Surah At-Takwir - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
إِذَا ٱلشَّمۡسُ كُوِّرَتۡ
Güneş dürül (üb söndürül) düğü zaman
Surah At-Takwir, Verse 1
وَإِذَا ٱلنُّجُومُ ٱنكَدَرَتۡ
Yıldızlar (kararıb) düşdüğü zaman
Surah At-Takwir, Verse 2
وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ سُيِّرَتۡ
Dağlar (yer yüzünden koparılıb) yürütüldüğü zaman
Surah At-Takwir, Verse 3
وَإِذَا ٱلۡعِشَارُ عُطِّلَتۡ
Gebe develer (başı boş) salıverildiği zaman
Surah At-Takwir, Verse 4
وَإِذَا ٱلۡوُحُوشُ حُشِرَتۡ
Vahşî hayvanlar bir araya toplandığı zaman
Surah At-Takwir, Verse 5
وَإِذَا ٱلۡبِحَارُ سُجِّرَتۡ
Denizler ateşlendiği zaman
Surah At-Takwir, Verse 6
وَإِذَا ٱلنُّفُوسُ زُوِّجَتۡ
Ruuhlar çiftleşdiği zaman
Surah At-Takwir, Verse 7
وَإِذَا ٱلۡمَوۡءُۥدَةُ سُئِلَتۡ
Diri diri gömülen kızın hangi suç (ların) dan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman
Surah At-Takwir, Verse 8
بِأَيِّ ذَنۢبٖ قُتِلَتۡ
Diri diri gömülen kızın hangi suç (ların) dan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman
Surah At-Takwir, Verse 9
وَإِذَا ٱلصُّحُفُ نُشِرَتۡ
(Amel) defterler (i) açılıb yayıldığı zaman
Surah At-Takwir, Verse 10
وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ كُشِطَتۡ
Gök (yerinden) koparıldığı zaman
Surah At-Takwir, Verse 11
وَإِذَا ٱلۡجَحِيمُ سُعِّرَتۡ
O alevli ateş (cehernem) daha ziyâde kızışdırıldığı zaman
Surah At-Takwir, Verse 12
وَإِذَا ٱلۡجَنَّةُ أُزۡلِفَتۡ
Cennet (mü´minlere) yaklaşdırıldığı zaman
Surah At-Takwir, Verse 13
عَلِمَتۡ نَفۡسٞ مَّآ أَحۡضَرَتۡ
(her) nefs ne hazırlamışsa (artık hepsini görüb) bilmişdir (bilecekdir)
Surah At-Takwir, Verse 14
فَلَآ أُقۡسِمُ بِٱلۡخُنَّسِ
(Demek ki hakıykat, ey kâfirler, sizin dediğiniz gibi değildir). Andederim o (geceleri) geri dön (üb aydınlık neşr eden)
Surah At-Takwir, Verse 15
ٱلۡجَوَارِ ٱلۡكُنَّسِ
Akıb akıb yuvalarına giden (yıldız) lara
Surah At-Takwir, Verse 16
وَٱلَّيۡلِ إِذَا عَسۡعَسَ
Karanlığa yöneldiği zaman geceye
Surah At-Takwir, Verse 17
وَٱلصُّبۡحِ إِذَا تَنَفَّسَ
Nefeslendiği dem sabaha ki
Surah At-Takwir, Verse 18
إِنَّهُۥ لَقَوۡلُ رَسُولٖ كَرِيمٖ
Şüphesiz, muhakkak o (Kur´an) çok şerefli bir elçinin (getirdiği) kelâmdır
Surah At-Takwir, Verse 19
ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي ٱلۡعَرۡشِ مَكِينٖ
(Bir elçi ki) çetin bir kudrete mâliktir. Arşın saahibi (olan Allah) nezdinde çok i´tibarlıdır
Surah At-Takwir, Verse 20
مُّطَاعٖ ثَمَّ أَمِينٖ
Orada kendisine itaat olunandır, bir emindir
Surah At-Takwir, Verse 21
وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجۡنُونٖ
Sizin saahibiniz bir mecnun değil
Surah At-Takwir, Verse 22
وَلَقَدۡ رَءَاهُ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡمُبِينِ
Andolsun ki O (saahibiniz) onu apaçık ufukda görmüşdür
Surah At-Takwir, Verse 23
وَمَا هُوَ عَلَى ٱلۡغَيۡبِ بِضَنِينٖ
O gaybden dolayı asla suçlu da değildir
Surah At-Takwir, Verse 24
وَمَا هُوَ بِقَوۡلِ شَيۡطَٰنٖ رَّجِيمٖ
O (Kur´an) da taşlanmış (koğulmuş) bir şeytanın sözü değil
Surah At-Takwir, Verse 25
فَأَيۡنَ تَذۡهَبُونَ
O halde nereye gidiyorsunuz
Surah At-Takwir, Verse 26
إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ
O, aalemler için, (hele) sizden doğruluk isteyenler için bir öğüdden başkası değildir
Surah At-Takwir, Verse 27
لِمَن شَآءَ مِنكُمۡ أَن يَسۡتَقِيمَ
O, aalemler için, (hele) sizden doğruluk isteyenler için bir öğüdden başkası değildir
Surah At-Takwir, Verse 28
وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
(Bununla beraber o doğruluğu) âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz
Surah At-Takwir, Verse 29