Surah Al-Muddathir - Turkish Translation by Abdulbaki Golpinarli
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡمُدَّثِّرُ
Ey elbisesiyle başını örten
Surah Al-Muddathir, Verse 1
قُمۡ فَأَنذِرۡ
Kalk da korkut
Surah Al-Muddathir, Verse 2
وَرَبَّكَ فَكَبِّرۡ
Ve Rabbini büyük bil
Surah Al-Muddathir, Verse 3
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرۡ
Ve elbiseni temizle
Surah Al-Muddathir, Verse 4
وَٱلرُّجۡزَ فَٱهۡجُرۡ
Ve putlardan çekin
Surah Al-Muddathir, Verse 5
وَلَا تَمۡنُن تَسۡتَكۡثِرُ
Ve birşeyi, daha fazlasını elde etmek için ve başa kakarak verme
Surah Al-Muddathir, Verse 6
وَلِرَبِّكَ فَٱصۡبِرۡ
Ve Rabbine dayan, sabret
Surah Al-Muddathir, Verse 7
فَإِذَا نُقِرَ فِي ٱلنَّاقُورِ
O boru, çalınınca
Surah Al-Muddathir, Verse 8
فَذَٰلِكَ يَوۡمَئِذٖ يَوۡمٌ عَسِيرٌ
Artık o gündür pek güç bir gün
Surah Al-Muddathir, Verse 9
عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ غَيۡرُ يَسِيرٖ
Kafirlere kolay değildir
Surah Al-Muddathir, Verse 10
ذَرۡنِي وَمَنۡ خَلَقۡتُ وَحِيدٗا
Bırak beni ve yarattığımı yapayalnız
Surah Al-Muddathir, Verse 11
وَجَعَلۡتُ لَهُۥ مَالٗا مَّمۡدُودٗا
O yarattığımı ki yarattım ve ona hayliden hayli mal verdim
Surah Al-Muddathir, Verse 12
وَبَنِينَ شُهُودٗا
Gözlerinin önünde duran oğullar verdim
Surah Al-Muddathir, Verse 13
وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمۡهِيدٗا
Ve onun geçimini yaydım da yaydım
Surah Al-Muddathir, Verse 14
ثُمَّ يَطۡمَعُ أَنۡ أَزِيدَ
Sonra da daha fazlalaştırmamı umar
Surah Al-Muddathir, Verse 15
كَلَّآۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِأٓيَٰتِنَا عَنِيدٗا
Hayır, mümkün değil; şüphe yok o, delillerimize karşı adamakıllı inada girişti
Surah Al-Muddathir, Verse 16
سَأُرۡهِقُهُۥ صَعُودًا
Ben de onu, rahat ve huzur yüzü görmeyeceği bir azaba uğratacağım
Surah Al-Muddathir, Verse 17
إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
Şüphe yok ki o, iyice bir düşündü de kendince ölçtübiçti
Surah Al-Muddathir, Verse 18
فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Geberesice nasıl da ölçtübiçti
Surah Al-Muddathir, Verse 19
ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Sonra gene de geberesice, nasıl da ölçütübiçti
Surah Al-Muddathir, Verse 20
ثُمَّ نَظَرَ
Sonra baktı
Surah Al-Muddathir, Verse 21
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ
Sonra kaşını çattı, suratını astı
Surah Al-Muddathir, Verse 22
ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ
sonra ardını döndü ve ululanmaya kalkıştı
Surah Al-Muddathir, Verse 23
فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ
Derken bu, ancak dedi, eskiden beri söylenegelen bir büyü
Surah Al-Muddathir, Verse 24
إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا قَوۡلُ ٱلۡبَشَرِ
Bu ancak insan sözü
Surah Al-Muddathir, Verse 25
سَأُصۡلِيهِ سَقَرَ
Onu yakıcı cehenneme atarım
Surah Al-Muddathir, Verse 26
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سَقَرُ
Ve bilir misin, nedir yakıcı cehennem
Surah Al-Muddathir, Verse 27
لَا تُبۡقِي وَلَا تَذَرُ
Yakar bitirir de gene bırakmaz
Surah Al-Muddathir, Verse 28
لَوَّاحَةٞ لِّلۡبَشَرِ
Derileri tamamıyla yakar kavurur
Surah Al-Muddathir, Verse 29
عَلَيۡهَا تِسۡعَةَ عَشَرَ
On dokuz memuru vardır
Surah Al-Muddathir, Verse 30
وَمَا جَعَلۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَـٰٓئِكَةٗۖ وَمَا جَعَلۡنَا عِدَّتَهُمۡ إِلَّا فِتۡنَةٗ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ لِيَسۡتَيۡقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَيَزۡدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِيمَٰنٗا وَلَا يَرۡتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ وَٱلۡكَٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَمَا يَعۡلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَۚ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكۡرَىٰ لِلۡبَشَرِ
Ve biz, cehennem memurlarını, meleklerden tayin ettik ve kendilerine kitap verilenlerin iyideniyiye anlayıp inanmaları için ve inananların inancını arttırsın ve kendilerine kitap verilenlerle inananlar, şüpheye düşmesinler ve gönüllerinde hastalık olanlar ve kafirlerse, Allah bununla, bu örnekle neyi kastediyor ki desinler diye sayılarını on dokuz olarak taktir ettik. İşte böylece Allah, bildiğini saptırır ve dilediğini doğru yola sokar ve Rabbinin ordusu ne kadardır, ancak Allah bilir ve bu, insanlara bir öğüttür ancak
Surah Al-Muddathir, Verse 31
كَلَّا وَٱلۡقَمَرِ
Hayır, gerçekten de andolsun aya
Surah Al-Muddathir, Verse 32
وَٱلَّيۡلِ إِذۡ أَدۡبَرَ
Ve andolsun çekilip giderken geceye
Surah Al-Muddathir, Verse 33
وَٱلصُّبۡحِ إِذَآ أَسۡفَرَ
Ve ışıklanıp doğarken güne
Surah Al-Muddathir, Verse 34
إِنَّهَا لَإِحۡدَى ٱلۡكُبَرِ
Cehennem, şüphe yok ki pek büyük mahluklardan biridir
Surah Al-Muddathir, Verse 35
نَذِيرٗا لِّلۡبَشَرِ
Korkutucudur insanları
Surah Al-Muddathir, Verse 36
لِمَن شَآءَ مِنكُمۡ أَن يَتَقَدَّمَ أَوۡ يَتَأَخَّرَ
Sizden, ileri geçip itaat edenleri ve geri kalıp isyana dalanları
Surah Al-Muddathir, Verse 37
كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡ رَهِينَةٌ
Herkes, kazancına bağlıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 38
إِلَّآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡيَمِينِ
Ancak sağ taraf ehli başka
Surah Al-Muddathir, Verse 39
فِي جَنَّـٰتٖ يَتَسَآءَلُونَ
Cennetlerdedir onlar, soralar, konuşurlar
Surah Al-Muddathir, Verse 40
عَنِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Mücrimlerin halinden
Surah Al-Muddathir, Verse 41
مَا سَلَكَكُمۡ فِي سَقَرَ
Nedir derler cehenneme sokan sizi
Surah Al-Muddathir, Verse 42
قَالُواْ لَمۡ نَكُ مِنَ ٱلۡمُصَلِّينَ
Derler ki: Namaz kılmazdık
Surah Al-Muddathir, Verse 43
وَلَمۡ نَكُ نُطۡعِمُ ٱلۡمِسۡكِينَ
Ve yoksulu doyurmazdık
Surah Al-Muddathir, Verse 44
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلۡخَآئِضِينَ
Ve boş laflarla azgınlığa dalanlarla biz de dalardık
Surah Al-Muddathir, Verse 45
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
Ve ceza gününü yalanlardık
Surah Al-Muddathir, Verse 46
حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلۡيَقِينُ
Bize ölüm gelip çatıncaya dek
Surah Al-Muddathir, Verse 47
فَمَا تَنفَعُهُمۡ شَفَٰعَةُ ٱلشَّـٰفِعِينَ
Derken şefaatçilerin şefaati fayda vermez onlara
Surah Al-Muddathir, Verse 48
فَمَا لَهُمۡ عَنِ ٱلتَّذۡكِرَةِ مُعۡرِضِينَ
Derken ne oluyor onlara ki öğütten, Kur'an'dan yüz çevirmedeler, kaçmadalar
Surah Al-Muddathir, Verse 49
كَأَنَّهُمۡ حُمُرٞ مُّسۡتَنفِرَةٞ
Sanki yabani eşeklerdir onlar da
Surah Al-Muddathir, Verse 50
فَرَّتۡ مِن قَسۡوَرَةِۭ
Arslandan kaçıyorlar
Surah Al-Muddathir, Verse 51
بَلۡ يُرِيدُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُؤۡتَىٰ صُحُفٗا مُّنَشَّرَةٗ
Hayır, onların herbiri, ister ki apaçık sahifeler verilsin onlara
Surah Al-Muddathir, Verse 52
كَلَّاۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ
Hayır, öyle değil, onlar, ahiretten korkmazlar
Surah Al-Muddathir, Verse 53
كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذۡكِرَةٞ
Gerçekten de Kur'an, bir öğüttür
Surah Al-Muddathir, Verse 54
فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
Artık dileyen, öğüt alır onunla
Surah Al-Muddathir, Verse 55
وَمَا يَذۡكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ هُوَ أَهۡلُ ٱلتَّقۡوَىٰ وَأَهۡلُ ٱلۡمَغۡفِرَةِ
Ve Allah'ın dilediğinden başkası öğüt alamaz; odur çekinilmeye değer ve yarlıgayıp suçları örter
Surah Al-Muddathir, Verse 56