Surah Al-Mumtahana - Turkish Translation by Muhammed Esed
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَتَّخِذُواْ عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمۡ أَوۡلِيَآءَ تُلۡقُونَ إِلَيۡهِم بِٱلۡمَوَدَّةِ وَقَدۡ كَفَرُواْ بِمَا جَآءَكُم مِّنَ ٱلۡحَقِّ يُخۡرِجُونَ ٱلرَّسُولَ وَإِيَّاكُمۡ أَن تُؤۡمِنُواْ بِٱللَّهِ رَبِّكُمۡ إِن كُنتُمۡ خَرَجۡتُمۡ جِهَٰدٗا فِي سَبِيلِي وَٱبۡتِغَآءَ مَرۡضَاتِيۚ تُسِرُّونَ إِلَيۡهِم بِٱلۡمَوَدَّةِ وَأَنَا۠ أَعۡلَمُ بِمَآ أَخۡفَيۡتُمۡ وَمَآ أَعۡلَنتُمۡۚ وَمَن يَفۡعَلۡهُ مِنكُمۡ فَقَدۡ ضَلَّ سَوَآءَ ٱلسَّبِيلِ
Siz ey imana ermis olanlar! Size gelmis olan butun hakikatleri inkar eden ve (yalnızca) Rabbiniz Allah´a inandıgınız icin Elci´yi ve sizi (yurtlarınızdan) suren dusmanlarımı -ki onlar aynı zamanda sizin de dusmanlarınızdır- sefkat gostererek dost edinmeyin! Eger Benim yolumda cehd gostermek icin ve Benim rızamı kazanmak arzusuyla (evlerinizden) cıkıp gitti(gi)niz (dogru) ise, onlara gizli bir sefkatle yaklas(arak dostluk yap)mayın; cunku hem acıktan yaptıgınız hem de gizlemis oldugunuz her seyden tamamiyle haberdarım. Ve icinizden bunu her kim yaparsa dogru yoldan sapmıs olur
Surah Al-Mumtahana, Verse 1
إِن يَثۡقَفُوكُمۡ يَكُونُواْ لَكُمۡ أَعۡدَآءٗ وَيَبۡسُطُوٓاْ إِلَيۡكُمۡ أَيۡدِيَهُمۡ وَأَلۡسِنَتَهُم بِٱلسُّوٓءِ وَوَدُّواْ لَوۡ تَكۡفُرُونَ
Onlar eger size ustun gelselerdi (yine) dusmanınız olarak kalırlardı ve size karsı kotu niyetle el kaldırır, dil uzatırlardı cunku sizin (de) hakikati inkar etmenizi isterlerdi
Surah Al-Mumtahana, Verse 2
لَن تَنفَعَكُمۡ أَرۡحَامُكُمۡ وَلَآ أَوۡلَٰدُكُمۡۚ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ يَفۡصِلُ بَيۡنَكُمۡۚ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ
Ama (unutmayın ki) ne akrabalarınız ne de (hatta) kendi cocuklarınız Kıyamet Gunu size bir fayda saglar, (cunku o Gun) Allah aranızda (yalnızca erdemli davranıp davranmadıgınıza gore) karar verecektir ve Allah butun yaptıklarınızı gorur
Surah Al-Mumtahana, Verse 3
قَدۡ كَانَتۡ لَكُمۡ أُسۡوَةٌ حَسَنَةٞ فِيٓ إِبۡرَٰهِيمَ وَٱلَّذِينَ مَعَهُۥٓ إِذۡ قَالُواْ لِقَوۡمِهِمۡ إِنَّا بُرَءَـٰٓؤُاْ مِنكُمۡ وَمِمَّا تَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ كَفَرۡنَا بِكُمۡ وَبَدَا بَيۡنَنَا وَبَيۡنَكُمُ ٱلۡعَدَٰوَةُ وَٱلۡبَغۡضَآءُ أَبَدًا حَتَّىٰ تُؤۡمِنُواْ بِٱللَّهِ وَحۡدَهُۥٓ إِلَّا قَوۡلَ إِبۡرَٰهِيمَ لِأَبِيهِ لَأَسۡتَغۡفِرَنَّ لَكَ وَمَآ أَمۡلِكُ لَكَ مِنَ ٱللَّهِ مِن شَيۡءٖۖ رَّبَّنَا عَلَيۡكَ تَوَكَّلۡنَا وَإِلَيۡكَ أَنَبۡنَا وَإِلَيۡكَ ٱلۡمَصِيرُ
Gercekten Ibrahim´de ve ona uyanlarda sizin icin guzel bir ornek vardı: Onlar kendi (putperest) toplumlarına soyle seslenmislerdi: "Kesinlikle biz sizden de Allah´tan baska butun o taptıklarınızdan da uzagız; sizin inandıgınız her seyi inkar ediyoruz; sizinle bizim aramızda, Tek Allah´a inanacagınız zamana kadar surecek bir dusmanlık ve nefret vardır!" Tek istisna, Ibrahim´in, babasına: "Senin icin (Allah´tan) bagıslama dileyecegim ama senin adına Allah´tan herhangi bir sey elde etmek benim elimde degil" demesiydi. (Ve Ibrahim ile ona uyanlar,) "Ey Rabbimiz!" diye yalvardılar, "Sana guveniyor ve Sana yoneliyoruz cunku butun yolların varısı Sanadır
Surah Al-Mumtahana, Verse 4
رَبَّنَا لَا تَجۡعَلۡنَا فِتۡنَةٗ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ وَٱغۡفِرۡ لَنَا رَبَّنَآۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Ey Rabbimiz! Bizi hakikati inkar edenler icin bir oyun ve eglence aracı yapma! Ve gunahlarımızı bagısla, ey Rabbimiz! Cunku Sensin tek kudret ve hikmet sahibi
Surah Al-Mumtahana, Verse 5
لَقَدۡ كَانَ لَكُمۡ فِيهِمۡ أُسۡوَةٌ حَسَنَةٞ لِّمَن كَانَ يَرۡجُواْ ٱللَّهَ وَٱلۡيَوۡمَ ٱلۡأٓخِرَۚ وَمَن يَتَوَلَّ فَإِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلۡغَنِيُّ ٱلۡحَمِيدُ
Onlarda, Allah´ı ve Ahiret Gunu´nu (umit ve korku ile) bekleyen herkes icin guzel bir ornek bulursunuz. Eger biriniz yuz cevirirse, (bilsin ki) Allah hic kimseye muhtac degildir, butun ovgulere tek layık olandır
Surah Al-Mumtahana, Verse 6
۞عَسَى ٱللَّهُ أَن يَجۡعَلَ بَيۡنَكُمۡ وَبَيۡنَ ٱلَّذِينَ عَادَيۡتُم مِّنۡهُم مَّوَدَّةٗۚ وَٱللَّهُ قَدِيرٞۚ وَٱللَّهُ غَفُورٞ رَّحِيمٞ
(Ama) belki Allah, (ey muminler,) (simdi) dusman olarak gordugunuz kimseler ile sizin aranızda (karsılıklı) bir yakınlık olusturabilir; cunku Allah her seye kadirdir ve cok bagıslayıcıdır, rahmet kaynagıdır
Surah Al-Mumtahana, Verse 7
لَّا يَنۡهَىٰكُمُ ٱللَّهُ عَنِ ٱلَّذِينَ لَمۡ يُقَٰتِلُوكُمۡ فِي ٱلدِّينِ وَلَمۡ يُخۡرِجُوكُم مِّن دِيَٰرِكُمۡ أَن تَبَرُّوهُمۡ وَتُقۡسِطُوٓاْ إِلَيۡهِمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلۡمُقۡسِطِينَ
Inanc(ınız)dan dolayı size karsı savasmayan ve sizi yurtlarınızdan surmeyen (inkarcılara) gelince, Allah onlara nezaketle ve adaletle davranmanızı yasaklamaz cunku Allah adil davrananları sever
Surah Al-Mumtahana, Verse 8
إِنَّمَا يَنۡهَىٰكُمُ ٱللَّهُ عَنِ ٱلَّذِينَ قَٰتَلُوكُمۡ فِي ٱلدِّينِ وَأَخۡرَجُوكُم مِّن دِيَٰرِكُمۡ وَظَٰهَرُواْ عَلَىٰٓ إِخۡرَاجِكُمۡ أَن تَوَلَّوۡهُمۡۚ وَمَن يَتَوَلَّهُمۡ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّـٰلِمُونَ
Allah, yalnızca, inanc(ınız)dan dolayı size karsı savasan ve sizi anayurdunuzdan suren veya (baskalarının) sizi surmesine yardım edenlere dostlukla yaklasmanızı yasaklar; ve (icinizden) onlara dostluk gosterenlere gelince, gercek zalimler iste onlardır
Surah Al-Mumtahana, Verse 9
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا جَآءَكُمُ ٱلۡمُؤۡمِنَٰتُ مُهَٰجِرَٰتٖ فَٱمۡتَحِنُوهُنَّۖ ٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِإِيمَٰنِهِنَّۖ فَإِنۡ عَلِمۡتُمُوهُنَّ مُؤۡمِنَٰتٖ فَلَا تَرۡجِعُوهُنَّ إِلَى ٱلۡكُفَّارِۖ لَا هُنَّ حِلّٞ لَّهُمۡ وَلَا هُمۡ يَحِلُّونَ لَهُنَّۖ وَءَاتُوهُم مَّآ أَنفَقُواْۚ وَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ أَن تَنكِحُوهُنَّ إِذَآ ءَاتَيۡتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّۚ وَلَا تُمۡسِكُواْ بِعِصَمِ ٱلۡكَوَافِرِ وَسۡـَٔلُواْ مَآ أَنفَقۡتُمۡ وَلۡيَسۡـَٔلُواْ مَآ أَنفَقُواْۚ ذَٰلِكُمۡ حُكۡمُ ٱللَّهِ يَحۡكُمُ بَيۡنَكُمۡۖ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٞ
Siz ey imana ermis olanlar! Mumin kadınlar her ne zaman zulum ve kotuluk diyarını terk ederek size gelirlerse, Allah onların inancından tam haberdar (oldugu halde) siz yine de onları sınayın; eger mumin olduklarına tam emin olursanız, onları inkarcılara geri gondermeyin, (cunku) onlar (artık) eski kocalarına helal (degiller) ve otekiler de bunlara helal (degiller). Ayrıca, onlar (hanımlarına mehir olarak) ne verdilerse hepsini iade edin. Ve (ey muminler,) siz bu kadınlarla mehirlerini verdikten sonra evlenirseniz bir gunah islemis olmazsınız. Diger taraftan, hakikati inkar (etmeye devam) eden kadınlarla evlilik bagınızı surdurmeyin ve onlara (mehir olarak) ne verdiyseniz (iade etmelerini) isteyin, aynı sekilde otekiler, (hanımları size gelmis olanlar da,) harcadıkları her seyi(n iadesini) talep etme hakkına sahiptirler. Bu, Allah´ın hukmudur. O, sizin aranızda (adaletle) hukmeder cunku Allah, her seyi bilendir, hikmet sahibidir
Surah Al-Mumtahana, Verse 10
وَإِن فَاتَكُمۡ شَيۡءٞ مِّنۡ أَزۡوَٰجِكُمۡ إِلَى ٱلۡكُفَّارِ فَعَاقَبۡتُمۡ فَـَٔاتُواْ ٱلَّذِينَ ذَهَبَتۡ أَزۡوَٰجُهُم مِّثۡلَ مَآ أَنفَقُواْۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ ٱلَّذِيٓ أَنتُم بِهِۦ مُؤۡمِنُونَ
Eger hanımlarınızdan biri (sizi bırakıp) hakikati inkar edenlere giderse ve siz de buna uzulurseniz o zaman hanımları bırakıp giden (koca)lara (hanımlarına mehir olarak) harcadıklarına esit bir sey verin ve inandıgınız Allah´a karsı sorumlulugunuzun bilincinde olun
Surah Al-Mumtahana, Verse 11
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ إِذَا جَآءَكَ ٱلۡمُؤۡمِنَٰتُ يُبَايِعۡنَكَ عَلَىٰٓ أَن لَّا يُشۡرِكۡنَ بِٱللَّهِ شَيۡـٔٗا وَلَا يَسۡرِقۡنَ وَلَا يَزۡنِينَ وَلَا يَقۡتُلۡنَ أَوۡلَٰدَهُنَّ وَلَا يَأۡتِينَ بِبُهۡتَٰنٖ يَفۡتَرِينَهُۥ بَيۡنَ أَيۡدِيهِنَّ وَأَرۡجُلِهِنَّ وَلَا يَعۡصِينَكَ فِي مَعۡرُوفٖ فَبَايِعۡهُنَّ وَٱسۡتَغۡفِرۡ لَهُنَّ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ
Ey Peygamber! Mumin kadınlar ne zaman sana gelip (bundan boyle) Allah´tan baska hicbir seye ilahlık yakıstırmayacaklarını, hırsızlık yapmayacaklarını, zina etmeyeceklerini, cocuklarını oldurmeyeceklerini, hic yoktan yalan uydurarak iftira atmayacaklarını ve (bildirecegin) hicbir hakikate karsı cıkmayacaklarını (taahhut ederek) sana baglılıklarını bildirirlerse, onların baglılık taahhutlerini kabul et ve Allah´tan onların (gecmis) gunahlarını affetmesini dile! Cunku Allah cok bagıslayıcıdır, rahmet kaynagıdır
Surah Al-Mumtahana, Verse 12
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَتَوَلَّوۡاْ قَوۡمًا غَضِبَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِمۡ قَدۡ يَئِسُواْ مِنَ ٱلۡأٓخِرَةِ كَمَا يَئِسَ ٱلۡكُفَّارُ مِنۡ أَصۡحَٰبِ ٱلۡقُبُورِ
Siz ey imana ermis olanlar! Allah´ın gazabına ugrayan toplum ile dost olmayın! Onlar(ı dost edinenlerin) oteki dunya ile ilgili hicbir umitleri kalmamıstır; tıpkı bu hakikat inkarcılarının, (simdi) mezarlarında yatanları (tekrar gorme) umitlerini kaybetmis bulunmaları gibi
Surah Al-Mumtahana, Verse 13