّنۡهُمۡ وَمَا نَحۡنُ بِمَسۡبُوقِينَ
Yine hayır, (is onların umdukları gibi degildir). Doguların, batıların Rabbine andederim ki, subhesiz biz onların yerine kendilerinden daha hayırlısını getirmiye de elbette kaadiriz ve biz, onumuze gecilebilecekler (den) de degiliz
Surah Al-Maarij, Verse 41
فَذَرۡهُمۡ يَخُوضُواْ وَيَلۡعَبُواْ حَتَّىٰ يُلَٰقُواْ يَوۡمَهُمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ
(Simdilik) onları (hallerine) bırak. (Azab ile) tehdid edilmekde oldukları gunlerine kavusuncaya kadar dalsınlar, oynaya dursunlar
Surah Al-Maarij, Verse 42
يَوۡمَ يَخۡرُجُونَ مِنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ سِرَاعٗا كَأَنَّهُمۡ إِلَىٰ نُصُبٖ يُوفِضُونَ
(O gun onlar, sanki dikili bir sey´e kosuyorlar gibi, kabirlerin) den fırlaya fırlaya (mahsere) cıkarlar
Surah Al-Maarij, Verse 43
خَٰشِعَةً أَبۡصَٰرُهُمۡ تَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۚ ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلَّذِي كَانُواْ يُوعَدُونَ
gozleri horlukla asagıda, kendilerini bir zillet (ve hakaaret) kaplamıs olarak. Iste bu, onların tehdid edilegeldikleri gundur
Surah Al-Maarij, Verse 44