UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Al-Baqara - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay


الٓمٓ

Elif, Lam, Mim
Surah Al-Baqara, Verse 1


ذَٰلِكَ ٱلۡكِتَٰبُ لَا رَيۡبَۛ فِيهِۛ هُدٗى لِّلۡمُتَّقِينَ

Bu, o kitab´dır ki kendisinde (Allah katından gonderilmis oldugunda) hic subhe yokdur. (O) takvaa sahibleri icin dogru yolun ta kendisidir
Surah Al-Baqara, Verse 2


ٱلَّذِينَ يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡغَيۡبِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡ يُنفِقُونَ

(O takvaa saahibleri ki) onlar gaybe inanırlar, namazı dosdogru kılarlar, kendilerine rızk olarak verdigimizden de (Allah yolunda) harcarlar
Surah Al-Baqara, Verse 3


وَٱلَّذِينَ يُؤۡمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيۡكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبۡلِكَ وَبِٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ يُوقِنُونَ

(O takvaa saahibleri ki Habibim) onlar sana indirilene de, senden evvel indirilenlere de inanırlar. Ahirete ise onlar subhesiz bir bilgi ve inan beslerler
Surah Al-Baqara, Verse 4


أُوْلَـٰٓئِكَ عَلَىٰ هُدٗى مِّن رَّبِّهِمۡۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ

Iste onlar Rablerinden (gelen) Hidayetin tam uzerindedirler. Asıl muradlarına kavusanlar da iste onlar
Surah Al-Baqara, Verse 5


إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ ءَأَنذَرۡتَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تُنذِرۡهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ

Su muhakkak ki kufr edenleri inzar etsen de onlarca bir, kendilerini inzar etmesen de inanmazlar
Surah Al-Baqara, Verse 6


خَتَمَ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ وَعَلَىٰ سَمۡعِهِمۡۖ وَعَلَىٰٓ أَبۡصَٰرِهِمۡ غِشَٰوَةٞۖ وَلَهُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٞ

Allah onların kalblerine de, kulaklarına da muhur basmısdır. Gozlerinin uzerinde bir de perde var. En buyuk azab onlarındır
Surah Al-Baqara, Verse 7


وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَقُولُ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَبِٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ وَمَا هُم بِمُؤۡمِنِينَ

Insanlardan oyle kimseler vardır ki kendileri iman etmis olmadıkları halde, «Allaha ve ahiret gunune inandık» derler. Halbuki onlar inanıcı (insan) lar degildir
Surah Al-Baqara, Verse 8


يُخَٰدِعُونَ ٱللَّهَ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَمَا يَخۡدَعُونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمۡ وَمَا يَشۡعُرُونَ

Allahı da, iman edenleri de (guya) aldatırlar. Halbuki onlar kendilerinden baskasını aldatmazlar da yine farkına varmazlar
Surah Al-Baqara, Verse 9


فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ فَزَادَهُمُ ٱللَّهُ مَرَضٗاۖ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمُۢ بِمَا كَانُواْ يَكۡذِبُونَ

Kalblerinde bir maraz vardır onların. Allah da marazlarını artırdı. Yalan soylemekde oldukları icin de onlara acıklı bir azab vardır
Surah Al-Baqara, Verse 10


وَإِذَا قِيلَ لَهُمۡ لَا تُفۡسِدُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ قَالُوٓاْ إِنَّمَا نَحۡنُ مُصۡلِحُونَ

Kendilerine «Yer (yuzun) de fesad yapmayın» denildigi zaman «Biz ancak islah edicileriz» derler
Surah Al-Baqara, Verse 11


أَلَآ إِنَّهُمۡ هُمُ ٱلۡمُفۡسِدُونَ وَلَٰكِن لَّا يَشۡعُرُونَ

Gozunu ac, onlar muhakkak ki fesadcıların ta kendileridir. Fakat suurlarını isletmezler
Surah Al-Baqara, Verse 12


وَإِذَا قِيلَ لَهُمۡ ءَامِنُواْ كَمَآ ءَامَنَ ٱلنَّاسُ قَالُوٓاْ أَنُؤۡمِنُ كَمَآ ءَامَنَ ٱلسُّفَهَآءُۗ أَلَآ إِنَّهُمۡ هُمُ ٱلسُّفَهَآءُ وَلَٰكِن لَّا يَعۡلَمُونَ

Onlara «insanların (muslumanların) inandıgı gibi inanın» denilince «Biz de o beyinsizlerin inandıgı gibi mi inanacagız?» derler. Dikkat et ki (asıl) beyinsizler hic suphesiz kendileridir. Fakat bilmezler
Surah Al-Baqara, Verse 13


وَإِذَا لَقُواْ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ قَالُوٓاْ ءَامَنَّا وَإِذَا خَلَوۡاْ إِلَىٰ شَيَٰطِينِهِمۡ قَالُوٓاْ إِنَّا مَعَكُمۡ إِنَّمَا نَحۡنُ مُسۡتَهۡزِءُونَ

Onlar iman edenlere kavusdukları zaman «inandık» derler. Seytanlariyle yalınızca (basbasa) kalınca ise «Emin olun, biz sizinle beraberiz. Biz ancak istihza edicileriz» derler
Surah Al-Baqara, Verse 14


ٱللَّهُ يَسۡتَهۡزِئُ بِهِمۡ وَيَمُدُّهُمۡ فِي طُغۡيَٰنِهِمۡ يَعۡمَهُونَ

(Asıl) Allah onlarla istihza eder ve taskınlıkları, azgınlıkları icinde serseri dolasmalarına muhlet verir
Surah Al-Baqara, Verse 15


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱشۡتَرَوُاْ ٱلضَّلَٰلَةَ بِٱلۡهُدَىٰ فَمَا رَبِحَت تِّجَٰرَتُهُمۡ وَمَا كَانُواْ مُهۡتَدِينَ

Onlar o kimselerdir ki dogru yolu bırakıp sapkınlıgı (egri yolu) satın almıslardır. Demek, alıs verisleri onlara kazanc saglamamıs, onlar dogru yolu da bulmamıslardır
Surah Al-Baqara, Verse 16


مَثَلُهُمۡ كَمَثَلِ ٱلَّذِي ٱسۡتَوۡقَدَ نَارٗا فَلَمَّآ أَضَآءَتۡ مَا حَوۡلَهُۥ ذَهَبَ ٱللَّهُ بِنُورِهِمۡ وَتَرَكَهُمۡ فِي ظُلُمَٰتٖ لَّا يُبۡصِرُونَ

Onların haali bir ates yakanın haali gibidir ki o (ates) cevresindekileri aydınlatınca Allah ısıklarını giderib (sondurub) kendilerini karanlıklar icinde, gormez (ve saskın kimse) ler haalinde bırakıvermisdir
Surah Al-Baqara, Verse 17


صُمُّۢ بُكۡمٌ عُمۡيٞ فَهُمۡ لَا يَرۡجِعُونَ

(Onlar) sagırlar, dilsizler, korlerdir. Artık (Hakka) donmezler
Surah Al-Baqara, Verse 18


أَوۡ كَصَيِّبٖ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فِيهِ ظُلُمَٰتٞ وَرَعۡدٞ وَبَرۡقٞ يَجۡعَلُونَ أَصَٰبِعَهُمۡ فِيٓ ءَاذَانِهِم مِّنَ ٱلصَّوَٰعِقِ حَذَرَ ٱلۡمَوۡتِۚ وَٱللَّهُ مُحِيطُۢ بِٱلۡكَٰفِرِينَ

Yahud (onların haali) gokden (bulutdan bosanan) yagmur (a tutulmusun haali) gibidir ki onda (o yagmurda) karanlıklar, gok gurultusu ve simsek cakısı vardır. Olum korkusiyle yıldırımlardan parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Allah kafirleri cepcevre kusatandır
Surah Al-Baqara, Verse 19


يَكَادُ ٱلۡبَرۡقُ يَخۡطَفُ أَبۡصَٰرَهُمۡۖ كُلَّمَآ أَضَآءَ لَهُم مَّشَوۡاْ فِيهِ وَإِذَآ أَظۡلَمَ عَلَيۡهِمۡ قَامُواْۚ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَذَهَبَ بِسَمۡعِهِمۡ وَأَبۡصَٰرِهِمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

O simsek hemen hemen gozlerini kapıp alıverecek. Onları aydınlatınca (ısıgı) icinde yururler, baslarına karanlık cokunce ise dikilib kalırlar. Allah dileseydi onların isitmelerini, gozlerini de giderirdi. Subhe yok ki Allah her sey´e hakkıyle kaadirdir
Surah Al-Baqara, Verse 20


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ ٱعۡبُدُواْ رَبَّكُمُ ٱلَّذِي خَلَقَكُمۡ وَٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَتَّقُونَ

Ey insanlar, siz de, sizden oncekileri de yaratan Rabbinize ibadet (kulluk) edin. Taki takvaa saahibi olasınız
Surah Al-Baqara, Verse 21


ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ فِرَٰشٗا وَٱلسَّمَآءَ بِنَآءٗ وَأَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَخۡرَجَ بِهِۦ مِنَ ٱلثَّمَرَٰتِ رِزۡقٗا لَّكُمۡۖ فَلَا تَجۡعَلُواْ لِلَّهِ أَندَادٗا وَأَنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

O (Rab) ki yer yuzunu sizin (ikaamet ve istirahatiniz) icin bir dosek, gogu (yuksek tavan ve kubbe gibi) bir bina yapdı. O gokden su indirib onunla durlu, durlu semerelerden (meyvalardan, mahsullerden) sizin icin rızk cıkardı. O halde, kendiniz bilib dururken (yaratılan o seylerle) Allaha esler kosmayın
Surah Al-Baqara, Verse 22


وَإِن كُنتُمۡ فِي رَيۡبٖ مِّمَّا نَزَّلۡنَا عَلَىٰ عَبۡدِنَا فَأۡتُواْ بِسُورَةٖ مِّن مِّثۡلِهِۦ وَٱدۡعُواْ شُهَدَآءَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ

Eger kulumuz (Muhammed) in uzerine parca parca (sure sure, ayet ayet) indirdigimiz (Kur´anın Allah katından geldigin) den subhe ediyorsanız haydi onun benzerinden siz de (meydana) bir sure getirin. Allahdan baska sahicilerinizi (tapdıgınız putları ve bilginlerinizi) de (yardıma) cagırın, eger (iddianızda) dogru (insan) lar iseniz
Surah Al-Baqara, Verse 23


فَإِن لَّمۡ تَفۡعَلُواْ وَلَن تَفۡعَلُواْ فَٱتَّقُواْ ٱلنَّارَ ٱلَّتِي وَقُودُهَا ٱلنَّاسُ وَٱلۡحِجَارَةُۖ أُعِدَّتۡ لِلۡكَٰفِرِينَ

Fakat bunu yapmazsanız ki hic bir zaman yapamayacaksınız artık sakının o atesden ki onun tutaragı (odunu, cırası, ocaktası) insanla o tasdır. O (ates) kafirler icin hazırlanmısdır
Surah Al-Baqara, Verse 24


وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ أَنَّ لَهُمۡ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ كُلَّمَا رُزِقُواْ مِنۡهَا مِن ثَمَرَةٖ رِّزۡقٗا قَالُواْ هَٰذَا ٱلَّذِي رُزِقۡنَا مِن قَبۡلُۖ وَأُتُواْ بِهِۦ مُتَشَٰبِهٗاۖ وَلَهُمۡ فِيهَآ أَزۡوَٰجٞ مُّطَهَّرَةٞۖ وَهُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

(Habibim) iman eden, bir de guzel guzel amel (ve hareketlerde bulunan kimselere mustula ki altlarından ırmaklar akan cennetler onların. Kendilerine ne zaman onlardan bir meyva rızk olarak yedirilse her defasında «ha, bu, evvelce de (dunyada) rızıklandıgımız (yedigimiz) seydi» diyecekler Ve o rızk (renkde, sekilde) birbirinin benzeri, (fakat tatda, keyfiyyetde baska baska ve cok yuksek ve mustesna kıymetlerde) olmak uzere kendilerine sunulacak. Orada cok temiz zevceler de onların. Hem orada onlar daim de kalıcıdırlar
Surah Al-Baqara, Verse 25


۞إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَسۡتَحۡيِۦٓ أَن يَضۡرِبَ مَثَلٗا مَّا بَعُوضَةٗ فَمَا فَوۡقَهَاۚ فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ فَيَعۡلَمُونَ أَنَّهُ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّهِمۡۖ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فَيَقُولُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلٗاۘ يُضِلُّ بِهِۦ كَثِيرٗا وَيَهۡدِي بِهِۦ كَثِيرٗاۚ وَمَا يُضِلُّ بِهِۦٓ إِلَّا ٱلۡفَٰسِقِينَ

Hakıykat bir sivri sinek olsun, daha ustundeki (buyugu) olsun her hangi bir sey´i Allah mesel (ve misal) getirmekden cekinmez. Artık iman edenler onun Rablerinden (gelen) bir gercek oldugunu bilirler. Kafirler ise «Allah bu misal ile ne murad etmisdir» derler. Allah onunla bir cogunu sasırtır, yine onunla bir cogunu yola getirir. Onunla fasıklardan baskasını sasırtmaz
Surah Al-Baqara, Verse 26


ٱلَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهۡدَ ٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ مِيثَٰقِهِۦ وَيَقۡطَعُونَ مَآ أَمَرَ ٱللَّهُ بِهِۦٓ أَن يُوصَلَ وَيُفۡسِدُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِۚ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ

O (fasıklar) ki Allanın, (Kitablarında Muhammede iman etmeleri hakkındaki ahid (ve emr) ini onu te´kid de etdikden sonra bozarlar, Allah´ın birlestirilmesini emretdigi sey´i (hısımlık rabıtalarını, cem´iyyet birligini, peygambere imanda birlesmeyi) keserler, yer yuzunde bozgunculuk yaparlar. Iste onlar husrane (maddi ve manevi en buyuk zarara) ugrayanların ta kendileridir
Surah Al-Baqara, Verse 27


كَيۡفَ تَكۡفُرُونَ بِٱللَّهِ وَكُنتُمۡ أَمۡوَٰتٗا فَأَحۡيَٰكُمۡۖ ثُمَّ يُمِيتُكُمۡ ثُمَّ يُحۡيِيكُمۡ ثُمَّ إِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ

Allaha nasıl olub da kufrediyor (Onun varlıgını ve birligini inkar ediyor) sunuz? Halbuki siz oluler iken (henuz babalarınızın sulbunde bir nutfe iken annelerinizin rahminde, sonra da dunyada sizi) O diriltdi. Sonra sizi yine O oldurecek, tekrar sizi (kabirde ve nesirde) O diriltecek ve nihayet (Hasirden sonra) yine yalınız ona donduruleceksiniz
Surah Al-Baqara, Verse 28


هُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ لَكُم مَّا فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰٓ إِلَى ٱلسَّمَآءِ فَسَوَّىٰهُنَّ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖۚ وَهُوَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ

Yerde ne varsa hepsini sizin (faideniz) icin yaratan, sonra (iradesi) goge yonelib de onları yedi gok haalinde tesviye (ve tanzim) eden (sapasaglam yapan) Odur ve O her sey´i hakkıyle bilendir
Surah Al-Baqara, Verse 29


وَإِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٞ فِي ٱلۡأَرۡضِ خَلِيفَةٗۖ قَالُوٓاْ أَتَجۡعَلُ فِيهَا مَن يُفۡسِدُ فِيهَا وَيَسۡفِكُ ٱلدِّمَآءَ وَنَحۡنُ نُسَبِّحُ بِحَمۡدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَۖ قَالَ إِنِّيٓ أَعۡلَمُ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

Hani Rabbin meleklere: «Muhakkak ben yer yuzunde (benim emirlerimi teblig ve infaza me´mur) bir halife (bir insan, adem) yaratacagım» demisdi. (Melekler) de: «Biz seni hamdinle tesbih ve seni takdis (ayıblardan, es kosmakdan, eksikliklerden tenzih) edib dururken (yerde) orada bozgunculuk edecek, kanlar dokecek kimse mi yaratacaksın?» demislerdi. Allah (da) : «Sizin bilemeyeceginizi her halde ben bilirim» demisdi
Surah Al-Baqara, Verse 30


وَعَلَّمَ ءَادَمَ ٱلۡأَسۡمَآءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمۡ عَلَى ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ فَقَالَ أَنۢبِـُٔونِي بِأَسۡمَآءِ هَـٰٓؤُلَآءِ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ

Ademe butun isimleri ogretmisdi. Sonra onları (onların delalet etdikleri alemleri, esyayi) meleklere gosterib: «Dogrucular iseniz (her seyin ic yuzunu biliyorsanız) bunları adlarıyle bana haber verin» demisdi
Surah Al-Baqara, Verse 31


قَالُواْ سُبۡحَٰنَكَ لَا عِلۡمَ لَنَآ إِلَّا مَا عَلَّمۡتَنَآۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡحَكِيمُ

(Melekler) de: «Seni tenzih ederiz. Senin bize ogretdiginden baska bizim hic bir bilgimiz yok. Cunku (her sey´i) hakkıyle bilen, hukum ve hikmet sahibi olan subhesiz ki sensin Sen» demislerdi
Surah Al-Baqara, Verse 32


قَالَ يَـٰٓـَٔادَمُ أَنۢبِئۡهُم بِأَسۡمَآئِهِمۡۖ فَلَمَّآ أَنۢبَأَهُم بِأَسۡمَآئِهِمۡ قَالَ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ إِنِّيٓ أَعۡلَمُ غَيۡبَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَأَعۡلَمُ مَا تُبۡدُونَ وَمَا كُنتُمۡ تَكۡتُمُونَ

(Allah) : «Ey Adem, onları adlariyle kendilerine haber ver» deyib de o da onları isimleriyle soyleyiverince (soyle) dedi: «Size demedim mi ki goklerin ve yerin gaybını subhesiz ben bilirim. Neyi acıklarsanız, neyi de gizlemisseniz ben biliyorum.»
Surah Al-Baqara, Verse 33


وَإِذۡ قُلۡنَا لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ ٱسۡجُدُواْ لِأٓدَمَ فَسَجَدُوٓاْ إِلَّآ إِبۡلِيسَ أَبَىٰ وَٱسۡتَكۡبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Hani meleklere: «Ademe (yahud: Adem icin Allaha) secde edin» demisdik de (seytanların reisi olan) iblisden baskası hemen secde etmislerdi. O ise dayatmıs, kibirlenmek istemisdi. (Zaten de) o kafirlerdendi
Surah Al-Baqara, Verse 34


وَقُلۡنَا يَـٰٓـَٔادَمُ ٱسۡكُنۡ أَنتَ وَزَوۡجُكَ ٱلۡجَنَّةَ وَكُلَا مِنۡهَا رَغَدًا حَيۡثُ شِئۡتُمَا وَلَا تَقۡرَبَا هَٰذِهِ ٱلشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Ve demisdik ki: «Ey Adem, sen esinle beraber Cennetde yerles, Ondan (Cennetin yiyeceklerinden), neresinden isterseniz, ikiniz de bol bol yeyin. (Fakat) su agaca yaklasmayın. Yoksa ikiniz de (nefsine) zulmedenlerden olursunuz»
Surah Al-Baqara, Verse 35


فَأَزَلَّهُمَا ٱلشَّيۡطَٰنُ عَنۡهَا فَأَخۡرَجَهُمَا مِمَّا كَانَا فِيهِۖ وَقُلۡنَا ٱهۡبِطُواْ بَعۡضُكُمۡ لِبَعۡضٍ عَدُوّٞۖ وَلَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُسۡتَقَرّٞ وَمَتَٰعٌ إِلَىٰ حِينٖ

Bunun uzerine Seytan onları (n ayagını) oradan kaydırıp icinde bulunduklarından (onun ni´metlerinden) onları cıkarıvermis (mahrum edivermis) di. Biz de: «Kiminiz kiminize dusman olarak inin. Yer yuzunde sizin icin bir vakta (omrunuzun sonuna) kadar durak ve faidelenecek sey vardır» demisdik
Surah Al-Baqara, Verse 36


فَتَلَقَّىٰٓ ءَادَمُ مِن رَّبِّهِۦ كَلِمَٰتٖ فَتَابَ عَلَيۡهِۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Derken Adem Rabbinden kelimeler belleyip aldı (Ona yalvardı). O da Tevbesini kabul etdi. Cunku tevbeyi en cok kabul eden, asıl esirgeyen odur
Surah Al-Baqara, Verse 37


قُلۡنَا ٱهۡبِطُواْ مِنۡهَا جَمِيعٗاۖ فَإِمَّا يَأۡتِيَنَّكُم مِّنِّي هُدٗى فَمَن تَبِعَ هُدَايَ فَلَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ

(Evet, oyle) Dedik: Hepiniz oradan inin. Sonra size benden bir hidayet (ci rehber) gelir de kim benim hidayetimin izince giderse artık onlara hicbir korku (ve tehlike) yokdur. Onlar mahzun da olacak degillerdir
Surah Al-Baqara, Verse 38


وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَآ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

O kufredenler, ayetlerimizi yalan sayanlar (Yok mu?), onlar atesin (cehennemin) arkadaslarıdır. Onlar orada bir daha cıkmamak uzere kalıcıdırlar
Surah Al-Baqara, Verse 39


يَٰبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱذۡكُرُواْ نِعۡمَتِيَ ٱلَّتِيٓ أَنۡعَمۡتُ عَلَيۡكُمۡ وَأَوۡفُواْ بِعَهۡدِيٓ أُوفِ بِعَهۡدِكُمۡ وَإِيَّـٰيَ فَٱرۡهَبُونِ

Ey Israil (Ya´kub) ogulları, size (atalarınıza) ihsanetdigim bunca ni´metlerimi hatırlayın (Peygambere iman hususundaki) tavsiyemi yerine getirin, ben de size karsı olan ahdimi yapayım. Bir de (vefayı terk hususunda) benden korkun
Surah Al-Baqara, Verse 40


وَءَامِنُواْ بِمَآ أَنزَلۡتُ مُصَدِّقٗا لِّمَا مَعَكُمۡ وَلَا تَكُونُوٓاْ أَوَّلَ كَافِرِۭ بِهِۦۖ وَلَا تَشۡتَرُواْ بِـَٔايَٰتِي ثَمَنٗا قَلِيلٗا وَإِيَّـٰيَ فَٱتَّقُونِ

Nezdinizdekini (Tevratı) tasdik edici (ve dogrultucu) olarak indirdigim (Kur´an) a iman edin, onu inkaredenlerin ilki siz olmayın, ayetlerimi az bir baha ile (bayagı bir menfaat mukaabilinde) degismeyin. Ancak benden korkun
Surah Al-Baqara, Verse 41


وَلَا تَلۡبِسُواْ ٱلۡحَقَّ بِٱلۡبَٰطِلِ وَتَكۡتُمُواْ ٱلۡحَقَّ وَأَنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

Kendiniz bilib dururken Hakkı baatıla karıstırıb da gercegi gizlemeyin
Surah Al-Baqara, Verse 42


وَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُواْ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱرۡكَعُواْ مَعَ ٱلرَّـٰكِعِينَ

Dosdogru namaz kılın, zekat verin, ruku´ eden (mumin) lerle birlikde ruku´ edin (cemaate devam edin)
Surah Al-Baqara, Verse 43


۞أَتَأۡمُرُونَ ٱلنَّاسَ بِٱلۡبِرِّ وَتَنسَوۡنَ أَنفُسَكُمۡ وَأَنتُمۡ تَتۡلُونَ ٱلۡكِتَٰبَۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ

(Ey Yahudi bilginleri) siz, insanlara iyiligi (gercegi ve peygambere iman etmegi) emredersiniz de kendinizi unutur musunuz? Halbuki Kitab (Tevrat) da okursunuz. Haala aklınızı basınıza almayacak mısınız
Surah Al-Baqara, Verse 44


وَٱسۡتَعِينُواْ بِٱلصَّبۡرِ وَٱلصَّلَوٰةِۚ وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلَّا عَلَى ٱلۡخَٰشِعِينَ

Hem sabır (ve sebat) ile, hem namazla (Hakdan) yardım isteyin. (Gerci) bu, elbette buyuk (agır ve cetin bir sey) dir. Ancak (Allaha karsı) yuksek saygı gosterenlere gore oyle degil
Surah Al-Baqara, Verse 45


ٱلَّذِينَ يَظُنُّونَ أَنَّهُم مُّلَٰقُواْ رَبِّهِمۡ وَأَنَّهُمۡ إِلَيۡهِ رَٰجِعُونَ

O (yuksek saygı gostere) nler ki onlar hakıykaten Rablerine kavusucu ve hakıykaten ancak ona donucu olduklarını bilirler (de namazlarını o vech ile kılarlar)
Surah Al-Baqara, Verse 46


يَٰبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱذۡكُرُواْ نِعۡمَتِيَ ٱلَّتِيٓ أَنۡعَمۡتُ عَلَيۡكُمۡ وَأَنِّي فَضَّلۡتُكُمۡ عَلَى ٱلۡعَٰلَمِينَ

Ey Israil ogulları, size ihsan etdigim bunca ni´metimi ve sizi (bir zaman) alemlerin ustune gecirdigimi hatırlayın
Surah Al-Baqara, Verse 47


وَٱتَّقُواْ يَوۡمٗا لَّا تَجۡزِي نَفۡسٌ عَن نَّفۡسٖ شَيۡـٔٗا وَلَا يُقۡبَلُ مِنۡهَا شَفَٰعَةٞ وَلَا يُؤۡخَذُ مِنۡهَا عَدۡلٞ وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ

Ve oyle bir gunden korkun ki (o gunde) hicbir kimse, hicbir kimse namına bir sey odeyemez. Ondan her hangi bir sefaat kabul olunmaz. Ondan bir fidye (bedel) alınmaz, onlara (Allahın azabından kurtulmak hususunda) yardım da edilmez
Surah Al-Baqara, Verse 48


وَإِذۡ نَجَّيۡنَٰكُم مِّنۡ ءَالِ فِرۡعَوۡنَ يَسُومُونَكُمۡ سُوٓءَ ٱلۡعَذَابِ يُذَبِّحُونَ أَبۡنَآءَكُمۡ وَيَسۡتَحۡيُونَ نِسَآءَكُمۡۚ وَفِي ذَٰلِكُم بَلَآءٞ مِّن رَّبِّكُمۡ عَظِيمٞ

Yine hatırlayın o zamanı ki (yeni dogan) ogullarınızı bogazlayıp kızlarınızı sag bırakmak (yahud kadınlarınıza utanılacak durlu fenalıklar yapmak) suretiyle size (atalarınıza) iskencenin en kotusunu yuklemekde devameden Fir´avun haanedanından sizi kurtarmısdık. Bunda (bu azabda ve kurtarmada) Rabbinizden (gelen) buyuk bir imtihan vardı sizin icin
Surah Al-Baqara, Verse 49


وَإِذۡ فَرَقۡنَا بِكُمُ ٱلۡبَحۡرَ فَأَنجَيۡنَٰكُمۡ وَأَغۡرَقۡنَآ ءَالَ فِرۡعَوۡنَ وَأَنتُمۡ تَنظُرُونَ

Hem hatırlayın o demleri ki sizin sebebinize denizi yarıb da hepinizi kurtarmıs, Fir´avun haanedanını ise, kendiniz de gozlerinizle bakıb dururken, (suda) bogmusduk
Surah Al-Baqara, Verse 50


وَإِذۡ وَٰعَدۡنَا مُوسَىٰٓ أَرۡبَعِينَ لَيۡلَةٗ ثُمَّ ٱتَّخَذۡتُمُ ٱلۡعِجۡلَ مِنۢ بَعۡدِهِۦ وَأَنتُمۡ ظَٰلِمُونَ

Hani Musa ile kırk gece («Tur» da kalmak ve ondan sonra kendisine Tevrat verilmek uzere) vaidlesmisdik. Yine siz onun arkasından (nefsinizin) zaalimler (i) olarak («Samiri» nin tanrı diye gosterdigi) buzagıya tutunmus (onu tanrı edinmis) diniz
Surah Al-Baqara, Verse 51


ثُمَّ عَفَوۡنَا عَنكُم مِّنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ

Bil´ahare sizi bundan sonra da afvetmisdik. Gerekdi ki subedesiniz
Surah Al-Baqara, Verse 52


وَإِذۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡفُرۡقَانَ لَعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ

Hani Musaya, (sapıklıkdan ayrılıb) dogru yola gelesiniz diye, («Tur» da) o kitabı (Tevratı) ve Furkaanı (Hak ile batılı ayırd eden hukumleri) vermisdik
Surah Al-Baqara, Verse 53


وَإِذۡ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوۡمِهِۦ يَٰقَوۡمِ إِنَّكُمۡ ظَلَمۡتُمۡ أَنفُسَكُم بِٱتِّخَاذِكُمُ ٱلۡعِجۡلَ فَتُوبُوٓاْ إِلَىٰ بَارِئِكُمۡ فَٱقۡتُلُوٓاْ أَنفُسَكُمۡ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ عِندَ بَارِئِكُمۡ فَتَابَ عَلَيۡكُمۡۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Ve hani Musa, kavmine: «Ey kavmim, siz buzagıya tutunmakla (onu tanrı edinmekle) subhesiz kendinize yazık etmissiniz. Hemen Yaradanınıza tevbe edip nefislerinizi oldurun (ıslah edin), boyle yapmanız Yaradanınız katında, sizin icin cok hayırlıdır» demisdi de (Allah da) tevbelerinizi kabul etmisdi. Cunku o, tevbeleri en cok kabul edenin, en cok esirgeyenin, ta kendisidir
Surah Al-Baqara, Verse 54


وَإِذۡ قُلۡتُمۡ يَٰمُوسَىٰ لَن نُّؤۡمِنَ لَكَ حَتَّىٰ نَرَى ٱللَّهَ جَهۡرَةٗ فَأَخَذَتۡكُمُ ٱلصَّـٰعِقَةُ وَأَنتُمۡ تَنظُرُونَ

Bir de hatırlayın o zamanı ki siz (Musa ile birlikde Allaha karsı ozur dilemek, onun emirlerini dinlemek uzere cıkdıgınız vakit) «Ey Musa, biz Allahı apasikar gorunceye kadar sana kat´iyyen iman etmeyiz» demisdiniz de gozunuz bakıb dururken sizi o yıldırım (sayha) carpmısdı
Surah Al-Baqara, Verse 55


ثُمَّ بَعَثۡنَٰكُم مِّنۢ بَعۡدِ مَوۡتِكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ

Sonra olumunuzun arkasından sizi yine diriltmisdik. Gerekdi ki sukredesiniz
Surah Al-Baqara, Verse 56


وَظَلَّلۡنَا عَلَيۡكُمُ ٱلۡغَمَامَ وَأَنزَلۡنَا عَلَيۡكُمُ ٱلۡمَنَّ وَٱلسَّلۡوَىٰۖ كُلُواْ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقۡنَٰكُمۡۚ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ

Ve («Tih» de gunesin sıcaklıgından korunmanız icin) ustunuze (ince bir) bulutu golge yapmıs, size (orada) kudret helvasiyle yelve kusunu indirmis, «Size rızk olarak verdigimiz seylerin iyilerinden, guzellerinden (en temiz ve halal olanlarından) yeyin» (onları gizlice saklayıb ve biriktirib de nankorluk ve tama´karlık etmeyin demisdik). Onlar (o nankorlukleriyle) bize zulmetmemisler, fakat kendi kendilerine zulmetmislerdi
Surah Al-Baqara, Verse 57


وَإِذۡ قُلۡنَا ٱدۡخُلُواْ هَٰذِهِ ٱلۡقَرۡيَةَ فَكُلُواْ مِنۡهَا حَيۡثُ شِئۡتُمۡ رَغَدٗا وَٱدۡخُلُواْ ٱلۡبَابَ سُجَّدٗا وَقُولُواْ حِطَّةٞ نَّغۡفِرۡ لَكُمۡ خَطَٰيَٰكُمۡۚ وَسَنَزِيدُ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Hani: («Tih» den cıkdıkdan sonra) su kasabaya girib dilediginiz yerde istediginizi bol bol yeyin, kapısından secde ederek (egilerek, saygı gostererek) girin ve (dilegimiz) hıtta (dır, gunahlarımızın dokulup dusmesidir) deyin, (tevbe edin de o sayede) kusurlarınızı ortelim, iyilik (ve itaat) edenler (in ecrin) i ise daha artıracagız» demisdik
Surah Al-Baqara, Verse 58


فَبَدَّلَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ قَوۡلًا غَيۡرَ ٱلَّذِي قِيلَ لَهُمۡ فَأَنزَلۡنَا عَلَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ رِجۡزٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ بِمَا كَانُواْ يَفۡسُقُونَ

(Evet, oyle demisdik de iclerinden nefislerine) zulmedenler sozu kendilerine soylenenden baskasına cevirmislerdi, biz de o zaalimlerin ustune gokden etdikleri fıskın karsılıgı olmak uzere murdar bir azab indirmisdik
Surah Al-Baqara, Verse 59


۞وَإِذِ ٱسۡتَسۡقَىٰ مُوسَىٰ لِقَوۡمِهِۦ فَقُلۡنَا ٱضۡرِب بِّعَصَاكَ ٱلۡحَجَرَۖ فَٱنفَجَرَتۡ مِنۡهُ ٱثۡنَتَا عَشۡرَةَ عَيۡنٗاۖ قَدۡ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٖ مَّشۡرَبَهُمۡۖ كُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ مِن رِّزۡقِ ٱللَّهِ وَلَا تَعۡثَوۡاْ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُفۡسِدِينَ

Bir de hani Musa, («Tih» de susayan) kavmi icin su arayınca: «Asaanı tasa vur demisdik de ondan (on iki sıbt adedince) on iki pınar kaynamıs ve her sınıf, su alacagı yeri ogrenmisdi. (Demisdik ki) «Allanın rızkından yeyin, icin. (Fakat) yer yuzunde fesadcılar olarak taskınlık yapmayın»
Surah Al-Baqara, Verse 60


وَإِذۡ قُلۡتُمۡ يَٰمُوسَىٰ لَن نَّصۡبِرَ عَلَىٰ طَعَامٖ وَٰحِدٖ فَٱدۡعُ لَنَا رَبَّكَ يُخۡرِجۡ لَنَا مِمَّا تُنۢبِتُ ٱلۡأَرۡضُ مِنۢ بَقۡلِهَا وَقِثَّآئِهَا وَفُومِهَا وَعَدَسِهَا وَبَصَلِهَاۖ قَالَ أَتَسۡتَبۡدِلُونَ ٱلَّذِي هُوَ أَدۡنَىٰ بِٱلَّذِي هُوَ خَيۡرٌۚ ٱهۡبِطُواْ مِصۡرٗا فَإِنَّ لَكُم مَّا سَأَلۡتُمۡۗ وَضُرِبَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلذِّلَّةُ وَٱلۡمَسۡكَنَةُ وَبَآءُو بِغَضَبٖ مِّنَ ٱللَّهِۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ كَانُواْ يَكۡفُرُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَيَقۡتُلُونَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ بِغَيۡرِ ٱلۡحَقِّۚ ذَٰلِكَ بِمَا عَصَواْ وَّكَانُواْ يَعۡتَدُونَ

Hani siz : «Ey Musa, bir cesid yemege (kudret helvasiyle bıldırcın etine), mumkin degil, dayanamayız. O halde bizim icin Rabbine dua et de yerin bitirdigi seylerden, sebze, acur, sarımsak, mercimek ve sogan cıkarsın» demisdiniz. (Musa da): «O hayırlı olanı su daha asagı olanla degisdirmek mi istiyorsunuz? (oyle ise) bir sehre inin, cunku (orada) size istediginiz (sebzeler) var» demisdi. Onların uzerine horluk ve yoksulluk vuruldu. Allahdan bir gazaba da ugradılar. Bu, onların Allahın ayetlerini inkar etdiklerinden, Peygamberlerini haksız yere oldurduklerindendi. Bu, isyan eylediklerinden ve (meaaside) asırı gitdiklerindendi
Surah Al-Baqara, Verse 61


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَٱلَّذِينَ هَادُواْ وَٱلنَّصَٰرَىٰ وَٱلصَّـٰبِـِٔينَ مَنۡ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَلَهُمۡ أَجۡرُهُمۡ عِندَ رَبِّهِمۡ وَلَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ

Subhe yok ki (senden evvel peygamberlere) iman edenler (olsun, Musa dinini kabul eden) Yahudiler (olsun), Nasrani (Hiristiyan) ve Sabiiler (olsun) kim (peygamberin seriatine gore) Allaha ve ahiret gunune inanır, bununla beraber (o seriatin emri vech ile) saalih (iyi) amel (ve hareket) de bulunursa elbette onların Rableri katında ecirleri (mukafatları) vardır. Hem onlara bir korku da yokdur, onlar mahzun da olacak degillerdir
Surah Al-Baqara, Verse 62


وَإِذۡ أَخَذۡنَا مِيثَٰقَكُمۡ وَرَفَعۡنَا فَوۡقَكُمُ ٱلطُّورَ خُذُواْ مَآ ءَاتَيۡنَٰكُم بِقُوَّةٖ وَٱذۡكُرُواْ مَا فِيهِ لَعَلَّكُمۡ تَتَّقُونَ

Hani sizden (Tevrat ile amil olacagınıza dair) sapasaglam soz almısdık, «Tur» u da (tepenize iniverecek bir durumda) ustunuze kaldırmısdık, (ve demisdik ki:) «Size verdigimiz (Kitab) ı (n hukumlerini) kuvvetle tutun, onda onlar (la amel etmek luzumun) u hatırlayın. Ta ki (cehennemden, gunahlardan) sakınmıs olasınız»
Surah Al-Baqara, Verse 63


ثُمَّ تَوَلَّيۡتُم مِّنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَۖ فَلَوۡلَا فَضۡلُ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ وَرَحۡمَتُهُۥ لَكُنتُم مِّنَ ٱلۡخَٰسِرِينَ

Sonra onun (Tevratı kabul edisinizin) arkasından yine yuz cevirmisdiniz. Iste eger uzerinizde Allanın fazl-u rahmeti olmasaydı elbette maddi ve ma´nevi en buyuk zarara ugrayanlardan olacakdınız (mahvolacakdınız)
Surah Al-Baqara, Verse 64


وَلَقَدۡ عَلِمۡتُمُ ٱلَّذِينَ ٱعۡتَدَوۡاْ مِنكُمۡ فِي ٱلسَّبۡتِ فَقُلۡنَا لَهُمۡ كُونُواْ قِرَدَةً خَٰسِـِٔينَ

Andolsun, icinizden Cumartesi gunu (ne saygı gostermek) hakkında (ki dini hududu balık avlamak suretiyle) cigneyib gecen («eyle» li) ler (in hallerini, baslarına gelenler) i de her halde bil (ib ogren) missinizdir. Iste biz onlara (Davud lisaniyle) : «Hor ve zelil maymunlar olun» dedik, (uc gun sonra hepsi helak oldu)
Surah Al-Baqara, Verse 65


فَجَعَلۡنَٰهَا نَكَٰلٗا لِّمَا بَيۡنَ يَدَيۡهَا وَمَا خَلۡفَهَا وَمَوۡعِظَةٗ لِّلۡمُتَّقِينَ

Binaen´aleyh onu hem onundekilere (o zaman hazır olanlara), hem ardındakilere (sonradan geleceklere) ibret verici ceza ve (mu´minlerden) takvaaye erenler de bir ogud yaptık
Surah Al-Baqara, Verse 66


وَإِذۡ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوۡمِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ يَأۡمُرُكُمۡ أَن تَذۡبَحُواْ بَقَرَةٗۖ قَالُوٓاْ أَتَتَّخِذُنَا هُزُوٗاۖ قَالَ أَعُوذُ بِٱللَّهِ أَنۡ أَكُونَ مِنَ ٱلۡجَٰهِلِينَ

Bir zaman da Musa, kavmine: «Allah size her halde bir inek bogazlamanızı emrediyor» demisdi. Onlar: «Bizi eglence mi ediniyorsun?» demisdi. Musa da: «Ben cahillerden olmakdan Allaha sıgınrım» demisdi
Surah Al-Baqara, Verse 67


قَالُواْ ٱدۡعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا هِيَۚ قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٞ لَّا فَارِضٞ وَلَا بِكۡرٌ عَوَانُۢ بَيۡنَ ذَٰلِكَۖ فَٱفۡعَلُواْ مَا تُؤۡمَرُونَ

(Yine) demislerdi ki: «Bizim icin Rabbine dua et de onun (o inegin) ne oldugunu (kac yasında olacagını) bize iyice acıklasın». (Musa da): «Allah diyor ki o, ne cok yaslı, ne de pek gene degil, ikisi ortası bir dine (inek) dir. Artık emrolundugunuz sey´i yapın» demisdi
Surah Al-Baqara, Verse 68


قَالُواْ ٱدۡعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا لَوۡنُهَاۚ قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٞ صَفۡرَآءُ فَاقِعٞ لَّوۡنُهَا تَسُرُّ ٱلنَّـٰظِرِينَ

(Tekrar) soyle soyledilerdi: «Bizim icin Rabbine dua et de onun donu (rengi) nedir, bize tam acıklasın». O da : («Rabbim) diyor ki: o, bakanlara ferahlık verecek sapsarı bir inekdir» demisdi
Surah Al-Baqara, Verse 69


قَالُواْ ٱدۡعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا هِيَ إِنَّ ٱلۡبَقَرَ تَشَٰبَهَ عَلَيۡنَا وَإِنَّآ إِن شَآءَ ٱللَّهُ لَمُهۡتَدُونَ

(Yine) demislerdi: «Bizim icin Rabbine dua et de o nedir? Apacık anlatsın bize. Cunku bizce bir cok inekler birbirine benziyor. Allah dilerse (istenen inegi bulmıya) muvaffak oluruz (yahud hidayete erdirilmis bulunuruz)
Surah Al-Baqara, Verse 70


قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٞ لَّا ذَلُولٞ تُثِيرُ ٱلۡأَرۡضَ وَلَا تَسۡقِي ٱلۡحَرۡثَ مُسَلَّمَةٞ لَّا شِيَةَ فِيهَاۚ قَالُواْ ٱلۡـَٰٔنَ جِئۡتَ بِٱلۡحَقِّۚ فَذَبَحُوهَا وَمَا كَادُواْ يَفۡعَلُونَ

Musa soyle dedi: «Rabbim buyuruyor ki: O, ne boyunduruga kosulub arazi surecek, ne ekin sulayacak bir inek degildir. Salmadır (yahud ayıbdan salimdir). Hicbir alacası da yokdur». Onlar: «Iste simdi hakikati getirdin (vasfını tastamam bildirdin)» dediler. Bunun uzerine o inegi (bulub) bogazladılar ki az kaldı (bunu) yapmayacaklardı
Surah Al-Baqara, Verse 71


وَإِذۡ قَتَلۡتُمۡ نَفۡسٗا فَٱدَّـٰرَ ٰٔتُمۡ فِيهَاۖ وَٱللَّهُ مُخۡرِجٞ مَّا كُنتُمۡ تَكۡتُمُونَ

Hani siz bir kimse oldurmusdunuz de onun (kaatili) hakkında birbirinizle atısmısdınız (her biriniz sucu ustunuzden atmısdınız). Halbuki Allah sizin gizleyecek oldugunuz sey´i acıga vurandı
Surah Al-Baqara, Verse 72


فَقُلۡنَا ٱضۡرِبُوهُ بِبَعۡضِهَاۚ كَذَٰلِكَ يُحۡيِ ٱللَّهُ ٱلۡمَوۡتَىٰ وَيُرِيكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ

Onun icin biz «Ona (oldurulen o adama, kesilen o inegin) bir parcasiyle vurun» demisdik. Iste Allah boylece oluleri diriltir, size ayetlerini (kudretini acıklayan delilleri, alametleri, mu´cizeleri) gosterir. Gerek ki aklınızı basınıza alasınız
Surah Al-Baqara, Verse 73


ثُمَّ قَسَتۡ قُلُوبُكُم مِّنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ فَهِيَ كَٱلۡحِجَارَةِ أَوۡ أَشَدُّ قَسۡوَةٗۚ وَإِنَّ مِنَ ٱلۡحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنۡهُ ٱلۡأَنۡهَٰرُۚ وَإِنَّ مِنۡهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخۡرُجُ مِنۡهُ ٱلۡمَآءُۚ وَإِنَّ مِنۡهَا لَمَا يَهۡبِطُ مِنۡ خَشۡيَةِ ٱللَّهِۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ

Sonra, bunun arkasından yine kalbleriniz katılasdı. Simdi o, tas gibi, yahud daha katı. Cunku tasın oylesi vardır ki ondan ırmaklar kaynar, oylesi vardır ki yarılıb ondan su fıskırır, oylesi de vardır ki Allah korkusiyle yukardan asagı duser (yuksekden asagı yuvarlanır). Allah, ne yaparsanız (hic birinden) gaafil degildir
Surah Al-Baqara, Verse 74


۞أَفَتَطۡمَعُونَ أَن يُؤۡمِنُواْ لَكُمۡ وَقَدۡ كَانَ فَرِيقٞ مِّنۡهُمۡ يَسۡمَعُونَ كَلَٰمَ ٱللَّهِ ثُمَّ يُحَرِّفُونَهُۥ مِنۢ بَعۡدِ مَا عَقَلُوهُ وَهُمۡ يَعۡلَمُونَ

Artık (ey mu´minler) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umar mısınız? Halbuki onlardan (hahamlık eden) bir zumre vardır ki Allanın kelamını (Tevratı) dinlerlerdi de akılları aldıkdan sonra onlar bunu bile bile tahrif (ve tagyir) ederlerdi
Surah Al-Baqara, Verse 75


وَإِذَا لَقُواْ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ قَالُوٓاْ ءَامَنَّا وَإِذَا خَلَا بَعۡضُهُمۡ إِلَىٰ بَعۡضٖ قَالُوٓاْ أَتُحَدِّثُونَهُم بِمَا فَتَحَ ٱللَّهُ عَلَيۡكُمۡ لِيُحَآجُّوكُم بِهِۦ عِندَ رَبِّكُمۡۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ

(Yahudi munafıklar) iman edenlere kavusdukları zaman «Inandık» derler. Birbirine (donub) halvet oldukları vakit ise (aralarındaki ileri gelenler, munafıklık eden arkadaslarına) : «Allahın size acdıgı sey´i (Resulullahın sıfatlarına ve saireye dair Tevratda ogretdiklerini) mu´minler onunla Rabbiniz katında (aleyhinizde) kuvvetli delil getirsinler diye mi onlara soyleyib duruyorsunuz? Buna aklınız ermiyor mu?» derler
Surah Al-Baqara, Verse 76


أَوَلَا يَعۡلَمُونَ أَنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَ

Onlar bilmiyorlar mı ki Allah, ne gizlerlerse, ne acıklarlarsa (hepsini) bilir
Surah Al-Baqara, Verse 77


وَمِنۡهُمۡ أُمِّيُّونَ لَا يَعۡلَمُونَ ٱلۡكِتَٰبَ إِلَّآ أَمَانِيَّ وَإِنۡ هُمۡ إِلَّا يَظُنُّونَ

Onların icinde ummi ler de var ki Kitabı (Tevratı) bilmezler. (Butun bildikleri yalınız reislerinin telkin etdikleri) bir suru kuruntu ve yalandan baskası degil. Onlar baska degil, yalınız zanda (ve cehaletde) kalmıs bulunuyorlar
Surah Al-Baqara, Verse 78


فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ يَكۡتُبُونَ ٱلۡكِتَٰبَ بِأَيۡدِيهِمۡ ثُمَّ يَقُولُونَ هَٰذَا مِنۡ عِندِ ٱللَّهِ لِيَشۡتَرُواْ بِهِۦ ثَمَنٗا قَلِيلٗاۖ فَوَيۡلٞ لَّهُم مِّمَّا كَتَبَتۡ أَيۡدِيهِمۡ وَوَيۡلٞ لَّهُم مِّمَّا يَكۡسِبُونَ

Artık, elleriyle Kitabı (Tevratı yalan yanlıs) yazıb da sonra onu az bir baha ile satabilmek icin «Bu, Allah karındadır» diyegelenlerin vay haaline!.. Vay ellerinin yazdıklarından baslarına geleceklere! Vay su kazanmakda oldukları (risvet, gunah) yuzunden onlara
Surah Al-Baqara, Verse 79


وَقَالُواْ لَن تَمَسَّنَا ٱلنَّارُ إِلَّآ أَيَّامٗا مَّعۡدُودَةٗۚ قُلۡ أَتَّخَذۡتُمۡ عِندَ ٱللَّهِ عَهۡدٗا فَلَن يُخۡلِفَ ٱللَّهُ عَهۡدَهُۥٓۖ أَمۡ تَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

(Peygamber onları Cehennemle korkutdugu zaman da : «Atalarımızın buzagıye tapdıkları) sayılı (ve mahdud) gunlerden (kırk gunden) baska (fazla) bize kat´iyyen Cehennem (azabı) dokunmayacak» dediler. Soyle (Habibim) ki: «Allah katından (bu hususda) bir ahdi mi elde etdiniz? (Ondan boyle bir sozu mu aldınız?) ki Allah ahdinden asla caymaz yoksa Allaha karsı bilmeyeceginiz bir sey´i mi soyluyorsunuz?»
Surah Al-Baqara, Verse 80


بَلَىٰۚ مَن كَسَبَ سَيِّئَةٗ وَأَحَٰطَتۡ بِهِۦ خَطِيٓـَٔتُهُۥ فَأُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Hayır (is oyle degil). Kim bir kotuluk (gunah) kazanır da sucu kendisini cepcevre kusatırsa onlar cehennemin saahibleridirler. Onlar orada, bir daha cıkmamak uzere, kalıcıdırlar
Surah Al-Baqara, Verse 81


وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Iman edib guzel guzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince) : onlar da cennetin arkadaslarıdırlar. Onlar orada muhalleddirler (ebedi kalacaklardır)
Surah Al-Baqara, Verse 82


وَإِذۡ أَخَذۡنَا مِيثَٰقَ بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ لَا تَعۡبُدُونَ إِلَّا ٱللَّهَ وَبِٱلۡوَٰلِدَيۡنِ إِحۡسَانٗا وَذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينِ وَقُولُواْ لِلنَّاسِ حُسۡنٗا وَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُواْ ٱلزَّكَوٰةَ ثُمَّ تَوَلَّيۡتُمۡ إِلَّا قَلِيلٗا مِّنكُمۡ وَأَنتُم مُّعۡرِضُونَ

Hani Israil ogullarından: «Allahdan baskasına ibadet etmeyin, anaya, babaya, hısımlara, yetimlere, yoksullara iyilik yapın, insanlara guzellikle soyleyin, dosdogru namaz kılın, zekat verin» diye (emretmis), te´minatlı soz almısdık. Sonra (bu saglam sozunuze karsı) icinizden birazınız hark olmak uzere arka dondunuz ve siz (de atalarınız gibi) haala yuz cevirmekde berdevamsınız
Surah Al-Baqara, Verse 83


وَإِذۡ أَخَذۡنَا مِيثَٰقَكُمۡ لَا تَسۡفِكُونَ دِمَآءَكُمۡ وَلَا تُخۡرِجُونَ أَنفُسَكُم مِّن دِيَٰرِكُمۡ ثُمَّ أَقۡرَرۡتُمۡ وَأَنتُمۡ تَشۡهَدُونَ

Hani sizden (ey Yahudiler,) : «(Birbirinizin) kanlarını (haksız) yere) akıtmayın, kendinizi kendi yurdlarınızdan cıkarmayın» diye kat´i soz almısdık. Sonra siz de (buna karsı) ikraar vermisdiniz ve haala (bu yolda aleyhinizde) sahidlik edib duruyorsunuz da
Surah Al-Baqara, Verse 84


ثُمَّ أَنتُمۡ هَـٰٓؤُلَآءِ تَقۡتُلُونَ أَنفُسَكُمۡ وَتُخۡرِجُونَ فَرِيقٗا مِّنكُم مِّن دِيَٰرِهِمۡ تَظَٰهَرُونَ عَلَيۡهِم بِٱلۡإِثۡمِ وَٱلۡعُدۡوَٰنِ وَإِن يَأۡتُوكُمۡ أُسَٰرَىٰ تُفَٰدُوهُمۡ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيۡكُمۡ إِخۡرَاجُهُمۡۚ أَفَتُؤۡمِنُونَ بِبَعۡضِ ٱلۡكِتَٰبِ وَتَكۡفُرُونَ بِبَعۡضٖۚ فَمَا جَزَآءُ مَن يَفۡعَلُ ذَٰلِكَ مِنكُمۡ إِلَّا خِزۡيٞ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ وَيَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ يُرَدُّونَ إِلَىٰٓ أَشَدِّ ٱلۡعَذَابِۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ

(Oyle oldukdan) sonra sizler, yine onlarsınız ki (iste) kendilerinizi olduruyor, icinizden bir fırkayı yurdlarından cıkarıyor, aleyhlerinde gunah ile, dusmanlıkla birlesib yardımlasıyorsunuz. Eger size esir olub gelirlerse kendileriyle fidyelesir (esir mubadelesi yapar, Yine onların; yurdlarında kalmasına musaade etmez) siniz. Halbuki onların cıkarılması size haram kılınmısdı. Yoksa siz Kitabın (fidyeye aid) bir kısmına inanıyorsunuz da (Katl-i nefsi, nefyi, kotulukde yardımlasmayı men´ eden) bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Su halde icinizden boyle yapan (lar) ın cezası dunya hayaatında bir rusvaylıkdan (esir ve makhur yasamakdan) baska (bir sey) degildir. Kıyamet gununde de onlar azabın en cetinine itileceklerdir. Allah, ne yaparsanız (hic birinden) gaafil degildir
Surah Al-Baqara, Verse 85


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱشۡتَرَوُاْ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا بِٱلۡأٓخِرَةِۖ فَلَا يُخَفَّفُ عَنۡهُمُ ٱلۡعَذَابُ وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ

Onlar ahirete bedel dunya hayatını satın almıs kimselerdir. Bundan dolayı kendilerinden azab kaldırılıb hafifletilmeyecek, onlara yardım da edilmeyecekdir
Surah Al-Baqara, Verse 86


وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ وَقَفَّيۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِۦ بِٱلرُّسُلِۖ وَءَاتَيۡنَا عِيسَى ٱبۡنَ مَرۡيَمَ ٱلۡبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدۡنَٰهُ بِرُوحِ ٱلۡقُدُسِۗ أَفَكُلَّمَا جَآءَكُمۡ رَسُولُۢ بِمَا لَا تَهۡوَىٰٓ أَنفُسُكُمُ ٱسۡتَكۡبَرۡتُمۡ فَفَرِيقٗا كَذَّبۡتُمۡ وَفَرِيقٗا تَقۡتُلُونَ

Andolsun, Musaya o Kitabı verdik, ondan (Musadan) sonra da birbiri ardınca (ayni seriatle memur) peygamberler gonderdik. Meryemin oglu Isaye de beyyineler (gaayet acık burhanlar, mu´cizeler) verdik ve onu Ruuh-ul kuds ile destekledik. Demek, size ne vakit bir peygamber gonullerinizin hoslanmadıgı bir sey´i getirirse kibirlenmek isteyeceksiniz de kiminiz yalanlayacak, kiminiz de oldureceksiniz, oyle mi
Surah Al-Baqara, Verse 87


وَقَالُواْ قُلُوبُنَا غُلۡفُۢۚ بَل لَّعَنَهُمُ ٱللَّهُ بِكُفۡرِهِمۡ فَقَلِيلٗا مَّا يُؤۡمِنُونَ

(Yahudiler, Peygamberle istihza yolunda) dediler: «Kalblerimiz perdelidir (kaserlenmisdir. Bize ne soylersen karetmez)». Oyle degil. Allah onları kufurleri yuzunden rahmetinden kogmusdur. Onun icin ancak birazı iman edeceklerdir
Surah Al-Baqara, Verse 88


وَلَمَّا جَآءَهُمۡ كِتَٰبٞ مِّنۡ عِندِ ٱللَّهِ مُصَدِّقٞ لِّمَا مَعَهُمۡ وَكَانُواْ مِن قَبۡلُ يَسۡتَفۡتِحُونَ عَلَى ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فَلَمَّا جَآءَهُم مَّا عَرَفُواْ كَفَرُواْ بِهِۦۚ فَلَعۡنَةُ ٱللَّهِ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ

Vaktaki onlara Allah katından nezdlerinde bulunan (Tevrat) ı tasdıyk edici (ve dogrultucu) bir Kitab (Kur´an) geldi, ki daha evvel kufredenlerin (Arab musriklerinin) aleyhine (Allahdan boyle bir) feth istiyorlardı, iste (Tevratın sehadet ve saraahatiyle) tanıdıkları o sey (Kur´an) kendilerine gelince ona (hasedlerinden ve mevki´ hırsından dolayı) kufretdiler. Artık Allahın la´neti o kafirlerin tepesine
Surah Al-Baqara, Verse 89


بِئۡسَمَا ٱشۡتَرَوۡاْ بِهِۦٓ أَنفُسَهُمۡ أَن يَكۡفُرُواْ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بَغۡيًا أَن يُنَزِّلَ ٱللَّهُ مِن فَضۡلِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦۖ فَبَآءُو بِغَضَبٍ عَلَىٰ غَضَبٖۚ وَلِلۡكَٰفِرِينَ عَذَابٞ مُّهِينٞ

Onlar Allahın, kullarından kimi dilerse ona fazi (u kerem) inden (vahyi, peygamberligi) indirmesini (oteden beri) gunuledikleri (hased etdikleri) icin Allahın (bu kerre) indirdigi sey´i (Kur´an)ı da inkar etmek (suretiy) le nefslerini ne kotu sey´e degisib satdılar da gazab ustune gazaba donduler. O kafirler icin (kendilerini) hor ve hakir edici bir azab vardır
Surah Al-Baqara, Verse 90


وَإِذَا قِيلَ لَهُمۡ ءَامِنُواْ بِمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُواْ نُؤۡمِنُ بِمَآ أُنزِلَ عَلَيۡنَا وَيَكۡفُرُونَ بِمَا وَرَآءَهُۥ وَهُوَ ٱلۡحَقُّ مُصَدِّقٗا لِّمَا مَعَهُمۡۗ قُلۡ فَلِمَ تَقۡتُلُونَ أَنۢبِيَآءَ ٱللَّهِ مِن قَبۡلُ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ

Bir de onlara (Yahudilere) : «Allahın indirdigi sey´e (Kur´ana) iman edin» denildigi zaman: «Biz, bize indirilen (Tevrat) a inanırız» der bir de ondan baskasına kufrederler. Halbuki o (gonderilen kitab) nezdlerindeki (Tevrat) ı dogrultan (bir) gercekdir. De ki: (Habibim) : «Oyle ise mu´minler idiniz de (Tevrata inanıyordunuz da) daha evvel Allahın peygamberlerini neye olduruyordunuz
Surah Al-Baqara, Verse 91


۞وَلَقَدۡ جَآءَكُم مُّوسَىٰ بِٱلۡبَيِّنَٰتِ ثُمَّ ٱتَّخَذۡتُمُ ٱلۡعِجۡلَ مِنۢ بَعۡدِهِۦ وَأَنتُمۡ ظَٰلِمُونَ

Andolsun, Musa size en acık delilleri getirdi. Sonra siz onun ardından (gıyaabında) o buzagıye tutundunuz (onu tanrı edindiniz). Siz (oyle) zaalimlersiniz
Surah Al-Baqara, Verse 92


وَإِذۡ أَخَذۡنَا مِيثَٰقَكُمۡ وَرَفَعۡنَا فَوۡقَكُمُ ٱلطُّورَ خُذُواْ مَآ ءَاتَيۡنَٰكُم بِقُوَّةٖ وَٱسۡمَعُواْۖ قَالُواْ سَمِعۡنَا وَعَصَيۡنَا وَأُشۡرِبُواْ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلۡعِجۡلَ بِكُفۡرِهِمۡۚ قُلۡ بِئۡسَمَا يَأۡمُرُكُم بِهِۦٓ إِيمَٰنُكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ

Bir vakit «Size verdigimiz (Tevrat) ı kuvvetle tutun (ona sımsıkı yapısın, soz) dinleyin» (diye) «Tur» u tepenizin ustune kaldırıb sizden te´minatlı va´d almısdık. «(Kulagımızla) dinledik, (kalbimizle) isyan etdik» demislerdi. (Cunku) kufurleri yuzunden ozlerine buzagı (bir su gibi) icirilmis (iyice islemis) di. De ki: «Eger mu´min (kimse) ler iseniz inancınız size ne kotu sey emrediyor.»
Surah Al-Baqara, Verse 93


قُلۡ إِن كَانَتۡ لَكُمُ ٱلدَّارُ ٱلۡأٓخِرَةُ عِندَ ٱللَّهِ خَالِصَةٗ مِّن دُونِ ٱلنَّاسِ فَتَمَنَّوُاْ ٱلۡمَوۡتَ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ

(Habibim) soyle : «Allah yanında ahiret yurdu (cennet, diger) insanların degil de yalınız sizinse (ve bu da´vanızda) dogruculardan iseniz haydi olumu temenni edin. (Bunu canınıza minnet bilin)»
Surah Al-Baqara, Verse 94


وَلَن يَتَمَنَّوۡهُ أَبَدَۢا بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيهِمۡۚ وَٱللَّهُ عَلِيمُۢ بِٱلظَّـٰلِمِينَ

(Fakat) onlar onceden elleriyle islediklerinden (kotu amellerinden, Tevratı tahrif etdiklerinden) oturu onu (olumu) hicbir zaman arzuu edemezler. Allah o zaalimleri hakkıyle bilendir
Surah Al-Baqara, Verse 95


وَلَتَجِدَنَّهُمۡ أَحۡرَصَ ٱلنَّاسِ عَلَىٰ حَيَوٰةٖ وَمِنَ ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْۚ يَوَدُّ أَحَدُهُمۡ لَوۡ يُعَمَّرُ أَلۡفَ سَنَةٖ وَمَا هُوَ بِمُزَحۡزِحِهِۦ مِنَ ٱلۡعَذَابِ أَن يُعَمَّرَۗ وَٱللَّهُ بَصِيرُۢ بِمَا يَعۡمَلُونَ

Andolsun, sen onları (Yahudileri) insanlardan, (hatta) musrik olanlardan ziyade hayaata duskun bulacaksın. Onlardan her biri arzuu eder ki (kendisine) bin yıl omur verilsin. Halbuki onun cok yasatılması kendisini azabdan uzaklasdırıcı degildir. Allah, onlar ne islerlerse, hakkıyle gorucudur
Surah Al-Baqara, Verse 96


قُلۡ مَن كَانَ عَدُوّٗا لِّـجِبۡرِيلَ فَإِنَّهُۥ نَزَّلَهُۥ عَلَىٰ قَلۡبِكَ بِإِذۡنِ ٱللَّهِ مُصَدِّقٗا لِّمَا بَيۡنَ يَدَيۡهِ وَهُدٗى وَبُشۡرَىٰ لِلۡمُؤۡمِنِينَ

(Habibim) de ki: «Kim Cebraile dusman olursa» (kahrından gebersin!). Cunku kendinden evvelki (Kitab) ları tasdik edici (ve dogrultucu) ve mu´minler icin ayn-ı hidayet ve mujde olan (Kuran) ı Allahın izni ile senin kalbinin ustune o indirmisdir
Surah Al-Baqara, Verse 97


مَن كَانَ عَدُوّٗا لِّلَّهِ وَمَلَـٰٓئِكَتِهِۦ وَرُسُلِهِۦ وَجِبۡرِيلَ وَمِيكَىٰلَ فَإِنَّ ٱللَّهَ عَدُوّٞ لِّلۡكَٰفِرِينَ

Kim Allaha, meleklerine, peygamberlerine, Cebraile, Mikaile dusman olursa subhesiz Allah da o (gibi) kafirlerin dusmanıdır
Surah Al-Baqara, Verse 98


وَلَقَدۡ أَنزَلۡنَآ إِلَيۡكَ ءَايَٰتِۭ بَيِّنَٰتٖۖ وَمَا يَكۡفُرُ بِهَآ إِلَّا ٱلۡفَٰسِقُونَ

Andolsun, biz sana apacık ayetler indirdik. Onları faasıklardan baskası inkar etmez
Surah Al-Baqara, Verse 99


أَوَكُلَّمَا عَٰهَدُواْ عَهۡدٗا نَّبَذَهُۥ فَرِيقٞ مِّنۡهُمۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ

Onlar ne zaman bir ahid ile baglandılarsa iclerinden bir guruh onu bozub atıvermedi mi? Hayır, (bir guruh degil), onların cogu (ahid tanımazlar), iman etmezler
Surah Al-Baqara, Verse 100


وَلَمَّا جَآءَهُمۡ رَسُولٞ مِّنۡ عِندِ ٱللَّهِ مُصَدِّقٞ لِّمَا مَعَهُمۡ نَبَذَ فَرِيقٞ مِّنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ كِتَٰبَ ٱللَّهِ وَرَآءَ ظُهُورِهِمۡ كَأَنَّهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ

Onlara ne zaman Allah katından nezdlerindeki (Kitabı) tasdik edici (ve dogrultucu) bir peygamber geldiyse kendilerine Kitab verilen (o kimse) lerden bir guruh sanki onlar (hakıykati) bilmiyorlarmıs gibi Allahın Kitabını sırtlarının arkasına atmıs (ondan yuz cevirmisidir)
Surah Al-Baqara, Verse 101


وَٱتَّبَعُواْ مَا تَتۡلُواْ ٱلشَّيَٰطِينُ عَلَىٰ مُلۡكِ سُلَيۡمَٰنَۖ وَمَا كَفَرَ سُلَيۡمَٰنُ وَلَٰكِنَّ ٱلشَّيَٰطِينَ كَفَرُواْ يُعَلِّمُونَ ٱلنَّاسَ ٱلسِّحۡرَ وَمَآ أُنزِلَ عَلَى ٱلۡمَلَكَيۡنِ بِبَابِلَ هَٰرُوتَ وَمَٰرُوتَۚ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنۡ أَحَدٍ حَتَّىٰ يَقُولَآ إِنَّمَا نَحۡنُ فِتۡنَةٞ فَلَا تَكۡفُرۡۖ فَيَتَعَلَّمُونَ مِنۡهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِهِۦ بَيۡنَ ٱلۡمَرۡءِ وَزَوۡجِهِۦۚ وَمَا هُم بِضَآرِّينَ بِهِۦ مِنۡ أَحَدٍ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۚ وَيَتَعَلَّمُونَ مَا يَضُرُّهُمۡ وَلَا يَنفَعُهُمۡۚ وَلَقَدۡ عَلِمُواْ لَمَنِ ٱشۡتَرَىٰهُ مَا لَهُۥ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ مِنۡ خَلَٰقٖۚ وَلَبِئۡسَ مَا شَرَوۡاْ بِهِۦٓ أَنفُسَهُمۡۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ

Seytanların; Suleymanın mulk (-u saltanat ve nubuvvet) i aleyhine uydurub ta´kib etdikleri seylere (yalanlara) uydular. Halbuki Suleyman asla kafir olmadı. Fakat o seytanlar kafirdiler ki insanlara sihri (buyuculugu) ve Babildeki iki melege, Harur ve Maruta indirilen seyleri ogretiyorlardı. Halbuki onlar (o iki melek) : «Biz ancak fitneyiz (imtihan icin gonderilmisizdir). «sakın (sihir, buyu yapıb da) kafir olma» demedikce hic bir kimseye (sihir) ogretmezlerdi. Iste onlardan (o iki melekden) koca ile karısının arasını ayıracak seyler ogrendiler. Halbuki (sihirbazlar) Allahın izni olmadıkca onunla hic bir kimseye zarar verici degillerdir. Onlar ise kendilerini zarara sokacak, onlara faide vermeyecek seyleri ogreniyorlardı. Andolsun, onlar muhakkak biliyorlardı ki onu (sihri) satın alan (ona revac veren) kimsenin ahiretden hic bir nasibi yokdur. Onların kendilerini cidden ne kotu sey mukaabilinde satdıklarını bilmis olsalardı
Surah Al-Baqara, Verse 102


وَلَوۡ أَنَّهُمۡ ءَامَنُواْ وَٱتَّقَوۡاْ لَمَثُوبَةٞ مِّنۡ عِندِ ٱللَّهِ خَيۡرٞۚ لَّوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ

Eger onlar (Yahudiler, Peygambere ve Kurana) iman edib de (sihir yapmak gibi gunahlardan) sakınmıs olsalardı Allah katından (kazanacakları) sevab, (haklarında) elbet daha hayırlı olurdu. Eger bunu bilselerdi
Surah Al-Baqara, Verse 103


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَقُولُواْ رَٰعِنَا وَقُولُواْ ٱنظُرۡنَا وَٱسۡمَعُواْۗ وَلِلۡكَٰفِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٞ

Ey iman edenler, «Raina» demeyin, «Unzurna» deyin (Soze iyi) kulak verin. Kafirler icin cok acıklı bir azab vardır
Surah Al-Baqara, Verse 104


مَّا يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ وَلَا ٱلۡمُشۡرِكِينَ أَن يُنَزَّلَ عَلَيۡكُم مِّنۡ خَيۡرٖ مِّن رَّبِّكُمۡۚ وَٱللَّهُ يَخۡتَصُّ بِرَحۡمَتِهِۦ مَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ ذُو ٱلۡفَضۡلِ ٱلۡعَظِيمِ

Ehl-i Kitabdan olan kafirler de, (Allaha es kosan) musriklerde size Rabbinizden hic bir hayır indirilmesini istemez (ler) Allah ise rahmetiyle kimi dilerse onu mumtaz kılar. Allah en buyuk lutf-u inayet saahibidir
Surah Al-Baqara, Verse 105


۞مَا نَنسَخۡ مِنۡ ءَايَةٍ أَوۡ نُنسِهَا نَأۡتِ بِخَيۡرٖ مِّنۡهَآ أَوۡ مِثۡلِهَآۗ أَلَمۡ تَعۡلَمۡ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ

Biz neshetdigimiz (hukmunu diger bir ayetle degistirdigimiz) veya unutdurdugumuz (geri bırakdırdıgımız) bir ayetin (yerine) ya ondan daha hayırlısını, yahud onun benzerini getiririz. Allanın her sey´e kemaliyle kaadir oldugunu bilmedin mi? (Elbette bildin)
Surah Al-Baqara, Verse 106


أَلَمۡ تَعۡلَمۡ أَنَّ ٱللَّهَ لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۗ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِن وَلِيّٖ وَلَا نَصِيرٍ

Goklerin ve yerin mulk (-u tasarrufu) hakıykaten Allahın oldugunu ve sizin Allahdan baska ne bir yar, ne de hakıyki bir yardımcı bulunmadıgını bilmedin mi
Surah Al-Baqara, Verse 107


أَمۡ تُرِيدُونَ أَن تَسۡـَٔلُواْ رَسُولَكُمۡ كَمَا سُئِلَ مُوسَىٰ مِن قَبۡلُۗ وَمَن يَتَبَدَّلِ ٱلۡكُفۡرَ بِٱلۡإِيمَٰنِ فَقَدۡ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ

Yoksa siz de (ey Yahudiler) evvelce Musaya soruldugu gibi Peygamberinizi sorguya mı cekmek istiyorsunuz? Kim imanı (nı) kufr ile degisirse dumduz yolu sapıtmıs olur
Surah Al-Baqara, Verse 108


وَدَّ كَثِيرٞ مِّنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ لَوۡ يَرُدُّونَكُم مِّنۢ بَعۡدِ إِيمَٰنِكُمۡ كُفَّارًا حَسَدٗا مِّنۡ عِندِ أَنفُسِهِم مِّنۢ بَعۡدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ ٱلۡحَقُّۖ فَٱعۡفُواْ وَٱصۡفَحُواْ حَتَّىٰ يَأۡتِيَ ٱللَّهُ بِأَمۡرِهِۦٓۗ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

Ehl-i Kitabdan bir cogu, Hak kendilerince besbelli oldukdan sonra, ruhlarındaki hasedden oturu sizi imanınızdan sonra kufre dondurmek hevesine dusdu. Allanın emri gelinceye kada simdilik onları bırakın, serzenis de etmeyin. Subhesiz ki Allah her sey´e hakkıyle kaadirdir
Surah Al-Baqara, Verse 109


وَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُواْ ٱلزَّكَوٰةَۚ وَمَا تُقَدِّمُواْ لِأَنفُسِكُم مِّنۡ خَيۡرٖ تَجِدُوهُ عِندَ ٱللَّهِۗ إِنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ

Namazı dosdogru kılın, zekat verin, kendiniz icin onden ne hayır yollarsanız Allah katında onu bulacaksınız. Suphesiz Allah ne yaparsanız kemaliyle gorucu (ve ona gore mukafatını verici) dir
Surah Al-Baqara, Verse 110


وَقَالُواْ لَن يَدۡخُلَ ٱلۡجَنَّةَ إِلَّا مَن كَانَ هُودًا أَوۡ نَصَٰرَىٰۗ تِلۡكَ أَمَانِيُّهُمۡۗ قُلۡ هَاتُواْ بُرۡهَٰنَكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ

(Yahudiler ve Hıristiyanlar) dediler ki: «Yahudi veya Nasrani olanlardan baskası asla cennete girmeyecek.» Bu, onların kuruntularıdır. (Habibim, onlara) soyle: «Eger (bu iddianızda) dogrucu kimseler iseniz burhanınızı getirin.»
Surah Al-Baqara, Verse 111


بَلَىٰۚ مَنۡ أَسۡلَمَ وَجۡهَهُۥ لِلَّهِ وَهُوَ مُحۡسِنٞ فَلَهُۥٓ أَجۡرُهُۥ عِندَ رَبِّهِۦ وَلَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ

Hayır, kim (taat ve amelinde) «ihsan» mertebesine yukselerek yuzunu (kendini) tastamam Allaha teslim ederse iste ona Rabbi katında (amelinin) ecri (olarak cennet) vardır. Onlara hic bir korku yokdur. Onlar mahzun da olmazlar
Surah Al-Baqara, Verse 112


وَقَالَتِ ٱلۡيَهُودُ لَيۡسَتِ ٱلنَّصَٰرَىٰ عَلَىٰ شَيۡءٖ وَقَالَتِ ٱلنَّصَٰرَىٰ لَيۡسَتِ ٱلۡيَهُودُ عَلَىٰ شَيۡءٖ وَهُمۡ يَتۡلُونَ ٱلۡكِتَٰبَۗ كَذَٰلِكَ قَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَ مِثۡلَ قَوۡلِهِمۡۚ فَٱللَّهُ يَحۡكُمُ بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُواْ فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ

Yahudiler: «Hıristiyan (saymıya deger) bir sey´e saahib degil» dedi (ler). Hıristiyanlar da: «Yahudiler (saymıya deger) bir sey´e saahib degil» dedi (ler). Halbuki hepsi de (kendilerine indirilen) Kitabı (sozde) okuyorlar. (Okumak) bilmeyenler de tıbkı onların dediklerini soyledi. Artık Allah ihtilafa dusmekde oldukları bu (davada) kıyamet gunu aralarında hukmunu verecekdir
Surah Al-Baqara, Verse 113


وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّن مَّنَعَ مَسَٰجِدَ ٱللَّهِ أَن يُذۡكَرَ فِيهَا ٱسۡمُهُۥ وَسَعَىٰ فِي خَرَابِهَآۚ أُوْلَـٰٓئِكَ مَا كَانَ لَهُمۡ أَن يَدۡخُلُوهَآ إِلَّا خَآئِفِينَۚ لَهُمۡ فِي ٱلدُّنۡيَا خِزۡيٞ وَلَهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٞ

Allahın mescidlerinde (secde edilen ibadet yerlerinde) onun adının anılmasını men´edenlerden, onların harab olmasına kosandan daha zaalim kimdir? Onların (hakkı) oralara korkak korkak girmekden baskası degildir. Dunyada rusvaylık onlarındır. Ahiretde en buyuk azab da yine onların
Surah Al-Baqara, Verse 114


وَلِلَّهِ ٱلۡمَشۡرِقُ وَٱلۡمَغۡرِبُۚ فَأَيۡنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجۡهُ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ وَٰسِعٌ عَلِيمٞ

Mesrık da Allahındır. Magrıb da. Onun icin nereye (hangi semte) doner, yonelirseniz Allahın yuzu (kıblesi) oradadır. Subhe yok ki Allah vaasi´dir, hakkıyle bilicidir
Surah Al-Baqara, Verse 115


وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ وَلَدٗاۗ سُبۡحَٰنَهُۥۖ بَل لَّهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ كُلّٞ لَّهُۥ قَٰنِتُونَ

Onlar (Yahudiler ve Hıristiyanlar) : «Allah kendine cocuk edindi» dediler. (Haasa!) O, (bu gibi seylerden) pak ve munezzehidir. Bil´akis goklerde ve yerde ne varsa hepsi onun. Hepsi de onun emrine ramdırlar
Surah Al-Baqara, Verse 116


بَدِيعُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ وَإِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ

Goklerin ve yerin Yaratıcısıdır o. O bir sey´e hukmetdi mi ona ancak «o!» der, o da oluverir
Surah Al-Baqara, Verse 117


وَقَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَ لَوۡلَا يُكَلِّمُنَا ٱللَّهُ أَوۡ تَأۡتِينَآ ءَايَةٞۗ كَذَٰلِكَ قَالَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِم مِّثۡلَ قَوۡلِهِمۡۘ تَشَٰبَهَتۡ قُلُوبُهُمۡۗ قَدۡ بَيَّنَّا ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يُوقِنُونَ

(Hakıykati) bilmeyenler (veya bilib de bilmezlenenler): «Ne olur, Allah bizimle (senin hak peygamber olduguna dair yuz yuze bir) soylese, konussa, yahud (bu babda) bize bir ayet (mucize) gelse» dedi (ler). Onlardan evvelkiler de tıpkı onların soyledikleri gibi soylemis (ler) di. Kalbleri birbirine ne kadar da benzemis!. Biz hakıykatleri iyice bilmek isteyenlere ayetlerimizi apacık gostermisizdir
Surah Al-Baqara, Verse 118


إِنَّآ أَرۡسَلۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ بَشِيرٗا وَنَذِيرٗاۖ وَلَا تُسۡـَٔلُ عَنۡ أَصۡحَٰبِ ٱلۡجَحِيمِ

(Habibim) subhe yok ki biz seni (rahmetimizin) kamil bir mujdeci (si) ve (azabımızın) gercek korkutucu (su ve habercisi) olarak o Hak (Kur´an) ile gonderdik. Sen cehennemin arkadaslarından (cehennemlik olanların kufurde ayak diremelerinden) mes´ul olacak degilsin
Surah Al-Baqara, Verse 119


وَلَن تَرۡضَىٰ عَنكَ ٱلۡيَهُودُ وَلَا ٱلنَّصَٰرَىٰ حَتَّىٰ تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمۡۗ قُلۡ إِنَّ هُدَى ٱللَّهِ هُوَ ٱلۡهُدَىٰۗ وَلَئِنِ ٱتَّبَعۡتَ أَهۡوَآءَهُم بَعۡدَ ٱلَّذِي جَآءَكَ مِنَ ٱلۡعِلۡمِ مَا لَكَ مِنَ ٱللَّهِ مِن وَلِيّٖ وَلَا نَصِيرٍ

Ne Yahudiler, ne Hıristiyanlar sen onların dinine uyuncaya kadar asla senden hosnud olmaz (lar). De ki: «Allahın hidayet (yolu olan Islam yok mu? Iste) dogru yolun ta kendisi odur». Eger (vahy ile) sana gelen (bunca) ilimden sonra (bilfarz) onların heva (ve heves) lerine uyacak olursan, andolsun, senin icin Allahdan (baska koruyacak) ne hakıyki, bir dost, ne de hakıyki bir yardımcı yokdur
Surah Al-Baqara, Verse 120


ٱلَّذِينَ ءَاتَيۡنَٰهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ يَتۡلُونَهُۥ حَقَّ تِلَاوَتِهِۦٓ أُوْلَـٰٓئِكَ يُؤۡمِنُونَ بِهِۦۗ وَمَن يَكۡفُرۡ بِهِۦ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ

Kendilerine kitab verdigimiz kimseler onu tilavet hakkını tam gozeterek okurlar. Iste ona iman edenler bunlardır. Kim ona kufrederse onlar da (maddi ve manevi) en buyuk zarara ugrayanların ta kendileridir
Surah Al-Baqara, Verse 121


يَٰبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱذۡكُرُواْ نِعۡمَتِيَ ٱلَّتِيٓ أَنۡعَمۡتُ عَلَيۡكُمۡ وَأَنِّي فَضَّلۡتُكُمۡ عَلَى ٱلۡعَٰلَمِينَ

Ey Israil ogulları, size ihsan etdigim (bunca) ni´metimi ve sizi (bir zaman) alemler uzerine hakıykaten mumtaz kılmıs oldugumu hatırlayın
Surah Al-Baqara, Verse 122


وَٱتَّقُواْ يَوۡمٗا لَّا تَجۡزِي نَفۡسٌ عَن نَّفۡسٖ شَيۡـٔٗا وَلَا يُقۡبَلُ مِنۡهَا عَدۡلٞ وَلَا تَنفَعُهَا شَفَٰعَةٞ وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ

O gunden sakının ki hic bir kimse kimseden yana birsey odeyemez. Kimseden bedel kabul olunmaz. Kimseye de sefaat faide vermez ve onlara (baska her hangi bir) yardım da edilmez
Surah Al-Baqara, Verse 123


۞وَإِذِ ٱبۡتَلَىٰٓ إِبۡرَٰهِـۧمَ رَبُّهُۥ بِكَلِمَٰتٖ فَأَتَمَّهُنَّۖ قَالَ إِنِّي جَاعِلُكَ لِلنَّاسِ إِمَامٗاۖ قَالَ وَمِن ذُرِّيَّتِيۖ قَالَ لَا يَنَالُ عَهۡدِي ٱلظَّـٰلِمِينَ

Ve hatırlayın o zaman ki Rabbi, Ibrahimi bir takım kelimelerle (emirleriyle) imtihan edib de o, bunları tamamen yerine getirince: «Seni insanlara imam (rehber) yapacagım» buyurmus, (Ibrahim). «Zur-riyyetimden de» demis, Allah ise: «Zaalimler ahdime (rahmetime, imametime, taatıma) eremez» demisdi
Surah Al-Baqara, Verse 124


وَإِذۡ جَعَلۡنَا ٱلۡبَيۡتَ مَثَابَةٗ لِّلنَّاسِ وَأَمۡنٗا وَٱتَّخِذُواْ مِن مَّقَامِ إِبۡرَٰهِـۧمَ مُصَلّٗىۖ وَعَهِدۡنَآ إِلَىٰٓ إِبۡرَٰهِـۧمَ وَإِسۡمَٰعِيلَ أَن طَهِّرَا بَيۡتِيَ لِلطَّآئِفِينَ وَٱلۡعَٰكِفِينَ وَٱلرُّكَّعِ ٱلسُّجُودِ

Hani Beyt (-i serifi, Kabey) i insanlar icin bir toplantı yeri ve emin bir mahal yapmısdık (hatırlayın). «Siz de Ibrahimin makamından bir namazgah edinin», Ibrahim ile Ismaile de: «Evimi tavaf edenler, (ibadet kasdıyle orada) kalanlar, ruku ve sucud eyleyenler (namaz kılanlar) icin titizlikle temizleyin» diye kuvvetli emir vermisdik
Surah Al-Baqara, Verse 125


وَإِذۡ قَالَ إِبۡرَٰهِـۧمُ رَبِّ ٱجۡعَلۡ هَٰذَا بَلَدًا ءَامِنٗا وَٱرۡزُقۡ أَهۡلَهُۥ مِنَ ٱلثَّمَرَٰتِ مَنۡ ءَامَنَ مِنۡهُم بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۚ قَالَ وَمَن كَفَرَ فَأُمَتِّعُهُۥ قَلِيلٗا ثُمَّ أَضۡطَرُّهُۥٓ إِلَىٰ عَذَابِ ٱلنَّارِۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمَصِيرُ

Hani Ibrahim: «Ya Rab, burasını emniyyetli bir sehir yap ve ehalisinden Allaha ve ahiret gunune inananları (yemis, hububat gibi) mahsullerle rızıklandır» demisdi. (Allah da:) «Kafir olanı dahi kısa bir zaman icin (yasadıgı muddetce) faidelendirecegim, sonra onu cehennem azabına icbar edecegim. Varacagı yer ne kotudur» buyurmusdu
Surah Al-Baqara, Verse 126


وَإِذۡ يَرۡفَعُ إِبۡرَٰهِـۧمُ ٱلۡقَوَاعِدَ مِنَ ٱلۡبَيۡتِ وَإِسۡمَٰعِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلۡ مِنَّآۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ

Hani Ibrahim o Beytin temellerini (yahud: divarlarını), Ismail ile birlikde, yukseltiyordu (da ikisi de soyle dua etmislerdi:) «Ey Rabbimiz, bizden (su hizmeti) kabul buyur. Subhesiz hakkıyle isiden, kemaliyle bilen sensin Sen»
Surah Al-Baqara, Verse 127


رَبَّنَا وَٱجۡعَلۡنَا مُسۡلِمَيۡنِ لَكَ وَمِن ذُرِّيَّتِنَآ أُمَّةٗ مُّسۡلِمَةٗ لَّكَ وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبۡ عَلَيۡنَآۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

«Ey Rabbimiz, ikimizi de sana teslimiyyetde sabit kıl. Soyumuzdan da (yalınız Sana boyun egen) musluman bir ummet (yetisdir), Bize ibadet edecegimiz yerleri (Hac amellerini) goster (ogret), tevbemizi kabul et. Cunku tevbeleri en cok kabul eden, ve (mu´minleri) hakkıyle esirgeyen Sensin Sen»
Surah Al-Baqara, Verse 128


رَبَّنَا وَٱبۡعَثۡ فِيهِمۡ رَسُولٗا مِّنۡهُمۡ يَتۡلُواْ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَيُزَكِّيهِمۡۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ

«Ey Rabbimiz, onların (muslim olan o soyumuzun) icinden onlara Senin ayetlerini okuyacak, onlara Kitabı (Kur´anı), hikmeti (ondan hukumleri) ogretecek, onları (sirkden) iyice temizleyecek bir peygamber gonder. Subhesiz yegane gaalib, (sun´unda) tam hikmet saahibi Sensin Sen»
Surah Al-Baqara, Verse 129


وَمَن يَرۡغَبُ عَن مِّلَّةِ إِبۡرَٰهِـۧمَ إِلَّا مَن سَفِهَ نَفۡسَهُۥۚ وَلَقَدِ ٱصۡطَفَيۡنَٰهُ فِي ٱلدُّنۡيَاۖ وَإِنَّهُۥ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ لَمِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ

Kendini bilmeyenden baska kim Ibrahimin dininden yuz cevirir? Andolsun ki biz onu dunyada begenip secmisizdir. O, suphe yok ahiretde de muhakkak saalihlerden (yuksek derece erbabından) dır
Surah Al-Baqara, Verse 130


إِذۡ قَالَ لَهُۥ رَبُّهُۥٓ أَسۡلِمۡۖ قَالَ أَسۡلَمۡتُ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ

Rabbi ona: «(Kendini Hakka) teslim et» dedigi zaman o, «Alemlerin Rabbine teslim oldum» demisdi
Surah Al-Baqara, Verse 131


وَوَصَّىٰ بِهَآ إِبۡرَٰهِـۧمُ بَنِيهِ وَيَعۡقُوبُ يَٰبَنِيَّ إِنَّ ٱللَّهَ ٱصۡطَفَىٰ لَكُمُ ٱلدِّينَ فَلَا تَمُوتُنَّ إِلَّا وَأَنتُم مُّسۡلِمُونَ

Ibrahim, bunu (ayni sey´i) ogullarına da tavsiye etdi. (Torunu) Ya´kub da (oyle yapdi:) «Ey ogullarım, Allah sizin icin (Islam) dini (ni) begenib secdi. O halde siz de (baska degil) ancak muslumanlar olarak can verin (dedi)»
Surah Al-Baqara, Verse 132


أَمۡ كُنتُمۡ شُهَدَآءَ إِذۡ حَضَرَ يَعۡقُوبَ ٱلۡمَوۡتُ إِذۡ قَالَ لِبَنِيهِ مَا تَعۡبُدُونَ مِنۢ بَعۡدِيۖ قَالُواْ نَعۡبُدُ إِلَٰهَكَ وَإِلَٰهَ ءَابَآئِكَ إِبۡرَٰهِـۧمَ وَإِسۡمَٰعِيلَ وَإِسۡحَٰقَ إِلَٰهٗا وَٰحِدٗا وَنَحۡنُ لَهُۥ مُسۡلِمُونَ

Yoksa (Ey Yahudiler), olum Yakubun onune geldigi vakit siz de orada haazır mı idiniz? (Hayır) o, ogullarına: «Benden (olumumden) sonra neye ibadet edeceksiniz?» dedigi zaman onlar: «Senin Tanrına ve babaların Ibrahimin, Ismailin, Ishakın birtek Tanrı olan Allahına ibadet edecegiz. Biz, ona teslim olmusuzdur» demislerdi
Surah Al-Baqara, Verse 133


تِلۡكَ أُمَّةٞ قَدۡ خَلَتۡۖ لَهَا مَا كَسَبَتۡ وَلَكُم مَّا كَسَبۡتُمۡۖ وَلَا تُسۡـَٔلُونَ عَمَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Onlar birer ummetdi (gelib) gecdi. (o ummetlerin) kazandıgı kendilerinin, sizin kazandıgınız da (ey Yahudiler) sizin ve siz, onların islemis olduklarından mes´ul olacak degilsiniz
Surah Al-Baqara, Verse 134


وَقَالُواْ كُونُواْ هُودًا أَوۡ نَصَٰرَىٰ تَهۡتَدُواْۗ قُلۡ بَلۡ مِلَّةَ إِبۡرَٰهِـۧمَ حَنِيفٗاۖ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ

(Yahudi ve Hıristiyanlar Muslumanlara:) «Yahudi veya Nasraani olun ki dogru yolu bulasınız» dediler. De ki (Habibim): «Hayır, (biz) muvahhid (Allah´ı bir tanıyarak ve muslim) olarak Ibrahimin dini (n deyiz). O, Allaha es tutanlardan degildi»
Surah Al-Baqara, Verse 135


قُولُوٓاْ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيۡنَا وَمَآ أُنزِلَ إِلَىٰٓ إِبۡرَٰهِـۧمَ وَإِسۡمَٰعِيلَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَ وَٱلۡأَسۡبَاطِ وَمَآ أُوتِيَ مُوسَىٰ وَعِيسَىٰ وَمَآ أُوتِيَ ٱلنَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمۡ لَا نُفَرِّقُ بَيۡنَ أَحَدٖ مِّنۡهُمۡ وَنَحۡنُ لَهُۥ مُسۡلِمُونَ

(Ey mu´minler) deyin ki: «Biz Allaha, bize indirilene (Kur´an-ı Kerime), Ibrahime, Ismaile, Ishaka, Yakuba ve torunlarına (esbaata) indirilenlere, Musaya, Isaye verilenlere ve (butun) peygamberlere Rableri katından verilen (Kitab ve ayetler) e iman etdik. Onlardan hicbirini (kimine inanmak, kimini inkaretmek suretiyle) digerinden ayırd etmeyiz. Biz (Allaha) teslim olmus (muslumanlar) ız»
Surah Al-Baqara, Verse 136


فَإِنۡ ءَامَنُواْ بِمِثۡلِ مَآ ءَامَنتُم بِهِۦ فَقَدِ ٱهۡتَدَواْۖ وَّإِن تَوَلَّوۡاْ فَإِنَّمَا هُمۡ فِي شِقَاقٖۖ فَسَيَكۡفِيكَهُمُ ٱللَّهُۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ

Artık, eger onlar da sizin bu iman etdiginiz gibi iman ederlerse muhakkak dogru yolu bulmuslardır. Sayed yuz cevirirlerse onlar (size karsı) ancak muhaalefetdedirler. (Habibim) o suretde onlara karsı Allah (sana) yeter (Allah seni sıyanet edecekdir). O, hakkıyle isiden hakkıyla bilendir
Surah Al-Baqara, Verse 137


صِبۡغَةَ ٱللَّهِ وَمَنۡ أَحۡسَنُ مِنَ ٱللَّهِ صِبۡغَةٗۖ وَنَحۡنُ لَهُۥ عَٰبِدُونَ

(Biz) Allahın boyasıyle (boyanmısızdır). Allahdan daha guzel boyası olan kim? Biz ona kulluk edenleriz
Surah Al-Baqara, Verse 138


قُلۡ أَتُحَآجُّونَنَا فِي ٱللَّهِ وَهُوَ رَبُّنَا وَرَبُّكُمۡ وَلَنَآ أَعۡمَٰلُنَا وَلَكُمۡ أَعۡمَٰلُكُمۡ وَنَحۡنُ لَهُۥ مُخۡلِصُونَ

De ki (Habibim) : «Siz (Arabdan bir peygamber geldi diye) bizimle Allah hakkında cekisiyor musunuz? Halbuki o bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. (Diledigini O secer) Bizim yapdıklarımız (ın mukafatı) bize, sizin yapdıklarınız (ın mucazatı) size aid. Biz ona butun samimiyyetimizle baglanmısızdır»
Surah Al-Baqara, Verse 139


أَمۡ تَقُولُونَ إِنَّ إِبۡرَٰهِـۧمَ وَإِسۡمَٰعِيلَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَ وَٱلۡأَسۡبَاطَ كَانُواْ هُودًا أَوۡ نَصَٰرَىٰۗ قُلۡ ءَأَنتُمۡ أَعۡلَمُ أَمِ ٱللَّهُۗ وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّن كَتَمَ شَهَٰدَةً عِندَهُۥ مِنَ ٱللَّهِۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ

Yoksa siz: «Gercek, Ibrahim, Ismail, Ishak, Ya´kub ve ogulları Yahudi, yahud Hıristiyanlar mı idi» diyorsunuz? De ki: «(Bunu) siz mi daha iyi bilensiniz, yoksa Allah mı? Nezdinde Allahdan (gelen) bir sahidligi (insanlardan) saklayandan daha zaalim kimdir ki? Allah, sizin yapmakda olduklarınızdan gaafil degil»
Surah Al-Baqara, Verse 140


تِلۡكَ أُمَّةٞ قَدۡ خَلَتۡۖ لَهَا مَا كَسَبَتۡ وَلَكُم مَّا كَسَبۡتُمۡۖ وَلَا تُسۡـَٔلُونَ عَمَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Onlar birer ummetdi, (gelib) gecdi. (O ummetlerin) kazandıgı kendilerinin, sizin kazandıgınız da sizindir ve siz onların islemis olduklarından mes´ul de olacak degilsiniz
Surah Al-Baqara, Verse 141


۞سَيَقُولُ ٱلسُّفَهَآءُ مِنَ ٱلنَّاسِ مَا وَلَّىٰهُمۡ عَن قِبۡلَتِهِمُ ٱلَّتِي كَانُواْ عَلَيۡهَاۚ قُل لِّلَّهِ ٱلۡمَشۡرِقُ وَٱلۡمَغۡرِبُۚ يَهۡدِي مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

Insanlardan (Yahudi ve musriklerden) bir takım beyinsizler: «(Muslumanların namazda kıble edinib) uzerinde durdukları (devam etdikleri eski) Kıblesinden ceviren (sebeb) nedir?» diyecekler. De ki (Habibim): «Dogu da Allahın, batı da. O, kimi dilerse onu dogru yola iletir.»
Surah Al-Baqara, Verse 142


وَكَذَٰلِكَ جَعَلۡنَٰكُمۡ أُمَّةٗ وَسَطٗا لِّتَكُونُواْ شُهَدَآءَ عَلَى ٱلنَّاسِ وَيَكُونَ ٱلرَّسُولُ عَلَيۡكُمۡ شَهِيدٗاۗ وَمَا جَعَلۡنَا ٱلۡقِبۡلَةَ ٱلَّتِي كُنتَ عَلَيۡهَآ إِلَّا لِنَعۡلَمَ مَن يَتَّبِعُ ٱلرَّسُولَ مِمَّن يَنقَلِبُ عَلَىٰ عَقِبَيۡهِۚ وَإِن كَانَتۡ لَكَبِيرَةً إِلَّا عَلَى ٱلَّذِينَ هَدَى ٱللَّهُۗ وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُضِيعَ إِيمَٰنَكُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ بِٱلنَّاسِ لَرَءُوفٞ رَّحِيمٞ

Boylece sizi (Ey Muhammed ummeti) vasat (orta) bir ummet yapmısızdır, insanlara karsı (hakıykatın) sahidler (i) olasınız, bu peygamber de sizin uzerinize tam bir sahidi olsun diye. (Habibim) senin haala ustunde durageldigin (Ka´beyi tekrar) kıble yapmamız; o peygambere (sana) uyanları (senin izince gidenleri) ayagının iki okcesi uzerinde geri doneceklerden (irtidad edeceklerden ve munafıklardan) ayırd etmemiz icindir. Gerci (Kıblenin bu suretle cevrilmesi) elbette buyuk bir (mesele) dir. Ancak bu, Allanın, dogru yola iletdigi kimseler hakkında (asla varid) degil. Allah imanınızı zaayi edecek degildir. Cunku Allah insanları cok esirgeyendir, (onlara) rahmet (ve inayet) ini rayigan edendir
Surah Al-Baqara, Verse 143


قَدۡ نَرَىٰ تَقَلُّبَ وَجۡهِكَ فِي ٱلسَّمَآءِۖ فَلَنُوَلِّيَنَّكَ قِبۡلَةٗ تَرۡضَىٰهَاۚ فَوَلِّ وَجۡهَكَ شَطۡرَ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِۚ وَحَيۡثُ مَا كُنتُمۡ فَوَلُّواْ وُجُوهَكُمۡ شَطۡرَهُۥۗ وَإِنَّ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ لَيَعۡلَمُونَ أَنَّهُ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّهِمۡۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا يَعۡمَلُونَ

Biz, yuzunu (vahye intizaar ve istiyakından) cok kerre goge dogru evirib cevirdigini muhakkak goruyoruz. Simdi seni herhalde hosnud olacagın bir kıbleye donduruyoruz. (Namazda) yuzunu artık Mescid-i haram tarafına (Ka´be semtine) cevir. (Ey Muminler,) siz de nerede bulunursanız (namazda) yuzlerinizi o yana dondurun. Suphe yok ki kendilerine Kitab verilenler bunun Rablerinden gelen bir gercek oldugunu pek iyi bilirler. Allah onların yapacaklarından gaafil degildir
Surah Al-Baqara, Verse 144


وَلَئِنۡ أَتَيۡتَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ بِكُلِّ ءَايَةٖ مَّا تَبِعُواْ قِبۡلَتَكَۚ وَمَآ أَنتَ بِتَابِعٖ قِبۡلَتَهُمۡۚ وَمَا بَعۡضُهُم بِتَابِعٖ قِبۡلَةَ بَعۡضٖۚ وَلَئِنِ ٱتَّبَعۡتَ أَهۡوَآءَهُم مِّنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَكَ مِنَ ٱلۡعِلۡمِ إِنَّكَ إِذٗا لَّمِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Andolsun ki (Habibim) sen, kendilerine Kıble verilenlere (kıble mes´elesine dair) her ayeti (burhanı, mu´cizeyi) getirmis olsan onlar (inadiarmdan) yine senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine tabi´ olucu degilsin. (Hatta) onların kimi kiminin (Yahudiler Hıristiyanların, Hıristiyanlar Yahudilerin) kıblesine uyucu degildir. Andolsun (Habibim) sana gelen bunca ilim (ve vahy) den sonra (bilfarz) onların heva (ve heves) terine uyacak olursan, o takdirde subhesiz ve muhakkak (kendilerine) yazık etmislerden (sayılır) sın
Surah Al-Baqara, Verse 145


ٱلَّذِينَ ءَاتَيۡنَٰهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ يَعۡرِفُونَهُۥ كَمَا يَعۡرِفُونَ أَبۡنَآءَهُمۡۖ وَإِنَّ فَرِيقٗا مِّنۡهُمۡ لَيَكۡتُمُونَ ٱلۡحَقَّ وَهُمۡ يَعۡلَمُونَ

Kendilerine Kitab verdiklerimiz onu (o peygamberi) Oz ogulları gibi tanırlar, oyle iken iclerinden bir guruh, kendileri bilib durdukları halde, yine mutlakaa Hakkı gizlerler
Surah Al-Baqara, Verse 146


ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُمۡتَرِينَ

Hak, Rabbindendir. O halde sakın suphecilerden olma
Surah Al-Baqara, Verse 147


وَلِكُلّٖ وِجۡهَةٌ هُوَ مُوَلِّيهَاۖ فَٱسۡتَبِقُواْ ٱلۡخَيۡرَٰتِۚ أَيۡنَ مَا تَكُونُواْ يَأۡتِ بِكُمُ ٱللَّهُ جَمِيعًاۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

Herkesin (ve her kavm ve milletin) yuzunu kendine dondurucu oldugu bir yoneti vardır, oyle ise siz de (ey mu´minler) hayır islerine kosun, birbirinizle yarıs edin. Nerede bulunursanız (bulunun), Allah hepinizi (bir araya) getirecekdir. Subhesiz ki Allah hersey´e hakkıyle kaadirdir
Surah Al-Baqara, Verse 148


وَمِنۡ حَيۡثُ خَرَجۡتَ فَوَلِّ وَجۡهَكَ شَطۡرَ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِۖ وَإِنَّهُۥ لَلۡحَقُّ مِن رَّبِّكَۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ

Hangi yerden (sefere) cıkarsan (namazda) yuzunu Mescid-i haram tarafına dondur. Bu (emir de) Rabbinden (gelen) mutlak bir Hak dır. Allah, yapacaklarınızdan gaafil degildir
Surah Al-Baqara, Verse 149


وَمِنۡ حَيۡثُ خَرَجۡتَ فَوَلِّ وَجۡهَكَ شَطۡرَ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِۚ وَحَيۡثُ مَا كُنتُمۡ فَوَلُّواْ وُجُوهَكُمۡ شَطۡرَهُۥ لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَيۡكُمۡ حُجَّةٌ إِلَّا ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مِنۡهُمۡ فَلَا تَخۡشَوۡهُمۡ وَٱخۡشَوۡنِي وَلِأُتِمَّ نِعۡمَتِي عَلَيۡكُمۡ وَلَعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ

(Evet habibim) hangi yerden cıkarsan (namazda) yuzunu Mescid-i haraama dogru cevir. (Siz de ey mu´minler) nerede olursanız (olun) yuzlerinizi o yana dondurun. Taki aleyhinizde, insanların, iclerindeki zaalim olanlarından baskasının (tutunabitacegi) bir huccet (bir vesika ve bir i´tiraz mevzuu) kalmasın. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Taki size karsı olan ni´metimi tamamlayayım. (Bu sayede) siz de hidayete kavusmayı umid edebilirsiniz
Surah Al-Baqara, Verse 150


كَمَآ أَرۡسَلۡنَا فِيكُمۡ رَسُولٗا مِّنكُمۡ يَتۡلُواْ عَلَيۡكُمۡ ءَايَٰتِنَا وَيُزَكِّيكُمۡ وَيُعَلِّمُكُمُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَيُعَلِّمُكُم مَّا لَمۡ تَكُونُواْ تَعۡلَمُونَ

Nitekim icinizde kendinizden bir peygamber gonderdik ki o, size ayetlerimizi okuyor, sizi (Allaha es tutmakdan, gunahlardan, maddi ve ma´nevi kotuluklerden kurtarıb) tertemiz yapıyor, size Kitab (Kur´anı) ve hikmeti (icinde bulunan hukumleri) ogretiyor, bilmediginiz seyleri size bildiriyor
Surah Al-Baqara, Verse 151


فَٱذۡكُرُونِيٓ أَذۡكُرۡكُمۡ وَٱشۡكُرُواْ لِي وَلَا تَكۡفُرُونِ

Oyle ise siz beni (taatle, ibadetle) anın, ben de sizi (sevab ile, magfiretle) anayım. Bir de bana sukredin, bana nankorluk etmeyin
Surah Al-Baqara, Verse 152


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱسۡتَعِينُواْ بِٱلصَّبۡرِ وَٱلصَّلَوٰةِۚ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلصَّـٰبِرِينَ

Ey iman edenler, (taate ve belaye) sabr ile, bir de namazla (Hakdan) yardım isteyin. Subhesiz ki Allah (ın yardımı) sabredenlerle beraberdir
Surah Al-Baqara, Verse 153


وَلَا تَقُولُواْ لِمَن يُقۡتَلُ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ أَمۡوَٰتُۢۚ بَلۡ أَحۡيَآءٞ وَلَٰكِن لَّا تَشۡعُرُونَ

Allah yolunda oldurulmus olanlar icin «oluler» demeyin. Bil´akis onlar diridirler. Fakat siz iyice anlamazsınız
Surah Al-Baqara, Verse 154


وَلَنَبۡلُوَنَّكُم بِشَيۡءٖ مِّنَ ٱلۡخَوۡفِ وَٱلۡجُوعِ وَنَقۡصٖ مِّنَ ٱلۡأَمۡوَٰلِ وَٱلۡأَنفُسِ وَٱلثَّمَرَٰتِۗ وَبَشِّرِ ٱلصَّـٰبِرِينَ

Andolsun, sizi biraz korku, (biraz) aclık, (biraz da) mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihan edecegiz. Sabredenlere (lutf-u keremimi) mujdele
Surah Al-Baqara, Verse 155


ٱلَّذِينَ إِذَآ أَصَٰبَتۡهُم مُّصِيبَةٞ قَالُوٓاْ إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّآ إِلَيۡهِ رَٰجِعُونَ

Ki onlar kendilerine bir bela geldigi zaman «Biz (dunyada) Allanın (teslim olmus kulları) yız ve biz (ahiretde de) ancak ona donuculeriz» diyenlerdir
Surah Al-Baqara, Verse 156


أُوْلَـٰٓئِكَ عَلَيۡهِمۡ صَلَوَٰتٞ مِّن رَّبِّهِمۡ وَرَحۡمَةٞۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُهۡتَدُونَ

Onlar (o teslimiyyet ve istircaı gosterenler yok mu?) Rablerinden magfiretler ve rahmet hep onların uzerindedir ve onlar dogru yola erdirilenlerin ta kendileridir
Surah Al-Baqara, Verse 157


۞إِنَّ ٱلصَّفَا وَٱلۡمَرۡوَةَ مِن شَعَآئِرِ ٱللَّهِۖ فَمَنۡ حَجَّ ٱلۡبَيۡتَ أَوِ ٱعۡتَمَرَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡهِ أَن يَطَّوَّفَ بِهِمَاۚ وَمَن تَطَوَّعَ خَيۡرٗا فَإِنَّ ٱللَّهَ شَاكِرٌ عَلِيمٌ

Subhe yok ki «Safaa» ile «Merve» Allahın seairindendir. Iste kim o «Beyt» i (Ka´beyi) hacc veya Umre (kasdı) ile ziyaret ederse bunları guzelce tavaf etmesinde uzerine bir beis yokdur. Kim gonlunden koparak (vacib olmayan amellerden) bir hayır islerse (mukafatını gorur). Cunku Allah taatlerin ecrini veren, (her sey´i de) hakkıyle bilendir
Surah Al-Baqara, Verse 158


إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكۡتُمُونَ مَآ أَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡبَيِّنَٰتِ وَٱلۡهُدَىٰ مِنۢ بَعۡدِ مَا بَيَّنَّـٰهُ لِلنَّاسِ فِي ٱلۡكِتَٰبِ أُوْلَـٰٓئِكَ يَلۡعَنُهُمُ ٱللَّهُ وَيَلۡعَنُهُمُ ٱللَّـٰعِنُونَ

Hakıykat, indirdigimiz o acık acık ayetlerimizi ve dogruyu biz kitabda insanlara onu pek asikar bir suretde bildirdikden sonra gizleyenler (yok mu?) iste onlar (ın haali:) onlara hem Allah la´net eder ve hem la´net etmek sanından olanlar la´net eder
Surah Al-Baqara, Verse 159


إِلَّا ٱلَّذِينَ تَابُواْ وَأَصۡلَحُواْ وَبَيَّنُواْ فَأُوْلَـٰٓئِكَ أَتُوبُ عَلَيۡهِمۡ وَأَنَا ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ

Ancak tevbe (ve rucu) edenler, (hareketlerini) duzeltenler ve (hakıykatı gizlemeyib) iyice acıklayanlar baska. Ben artık onların gunahlarından gecerim. Ben en cok tevbeyi kabul edenim, en cok esirgeyenim
Surah Al-Baqara, Verse 160


إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَمَاتُواْ وَهُمۡ كُفَّارٌ أُوْلَـٰٓئِكَ عَلَيۡهِمۡ لَعۡنَةُ ٱللَّهِ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ وَٱلنَّاسِ أَجۡمَعِينَ

Hakıykat, kufredib de kendileri kafirler olarak olenler (yok mu?) iste onlar: Allanın, meleklerine ve butun insanlarına la´neti onların ustundedir
Surah Al-Baqara, Verse 161


خَٰلِدِينَ فِيهَا لَا يُخَفَّفُ عَنۡهُمُ ٱلۡعَذَابُ وَلَا هُمۡ يُنظَرُونَ

Onun (o la´netin, yahud cehennemin) icinde ebedi kalıcıdırlar onlar. Onlardan azab da hafifletilmez. Kendilerinin yuzlerine de bakılmaz
Surah Al-Baqara, Verse 162


وَإِلَٰهُكُمۡ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۖ لَّآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلرَّحۡمَٰنُ ٱلرَّحِيمُ

Hepinizin Tanrısı (zatinde ve sıfatlarında asla benzeri bulunmayan) bir tek Tanrıdır. Ondan baska hic bir Tanrı yokdur. O, hem Rahmandır, hem rahimdir
Surah Al-Baqara, Verse 163


إِنَّ فِي خَلۡقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَٱخۡتِلَٰفِ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلۡفُلۡكِ ٱلَّتِي تَجۡرِي فِي ٱلۡبَحۡرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٖ فَأَحۡيَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٖ وَتَصۡرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلۡمُسَخَّرِ بَيۡنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ

Subhesiz goklerin ve yerin yaradılısında, gece ile gunduzun birbiri ardınca gelisinde, insanlara yarar seyleri denizde akıt (ıb tasıy) an o gemilerde, Allahın yukarıdan indirib onunla yer yuzunu, olumunden sonra, diriltdigi suda, deprenen her hayvanı orada uretib yaymasında, gokle yer arasında (Hakkın emrine) boyun egmis olan ruzgarları ve bulutları evirib cevirmesinde aklı ile dusunen bir kavm icin nice ayetler (Allahın varlıgına, birligine ve kemal-i kudretine delalet eden bir cok alametler) vardır
Surah Al-Baqara, Verse 164


وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَتَّخِذُ مِن دُونِ ٱللَّهِ أَندَادٗا يُحِبُّونَهُمۡ كَحُبِّ ٱللَّهِۖ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَشَدُّ حُبّٗا لِّلَّهِۗ وَلَوۡ يَرَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓاْ إِذۡ يَرَوۡنَ ٱلۡعَذَابَ أَنَّ ٱلۡقُوَّةَ لِلَّهِ جَمِيعٗا وَأَنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعَذَابِ

Insanlar icinde Allahdan gayrisini (Ona) emsal edinen adamlar da vardır ki onlara Allaha olan sevgi gibi muhabbet beslerler. Iman edenlerin Allaha sevgisi ise (her seyden) saglamdır. (Allaha es tutarak nefislerine) zulmedenler azabı gorecekleri zaman butun kuvvet (ve kudret) in hakıykaten Allahın oldugunu ve Allahın hakıykaten pek cetin azablı bulundugunu (gozleriyle gorur gibi) bilselerdi
Surah Al-Baqara, Verse 165


إِذۡ تَبَرَّأَ ٱلَّذِينَ ٱتُّبِعُواْ مِنَ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُواْ وَرَأَوُاْ ٱلۡعَذَابَ وَتَقَطَّعَتۡ بِهِمُ ٱلۡأَسۡبَابُ

O zaman (gorecekler ki) arkalarından uyulub gidilenler kendilerine uyanlardan hızla uzaklasmısdır. (Hepsi) o azabı gormuslerdir. Aralarındaki ipler (munasebetler) de parcalanıb kopmusdur
Surah Al-Baqara, Verse 166


وَقَالَ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُواْ لَوۡ أَنَّ لَنَا كَرَّةٗ فَنَتَبَرَّأَ مِنۡهُمۡ كَمَا تَبَرَّءُواْ مِنَّاۗ كَذَٰلِكَ يُرِيهِمُ ٱللَّهُ أَعۡمَٰلَهُمۡ حَسَرَٰتٍ عَلَيۡهِمۡۖ وَمَا هُم بِخَٰرِجِينَ مِنَ ٱلنَّارِ

Ve tabi´ olanlar soyle demisdir: «Bizim icin (dunyaye) bir donus olsaydı da (bugun) bizden uzaklasdıkları gibi biz de (o gun) onlardan uzaklassaydık». Boylece Allah onlara butun yapdıklarını hasret (ve nedamet) ler haalinde kendilerine gosterecekdir ve onlar cehennemden akıcılar da degildirler
Surah Al-Baqara, Verse 167


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ كُلُواْ مِمَّا فِي ٱلۡأَرۡضِ حَلَٰلٗا طَيِّبٗا وَلَا تَتَّبِعُواْ خُطُوَٰتِ ٱلشَّيۡطَٰنِۚ إِنَّهُۥ لَكُمۡ عَدُوّٞ مُّبِينٌ

Ey insanlar, yerdeki seylerden, halal ve temiz olmak sartıyle, yeyin. Seytanın adımlarına uymayın. Cunku o, size hakıykaten apacık bir dusmandır
Surah Al-Baqara, Verse 168


إِنَّمَا يَأۡمُرُكُم بِٱلسُّوٓءِ وَٱلۡفَحۡشَآءِ وَأَن تَقُولُواْ عَلَى ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

O, size ancak kotulugu, hayasızlıgı ve Allaha karsı bilmeyeceginiz seyleri soylemenizi emreder
Surah Al-Baqara, Verse 169


وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱتَّبِعُواْ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُواْ بَلۡ نَتَّبِعُ مَآ أَلۡفَيۡنَا عَلَيۡهِ ءَابَآءَنَآۚ أَوَلَوۡ كَانَ ءَابَآؤُهُمۡ لَا يَعۡقِلُونَ شَيۡـٔٗا وَلَا يَهۡتَدُونَ

Onların (musriklere); «Allahın indirdigine uyun» denildigi zaman onlar: «Hayır, biz atalarımızı uzerinde bulundugumuz sey´e uyarız» derler. Ya ataları birsey anlamamıs, dogruyu da bulamamıs idiyseler
Surah Al-Baqara, Verse 170


وَمَثَلُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ كَمَثَلِ ٱلَّذِي يَنۡعِقُ بِمَا لَا يَسۡمَعُ إِلَّا دُعَآءٗ وَنِدَآءٗۚ صُمُّۢ بُكۡمٌ عُمۡيٞ فَهُمۡ لَا يَعۡقِلُونَ

O kufredenlerin haali bagırıb cagırısdan baska bir sey duymayan (anlamayan hayvanlara durmayıb) haykıran (bir coban) ın haaline (ne kadar da) benziyor. (Onlar bir suru) sagırlar, dilsizler ve korlerdir. Onun icin dusunmezler
Surah Al-Baqara, Verse 171


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُلُواْ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقۡنَٰكُمۡ وَٱشۡكُرُواْ لِلَّهِ إِن كُنتُمۡ إِيَّاهُ تَعۡبُدُونَ

Ey iman edenler, size rızk olarak verdigimiz seylerin (maddeten ve manen) en temiz olanlarından yeyin, Allaha sukredin, eger (hakıykaten) ona kulluk ediyorsanız
Surah Al-Baqara, Verse 172


إِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡمَيۡتَةَ وَٱلدَّمَ وَلَحۡمَ ٱلۡخِنزِيرِ وَمَآ أُهِلَّ بِهِۦ لِغَيۡرِ ٱللَّهِۖ فَمَنِ ٱضۡطُرَّ غَيۡرَ بَاغٖ وَلَا عَادٖ فَلَآ إِثۡمَ عَلَيۡهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٌ

O, size oluyu (murdar hayvanı), kanı, domuz etini, bir de Allahdan baskası icin kesileni kat´iyyen haram kıldı. Fakat kim bunlardan yemiye muztar kalırsa (kimseye) saldırmamak ve haddi (olmeyecek mikdarı) gecmemek sartıyle onun uzerine gunah yokdur. Subhesiz ki Allah cok yargılayıcıdır, hakkıyle esirgeyicidir
Surah Al-Baqara, Verse 173


إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكۡتُمُونَ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلۡكِتَٰبِ وَيَشۡتَرُونَ بِهِۦ ثَمَنٗا قَلِيلًا أُوْلَـٰٓئِكَ مَا يَأۡكُلُونَ فِي بُطُونِهِمۡ إِلَّا ٱلنَّارَ وَلَا يُكَلِّمُهُمُ ٱللَّهُ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَلَا يُزَكِّيهِمۡ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Allanın indirdigi Kitabdan (Peygamberin vasıflarına dair) bir sey´i gizleyib de onunla az bir bahayi (hasis, bir menfaati) satın alanlar (yok mu?) Onlar karınlarına atesden baska (bir sey) yemis olamazlar. Kıyaamet gunu Allah onlarla konusmaz, onları temize de cıkarmaz. Onlar icin pek acıklı bir azab vardır
Surah Al-Baqara, Verse 174


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱشۡتَرَوُاْ ٱلضَّلَٰلَةَ بِٱلۡهُدَىٰ وَٱلۡعَذَابَ بِٱلۡمَغۡفِرَةِۚ فَمَآ أَصۡبَرَهُمۡ عَلَى ٱلنَّارِ

Onlar dogru yolu bırakıb sapıklıgı, magfirete bedel azaabı satın almıs kimselerdir. Onlar atese karsı ne de sabırlıdırlar
Surah Al-Baqara, Verse 175


ذَٰلِكَ بِأَنَّ ٱللَّهَ نَزَّلَ ٱلۡكِتَٰبَ بِٱلۡحَقِّۗ وَإِنَّ ٱلَّذِينَ ٱخۡتَلَفُواْ فِي ٱلۡكِتَٰبِ لَفِي شِقَاقِۭ بَعِيدٖ

Bu (azabın) sebebi sudur: Cunku Allah Kitabı subhesiz hak olarak indirmisdir. O kitab (ın inzal, tasdıyk ve sıhhatin) da ihtilafa dusenler elbette (Hakdan) uzak bir ayrılık icindedirler
Surah Al-Baqara, Verse 176


۞لَّيۡسَ ٱلۡبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمۡ قِبَلَ ٱلۡمَشۡرِقِ وَٱلۡمَغۡرِبِ وَلَٰكِنَّ ٱلۡبِرَّ مَنۡ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ وَٱلۡكِتَٰبِ وَٱلنَّبِيِّـۧنَ وَءَاتَى ٱلۡمَالَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ ذَوِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينَ وَٱبۡنَ ٱلسَّبِيلِ وَٱلسَّآئِلِينَ وَفِي ٱلرِّقَابِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلۡمُوفُونَ بِعَهۡدِهِمۡ إِذَا عَٰهَدُواْۖ وَٱلصَّـٰبِرِينَ فِي ٱلۡبَأۡسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ وَحِينَ ٱلۡبَأۡسِۗ أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُواْۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُتَّقُونَ

(Namazda) yuzlerinizi dogu ve batı yonune dondurmeniz; birr (taat bu) degildir. Fakat birr, Allaha, ahiret gunune, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden, malı (nı Allah) sevgisiyle (yahud: mala olan sevgisine ragmen) akrabaye, yetimlere, yoksullara, yol ogluna (Yolda kalmıs musafırlere), dilenenlere ve kole ve esirler (i kurtarmıy) a veren, namazı (nı) dosdogru kılan, zekatı (nı) veren (kimselerin), ahidlesdikleri zaman sozlerini yerine getirenler (in), sıkıntıda ve hastalıkda ve muhaarebenin kızısdıgı zamanlarda sabr-u metanet gosterenler (in birridir). Onlar (yok mu? imanlarında ve birr-u taat iddiasında) saadık olanlar onlardır ve onlar takvaaya erenlerin de ta kendileridir
Surah Al-Baqara, Verse 177


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُتِبَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡقِصَاصُ فِي ٱلۡقَتۡلَىۖ ٱلۡحُرُّ بِٱلۡحُرِّ وَٱلۡعَبۡدُ بِٱلۡعَبۡدِ وَٱلۡأُنثَىٰ بِٱلۡأُنثَىٰۚ فَمَنۡ عُفِيَ لَهُۥ مِنۡ أَخِيهِ شَيۡءٞ فَٱتِّبَاعُۢ بِٱلۡمَعۡرُوفِ وَأَدَآءٌ إِلَيۡهِ بِإِحۡسَٰنٖۗ ذَٰلِكَ تَخۡفِيفٞ مِّن رَّبِّكُمۡ وَرَحۡمَةٞۗ فَمَنِ ٱعۡتَدَىٰ بَعۡدَ ذَٰلِكَ فَلَهُۥ عَذَابٌ أَلِيمٞ

Ey iman edenler, maktuller hakkında size kısas (misilleme) yazıldı (farzedildi). Hur, hur ile, kole, kole ile, disi, disi ile (kısas olunur). Fakat kimin (hangi kaatilin) lehinde maktulun kardesi (velisi) tarafından cuz´i birsey afvolunursa (hemen kısas duser). Artık orfe uymak (ser´in ve aklın iyi gordugunu yapmak, borcu) ona (maktulun velisine) guzellikle odemek (lazımdır). Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve esirgemedir. O halde kim bu (afivden ve edadan) sonra (kaatile veya taraflarına muhaasame ve) tecavuzde bulunursa onun icin pek acıklı bir azab vardır
Surah Al-Baqara, Verse 178


وَلَكُمۡ فِي ٱلۡقِصَاصِ حَيَوٰةٞ يَـٰٓأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ لَعَلَّكُمۡ تَتَّقُونَ

Ey salim akıl saahibleri, kısasda sizin icin (umumi) bir hayaat vardır. Taki (katilden) sokmasınız
Surah Al-Baqara, Verse 179


كُتِبَ عَلَيۡكُمۡ إِذَا حَضَرَ أَحَدَكُمُ ٱلۡمَوۡتُ إِن تَرَكَ خَيۡرًا ٱلۡوَصِيَّةُ لِلۡوَٰلِدَيۡنِ وَٱلۡأَقۡرَبِينَ بِٱلۡمَعۡرُوفِۖ حَقًّا عَلَى ٱلۡمُتَّقِينَ

Sizden birinize olum gelib catdıgı vakit eger mal bırakacaksa anaya, babaya, yakın akrabaya mesru´ bir suretde vasıyyetde bulunmak takvaa sahihleri uzerinde bir hak olarak farzedildi
Surah Al-Baqara, Verse 180


فَمَنۢ بَدَّلَهُۥ بَعۡدَ مَا سَمِعَهُۥ فَإِنَّمَآ إِثۡمُهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ يُبَدِّلُونَهُۥٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٞ

Artık kim bunu (olunun bu vasıyyetini) isitdikden sonra onu tebdil ederse her halde vebali onu degisdirenlerin uzerinedir. Subhesiz ki Allah hakkıyle isidici, kemaliyle bilicidir
Surah Al-Baqara, Verse 181


فَمَنۡ خَافَ مِن مُّوصٖ جَنَفًا أَوۡ إِثۡمٗا فَأَصۡلَحَ بَيۡنَهُمۡ فَلَآ إِثۡمَ عَلَيۡهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Bununla beraber, kim vasıyyet edenin haksızlıga meylinden, yahud gunaha gireceginden endise edib de (alakalıların) aralarını bulursa ona da hic bir gunah yokdur. Subhesiz ki Allah cok yarlıgayıcı, hakkıyle esirgeyicidir
Surah Al-Baqara, Verse 182


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُتِبَ عَلَيۡكُمُ ٱلصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَتَّقُونَ

Ey iman edenler sizden evvelki (ummet) lere yazıldıgı gibi sizin uzerinize de oruc yazıldı (farz edildi). Taki korunasınız
Surah Al-Baqara, Verse 183


أَيَّامٗا مَّعۡدُودَٰتٖۚ فَمَن كَانَ مِنكُم مَّرِيضًا أَوۡ عَلَىٰ سَفَرٖ فَعِدَّةٞ مِّنۡ أَيَّامٍ أُخَرَۚ وَعَلَى ٱلَّذِينَ يُطِيقُونَهُۥ فِدۡيَةٞ طَعَامُ مِسۡكِينٖۖ فَمَن تَطَوَّعَ خَيۡرٗا فَهُوَ خَيۡرٞ لَّهُۥۚ وَأَن تَصُومُواْ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

sayılı gunler (dir). Artık sizden kim (o gunlerde) hasta, yahud sefer uzerinde olur (ve orucunu yemis bulunur) sa tutamadıgı gunler sayısınca baska gunlerde (tutar. Ihtiyarlıgından, yahud sifa bulması umid edilmeyen bir hastalıkdan dolayı oruc tutmıya) gucu yetmeyenler uzerine de bir yoksul doyumu fidye (lazımdır). Bununla beraber kim gonul istegiyle bir hayır yaparsa iste bu, onun icin daha hayırlıdır. Oruc tutmanız sizin hakkınızda (yemenizden ve fidye vermenizden) hayırlıdır, bilirseniz
Surah Al-Baqara, Verse 184


شَهۡرُ رَمَضَانَ ٱلَّذِيٓ أُنزِلَ فِيهِ ٱلۡقُرۡءَانُ هُدٗى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَٰتٖ مِّنَ ٱلۡهُدَىٰ وَٱلۡفُرۡقَانِۚ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ ٱلشَّهۡرَ فَلۡيَصُمۡهُۖ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوۡ عَلَىٰ سَفَرٖ فَعِدَّةٞ مِّنۡ أَيَّامٍ أُخَرَۗ يُرِيدُ ٱللَّهُ بِكُمُ ٱلۡيُسۡرَ وَلَا يُرِيدُ بِكُمُ ٱلۡعُسۡرَ وَلِتُكۡمِلُواْ ٱلۡعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ ٱللَّهَ عَلَىٰ مَا هَدَىٰكُمۡ وَلَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ

(O sayılı gunler) Ramazan ayıdır ki Kur´an onda (ki Kadir gecesinde levh-i mahfuzdan sema-i dunyaye) indirilmisdir. (O Kur´an ki) insanlara (mahz-ı) hidayetdir, dogru yolun ve Hak ile baatılı ayırd eden hukumlerin nice acık delilleridir. Oyleyse icinizden kim o aya erisirse (hazır olur, musafir olmazsa) onu (orucunu) tutsun, kim de hasta olur, yahud bir sefer uzerinde bulunursa o halde baska gunlerde, oruc tutamadıgı gunler sayısınca (orucunu kazaa etsin). Allah size kolaylık diler, size guduk istemez. (Bu kolaylıgı istemesi;) o sayıyı (kazaa borcunuzu) ikmal etmeniz, Allahı sizi muvaffak buyurdugu o seyden dolayı da buyuk tanımanız icindir. Olur ki sukr edersiniz
Surah Al-Baqara, Verse 185


وَإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌۖ أُجِيبُ دَعۡوَةَ ٱلدَّاعِ إِذَا دَعَانِۖ فَلۡيَسۡتَجِيبُواْ لِي وَلۡيُؤۡمِنُواْ بِي لَعَلَّهُمۡ يَرۡشُدُونَ

Kullarım (Habibim) sana beni sorunca (haber ver ki) iste ben muhakkak yakınımdır. Bana dua edince ben o dua edenin da´vetine icabet ederim. O halde onlar da benim da´vetime (itaatle) icabet ve bana Iman (da devam) etsinler. Taki (o sayede) dogru yola ulasmıs olalar
Surah Al-Baqara, Verse 186


أُحِلَّ لَكُمۡ لَيۡلَةَ ٱلصِّيَامِ ٱلرَّفَثُ إِلَىٰ نِسَآئِكُمۡۚ هُنَّ لِبَاسٞ لَّكُمۡ وَأَنتُمۡ لِبَاسٞ لَّهُنَّۗ عَلِمَ ٱللَّهُ أَنَّكُمۡ كُنتُمۡ تَخۡتَانُونَ أَنفُسَكُمۡ فَتَابَ عَلَيۡكُمۡ وَعَفَا عَنكُمۡۖ فَٱلۡـَٰٔنَ بَٰشِرُوهُنَّ وَٱبۡتَغُواْ مَا كَتَبَ ٱللَّهُ لَكُمۡۚ وَكُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكُمُ ٱلۡخَيۡطُ ٱلۡأَبۡيَضُ مِنَ ٱلۡخَيۡطِ ٱلۡأَسۡوَدِ مِنَ ٱلۡفَجۡرِۖ ثُمَّ أَتِمُّواْ ٱلصِّيَامَ إِلَى ٱلَّيۡلِۚ وَلَا تُبَٰشِرُوهُنَّ وَأَنتُمۡ عَٰكِفُونَ فِي ٱلۡمَسَٰجِدِۗ تِلۡكَ حُدُودُ ٱللَّهِ فَلَا تَقۡرَبُوهَاۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ ءَايَٰتِهِۦ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَتَّقُونَ

Oruc (gunlerinizin) gecesinde kadınlarınıza yaklasmak size halal edildi. Onlar sizin icin, siz de onlar icin birer libassınız. Allah nefislerinize karsı za´f gostermekde oldugunuzu bildi de tevbenizi kabul etdi, sizi bagısladı. Artık (bundan sonra geceleri) onlara yaklasın ve Allahın hakkınızda yazdıgını isteyin. (Butun gece) fecr (-I saadık) olan ak iplik kara iplikden size secilinceye kadar yeyin, icin, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde i´tikafda bulundugunuz zaman kadınlarınıza (geceleri de) yaklasmayın. Bu (hukumler) Allahın sınırlarıdır. Sakın onlara (o sınırlara) yaklasmayın, iste Allah ayetlerini boylece insanlara acıklar. Taki korunsunlar
Surah Al-Baqara, Verse 187


وَلَا تَأۡكُلُوٓاْ أَمۡوَٰلَكُم بَيۡنَكُم بِٱلۡبَٰطِلِ وَتُدۡلُواْ بِهَآ إِلَى ٱلۡحُكَّامِ لِتَأۡكُلُواْ فَرِيقٗا مِّنۡ أَمۡوَٰلِ ٱلنَّاسِ بِٱلۡإِثۡمِ وَأَنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

Aranızda (birbirinizin) mallarınızı haksız sebeblerle yemeyin ve kendiniz bilib dururken insanların mallarından bir kısmını gunah (ı mucip suretler) le yemeniz icin onları (o malları) haakimlere aktarma etmeyin
Surah Al-Baqara, Verse 188


۞يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلۡأَهِلَّةِۖ قُلۡ هِيَ مَوَٰقِيتُ لِلنَّاسِ وَٱلۡحَجِّۗ وَلَيۡسَ ٱلۡبِرُّ بِأَن تَأۡتُواْ ٱلۡبُيُوتَ مِن ظُهُورِهَا وَلَٰكِنَّ ٱلۡبِرَّ مَنِ ٱتَّقَىٰۗ وَأۡتُواْ ٱلۡبُيُوتَ مِنۡ أَبۡوَٰبِهَاۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ لَعَلَّكُمۡ تُفۡلِحُونَ

Sana yeni dogan ayları sorarlar. De ki: «O, insanların faidesi icin, bir de hacc icin vakit olculeridir, iyilik ve taat, evlere arkalarından gelmeniz degildir. Fakat iyilik (eden; Allaha muhalefetden) sakınandır. Evlere kapılarından gelin. Allahdan korkun. Taki muraadınıza kavusasınız
Surah Al-Baqara, Verse 189


وَقَٰتِلُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ ٱلَّذِينَ يُقَٰتِلُونَكُمۡ وَلَا تَعۡتَدُوٓاْۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ ٱلۡمُعۡتَدِينَ

Size harb acanlarla, Allah yolunda, sizde dogusun (mudafaa harbi yapın. Ancak) asırı gitmeyin. Subhesiz ki Allah asırı gidenleri sevmez
Surah Al-Baqara, Verse 190


وَٱقۡتُلُوهُمۡ حَيۡثُ ثَقِفۡتُمُوهُمۡ وَأَخۡرِجُوهُم مِّنۡ حَيۡثُ أَخۡرَجُوكُمۡۚ وَٱلۡفِتۡنَةُ أَشَدُّ مِنَ ٱلۡقَتۡلِۚ وَلَا تُقَٰتِلُوهُمۡ عِندَ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِ حَتَّىٰ يُقَٰتِلُوكُمۡ فِيهِۖ فَإِن قَٰتَلُوكُمۡ فَٱقۡتُلُوهُمۡۗ كَذَٰلِكَ جَزَآءُ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Onları (size harb acanları) nerede yakalarsanız oldurun, onları sizi cıkardıkları yerden (Mekkeden) cıkarın. Fitne katilden beterdir. Onlar Mescid-i haram yanında, orada sizinle dogusunceye kadar, (ya´ni dogusmedikce) siz de orada kendileriyle dogusmeyin. Fakat (Orada) sizi. oldururlerse siz de onları oldurun. Kafirlerin cezası boyledir
Surah Al-Baqara, Verse 191


فَإِنِ ٱنتَهَوۡاْ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Bununla beraber (Muhaarebeden) vazgecerlerse (siz de bırakın), subhesiz ki Allah cok yarlıgayıcı, hakkiyle esirgeyicidir
Surah Al-Baqara, Verse 192


وَقَٰتِلُوهُمۡ حَتَّىٰ لَا تَكُونَ فِتۡنَةٞ وَيَكُونَ ٱلدِّينُ لِلَّهِۖ فَإِنِ ٱنتَهَوۡاْ فَلَا عُدۡوَٰنَ إِلَّا عَلَى ٱلظَّـٰلِمِينَ

Fitne (den eser) kalmayıncaya, din de (sunun bunun degil) yalınız Allahın (dini diye tanılmıs) oluncaya kadar onlarla savasın. Vaz gecerlerse artık zaalimlerden baskasına hic bir husumet yokdur
Surah Al-Baqara, Verse 193


ٱلشَّهۡرُ ٱلۡحَرَامُ بِٱلشَّهۡرِ ٱلۡحَرَامِ وَٱلۡحُرُمَٰتُ قِصَاصٞۚ فَمَنِ ٱعۡتَدَىٰ عَلَيۡكُمۡ فَٱعۡتَدُواْ عَلَيۡهِ بِمِثۡلِ مَا ٱعۡتَدَىٰ عَلَيۡكُمۡۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلۡمُتَّقِينَ

Haram ay, haram aya bedeldir. Hurmetler karsılıklıdır. Onun icin kim sizin uzerinize saldırırsa siz de, tıbkı onların ustunuze saldırdıkları gibi, ona saldırın. (Fakat daima) Allahdan korkun ve bilin ki subhesiz Allah takvaa saahibleriyle beraberdir
Surah Al-Baqara, Verse 194


وَأَنفِقُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ وَلَا تُلۡقُواْ بِأَيۡدِيكُمۡ إِلَى ٱلتَّهۡلُكَةِ وَأَحۡسِنُوٓاْۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Allah yolunda mallarınızı harcayın. Kendinizi tehlikeye atmayın. (Daima da) iyilik edin. Allah muhakkak iyilik edenleri sever
Surah Al-Baqara, Verse 195


وَأَتِمُّواْ ٱلۡحَجَّ وَٱلۡعُمۡرَةَ لِلَّهِۚ فَإِنۡ أُحۡصِرۡتُمۡ فَمَا ٱسۡتَيۡسَرَ مِنَ ٱلۡهَدۡيِۖ وَلَا تَحۡلِقُواْ رُءُوسَكُمۡ حَتَّىٰ يَبۡلُغَ ٱلۡهَدۡيُ مَحِلَّهُۥۚ فَمَن كَانَ مِنكُم مَّرِيضًا أَوۡ بِهِۦٓ أَذٗى مِّن رَّأۡسِهِۦ فَفِدۡيَةٞ مِّن صِيَامٍ أَوۡ صَدَقَةٍ أَوۡ نُسُكٖۚ فَإِذَآ أَمِنتُمۡ فَمَن تَمَتَّعَ بِٱلۡعُمۡرَةِ إِلَى ٱلۡحَجِّ فَمَا ٱسۡتَيۡسَرَ مِنَ ٱلۡهَدۡيِۚ فَمَن لَّمۡ يَجِدۡ فَصِيَامُ ثَلَٰثَةِ أَيَّامٖ فِي ٱلۡحَجِّ وَسَبۡعَةٍ إِذَا رَجَعۡتُمۡۗ تِلۡكَ عَشَرَةٞ كَامِلَةٞۗ ذَٰلِكَ لِمَن لَّمۡ يَكُنۡ أَهۡلُهُۥ حَاضِرِي ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ

Haccı da, umreyi de Allah icin, tam yapın. Fakat (herhangi bir sebeble bunlardan) alıkonursanız o halde kolayınıza gelen kurban (ı gonderin. Bununla beraber) kurban yerine (Minaya) varıncaya kadar baslarınızı tıras etmeyin. Artık icinizden kim hasta olur, yahud basından bir eziyyeti bulunursa ona orucdan, ya sadakadan yahud da kurbandan (biriyle) fidye (vacip olur). Emin oldugunuz vakit ise kim hacca kadar umre ile faidelenmek (sevaba girmek) isterse kolayına gelen bir kurban (ı kesmek vacip olur). Fakat (onu) bulamazsa hacc gunlerinden (ihramlı olarak) uc, dondugunuz vakit yedi gun olmak uzere oruc tutmak (vacip olur ki) bunlar tam on (gun eder). Bu, ailesi (ikametgahı) Mescid-i haramda bulunmayanlara aiddir. Allahdan korkun ve bilin ki Allah, cezası cidden cetin olandır
Surah Al-Baqara, Verse 196


ٱلۡحَجُّ أَشۡهُرٞ مَّعۡلُومَٰتٞۚ فَمَن فَرَضَ فِيهِنَّ ٱلۡحَجَّ فَلَا رَفَثَ وَلَا فُسُوقَ وَلَا جِدَالَ فِي ٱلۡحَجِّۗ وَمَا تَفۡعَلُواْ مِنۡ خَيۡرٖ يَعۡلَمۡهُ ٱللَّهُۗ وَتَزَوَّدُواْ فَإِنَّ خَيۡرَ ٱلزَّادِ ٱلتَّقۡوَىٰۖ وَٱتَّقُونِ يَـٰٓأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ

Hacc (ayları) bilinen aylardır, iste kim onlarda (o aylarda) haccı (kendine) farz eder (ihrama girer) se artık hacda kadına yaklasmak, gunah yapmak, kavga etmek yokdur. Siz ne hayır yaparsanız Allah onu bilir. Bir de (Hacc seferinize yetecek mikdarda) azıklanın. Muhakkak ki azıgın en hayırlısı (dilenmekden, insanlara yuk olmakdan) kacınmakdır. Ey kamil akıl saahibleri, benden korkun
Surah Al-Baqara, Verse 197


لَيۡسَ عَلَيۡكُمۡ جُنَاحٌ أَن تَبۡتَغُواْ فَضۡلٗا مِّن رَّبِّكُمۡۚ فَإِذَآ أَفَضۡتُم مِّنۡ عَرَفَٰتٖ فَٱذۡكُرُواْ ٱللَّهَ عِندَ ٱلۡمَشۡعَرِ ٱلۡحَرَامِۖ وَٱذۡكُرُوهُ كَمَا هَدَىٰكُمۡ وَإِن كُنتُم مِّن قَبۡلِهِۦ لَمِنَ ٱلضَّآلِّينَ

(Hacc mevsiminde ticaretle) Rabbinizden rızık istemenizde bir gunah yokdur. Arafatdan (orada «vakfe» den sonra, seller gibi) bosanıp (elbirlik) akdıgınız zaman «Mes´ar-i haraam» ın yanında Allahı zikredin, O, size nasıl hidayet etdiyse siz de Onu oylece anın. (Bilirsiniz ya) siz bundan evvel gercek sapıklardandınız
Surah Al-Baqara, Verse 198


ثُمَّ أَفِيضُواْ مِنۡ حَيۡثُ أَفَاضَ ٱلنَّاسُ وَٱسۡتَغۡفِرُواْ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Sonra insanların (elbirlik) dondugu yerden siz de donun. Allahdan (gunahlarınızı) magfiret (buyurmasını) isteyin. Suphesiz ki Allah cok yarlıgayıcı, hakkıyle esirgeyicidir
Surah Al-Baqara, Verse 199


فَإِذَا قَضَيۡتُم مَّنَٰسِكَكُمۡ فَٱذۡكُرُواْ ٱللَّهَ كَذِكۡرِكُمۡ ءَابَآءَكُمۡ أَوۡ أَشَدَّ ذِكۡرٗاۗ فَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَقُولُ رَبَّنَآ ءَاتِنَا فِي ٱلدُّنۡيَا وَمَا لَهُۥ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ مِنۡ خَلَٰقٖ

Menasikinizi (hacca ait ibadetlerinizi) bitirince (cahiliyyetde) atalarınızı (boburlenerek) andıgınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anısla Allahı anın. Artık o insanlardan kimi «Ey Rabbimiz, bize (nasibimizi) dunyada ver» der ki onun ahiretden nasibi yokdur
Surah Al-Baqara, Verse 200


وَمِنۡهُم مَّن يَقُولُ رَبَّنَآ ءَاتِنَا فِي ٱلدُّنۡيَا حَسَنَةٗ وَفِي ٱلۡأٓخِرَةِ حَسَنَةٗ وَقِنَا عَذَابَ ٱلنَّارِ

Kimi de «Ey Rabbimiz bize dunyada da iyi hal ver, ahiretde de iyi hal ver ve bizi o ates (cehennem) azabından koru» der
Surah Al-Baqara, Verse 201


أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ نَصِيبٞ مِّمَّا كَسَبُواْۚ وَٱللَّهُ سَرِيعُ ٱلۡحِسَابِ

Iste onların (o her iki kısmın hacda) kazandıklarından nasib (ler) i vardır. Allah hesabı pek cabuk gorendir
Surah Al-Baqara, Verse 202


۞وَٱذۡكُرُواْ ٱللَّهَ فِيٓ أَيَّامٖ مَّعۡدُودَٰتٖۚ فَمَن تَعَجَّلَ فِي يَوۡمَيۡنِ فَلَآ إِثۡمَ عَلَيۡهِ وَمَن تَأَخَّرَ فَلَآ إِثۡمَ عَلَيۡهِۖ لِمَنِ ٱتَّقَىٰۗ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّكُمۡ إِلَيۡهِ تُحۡشَرُونَ

Bir de sayılı gunlerde Allahı zikredin (tekbir alın). Kim iki gunde («Mina» dan donmek icin) acele ederse ustune gunah yokdur. Kim de geri kalırsa ona da gunah yokdur. (Fakat bu,) takva saahibi icin (dir). Allahdan korkun ve bilin ki muhakkak (hepiniz) ancak Ona (varıb) toplanacaksınız
Surah Al-Baqara, Verse 203


وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يُعۡجِبُكَ قَوۡلُهُۥ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَيُشۡهِدُ ٱللَّهَ عَلَىٰ مَا فِي قَلۡبِهِۦ وَهُوَ أَلَدُّ ٱلۡخِصَامِ

Insanlardan oyle kimse vardır ki, onun (bu) dunya hayaatına aid sozu hosuna gider ve o, kalbinde olana Allahı sahid getirir. Halbuki o, dusmanların en yamanıdır
Surah Al-Baqara, Verse 204


وَإِذَا تَوَلَّىٰ سَعَىٰ فِي ٱلۡأَرۡضِ لِيُفۡسِدَ فِيهَا وَيُهۡلِكَ ٱلۡحَرۡثَ وَٱلنَّسۡلَۚ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلۡفَسَادَ

O, yer yuzunde is basına gecdi mi orada fesad cıkarmıya, ekini ve zurriyeti kokunden kurutmıya kosar. Allah fesadı sevmez
Surah Al-Baqara, Verse 205


وَإِذَا قِيلَ لَهُ ٱتَّقِ ٱللَّهَ أَخَذَتۡهُ ٱلۡعِزَّةُ بِٱلۡإِثۡمِۚ فَحَسۡبُهُۥ جَهَنَّمُۖ وَلَبِئۡسَ ٱلۡمِهَادُ

Ona: «Allahdan kork» denildigi zaman izzet (-i nefsi, cahilane kibr) i kendisini (daha ziyade) gunah islemeye goturur. Iste oylesine cehennem yetisir. O, hakıykat ne kotu yatakdır
Surah Al-Baqara, Verse 206


وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَشۡرِي نَفۡسَهُ ٱبۡتِغَآءَ مَرۡضَاتِ ٱللَّهِۚ وَٱللَّهُ رَءُوفُۢ بِٱلۡعِبَادِ

Insanlardan oyle kimse de vardır ki Allahın rızasını isteyerek nefsini satın alır. Allah kullarına cok merhametlidir
Surah Al-Baqara, Verse 207


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱدۡخُلُواْ فِي ٱلسِّلۡمِ كَآفَّةٗ وَلَا تَتَّبِعُواْ خُطُوَٰتِ ٱلشَّيۡطَٰنِۚ إِنَّهُۥ لَكُمۡ عَدُوّٞ مُّبِينٞ

Ey iman edenler, hep birden sulh-u selama girin. Seytanın adımları ardına dusmeyin. Cunku o, sizin apacık bir dusmanınızdır
Surah Al-Baqara, Verse 208


فَإِن زَلَلۡتُم مِّنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَتۡكُمُ ٱلۡبَيِّنَٰتُ فَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Size bunca asikar deliller geldikten sonra yine kayarsanız bilin ki subhesiz Allah mutlak gaalibdir. (Sununda) tam hikmet saahibidir
Surah Al-Baqara, Verse 209


هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن يَأۡتِيَهُمُ ٱللَّهُ فِي ظُلَلٖ مِّنَ ٱلۡغَمَامِ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ وَقُضِيَ ٱلۡأَمۡرُۚ وَإِلَى ٱللَّهِ تُرۡجَعُ ٱلۡأُمُورُ

Onlar (Islama girmeyenler) ille Allanın, bulutdan golgeler icinde meleklerle birlikde kendilerine gelivermesine ve islerinin bitirilivermesine mi bakıyorlar? Halbuki (butun) isler Allah´a dondurulur
Surah Al-Baqara, Verse 210


سَلۡ بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ كَمۡ ءَاتَيۡنَٰهُم مِّنۡ ءَايَةِۭ بَيِّنَةٖۗ وَمَن يُبَدِّلۡ نِعۡمَةَ ٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَتۡهُ فَإِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ

Sor israil ogullarına; Onlara nice acık ayet (ler) verdik. Kim Allahın ni´metini, o (nimet) kendisine geldikten sonra, (kufr ile) degisdirirse subhesiz Allah, cezası pek cetin olandır
Surah Al-Baqara, Verse 211


زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَا وَيَسۡخَرُونَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْۘ وَٱلَّذِينَ ٱتَّقَوۡاْ فَوۡقَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۗ وَٱللَّهُ يَرۡزُقُ مَن يَشَآءُ بِغَيۡرِ حِسَابٖ

Kufredenler dunya hayaatı pek suslendi. iman edenlerden kimiyle (Bilal, Ammar, Suheyb gibi fakirlerle) egleniyorlar. Halbuki takvaaya eren (o mu´min) ler kıyaamet gununde onların ustundedirler. Allah kimi dilerse ona hesabsız rızık verir
Surah Al-Baqara, Verse 212


كَانَ ٱلنَّاسُ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ فَبَعَثَ ٱللَّهُ ٱلنَّبِيِّـۧنَ مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ وَأَنزَلَ مَعَهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ بِٱلۡحَقِّ لِيَحۡكُمَ بَيۡنَ ٱلنَّاسِ فِيمَا ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِۚ وَمَا ٱخۡتَلَفَ فِيهِ إِلَّا ٱلَّذِينَ أُوتُوهُ مِنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَتۡهُمُ ٱلۡبَيِّنَٰتُ بَغۡيَۢا بَيۡنَهُمۡۖ فَهَدَى ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لِمَا ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِ مِنَ ٱلۡحَقِّ بِإِذۡنِهِۦۗ وَٱللَّهُ يَهۡدِي مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٍ

Insanlar bir tek ummetdi (kimi iman etmek, kimi kufre sapmak suretiyle ihtilafa dusduler). Binaen´aleyh Allah (rahmetinin) mujdeciler (i, azabının) haberciler (i) olmak uzere (onlara) peygamberler gonderdi ve beraberlerinde — insanların ihtilafa dusdukleri seyler hakkında aralarında hukum vermek icin — hak (ve gercek) kitablar da indirdi. Halbuki kendilerine apacık deliller geldikden sonra birbirine karsı olan ihtiras ve hasedden oturu ihtilafa dusenler; o (Kitab) verilenlerden baskası degildir. Iste Allah (boylece) iman edenleri, kendi iradesiyle; hakkında ihtilafa dusdukleri hakka (gercege) ulasdırdı. Allah kimi dilerse onu dogru yola iletir
Surah Al-Baqara, Verse 213


أَمۡ حَسِبۡتُمۡ أَن تَدۡخُلُواْ ٱلۡجَنَّةَ وَلَمَّا يَأۡتِكُم مَّثَلُ ٱلَّذِينَ خَلَوۡاْ مِن قَبۡلِكُمۖ مَّسَّتۡهُمُ ٱلۡبَأۡسَآءُ وَٱلضَّرَّآءُ وَزُلۡزِلُواْ حَتَّىٰ يَقُولَ ٱلرَّسُولُ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ مَتَىٰ نَصۡرُ ٱللَّهِۗ أَلَآ إِنَّ نَصۡرَ ٱللَّهِ قَرِيبٞ

(Ey mu´minler) yoksa siz, sizden evvel gecenlerin haali basınıza gelmeden cennete girivereceginizi mi sandınız? Onlara oyle yoksulluk (lar), ve sıkıntı (lar) gelib catdı ve (cesidli belalarla) sarsıldılar ki, hatta peygamber (leri) maiyyetindeki mu´minlerle birlikde: «Allahın yardımı ne zaman?» diyordu. Gozunuzu acın: Allahın yardımı yakındır muhakkak
Surah Al-Baqara, Verse 214


يَسۡـَٔلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَۖ قُلۡ مَآ أَنفَقۡتُم مِّنۡ خَيۡرٖ فَلِلۡوَٰلِدَيۡنِ وَٱلۡأَقۡرَبِينَ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينِ وَٱبۡنِ ٱلسَّبِيلِۗ وَمَا تَفۡعَلُواْ مِنۡ خَيۡرٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِهِۦ عَلِيمٞ

Onlar, hangi sey´i nafaka olarak vereceklerini sana sorarlar. De ki: «Maldan vereceginiz sey (evleviyyetle) ananın, babanın, akrabanın, yetimlerin, yoksulların, yol oglunun (musafirin hakkı) dır. Her ne hayır islerseniz subhesiz Allah onu cok iyi bilen (mukafatını veren) dir
Surah Al-Baqara, Verse 215


كُتِبَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡقِتَالُ وَهُوَ كُرۡهٞ لَّكُمۡۖ وَعَسَىٰٓ أَن تَكۡرَهُواْ شَيۡـٔٗا وَهُوَ خَيۡرٞ لَّكُمۡۖ وَعَسَىٰٓ أَن تُحِبُّواْ شَيۡـٔٗا وَهُوَ شَرّٞ لَّكُمۡۚ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ وَأَنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ

(Ey mu´minler, tab´an) sizin hosunuza gitmedigi halde uhdenize, kıtal (dusmanlarla savas) yazıldı (farz edildi). Olur ki´bir sey hosunuza gitmezken o, sizin icin hayırlı olur, bir sey´i de sevdiginiz halde o da hakkınızda ser olur. Allah bilir, siz bilmezsiniz
Surah Al-Baqara, Verse 216


يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلشَّهۡرِ ٱلۡحَرَامِ قِتَالٖ فِيهِۖ قُلۡ قِتَالٞ فِيهِ كَبِيرٞۚ وَصَدٌّ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَكُفۡرُۢ بِهِۦ وَٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِ وَإِخۡرَاجُ أَهۡلِهِۦ مِنۡهُ أَكۡبَرُ عِندَ ٱللَّهِۚ وَٱلۡفِتۡنَةُ أَكۡبَرُ مِنَ ٱلۡقَتۡلِۗ وَلَا يَزَالُونَ يُقَٰتِلُونَكُمۡ حَتَّىٰ يَرُدُّوكُمۡ عَن دِينِكُمۡ إِنِ ٱسۡتَطَٰعُواْۚ وَمَن يَرۡتَدِدۡ مِنكُمۡ عَن دِينِهِۦ فَيَمُتۡ وَهُوَ كَافِرٞ فَأُوْلَـٰٓئِكَ حَبِطَتۡ أَعۡمَٰلُهُمۡ فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Sana haram olan o ayı, ondaki muhaarebeyi sorarlar. De ki: «Onda (o ayda) muhaarebe etmek buyuk (gunah) dır, (insanları) Allah yolundan men´ etmek, onu inkar etmek, (ziyaretcilerin) Mescid-i haraama gitmelerine mani´ olmak, Onun halkını oradan cıkarmak ise Allah katında daha buyuk (gunah) dır. Fitne katilden de beterdir. Kafirler, gucleri yetse, sizi dininizden dondurunceye kadar sizinle savasmalarında devam edeceklerdir. Icinizden kim dininden doner de o, kafir olarak olurse onların (o gibilerin) yaptıgı (iyi) isler dunyada da, ahiretde de bosa gitmisdir. Onlar o atesin (cehennemin) arkadaslarıdır. Onlar orada (bir daha cıkmamak uzere) ebedi kalıcıdırlar
Surah Al-Baqara, Verse 217


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَٱلَّذِينَ هَاجَرُواْ وَجَٰهَدُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ أُوْلَـٰٓئِكَ يَرۡجُونَ رَحۡمَتَ ٱللَّهِۚ وَٱللَّهُ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Hakıykat, iman edenler, bir de Allah yolunda (yurdlarından) hicret edib de savasanlar (yok mu?) iste onlar Allahın rahmetini umarlar. Allah (mu´minleri) hakkıyle yarlıgayıcı, (onları) cidden esirgeyicidir
Surah Al-Baqara, Verse 218


۞يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلۡخَمۡرِ وَٱلۡمَيۡسِرِۖ قُلۡ فِيهِمَآ إِثۡمٞ كَبِيرٞ وَمَنَٰفِعُ لِلنَّاسِ وَإِثۡمُهُمَآ أَكۡبَرُ مِن نَّفۡعِهِمَاۗ وَيَسۡـَٔلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَۖ قُلِ ٱلۡعَفۡوَۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمُ ٱلۡأٓيَٰتِ لَعَلَّكُمۡ تَتَفَكَّرُونَ

Sana ickiyi ve kumarı sorarlar. De ki: «Onlarda hem buyuk gunah, hem insanlar icin faideler vardır. Gunahları ise faidelerinden daha buyukdur.» (Yine) sana hangi sey´i nafaka vereceklerini sorarlar. De ki: «Ihtiyacınızdan artanı (verin)». Allah size boylece ayetlerini (pek guzel) acıklar. Olur ki dunya hususunda da, ahiret isinde de iyice dusunursunuz. Bir de sana yetimleri sorarlar. De ki: «Onları yarar ve iyi bir haale getirmek hayırlıdır. Sayet kendileriyle bir arada yasarsanız onlar sizin kardesierinizdir. Allah, (yetimlerin) salahına calısanlarla (onların mal ve haalinde) fesad (ve fenalık) yapanları bilir. Eger Allah dileseydi sizi muhakkak zahmete sokardı. Subhesiz Allah mutlak gaalibdir, tam hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Baqara, Verse 219


فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِۗ وَيَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلۡيَتَٰمَىٰۖ قُلۡ إِصۡلَاحٞ لَّهُمۡ خَيۡرٞۖ وَإِن تُخَالِطُوهُمۡ فَإِخۡوَٰنُكُمۡۚ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ ٱلۡمُفۡسِدَ مِنَ ٱلۡمُصۡلِحِۚ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَأَعۡنَتَكُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٞ

Sana ickiyi ve kumarı sorarlar. De ki: «Onlarda hem buyuk gunah, hem insanlar icin faideler vardır. Gunahları ise faidelerinden daha buyukdur.» (Yine) sana hangi sey´i nafaka vereceklerini sorarlar. De ki: «Ihtiyacınızdan artanı (verin)». Allah size boylece ayetlerini (pek guzel) acıklar. Olur ki dunya hususunda da, ahiret isinde de iyice dusunursunuz. Bir de sana yetimleri sorarlar. De ki: «Onları yarar ve iyi bir haale getirmek hayırlıdır. Sayet kendileriyle bir arada yasarsanız onlar sizin kardesierinizdir. Allah, (yetimlerin) salahına calısanlarla (onların mal ve haalinde) fesad (ve fenalık) yapanları bilir. Eger Allah dileseydi sizi muhakkak zahmete sokardı. Subhesiz Allah mutlak gaalibdir, tam hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Baqara, Verse 220


وَلَا تَنكِحُواْ ٱلۡمُشۡرِكَٰتِ حَتَّىٰ يُؤۡمِنَّۚ وَلَأَمَةٞ مُّؤۡمِنَةٌ خَيۡرٞ مِّن مُّشۡرِكَةٖ وَلَوۡ أَعۡجَبَتۡكُمۡۗ وَلَا تُنكِحُواْ ٱلۡمُشۡرِكِينَ حَتَّىٰ يُؤۡمِنُواْۚ وَلَعَبۡدٞ مُّؤۡمِنٌ خَيۡرٞ مِّن مُّشۡرِكٖ وَلَوۡ أَعۡجَبَكُمۡۗ أُوْلَـٰٓئِكَ يَدۡعُونَ إِلَى ٱلنَّارِۖ وَٱللَّهُ يَدۡعُوٓاْ إِلَى ٱلۡجَنَّةِ وَٱلۡمَغۡفِرَةِ بِإِذۡنِهِۦۖ وَيُبَيِّنُ ءَايَٰتِهِۦ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَتَذَكَّرُونَ

(Ey mu´minler) Allaha es tanıyan kadınlarla (musriklerle), onlar imana gelinceye kadar, evlenmeyin. Iman eden bir cariye, musrik bir kadından — bu, sizin hosunuza gitse de — elbet daha hayırlıdır. Musrik erkeklere de, onlar iman edinceye kadar, (mu´min kadınları) nikahlamayın. Mu´min bir kul musrikden — o, sizin hosunuza gitse de — elbette hayırlıdır. Onlar sizi cehenneme cagırırlar, Allah ise, kendi iradesiyle, cennete ve magfirete cagırır. O, insanlara ayetlerini apacık soyler. Taki iyice dusunub ibret alsınlar
Surah Al-Baqara, Verse 221


وَيَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلۡمَحِيضِۖ قُلۡ هُوَ أَذٗى فَٱعۡتَزِلُواْ ٱلنِّسَآءَ فِي ٱلۡمَحِيضِ وَلَا تَقۡرَبُوهُنَّ حَتَّىٰ يَطۡهُرۡنَۖ فَإِذَا تَطَهَّرۡنَ فَأۡتُوهُنَّ مِنۡ حَيۡثُ أَمَرَكُمُ ٱللَّهُۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلتَّوَّـٰبِينَ وَيُحِبُّ ٱلۡمُتَطَهِّرِينَ

Sana kadınların ay haalini de sorarlar. De ki: «O bir ezadır (pislikdir). Onun icin hayız zamanında kadınlar (ınızla cinsi munasebet) den ayrılın, temizlendikleri vakta kadar kendilerine yaklasmayın. Iyice temizlendiler mi o zaman Allahın size emretdigi yerden onlara gidin. Her halde Allah hem cok tevbe edenleri sever, hem cok temizlenenleri sever
Surah Al-Baqara, Verse 222


نِسَآؤُكُمۡ حَرۡثٞ لَّكُمۡ فَأۡتُواْ حَرۡثَكُمۡ أَنَّىٰ شِئۡتُمۡۖ وَقَدِّمُواْ لِأَنفُسِكُمۡۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّكُم مُّلَٰقُوهُۗ وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ

Kadınlarınız sizin (evlad yetisdiren) tarlanızdır. O halde tarlanıza, dilediginiz gibi, gelin. Kendiniz icin onden (iyi ameller) gonderin (hayırlı evladlar yetisdirin). Bir de Allahdan korkun ve bilin ki her halde siz ona kavusacaksınız. iman edenlere mujdele
Surah Al-Baqara, Verse 223


وَلَا تَجۡعَلُواْ ٱللَّهَ عُرۡضَةٗ لِّأَيۡمَٰنِكُمۡ أَن تَبَرُّواْ وَتَتَّقُواْ وَتُصۡلِحُواْ بَيۡنَ ٱلنَّاسِۚ وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٞ

Allahı, yeminlerinizden dolayı, iyilik etmenize, (fenalıkdan) sakınmanıza, insanların arasını bulmıya engel yapmayın. Allah (her sey´i) hakkıyle isidici, kemaliyle bilicidir
Surah Al-Baqara, Verse 224


لَّا يُؤَاخِذُكُمُ ٱللَّهُ بِٱللَّغۡوِ فِيٓ أَيۡمَٰنِكُمۡ وَلَٰكِن يُؤَاخِذُكُم بِمَا كَسَبَتۡ قُلُوبُكُمۡۗ وَٱللَّهُ غَفُورٌ حَلِيمٞ

Allah, sizi yeminlerinizdeki «lagv» dan dolayı sorumlu tutmaz. Fakat sizi kalplerinizin azmetdigi yeminler yuzunden muaahaze eder. Allah cok yarlıgayıcıdır, halimdir (kullarının gunahı sebebiyle azıklarını da kesici degildir)
Surah Al-Baqara, Verse 225


لِّلَّذِينَ يُؤۡلُونَ مِن نِّسَآئِهِمۡ تَرَبُّصُ أَرۡبَعَةِ أَشۡهُرٖۖ فَإِن فَآءُو فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Kadınlarına yaklasmamıya yemin edenler icin dort ay beklemek vardır. Eger erkekler (o muddet icinde keffaret yaparak zevcelerine) donerlerse suphe yok ki Allah cidden yarlıgayıcı, hakkıyle esirgeyicidir
Surah Al-Baqara, Verse 226


وَإِنۡ عَزَمُواْ ٱلطَّلَٰقَ فَإِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٞ

Eger (o suretle yemin edenler ric´at etmeyib de kadınlarını) bosamıya karar verirlerse (ayrılırlar). Subhesiz Allah (onların sozlerini) hakkıyle isidici, (niyyetlerini) gercekden bilicidir
Surah Al-Baqara, Verse 227


وَٱلۡمُطَلَّقَٰتُ يَتَرَبَّصۡنَ بِأَنفُسِهِنَّ ثَلَٰثَةَ قُرُوٓءٖۚ وَلَا يَحِلُّ لَهُنَّ أَن يَكۡتُمۡنَ مَا خَلَقَ ٱللَّهُ فِيٓ أَرۡحَامِهِنَّ إِن كُنَّ يُؤۡمِنَّ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۚ وَبُعُولَتُهُنَّ أَحَقُّ بِرَدِّهِنَّ فِي ذَٰلِكَ إِنۡ أَرَادُوٓاْ إِصۡلَٰحٗاۚ وَلَهُنَّ مِثۡلُ ٱلَّذِي عَلَيۡهِنَّ بِٱلۡمَعۡرُوفِۚ وَلِلرِّجَالِ عَلَيۡهِنَّ دَرَجَةٞۗ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Bosanmıs kadınlar kendi kendilerine uc hayız ve temizlenme muddeti beklerler (beklesinler). Eger onlar Allaha ve ahiret gunune inanıyorlarsa Allahın, kendi rahimlerinde yaratdıgını (soylemeyerek) gizlemeleri onlara halal olmaz. Kocaları bu bekleme muddeti icinde barısmak isterlerse onları geri almıya (herkesden) cok layıkdırlar. Erkeklerin mesru´ suretde kadınlar uzerindeki (hakları) gibi kadınların da onlar uzerinde (hakları) vardır. (Yalnız) erkekler onlar uzerinde (daha ustun) bir dereceye malikdirler. Allah mutlak gaalibdir, gercek hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Baqara, Verse 228


ٱلطَّلَٰقُ مَرَّتَانِۖ فَإِمۡسَاكُۢ بِمَعۡرُوفٍ أَوۡ تَسۡرِيحُۢ بِإِحۡسَٰنٖۗ وَلَا يَحِلُّ لَكُمۡ أَن تَأۡخُذُواْ مِمَّآ ءَاتَيۡتُمُوهُنَّ شَيۡـًٔا إِلَّآ أَن يَخَافَآ أَلَّا يُقِيمَا حُدُودَ ٱللَّهِۖ فَإِنۡ خِفۡتُمۡ أَلَّا يُقِيمَا حُدُودَ ٱللَّهِ فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡهِمَا فِيمَا ٱفۡتَدَتۡ بِهِۦۗ تِلۡكَ حُدُودُ ٱللَّهِ فَلَا تَعۡتَدُوهَاۚ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ ٱللَّهِ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّـٰلِمُونَ

Bosama iki defadır. (Ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya guzellikle salmakdır. (Ey zevcler) onlara (kadınlara) verdiginiz bir sey´i (mehri geri) almanız size halal olmaz. Meger ki erkekle kadın Allahın sınırlarını (evlilik haklarını) ayakda tutamayacaklarından korkmus (umidlerini kesmis) olsunlar. Eger bu suretle siz de onların (zevc ve zevcenin), Allahın sınırlarını hakkıyle muhaafaza ve ifa edemeyeceklerinden korkarsanız o halde (kadının serbest bosanması icin) fidye vermesinde (hakkından vaz gecmesinde) ikisi uzerinde de vebal yokdur. Bunlar Allahın sınırlarıdır. Onları (cigneyib) gecmeyin. Kim Allahın sınırlarını asarsa, iste onlar zaalimlerin ta kendileridir
Surah Al-Baqara, Verse 229


فَإِن طَلَّقَهَا فَلَا تَحِلُّ لَهُۥ مِنۢ بَعۡدُ حَتَّىٰ تَنكِحَ زَوۡجًا غَيۡرَهُۥۗ فَإِن طَلَّقَهَا فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡهِمَآ أَن يَتَرَاجَعَآ إِن ظَنَّآ أَن يُقِيمَا حُدُودَ ٱللَّهِۗ وَتِلۡكَ حُدُودُ ٱللَّهِ يُبَيِّنُهَا لِقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ

Yine erkek, zevcesini (ucuncu defa olarak) bosarsa ondan sonra kadın kendinden baska bir ere nikahlanıp varıncaya kadar ona (o birinci zevcine) halal olmaz. Bununla beraber, eger bu (yeni) koca da onu bosar da onlar (birinci zevc ile aynı zevce) Allahın sınırlarını ayakda tutacaklarını (tatbik edeceklerini) zannederlerse (ıddet bitdikten sonra) tekrar birbirine donmelerinde (evlenmelerinde) her ikisi hakkında da vebal yokdur. Bunlar bilir, anlar bir kavm icin Allahın acıkladıgı sınırlardır
Surah Al-Baqara, Verse 230


وَإِذَا طَلَّقۡتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَبَلَغۡنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمۡسِكُوهُنَّ بِمَعۡرُوفٍ أَوۡ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعۡرُوفٖۚ وَلَا تُمۡسِكُوهُنَّ ضِرَارٗا لِّتَعۡتَدُواْۚ وَمَن يَفۡعَلۡ ذَٰلِكَ فَقَدۡ ظَلَمَ نَفۡسَهُۥۚ وَلَا تَتَّخِذُوٓاْ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ هُزُوٗاۚ وَٱذۡكُرُواْ نِعۡمَتَ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ وَمَآ أَنزَلَ عَلَيۡكُم مِّنَ ٱلۡكِتَٰبِ وَٱلۡحِكۡمَةِ يَعِظُكُم بِهِۦۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ

Hem kadınları bosadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, artık onları ya (kendilerine ric´atle) iyilikle tutun, ya iyilikle bırakın. (Fakat) onları, sırf zulmedebilmeniz icin, zararlarına olarak, tutmayın. Kim boyle yaparsa muhakkak kendine yazık etmis olur. Allahın ayetlerini (muhalefetle) oyuncak yerine koymayın. Allahın uzerinizdeki ni´metini ve size ogud vermek icin indirdigi kitabı (Kur´anı) ve (ondaki) hikmeti dusunun. Allahdan korkun ve bilin ki Allah her sey´i hakkıyle bilendir
Surah Al-Baqara, Verse 231


وَإِذَا طَلَّقۡتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَبَلَغۡنَ أَجَلَهُنَّ فَلَا تَعۡضُلُوهُنَّ أَن يَنكِحۡنَ أَزۡوَٰجَهُنَّ إِذَا تَرَٰضَوۡاْ بَيۡنَهُم بِٱلۡمَعۡرُوفِۗ ذَٰلِكَ يُوعَظُ بِهِۦ مَن كَانَ مِنكُمۡ يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۗ ذَٰلِكُمۡ أَزۡكَىٰ لَكُمۡ وَأَطۡهَرُۚ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ وَأَنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ

Kadınları bosadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, aralarında mesru´ bir suretde anlasdıkları takdirde, artık kendilerini kocalarına nikah etmelerine engel olmayın, iste icinizden Allaha ve ahiret gunune iman etmekde olan (lar) a bununla ogud veriliyor. Bu sizin icin daha fazıyletli ve daha temizdir. (Ondaki maslahatı) Allah bilir, siz bilmezsiniz
Surah Al-Baqara, Verse 232


۞وَٱلۡوَٰلِدَٰتُ يُرۡضِعۡنَ أَوۡلَٰدَهُنَّ حَوۡلَيۡنِ كَامِلَيۡنِۖ لِمَنۡ أَرَادَ أَن يُتِمَّ ٱلرَّضَاعَةَۚ وَعَلَى ٱلۡمَوۡلُودِ لَهُۥ رِزۡقُهُنَّ وَكِسۡوَتُهُنَّ بِٱلۡمَعۡرُوفِۚ لَا تُكَلَّفُ نَفۡسٌ إِلَّا وُسۡعَهَاۚ لَا تُضَآرَّ وَٰلِدَةُۢ بِوَلَدِهَا وَلَا مَوۡلُودٞ لَّهُۥ بِوَلَدِهِۦۚ وَعَلَى ٱلۡوَارِثِ مِثۡلُ ذَٰلِكَۗ فَإِنۡ أَرَادَا فِصَالًا عَن تَرَاضٖ مِّنۡهُمَا وَتَشَاوُرٖ فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡهِمَاۗ وَإِنۡ أَرَدتُّمۡ أَن تَسۡتَرۡضِعُوٓاْ أَوۡلَٰدَكُمۡ فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ إِذَا سَلَّمۡتُم مَّآ ءَاتَيۡتُم بِٱلۡمَعۡرُوفِۗ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ

Anneler cocuklarını iki butun yıl emzirirler. (Bu hukum) emmeyi tamam yapdırmak isteyen (ler) icindir. Onların (annelerin) ma´ruf vech ile yiyecegi, giyecegi; cocuk kendisinin olan (babaya) aiddir. Kimse taakatınden ziyadesiyle mukellef tutulmaz. Ne bir anne cocugu yuzunden, ne de bir cocuk kendisinin olan (bir baba) cocugu sebebiyle zarara sokulmasın. Mirascıya dusen (vazıyfe) de bunun gibidir. Eger (ana ve baba) aralarında rızaa ve musavere ile (bil´ittifak cocugu iki sene dolmadan) memeden kesmeyi arzu ederlerse ikisinin uzerine de vebal yokdur. Cocuklarınızı (baskalarına) emzirtmek isterseniz mesru´ suretde verdiginiz (emzirme ucretin) i teslim etmek (odemek) sartıyle yine uhdenize vebal yokdur. Allahdan korkun ve bilin ki subhesiz Allah, ne yaparsanız hakkıyle gorendir
Surah Al-Baqara, Verse 233


وَٱلَّذِينَ يُتَوَفَّوۡنَ مِنكُمۡ وَيَذَرُونَ أَزۡوَٰجٗا يَتَرَبَّصۡنَ بِأَنفُسِهِنَّ أَرۡبَعَةَ أَشۡهُرٖ وَعَشۡرٗاۖ فَإِذَا بَلَغۡنَ أَجَلَهُنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ فِيمَا فَعَلۡنَ فِيٓ أَنفُسِهِنَّ بِٱلۡمَعۡرُوفِۗ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٞ

Icinizden olenlerin (geride) bırakdıkları zevceler kendi kendilerine dort ay on (gun) beklerler. Iste bu muddeti bitirdikleri zaman artık onların kendileri hakkında mesru´ vech ile yapdıkları seyden dolayı size gunah yokdur, Allah ne islerseniz (hepsinden) hakkıyle haberdardır
Surah Al-Baqara, Verse 234


وَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ فِيمَا عَرَّضۡتُم بِهِۦ مِنۡ خِطۡبَةِ ٱلنِّسَآءِ أَوۡ أَكۡنَنتُمۡ فِيٓ أَنفُسِكُمۡۚ عَلِمَ ٱللَّهُ أَنَّكُمۡ سَتَذۡكُرُونَهُنَّ وَلَٰكِن لَّا تُوَاعِدُوهُنَّ سِرًّا إِلَّآ أَن تَقُولُواْ قَوۡلٗا مَّعۡرُوفٗاۚ وَلَا تَعۡزِمُواْ عُقۡدَةَ ٱلنِّكَاحِ حَتَّىٰ يَبۡلُغَ ٱلۡكِتَٰبُ أَجَلَهُۥۚ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا فِيٓ أَنفُسِكُمۡ فَٱحۡذَرُوهُۚ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ غَفُورٌ حَلِيمٞ

(Vefat ıddetini bekleyen) kadınları nikahla isteyeceginizi cıtlatmanızda, yahud boyle bir arzuyu gonullerinizde saklamanızda uzerinize bir vebal yokdur, Allah bilmisdir ki siz onları mutlakaa hatırlayacaksınız. Ancak kendileriyle gizlice va´dlesmeyin. (Cıtlatma suretinde) mesru´ bir soz soylemeniz ise baska. (Farz olan ıddet), sonunu buluncaya kadar da nikah bagını baglamıya azmetmeyin ve bilin ki Allah kalblerinizde olanı muhakkak biliyor. Artık ondan sakının ve yine bilin ki subhesiz Allah cok yarlıgayıcıdır, gercek hilm saahibidir (cezada acele edici degildir)
Surah Al-Baqara, Verse 235


لَّا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ إِن طَلَّقۡتُمُ ٱلنِّسَآءَ مَا لَمۡ تَمَسُّوهُنَّ أَوۡ تَفۡرِضُواْ لَهُنَّ فَرِيضَةٗۚ وَمَتِّعُوهُنَّ عَلَى ٱلۡمُوسِعِ قَدَرُهُۥ وَعَلَى ٱلۡمُقۡتِرِ قَدَرُهُۥ مَتَٰعَۢا بِٱلۡمَعۡرُوفِۖ حَقًّا عَلَى ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Kendileriyle temas etmediginiz, yahud kendilerine bir mehir ta´yin eylemediginiz kadınları bosamıssanız (bunda) uzerinize vebal yokdur. Onları — zengin olan (ınız) kudretince, darda bulunan (ınız) da haalince (olmak uzere) — ma´ruf bir faide ile faidelendiriniz. Bu, iyilik etmek siaarında bulunanların uzerine bir borcdur
Surah Al-Baqara, Verse 236


وَإِن طَلَّقۡتُمُوهُنَّ مِن قَبۡلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ وَقَدۡ فَرَضۡتُمۡ لَهُنَّ فَرِيضَةٗ فَنِصۡفُ مَا فَرَضۡتُمۡ إِلَّآ أَن يَعۡفُونَ أَوۡ يَعۡفُوَاْ ٱلَّذِي بِيَدِهِۦ عُقۡدَةُ ٱلنِّكَاحِۚ وَأَن تَعۡفُوٓاْ أَقۡرَبُ لِلتَّقۡوَىٰۚ وَلَا تَنسَوُاْ ٱلۡفَضۡلَ بَيۡنَكُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٌ

Eger siz onları kendilerine temas etmeden once bosar, (fakat daha evvelden) onlara bir mehir ta´yin etmis bulunursanız, o halde ta´yin etdiginiz (o mehr) in yarısı onlarındır. Meger ki kendileri vazgecmis olsunlar, yahud nikah dugumu elinde bulunan kimse bagıs yapmıs olsun. (Ey erkekler) sizin bagıslamanız takvaaya daha yakındır. Aranızdaki ustunlugu unutmayın. Subhesiz Allah, ne yaparsanız hakkıyle gorucudur
Surah Al-Baqara, Verse 237


حَٰفِظُواْ عَلَى ٱلصَّلَوَٰتِ وَٱلصَّلَوٰةِ ٱلۡوُسۡطَىٰ وَقُومُواْ لِلَّهِ قَٰنِتِينَ

Namazlara ve orta namaza (vakıflarında rukunleri ve sartları ile) devam edin. Allahın (divanına) tam husu´ ve taatle durun
Surah Al-Baqara, Verse 238


فَإِنۡ خِفۡتُمۡ فَرِجَالًا أَوۡ رُكۡبَانٗاۖ فَإِذَآ أَمِنتُمۡ فَٱذۡكُرُواْ ٱللَّهَ كَمَا عَلَّمَكُم مَّا لَمۡ تَكُونُواْ تَعۡلَمُونَ

Fakat (muhaarebe, su baskını ve benzerleri gibi bir tehlikeden) korkar (ak hakkın divanına tam husu´ ve taatle durmak imkanını bulamaz) sanız o halde (namazı) yuruyerek, yahud suvari olarak (Kıbleye veya her hangi bir semte karsı) kılın (bırakmayın). (Tehlikeden) emin (ve salim) oldugunuz vakit ise yine Allahı, size bilmediginiz seyleri nasıl ogretdi ise, o vech ile, anın
Surah Al-Baqara, Verse 239


وَٱلَّذِينَ يُتَوَفَّوۡنَ مِنكُمۡ وَيَذَرُونَ أَزۡوَٰجٗا وَصِيَّةٗ لِّأَزۡوَٰجِهِم مَّتَٰعًا إِلَى ٱلۡحَوۡلِ غَيۡرَ إِخۡرَاجٖۚ فَإِنۡ خَرَجۡنَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ فِي مَا فَعَلۡنَ فِيٓ أَنفُسِهِنَّ مِن مَّعۡرُوفٖۗ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٞ

Sizden zevceler (ini geride) bırakıb olecek olanlar eslerinin (kendi evlerinden) cıkarılmayarak yılına kadar faidelenmesini (bakılmasını) vasıyyet (etsinler). Bunun uzerine onlar (kendiliklerinden) cıkarlarsa artık onların bizzat yapdıkları mesru´ islerden dolayı size mes´uliyyet yokdur. Allah (emr-u nehyine muhaalefet ve ilahi hududunu tecavuz edenlerden intikam almakda) mutlak gaalibdir, (tesri´de ve hukumleri acıklamada da) yuce hikmet saahibidir
Surah Al-Baqara, Verse 240


وَلِلۡمُطَلَّقَٰتِ مَتَٰعُۢ بِٱلۡمَعۡرُوفِۖ حَقًّا عَلَى ٱلۡمُتَّقِينَ

Bosanan kadınların da mesru´ suretde faidelenmeleri haklarıdır ki bu, Allahdan korkanlar icin bir vazifedir
Surah Al-Baqara, Verse 241


كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ

Iste Allah akıllarınız ersin diye size ayetlerini boyle acıklar
Surah Al-Baqara, Verse 242


۞أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ خَرَجُواْ مِن دِيَٰرِهِمۡ وَهُمۡ أُلُوفٌ حَذَرَ ٱلۡمَوۡتِ فَقَالَ لَهُمُ ٱللَّهُ مُوتُواْ ثُمَّ أَحۡيَٰهُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَذُو فَضۡلٍ عَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَشۡكُرُونَ

(Habibim, sayıları) binlerce oldugu halde olum korkusiyle yurdlarından (bırakıb) cıkanları gor (mus gibi bil) medin mi? Allah onlara «Olum!» dedi, sonrada kendilerini diriltdi. Her halde Allah insanlara karsı fazl (-u ınayet) saahibidir. Fakat insanların pek cogu sukretmezler
Surah Al-Baqara, Verse 243


وَقَٰتِلُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٞ

Allah yolunda muhaarebe edin. Bilin ki subhesiz Allah hakkıyle isidici, kemaliyle bilicidir
Surah Al-Baqara, Verse 244


مَّن ذَا ٱلَّذِي يُقۡرِضُ ٱللَّهَ قَرۡضًا حَسَنٗا فَيُضَٰعِفَهُۥ لَهُۥٓ أَضۡعَافٗا كَثِيرَةٗۚ وَٱللَّهُ يَقۡبِضُ وَيَبۡصُۜطُ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ

Kimdir o ki Allaha guzel bir odunc versin de (Allah da) onu katkat, bir cok artırsın? Allah (kimini) daraltır, (kimini) genisletir. Siz (hepiniz) ancak ona donduru (lup goturu) leceksiniz
Surah Al-Baqara, Verse 245


أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلۡمَلَإِ مِنۢ بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ مِنۢ بَعۡدِ مُوسَىٰٓ إِذۡ قَالُواْ لِنَبِيّٖ لَّهُمُ ٱبۡعَثۡ لَنَا مَلِكٗا نُّقَٰتِلۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِۖ قَالَ هَلۡ عَسَيۡتُمۡ إِن كُتِبَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡقِتَالُ أَلَّا تُقَٰتِلُواْۖ قَالُواْ وَمَا لَنَآ أَلَّا نُقَٰتِلَ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ وَقَدۡ أُخۡرِجۡنَا مِن دِيَٰرِنَا وَأَبۡنَآئِنَاۖ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيۡهِمُ ٱلۡقِتَالُ تَوَلَّوۡاْ إِلَّا قَلِيلٗا مِّنۡهُمۡۚ وَٱللَّهُ عَلِيمُۢ بِٱلظَّـٰلِمِينَ

Musadan sonra Israil ogullarının ileri gelenlerine bakmadın mı? Hani onlar, peygamberlerine : «Bize bir hukumdar gonder (ta´yin et) de Allah yolunda savasalım» demislerdi. O (da): «Ya uzerinize bir muhaarebe yazılıb (farz edilib) de savası tutmayıverirseniz?» demisdi. Onlar (soyle) soylemislerdi: «Allah yolunda neye savasmayalım? Hem hakıykaten yurdlarımızdan cıkarıldık, hem evladlarımızdan (mahrum edildik)». Fakat vakta ki uhdelerine savas yazıldı, iclerinden birazı mustesna olmak uzere, (muhaarebeden) yuz cevirdiler. Allah cok iyi bilicidir o zaalimleri
Surah Al-Baqara, Verse 246


وَقَالَ لَهُمۡ نَبِيُّهُمۡ إِنَّ ٱللَّهَ قَدۡ بَعَثَ لَكُمۡ طَالُوتَ مَلِكٗاۚ قَالُوٓاْ أَنَّىٰ يَكُونُ لَهُ ٱلۡمُلۡكُ عَلَيۡنَا وَنَحۡنُ أَحَقُّ بِٱلۡمُلۡكِ مِنۡهُ وَلَمۡ يُؤۡتَ سَعَةٗ مِّنَ ٱلۡمَالِۚ قَالَ إِنَّ ٱللَّهَ ٱصۡطَفَىٰهُ عَلَيۡكُمۡ وَزَادَهُۥ بَسۡطَةٗ فِي ٱلۡعِلۡمِ وَٱلۡجِسۡمِۖ وَٱللَّهُ يُؤۡتِي مُلۡكَهُۥ مَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٞ

Onlara peygamberleri: «Hakıykat, Allah size bir padisah olarak Taalut´u gondermisdir» dedi. Dediler ki: «Biz hukumdarlıga ondan daha layık iken ve ona maldan da bir bolluk verilmemisken nasıl olur da bizim basımızda padisahlık onun olabilir?» (Peygamber) dedi: «Subhesiz Allah onu sizin ustunuze begenib secmisdir. Ona bilgice, vucudca (kuvvetce) de bir ustunluk vermisdir. Allah mulkunu kime dilerse ona verir. Allah (in rahmeti, ilmi her sey´e yaygın ve lutf-u keremi) boldur. Gercek bilicidir
Surah Al-Baqara, Verse 247


وَقَالَ لَهُمۡ نَبِيُّهُمۡ إِنَّ ءَايَةَ مُلۡكِهِۦٓ أَن يَأۡتِيَكُمُ ٱلتَّابُوتُ فِيهِ سَكِينَةٞ مِّن رَّبِّكُمۡ وَبَقِيَّةٞ مِّمَّا تَرَكَ ءَالُ مُوسَىٰ وَءَالُ هَٰرُونَ تَحۡمِلُهُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لَّكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ

Peygamberleri onlara (soyle de) soyledi: «Gercek, onun hukumdarlıgının acık alameti size o Tabutun gelmesi olacakdır ki icinde Rabbinizden bir sekinet ve Musa haanedaniyle Harun ailesinin metrukatından bir bakiyye vardır. Meleklere onu yuklen (ib getir) ecekdir. Elbette bunda size kafi bir alamet (ve ibret) vardır, eger iman etmis (kimse) lerseniz
Surah Al-Baqara, Verse 248


فَلَمَّا فَصَلَ طَالُوتُ بِٱلۡجُنُودِ قَالَ إِنَّ ٱللَّهَ مُبۡتَلِيكُم بِنَهَرٖ فَمَن شَرِبَ مِنۡهُ فَلَيۡسَ مِنِّي وَمَن لَّمۡ يَطۡعَمۡهُ فَإِنَّهُۥ مِنِّيٓ إِلَّا مَنِ ٱغۡتَرَفَ غُرۡفَةَۢ بِيَدِهِۦۚ فَشَرِبُواْ مِنۡهُ إِلَّا قَلِيلٗا مِّنۡهُمۡۚ فَلَمَّا جَاوَزَهُۥ هُوَ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ قَالُواْ لَا طَاقَةَ لَنَا ٱلۡيَوۡمَ بِجَالُوتَ وَجُنُودِهِۦۚ قَالَ ٱلَّذِينَ يَظُنُّونَ أَنَّهُم مُّلَٰقُواْ ٱللَّهِ كَم مِّن فِئَةٖ قَلِيلَةٍ غَلَبَتۡ فِئَةٗ كَثِيرَةَۢ بِإِذۡنِ ٱللَّهِۗ وَٱللَّهُ مَعَ ٱلصَّـٰبِرِينَ

Vaktaki Taalut ordusiyle ayrılıb cıkdı, dedi ki: «Subhesiz Allah sizi bir ırmakla imtihan edicidir, iste kim ondan (kana kana) icerse benden degil, kim onu tutmazsa artık o benden. Eliyle bir avuc alanlar baska (onlara musaade var)». Derken (ırmaga varır varmaz), iclerinden birazı mustesna olmak uzere ondan (bol bol) icdiler. Nihayet o (Taalut) ve mahiyyetindeki mu´minler vaktaki onu (ırmagı) gecdiler, (beri yanda kalanlar) dediler ki: «Bugun bizim Caluta ve ordusuna karsı (duracak) takatimiz yokdur». (Ahiretde) muhakkak Allaha kavusacaklarını bilenler (ve itaatle ırmagı gecenler) ise «Nice az bir cem´iyyet, daha cok bir cem´iyyete Allanın izniyle galebe etmisdir. Allah sabır (ve sebat) edenlerle beraberdir» dediler
Surah Al-Baqara, Verse 249


وَلَمَّا بَرَزُواْ لِجَالُوتَ وَجُنُودِهِۦ قَالُواْ رَبَّنَآ أَفۡرِغۡ عَلَيۡنَا صَبۡرٗا وَثَبِّتۡ أَقۡدَامَنَا وَٱنصُرۡنَا عَلَى ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Onlar (Taaluta itaat eden mu´minler), Calut ile askerlerine karsı cıkdıkları zaman (niyaz edib) dediler ki: «Ey Rabbimiz, uzerimize (yagmur gibi) sabır yagdır. Ayaklarımıza sebat ver (er meydanından kaydırma). Bu kafirler guruhuna karsı bize yardım et»
Surah Al-Baqara, Verse 250


فَهَزَمُوهُم بِإِذۡنِ ٱللَّهِ وَقَتَلَ دَاوُۥدُ جَالُوتَ وَءَاتَىٰهُ ٱللَّهُ ٱلۡمُلۡكَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَعَلَّمَهُۥ مِمَّا يَشَآءُۗ وَلَوۡلَا دَفۡعُ ٱللَّهِ ٱلنَّاسَ بَعۡضَهُم بِبَعۡضٖ لَّفَسَدَتِ ٱلۡأَرۡضُ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ ذُو فَضۡلٍ عَلَى ٱلۡعَٰلَمِينَ

Derken (dusmanla karsılasır karsılasmaz) Allahın izniyle onları (dusmanlarını) bozguna ugratdılar (Mu´minlerin arasında bulunan) Davud da Calutu oldurdu. Allah da ona (Esmuilin ve Taalutun vefatından sonra, bir arada) saltanat ve hikmeti (peygamberligi) verdi ve daha dilemekde oldugundan da ba´zı seyler ogretdi. Eger Allah insanların bir kısmını diger bir kısmı ile onleyib savmasaydı yer (yuzu) muhakkak fesada ugrardı. Fakat Allah, alemlere karsı buyuk fazi (-u inayet) saahibidir
Surah Al-Baqara, Verse 251


تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱللَّهِ نَتۡلُوهَا عَلَيۡكَ بِٱلۡحَقِّۚ وَإِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ

Bunlar Allahın ayetleridir ki onları (Habibim) sana Hak olarak okuyoruz. Sen subhesiz, muhakkak gonderilen peygamberlerdensin
Surah Al-Baqara, Verse 252


۞تِلۡكَ ٱلرُّسُلُ فَضَّلۡنَا بَعۡضَهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖۘ مِّنۡهُم مَّن كَلَّمَ ٱللَّهُۖ وَرَفَعَ بَعۡضَهُمۡ دَرَجَٰتٖۚ وَءَاتَيۡنَا عِيسَى ٱبۡنَ مَرۡيَمَ ٱلۡبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدۡنَٰهُ بِرُوحِ ٱلۡقُدُسِۗ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَا ٱقۡتَتَلَ ٱلَّذِينَ مِنۢ بَعۡدِهِم مِّنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَتۡهُمُ ٱلۡبَيِّنَٰتُ وَلَٰكِنِ ٱخۡتَلَفُواْ فَمِنۡهُم مَّنۡ ءَامَنَ وَمِنۡهُم مَّن كَفَرَۚ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَا ٱقۡتَتَلُواْ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَفۡعَلُ مَا يُرِيدُ

(Bu surede zikredilen) o peygamberler (yok mu?) biz onların kimine kiminden ustun meziyyetler verdik. Allah onlardan biri ile soylesmis, birini de bircok derecelerle yukseltmisdir. Meryem´in oglu Isa´ya o beyyineleri (acık ayetleri, burhanları, mu´cizeleri) biz verdik ve onu Ruhul kuds (Cebrail) ile destekledik. Eger Allah dileseydi onların arkasındaki (ummet) ler, kendilerine o apacık burhanlar geldikten sonra, birbirini oldurmez (ler) di. Fakat ihtilafa dusduler. Binnetice onlardan kimi iman etdi, kimi kufre sapdı. Eger Allah dileseydi birbirini oldurmezlerdi. Su var ki Allah ne dilerse yapar
Surah Al-Baqara, Verse 253


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَنفِقُواْ مِمَّا رَزَقۡنَٰكُم مِّن قَبۡلِ أَن يَأۡتِيَ يَوۡمٞ لَّا بَيۡعٞ فِيهِ وَلَا خُلَّةٞ وَلَا شَفَٰعَةٞۗ وَٱلۡكَٰفِرُونَ هُمُ ٱلظَّـٰلِمُونَ

Ey iman edenler, icinde ne bir alıs veris, ne bir dostluk, ne de bir sefaat (imkanı) bulunmayan bir gun gelmezden evvel size verdigimiz rızıkdan (Hak yolunda) harcayın. Kafirler zulmedenlerin ta kendileridir
Surah Al-Baqara, Verse 254


ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡحَيُّ ٱلۡقَيُّومُۚ لَا تَأۡخُذُهُۥ سِنَةٞ وَلَا نَوۡمٞۚ لَّهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ مَن ذَا ٱلَّذِي يَشۡفَعُ عِندَهُۥٓ إِلَّا بِإِذۡنِهِۦۚ يَعۡلَمُ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَمَا خَلۡفَهُمۡۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيۡءٖ مِّنۡ عِلۡمِهِۦٓ إِلَّا بِمَا شَآءَۚ وَسِعَ كُرۡسِيُّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَۖ وَلَا يَـُٔودُهُۥ حِفۡظُهُمَاۚ وَهُوَ ٱلۡعَلِيُّ ٱلۡعَظِيمُ

Allah (o Allahdır ki) kendinden baska hic bir Tanrı yokdur. (O, zati, ezeli ve ebedi hayaat ile) diridir (baakıydir). Zatiyle ve kemaliyle kaaimdir. (Yaratdıklarının heran tedbir-u hıfzında yegane haakimdir, her sey onunla kaaimdir). Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Goklerde ne var, yerde ne varsa hepsi onun. Onun izni olmadıkca nezdinde sefaat edecek kim mis. O (yaratdıklarının) onlerindekini, arkalarındakini, (yapdıklarını, yapacaklarını, bildiklerini, bilmediklerini, acıkladıklarını, gizlediklerini, dunyalarını, ahiretlerini, hulasa her sey´ini, her sey´ini) bilir. (Mahlukatı) onun ilminden yalnız kendisinin dilediginden baska hic bir sey´i (kaabil degil) kavrayamazlar. Onun kursusu gokleri ve yeri (kucaklamısdır, o kadar) vasi´dir. Bunların nigehbanlıgı Ona agır da gelmez. O, cok yuce, cok buyukdur
Surah Al-Baqara, Verse 255


لَآ إِكۡرَاهَ فِي ٱلدِّينِۖ قَد تَّبَيَّنَ ٱلرُّشۡدُ مِنَ ٱلۡغَيِّۚ فَمَن يَكۡفُرۡ بِٱلطَّـٰغُوتِ وَيُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ فَقَدِ ٱسۡتَمۡسَكَ بِٱلۡعُرۡوَةِ ٱلۡوُثۡقَىٰ لَا ٱنفِصَامَ لَهَاۗ وَٱللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Dinde zorlama yokdur. Hakıykat, iman ile kufr apacık meydana cıkmısdır. Artık kim seytanı tanımayıp da Allaha iman ederse o, muhakkak ki kopması (mumkin) olmayan en saglam kulpa yapısmısdır. Allah hakkıyle isidici, (her sey´i) kemaliyle bilicidir
Surah Al-Baqara, Verse 256


ٱللَّهُ وَلِيُّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ يُخۡرِجُهُم مِّنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِۖ وَٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَوۡلِيَآؤُهُمُ ٱلطَّـٰغُوتُ يُخۡرِجُونَهُم مِّنَ ٱلنُّورِ إِلَى ٱلظُّلُمَٰتِۗ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Allah iman edenlerin yardımcısıdır. Onları karanlıklardan (kurtarıp) nura cıkarır. Kufredenlerin dostları ise seytandır. O da kendilerini nurdan (ayırıb) karanlıklara cıkarır. Onlar cehennemin arkadaslarıdır. Onlar orada, bir daha cıkmamak uzere, ebedi kalıcıdırlar
Surah Al-Baqara, Verse 257


أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِي حَآجَّ إِبۡرَٰهِـۧمَ فِي رَبِّهِۦٓ أَنۡ ءَاتَىٰهُ ٱللَّهُ ٱلۡمُلۡكَ إِذۡ قَالَ إِبۡرَٰهِـۧمُ رَبِّيَ ٱلَّذِي يُحۡيِۦ وَيُمِيتُ قَالَ أَنَا۠ أُحۡيِۦ وَأُمِيتُۖ قَالَ إِبۡرَٰهِـۧمُ فَإِنَّ ٱللَّهَ يَأۡتِي بِٱلشَّمۡسِ مِنَ ٱلۡمَشۡرِقِ فَأۡتِ بِهَا مِنَ ٱلۡمَغۡرِبِ فَبُهِتَ ٱلَّذِي كَفَرَۗ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Allah kendisine mulk (-u saltanat) verdigi icin (sımararak) Ibrahim ile, Rabbi hakkında, cekiseni gormedin mi? Hani Ibrahim: «Benim Rabbim hem diriltir, hem oldurur» deyince o: «Ben de diriltir, oldururum» demisdi. Ibrahim: «Allah gunesi dogudan getiriyor. Haydi sen de onu batıdan getir» deyince ise o kafir sasırıb (ve tutulub) kalmısdı. Allah zaalimler guruhunu muvaffak etmez
Surah Al-Baqara, Verse 258


أَوۡ كَٱلَّذِي مَرَّ عَلَىٰ قَرۡيَةٖ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَىٰ عُرُوشِهَا قَالَ أَنَّىٰ يُحۡيِۦ هَٰذِهِ ٱللَّهُ بَعۡدَ مَوۡتِهَاۖ فَأَمَاتَهُ ٱللَّهُ مِاْئَةَ عَامٖ ثُمَّ بَعَثَهُۥۖ قَالَ كَمۡ لَبِثۡتَۖ قَالَ لَبِثۡتُ يَوۡمًا أَوۡ بَعۡضَ يَوۡمٖۖ قَالَ بَل لَّبِثۡتَ مِاْئَةَ عَامٖ فَٱنظُرۡ إِلَىٰ طَعَامِكَ وَشَرَابِكَ لَمۡ يَتَسَنَّهۡۖ وَٱنظُرۡ إِلَىٰ حِمَارِكَ وَلِنَجۡعَلَكَ ءَايَةٗ لِّلنَّاسِۖ وَٱنظُرۡ إِلَى ٱلۡعِظَامِ كَيۡفَ نُنشِزُهَا ثُمَّ نَكۡسُوهَا لَحۡمٗاۚ فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُۥ قَالَ أَعۡلَمُ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ

Yahud o kimse gibisini (gormedin mi) ki (binalarının) catıları cokmus, dıvarları ustune yıkılmıs (kimsecikleri de kalmamıs bir kasabaya ugramıs. (Kendi kendine) : «Allah burasını olumden sonra acaba nasıl diriltecek?» demis. Allah da onu yuz yıl olu bırakmıs, sonra diriltmis (kendisine) : «Ne kadar eglendin?» demis o da: «Bir gun, yahud bir gunden az» diye soylemisdi. Allah (ona) : «Hayır, yuz yıl (olu) kaldın, iste yiyecegine, icecegine bak, henuz bozulmamısdır. Bir de merkebine bak. (Boyle yapmamız) seni insanlara ibret nisanesi kılmamız icindir. (Merkebin) kemikler (ine) de bak, onları nasıl birlesdirib yerli yerine koyuyoruz. Sonra da onlara et giydiriyoruz» dedi. O — (merkeb dirilib eski haaline geldigi ve her sey) kendisine apacık belli oldugu zaman — (soyle) soyledi: «(Artık su musahedemle de) biliyorum ki Allah subhesiz her sey´e hakkıyle gucuyetendir»
Surah Al-Baqara, Verse 259


وَإِذۡ قَالَ إِبۡرَٰهِـۧمُ رَبِّ أَرِنِي كَيۡفَ تُحۡيِ ٱلۡمَوۡتَىٰۖ قَالَ أَوَلَمۡ تُؤۡمِنۖ قَالَ بَلَىٰ وَلَٰكِن لِّيَطۡمَئِنَّ قَلۡبِيۖ قَالَ فَخُذۡ أَرۡبَعَةٗ مِّنَ ٱلطَّيۡرِ فَصُرۡهُنَّ إِلَيۡكَ ثُمَّ ٱجۡعَلۡ عَلَىٰ كُلِّ جَبَلٖ مِّنۡهُنَّ جُزۡءٗا ثُمَّ ٱدۡعُهُنَّ يَأۡتِينَكَ سَعۡيٗاۚ وَٱعۡلَمۡ أَنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٞ

Hani Ibrahim: «Ey Rabbim, oluleri nasıl diriltecegini bana goster» demis, (Allah, «Buna) inanmadın mı yoksa» demis, o da «Inandım. Fakat kalbimin (gozumle de gorerek) yatısması icin (istedim» diye) soylemisdi. (Allah) dedi ki «Dort kus tut. Onları kendine alısdır, sonra (kesib, hamur yapıp) her parcasını bir dagın uzerine bırak. Sonra da onları cagır. Kosarak sana geleceklerdir». Bil ki subhesiz Allah bir kaadir-i mutlakdır, tam bir hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Baqara, Verse 260


مَّثَلُ ٱلَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمۡوَٰلَهُمۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ كَمَثَلِ حَبَّةٍ أَنۢبَتَتۡ سَبۡعَ سَنَابِلَ فِي كُلِّ سُنۢبُلَةٖ مِّاْئَةُ حَبَّةٖۗ وَٱللَّهُ يُضَٰعِفُ لِمَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٌ

Mallarını Allah yolunda harcayanların haali yedi basak bitiren, her basakda yuz «tane» bulunan bir tek tohumun haali gibidir Allah kime dilerse ona katkat verir. Allah, ihsanı bol olan, hakkıyle bilendir
Surah Al-Baqara, Verse 261


ٱلَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمۡوَٰلَهُمۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ ثُمَّ لَا يُتۡبِعُونَ مَآ أَنفَقُواْ مَنّٗا وَلَآ أَذٗى لَّهُمۡ أَجۡرُهُمۡ عِندَ رَبِّهِمۡ وَلَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ

Mallarını (Allah yolunda) harcayıb da sonra o harcadıklarının arkasından bir basa kakıs ve bir eziyyet takıb katmayanlar (yok mu?) Onların Rableri yanında mukafatları vardır. Onlara hic bir korku yokdur, mahzun da olacak degillerdir onlar
Surah Al-Baqara, Verse 262


۞قَوۡلٞ مَّعۡرُوفٞ وَمَغۡفِرَةٌ خَيۡرٞ مِّن صَدَقَةٖ يَتۡبَعُهَآ أَذٗىۗ وَٱللَّهُ غَنِيٌّ حَلِيمٞ

Iyi (guzel ve tatlı) bir soz ve bir ayıb ortme; ardından eziyyet gelen bir sadakadan hayırlıdır. Allah (kullarının sadakalarından) mustagnidir, halimdir (ukuubetde acele edici degildir)
Surah Al-Baqara, Verse 263


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تُبۡطِلُواْ صَدَقَٰتِكُم بِٱلۡمَنِّ وَٱلۡأَذَىٰ كَٱلَّذِي يُنفِقُ مَالَهُۥ رِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَلَا يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۖ فَمَثَلُهُۥ كَمَثَلِ صَفۡوَانٍ عَلَيۡهِ تُرَابٞ فَأَصَابَهُۥ وَابِلٞ فَتَرَكَهُۥ صَلۡدٗاۖ لَّا يَقۡدِرُونَ عَلَىٰ شَيۡءٖ مِّمَّا كَسَبُواْۗ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Ey iman edenler, sadakalarınızı — malını insanlara gosteris icin harcayan, Allaha ve ahiret gunune inanmayan bir kimse gibi — basa kakmak ve incitmek suretiyle heder etmeyin. Cunku onun haali, uzerinde bir toprak bulunub da kendine siddetli bir yagmur isaabet eden, bu suretle o, kendisini kaskatı bir tas haaline bırakmıs olan kaypak bir kayanın haali gibidir. Onlar (dunyada) isledikleri hic bir seyden (sevab kazanmıya) muktedir olmazlar. Allah, kafirler guruhuna hidayet vermez
Surah Al-Baqara, Verse 264


وَمَثَلُ ٱلَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمۡوَٰلَهُمُ ٱبۡتِغَآءَ مَرۡضَاتِ ٱللَّهِ وَتَثۡبِيتٗا مِّنۡ أَنفُسِهِمۡ كَمَثَلِ جَنَّةِۭ بِرَبۡوَةٍ أَصَابَهَا وَابِلٞ فَـَٔاتَتۡ أُكُلَهَا ضِعۡفَيۡنِ فَإِن لَّمۡ يُصِبۡهَا وَابِلٞ فَطَلّٞۗ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٌ

Allahın rızasını istemek ve ruhlarında olan (iman) ı koklesdirib takviye etmek icin mallarını harcayanların hali de bir tepenin uzerinde bulunan guzel bir bagcenin haline benzer ki ona bir yagmur isaabet etmis de meyvelerini iki kat vermisdir, ona bol bir yagmur dusmese de (hic olmazsa onda) bir cisinti (bulunur) Allah, ne yaparsanız (hepsini) hakkıyle gorucudur
Surah Al-Baqara, Verse 265


أَيَوَدُّ أَحَدُكُمۡ أَن تَكُونَ لَهُۥ جَنَّةٞ مِّن نَّخِيلٖ وَأَعۡنَابٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ لَهُۥ فِيهَا مِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ وَأَصَابَهُ ٱلۡكِبَرُ وَلَهُۥ ذُرِّيَّةٞ ضُعَفَآءُ فَأَصَابَهَآ إِعۡصَارٞ فِيهِ نَارٞ فَٱحۡتَرَقَتۡۗ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمُ ٱلۡأٓيَٰتِ لَعَلَّكُمۡ تَتَفَكَّرُونَ

Sizden her hangi biriniz arzu eder mi ki hurmalardan, uzumlerden onun bir bagcesi olsun, altından ırmaklar aksın, orada kendisinin her cesit meyveleri bulunsun, (fakat) ona ihtiyarlık coksun, aciz ve kucuk cocukları da olsun, derken (onun ve yavrularının biricik gecim vasıtaları olan) ona (o bagceye) icinde bir ates bulunan bir bora isaabet etsin de o, yanıversin? Iste Allah size ayetlerini boyle apacık bildirir. Olur ki iyi dusunursunuz
Surah Al-Baqara, Verse 266


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَنفِقُواْ مِن طَيِّبَٰتِ مَا كَسَبۡتُمۡ وَمِمَّآ أَخۡرَجۡنَا لَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِۖ وَلَا تَيَمَّمُواْ ٱلۡخَبِيثَ مِنۡهُ تُنفِقُونَ وَلَسۡتُم بِـَٔاخِذِيهِ إِلَّآ أَن تُغۡمِضُواْ فِيهِۚ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ

Ey iman edenler, (Hak yolunda) infaakı (harcamayı) kazandıklarınızın en guzellerinden ve sizin icin yerden cıkardıklarımızdan yapın. Kendinizin goz yummadan alıcısı olmadıgınız pek adi, bayagı seyleri vermiye yellenmeyin. Bilin ki subhesiz Allah her seyden mustagnidir, asıl hamde layık olan Odur
Surah Al-Baqara, Verse 267


ٱلشَّيۡطَٰنُ يَعِدُكُمُ ٱلۡفَقۡرَ وَيَأۡمُرُكُم بِٱلۡفَحۡشَآءِۖ وَٱللَّهُ يَعِدُكُم مَّغۡفِرَةٗ مِّنۡهُ وَفَضۡلٗاۗ وَٱللَّهُ وَٰسِعٌ عَلِيمٞ

Seytan sizi fakir olacaksınız diye korkutur. Size cimriligi emreder. Allah ise (nafaka hususunda) size kendisinden bir yarlıgama ve bir bolluk va´d ediyor. Allah (ihsanı) genis olan, (her sey´i) hakkıyle bilendir
Surah Al-Baqara, Verse 268


يُؤۡتِي ٱلۡحِكۡمَةَ مَن يَشَآءُۚ وَمَن يُؤۡتَ ٱلۡحِكۡمَةَ فَقَدۡ أُوتِيَ خَيۡرٗا كَثِيرٗاۗ وَمَا يَذَّكَّرُ إِلَّآ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ

(Allah) hikmeti kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilirse muhakkak ki ona cok hayır verilmisdir. Salim akıl saahiblerinden baskası iyi dusunmez
Surah Al-Baqara, Verse 269


وَمَآ أَنفَقۡتُم مِّن نَّفَقَةٍ أَوۡ نَذَرۡتُم مِّن نَّذۡرٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُهُۥۗ وَمَا لِلظَّـٰلِمِينَ مِنۡ أَنصَارٍ

Nafakadan ne harcadınız, yahud adakdan ne adadınızsa muhakkak Allah onu bilir. Zaalimlerin hic bir yardımcıları yokdur
Surah Al-Baqara, Verse 270


إِن تُبۡدُواْ ٱلصَّدَقَٰتِ فَنِعِمَّا هِيَۖ وَإِن تُخۡفُوهَا وَتُؤۡتُوهَا ٱلۡفُقَرَآءَ فَهُوَ خَيۡرٞ لَّكُمۡۚ وَيُكَفِّرُ عَنكُم مِّن سَيِّـَٔاتِكُمۡۗ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٞ

Eger sadakaları asikare verirseniz o, ne guzel. Eger onları gizler, onları (bu suretle) fakirlere verirseniz iste bu, sizin icin daha hayırlıdır. (Allah o sebeble) gunahlarınızdan bir kısmını yarlıgar. Allah ne yaparsanız ondan hakkıyle haberdardır
Surah Al-Baqara, Verse 271


۞لَّيۡسَ عَلَيۡكَ هُدَىٰهُمۡ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَهۡدِي مَن يَشَآءُۗ وَمَا تُنفِقُواْ مِنۡ خَيۡرٖ فَلِأَنفُسِكُمۡۚ وَمَا تُنفِقُونَ إِلَّا ٱبۡتِغَآءَ وَجۡهِ ٱللَّهِۚ وَمَا تُنفِقُواْ مِنۡ خَيۡرٖ يُوَفَّ إِلَيۡكُمۡ وَأَنتُمۡ لَا تُظۡلَمُونَ

(Habibim) onları (Insanları) hidayete erdirmek senin ustune borc degil. Ancak Allah hidayeti kime dilerse ona verir (nasıyb eder). Infak edeceginiz hayır (mal) kendi faidenizedir. Zaten siz, (Ey mu´minler) Allahın rızaasını aramakdan baska bir suretle infak da etmezsiniz ya. (Allah yolunda) maldan harcedeceginiz (in mukafatı) size fazlasıyle odenecekdir. Siz (bu hususda da) haksızlıga ugratılmayacaksınız
Surah Al-Baqara, Verse 272


لِلۡفُقَرَآءِ ٱلَّذِينَ أُحۡصِرُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ لَا يَسۡتَطِيعُونَ ضَرۡبٗا فِي ٱلۡأَرۡضِ يَحۡسَبُهُمُ ٱلۡجَاهِلُ أَغۡنِيَآءَ مِنَ ٱلتَّعَفُّفِ تَعۡرِفُهُم بِسِيمَٰهُمۡ لَا يَسۡـَٔلُونَ ٱلنَّاسَ إِلۡحَافٗاۗ وَمَا تُنفِقُواْ مِنۡ خَيۡرٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِهِۦ عَلِيمٌ

(Sadakalar) Allah yolunda kendilerini vakfetmis fakirler icindir ki onlar yer yuzunde dolasmıya muktedir olmazlar. (Hallerini) bilmeyen; iffet ve istignalarından dolayı onları zengin (kimse) ler sanır. Sen (Habibim) o gibileri sımalarından tanırsın. Onlar insanlardan yuzsuzluk edib de (bir sey) istemezler. Siz (Hak yolunda) ne mal harcarsanız subhesiz Allah onu hakkıyle bilicidir
Surah Al-Baqara, Verse 273


ٱلَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمۡوَٰلَهُم بِٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ سِرّٗا وَعَلَانِيَةٗ فَلَهُمۡ أَجۡرُهُمۡ عِندَ رَبِّهِمۡ وَلَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ

Mallarını gece gunduz, gizli asikar (Hak yolunda) harcayanlar (yok mu?), Iste onların, Rableri katında mukafatları vardır, Onlara hic bir korku da yokdur, onlar mahzun da olacak degillerdir
Surah Al-Baqara, Verse 274


ٱلَّذِينَ يَأۡكُلُونَ ٱلرِّبَوٰاْ لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ ٱلَّذِي يَتَخَبَّطُهُ ٱلشَّيۡطَٰنُ مِنَ ٱلۡمَسِّۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَالُوٓاْ إِنَّمَا ٱلۡبَيۡعُ مِثۡلُ ٱلرِّبَوٰاْۗ وَأَحَلَّ ٱللَّهُ ٱلۡبَيۡعَ وَحَرَّمَ ٱلرِّبَوٰاْۚ فَمَن جَآءَهُۥ مَوۡعِظَةٞ مِّن رَّبِّهِۦ فَٱنتَهَىٰ فَلَهُۥ مَا سَلَفَ وَأَمۡرُهُۥٓ إِلَى ٱللَّهِۖ وَمَنۡ عَادَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Riba (faiz) yiyenler kendilerini seytan carpmıs (birer mecnun) dan baska bir halde (kabirlerinden) kalkmazlar. Boyle olması da onların: «Alım satım da ancak riba gibidir» demelerindendir. Halbuki Allah, alıs verisi halal, ribayı (faizi) haram kılmısdır. (Bundan boyle) kim Rabbinden kendisine bir ogut gelib de (faizden) vaz gecerse gecmisi ona, ve isi (hakkındaki hukum) de Allaha aiddir. Kim de tekrar (faize) donerse onlar o atesin yaranıdırlar ki orada onlar (bir daha cıkmamak uzere) ebedi kalıcıdırlar
Surah Al-Baqara, Verse 275


يَمۡحَقُ ٱللَّهُ ٱلرِّبَوٰاْ وَيُرۡبِي ٱلصَّدَقَٰتِۗ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ كَفَّارٍ أَثِيمٍ

Allah rıbanın bereketini tamaamen giderir, sadaka (sı verilen mal) lan ise artırır, Allah (haramı halal tanımakda ısrar eden) cok kafir, cok gunahkar hic bir kimseyi sevmez
Surah Al-Baqara, Verse 276


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ وَأَقَامُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُاْ ٱلزَّكَوٰةَ لَهُمۡ أَجۡرُهُمۡ عِندَ رَبِّهِمۡ وَلَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ

Iman eden, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunan, namazı (nı) dosdogru kılan, bir de zekatı (nı) veren kimseler (in, evet), onların Rableri indinde mukafatları vardır. Onlara hic bir korku yokdur, onlar mahzun da olacak degillerdir
Surah Al-Baqara, Verse 277


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَذَرُواْ مَا بَقِيَ مِنَ ٱلرِّبَوٰٓاْ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ

Ey iman edenler, (gercek) mu´minler iseniz Allahdan korkun, faizden (henuz alınmamıs olub da) kalanı bırakın (almayın)
Surah Al-Baqara, Verse 278


فَإِن لَّمۡ تَفۡعَلُواْ فَأۡذَنُواْ بِحَرۡبٖ مِّنَ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦۖ وَإِن تُبۡتُمۡ فَلَكُمۡ رُءُوسُ أَمۡوَٰلِكُمۡ لَا تَظۡلِمُونَ وَلَا تُظۡلَمُونَ

Iste (boyle) yapmazsanız Allaha ve Peygamberine karsı harb (e girmis oldugunuzu) bilin. Eger (tefecilige, murabehacılıga) tevbe ederseniz mallarınızın basları (sermayeleriniz) yine sizindir. (Bu suretle) ne haksızlık yapmıs, ne de haksızlıga ugratılmıs olmazsınız
Surah Al-Baqara, Verse 279


وَإِن كَانَ ذُو عُسۡرَةٖ فَنَظِرَةٌ إِلَىٰ مَيۡسَرَةٖۚ وَأَن تَصَدَّقُواْ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

Eger (borclu) darlık icinde bulunuyorsa ona genis bir zamana kadar muhlet (verin). Sadaka oiarak bagıslamanız ise sizi nicin daha hayırlıdır. Eger bilirseniz
Surah Al-Baqara, Verse 280


وَٱتَّقُواْ يَوۡمٗا تُرۡجَعُونَ فِيهِ إِلَى ٱللَّهِۖ ثُمَّ تُوَفَّىٰ كُلُّ نَفۡسٖ مَّا كَسَبَتۡ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ

Oyle bir gunden sakının ki (hepiniz) o gun Allaha donduruleceksiniz. Sonra herkese kazandıgı tastamam verilecek, onlara haksızlık edilmeyecekdir
Surah Al-Baqara, Verse 281


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا تَدَايَنتُم بِدَيۡنٍ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗى فَٱكۡتُبُوهُۚ وَلۡيَكۡتُب بَّيۡنَكُمۡ كَاتِبُۢ بِٱلۡعَدۡلِۚ وَلَا يَأۡبَ كَاتِبٌ أَن يَكۡتُبَ كَمَا عَلَّمَهُ ٱللَّهُۚ فَلۡيَكۡتُبۡ وَلۡيُمۡلِلِ ٱلَّذِي عَلَيۡهِ ٱلۡحَقُّ وَلۡيَتَّقِ ٱللَّهَ رَبَّهُۥ وَلَا يَبۡخَسۡ مِنۡهُ شَيۡـٔٗاۚ فَإِن كَانَ ٱلَّذِي عَلَيۡهِ ٱلۡحَقُّ سَفِيهًا أَوۡ ضَعِيفًا أَوۡ لَا يَسۡتَطِيعُ أَن يُمِلَّ هُوَ فَلۡيُمۡلِلۡ وَلِيُّهُۥ بِٱلۡعَدۡلِۚ وَٱسۡتَشۡهِدُواْ شَهِيدَيۡنِ مِن رِّجَالِكُمۡۖ فَإِن لَّمۡ يَكُونَا رَجُلَيۡنِ فَرَجُلٞ وَٱمۡرَأَتَانِ مِمَّن تَرۡضَوۡنَ مِنَ ٱلشُّهَدَآءِ أَن تَضِلَّ إِحۡدَىٰهُمَا فَتُذَكِّرَ إِحۡدَىٰهُمَا ٱلۡأُخۡرَىٰۚ وَلَا يَأۡبَ ٱلشُّهَدَآءُ إِذَا مَا دُعُواْۚ وَلَا تَسۡـَٔمُوٓاْ أَن تَكۡتُبُوهُ صَغِيرًا أَوۡ كَبِيرًا إِلَىٰٓ أَجَلِهِۦۚ ذَٰلِكُمۡ أَقۡسَطُ عِندَ ٱللَّهِ وَأَقۡوَمُ لِلشَّهَٰدَةِ وَأَدۡنَىٰٓ أَلَّا تَرۡتَابُوٓاْ إِلَّآ أَن تَكُونَ تِجَٰرَةً حَاضِرَةٗ تُدِيرُونَهَا بَيۡنَكُمۡ فَلَيۡسَ عَلَيۡكُمۡ جُنَاحٌ أَلَّا تَكۡتُبُوهَاۗ وَأَشۡهِدُوٓاْ إِذَا تَبَايَعۡتُمۡۚ وَلَا يُضَآرَّ كَاتِبٞ وَلَا شَهِيدٞۚ وَإِن تَفۡعَلُواْ فَإِنَّهُۥ فُسُوقُۢ بِكُمۡۗ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۖ وَيُعَلِّمُكُمُ ٱللَّهُۗ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ

Ey iman edenler, ta´yin edilmis bir vakta kadar birbirinize borclandıgınız zaman onu yazın. Aranızda bir yazıcı da dogrulukla (onu) yazsın. Katib, Allahın kendisine ogretdigi gibi yazmakdan cekinmesin, yazsın. Uzerinde hak olan (borclu) da yazdırsın (borcunu ıkraar etsin). Rabbi olan Allahdan korksun, ondan (borcundan) hic bir sey´i eksik bırakmasın. Eger ustunde hak bulunan (bordu) bir beyinsiz veya bir zaif olur, yahud da bizzat yazdırmıya (ve ıkraara) gucu yetmezse velisi dosdogru yazdırsın (ıkraar etsin). Erkeklerinizden iki de sahid yapın. Eger iki erkek bulunmazsa o halde raazi (ve dogruluguna emin) olacagınız sahidlerden bir erkekle iki kadın (yeter. Bu suretle) kadınlardan biri unutursa oburunun hatırlatması (kolay olur). Sahidler (sehadeti edaye) cagırıldıkları vakit kacınmasın. Az olsun, cok olsun, onu va´desiyle beraber yazmakdan usenmeyin. Bu, Allah yanında adalete daha uygun, sahidlik icin daha saglam, subheye dusmemenize de daha yakındır. Meger ki aranızda (elden ele) devredeceginiz ve pesin yaptıgınız bir ticaret olsun. O zaman bunu yazmamanızda size bir vebal yokdur. Alısveris erdiginiz vakit da sahid tutun. Yazana da, sahidlik edene de asla zarar verilmesin. (Bunu) yaparsanız o, kendinize (dokunacak) bir fısk (ve isyan olur). Allahdan korkun. Allah size ogretiyor. Allah her sey´i hakkıyle bilendir
Surah Al-Baqara, Verse 282


۞وَإِن كُنتُمۡ عَلَىٰ سَفَرٖ وَلَمۡ تَجِدُواْ كَاتِبٗا فَرِهَٰنٞ مَّقۡبُوضَةٞۖ فَإِنۡ أَمِنَ بَعۡضُكُم بَعۡضٗا فَلۡيُؤَدِّ ٱلَّذِي ٱؤۡتُمِنَ أَمَٰنَتَهُۥ وَلۡيَتَّقِ ٱللَّهَ رَبَّهُۥۗ وَلَا تَكۡتُمُواْ ٱلشَّهَٰدَةَۚ وَمَن يَكۡتُمۡهَا فَإِنَّهُۥٓ ءَاثِمٞ قَلۡبُهُۥۗ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ عَلِيمٞ

Eger bir sefer uzerinde iseniz, bir yazıcı da bulamadınızsa o vakit (borcludan) alınmıs rehinler (de yeter). Eger birbirinize emin olmussanız kendisine inanılan adam (borclu) Rabbi olan Allahdan korksun da emanetini tastamam odesin. Sahidligi gizlemeyin. Kim onu gizlerse hakıykat sudur ki onun kalbi bir gunahkardır. Allah ne yaparsanız hakkıyle bilendir
Surah Al-Baqara, Verse 283


لِّلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ وَإِن تُبۡدُواْ مَا فِيٓ أَنفُسِكُمۡ أَوۡ تُخۡفُوهُ يُحَاسِبۡكُم بِهِ ٱللَّهُۖ فَيَغۡفِرُ لِمَن يَشَآءُ وَيُعَذِّبُ مَن يَشَآءُۗ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ

Goklerde ne var, yerde ne varsa (hepsi) Allahındır. Eger siz icinizdekini acıklar, yahud, gizlerseniz Allah onunla sizi hesaba ceker. Sonra kimi dilerse onu yarlıgar, kimi dilerse onu da azablandırır. Allah her sey´e hakkıyle kaadirdir
Surah Al-Baqara, Verse 284


ءَامَنَ ٱلرَّسُولُ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيۡهِ مِن رَّبِّهِۦ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَۚ كُلٌّ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَمَلَـٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ لَا نُفَرِّقُ بَيۡنَ أَحَدٖ مِّن رُّسُلِهِۦۚ وَقَالُواْ سَمِعۡنَا وَأَطَعۡنَاۖ غُفۡرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيۡكَ ٱلۡمَصِيرُ

O peygamber de kentlisine Rabbinden indirilene iman etdi, muminler de. (Onlardan) her biri Allaha, onun meleklerine, Kitablarına, peygamberlerine inandı. «Onun (Allanın) peygamberlerinden hic birini digerlerinin arasından ayırmayız (hepsine inanırız), dinledik (kabul etdik; emrine) itaat etdik. Ey Rabbimiz, magfiretini (isteriz). Son varıs (ımız) ancak Sanadır» dediler
Surah Al-Baqara, Verse 285


لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِلَّا وُسۡعَهَاۚ لَهَا مَا كَسَبَتۡ وَعَلَيۡهَا مَا ٱكۡتَسَبَتۡۗ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذۡنَآ إِن نَّسِينَآ أَوۡ أَخۡطَأۡنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تَحۡمِلۡ عَلَيۡنَآ إِصۡرٗا كَمَا حَمَلۡتَهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلۡنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِۦۖ وَٱعۡفُ عَنَّا وَٱغۡفِرۡ لَنَا وَٱرۡحَمۡنَآۚ أَنتَ مَوۡلَىٰنَا فَٱنصُرۡنَا عَلَى ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Allah hic bir kimseye gucunun yeteceginden baskasını yuklemez. (Herkesin) kazandıgı (hayır) kendi faidesine, yapdıgı (Ser) kendi zararınadır. «Ey Rabbimiz, unutduk, yahud yanıldıysak bizi tutub sorguya cekme. Ey Rabbimiz, bizden evvelki (ummet) lere yukledigin gibi ustumuze agır bir yuk yukleme. Ey Rabbimiz, taakat getiremeyecegimizi bize tasıtma. Bizden (saadır olan gunahları) sil, bagısla, bizi yarlıga, bizi esirge. Sen mevlamızsın bizim. Artık kafirler guruhuna karsı da bize yardım et»
Surah Al-Baqara, Verse 286


Author: Hasan Basri Cantay


<< Surah 1
>> Surah 3

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai