Surah Al-Muddathir - Turkish Translation by Elmal L Sadelestirilmis
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡمُدَّثِّرُ
Ey (sarılıp) bürünen
Surah Al-Muddathir, Verse 1
قُمۡ فَأَنذِرۡ
kalk artık uyar
Surah Al-Muddathir, Verse 2
وَرَبَّكَ فَكَبِّرۡ
ve Rabbini artık büyükle
Surah Al-Muddathir, Verse 3
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرۡ
elbiseni artık temizle
Surah Al-Muddathir, Verse 4
وَٱلرُّجۡزَ فَٱهۡجُرۡ
pislikleri artık uzaklaştır
Surah Al-Muddathir, Verse 5
وَلَا تَمۡنُن تَسۡتَكۡثِرُ
çoksunarak (yaptığını çok görerek) başa kakma
Surah Al-Muddathir, Verse 6
وَلِرَبِّكَ فَٱصۡبِرۡ
ve Rabbin (rızası) için sabret
Surah Al-Muddathir, Verse 7
فَإِذَا نُقِرَ فِي ٱلنَّاقُورِ
Çünkü o boru (Sur) bir öttürüldü mü
Surah Al-Muddathir, Verse 8
فَذَٰلِكَ يَوۡمَئِذٖ يَوۡمٌ عَسِيرٌ
işte o gün çok zorlu bir gündür
Surah Al-Muddathir, Verse 9
عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ غَيۡرُ يَسِيرٖ
kafirlere hiç kolay değildir
Surah Al-Muddathir, Verse 10
ذَرۡنِي وَمَنۡ خَلَقۡتُ وَحِيدٗا
Bana bırak temtek olarak yarattığım o herifi
Surah Al-Muddathir, Verse 11
وَجَعَلۡتُ لَهُۥ مَالٗا مَّمۡدُودٗا
kendisine uzun boylu servet verdim
Surah Al-Muddathir, Verse 12
وَبَنِينَ شُهُودٗا
göz önünde oğulları
Surah Al-Muddathir, Verse 13
وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمۡهِيدٗا
hem kendisine bir döşeyiş döşedim (şeref ve itibar verdim)
Surah Al-Muddathir, Verse 14
ثُمَّ يَطۡمَعُ أَنۡ أَزِيدَ
Sonra o daha da arttırmamın hırsı içindedir
Surah Al-Muddathir, Verse 15
كَلَّآۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِأٓيَٰتِنَا عَنِيدٗا
Hayır! O Bizim ayetlerimize karşı alabildiğine inatçı kesildi
Surah Al-Muddathir, Verse 16
سَأُرۡهِقُهُۥ صَعُودًا
Ben onu dimdik sarpa sardıracağım
Surah Al-Muddathir, Verse 17
إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
Çünkü o bir düşündü, ölçtü biçti
Surah Al-Muddathir, Verse 18
فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Kahrolası, nasıl ölçüp biçti
Surah Al-Muddathir, Verse 19
ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Sonra (yine) kahrolası nasıl ölçüp biçti
Surah Al-Muddathir, Verse 20
ثُمَّ نَظَرَ
Sonra baktı
Surah Al-Muddathir, Verse 21
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ
sonra kaşını çattı ve ekşiyerek surat astı
Surah Al-Muddathir, Verse 22
ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ
Sonra ardına dönüp büyüklük tasladı
Surah Al-Muddathir, Verse 23
فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ
Bu, dedi, başka değil sadece ötedenberi nakledilegelen bir sihirdir
Surah Al-Muddathir, Verse 24
إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا قَوۡلُ ٱلۡبَشَرِ
insan sözünden başka birşey değildir!»
Surah Al-Muddathir, Verse 25
سَأُصۡلِيهِ سَقَرَ
Onu Sekar´a yaslayacağım
Surah Al-Muddathir, Verse 26
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سَقَرُ
Sekar´ın ne olduğunu bilir misin
Surah Al-Muddathir, Verse 27
لَا تُبۡقِي وَلَا تَذَرُ
Ne bir parça kor, ne bırakır
Surah Al-Muddathir, Verse 28
لَوَّاحَةٞ لِّلۡبَشَرِ
İnsana susamış bir susuzdur
Surah Al-Muddathir, Verse 29
عَلَيۡهَا تِسۡعَةَ عَشَرَ
Üzerinde ondokuz (bekçi melek) vardır
Surah Al-Muddathir, Verse 30
وَمَا جَعَلۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَـٰٓئِكَةٗۖ وَمَا جَعَلۡنَا عِدَّتَهُمۡ إِلَّا فِتۡنَةٗ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ لِيَسۡتَيۡقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَيَزۡدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِيمَٰنٗا وَلَا يَرۡتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ وَٱلۡكَٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَمَا يَعۡلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَۚ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكۡرَىٰ لِلۡبَشَرِ
Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık, sayılarını da sadece inkarcılar için bir fitne vesilesi kıldık ki, kitap verilenler kesin inanç edinsin, inananların imanını arttırsın, kitap verilenlerle, müminler şüphelenmesin, kalplerinde hastalık bulunanlarla kafirler: «Allah bununla mesela ne demek istiyor?» desin, işte böyle Allah, dilediğini şaşırtır, dilediğine de yola getirir. Rabbinin ordularını sadece kendisi bilir; ve o ancak düşünmek için insanlara bir öğüttür
Surah Al-Muddathir, Verse 31
كَلَّا وَٱلۡقَمَرِ
Hayır, hayır! O ay´a
Surah Al-Muddathir, Verse 32
وَٱلَّيۡلِ إِذۡ أَدۡبَرَ
döndüğü an o geceye
Surah Al-Muddathir, Verse 33
وَٱلصُّبۡحِ إِذَآ أَسۡفَرَ
açtığı sıra o sabaha andolsun ki
Surah Al-Muddathir, Verse 34
إِنَّهَا لَإِحۡدَى ٱلۡكُبَرِ
Sekar muhakkak büyüklerin (belaların) biridir
Surah Al-Muddathir, Verse 35
نَذِيرٗا لِّلۡبَشَرِ
İnsanları ikaz etmek için
Surah Al-Muddathir, Verse 36
لِمَن شَآءَ مِنكُمۡ أَن يَتَقَدَّمَ أَوۡ يَتَأَخَّرَ
içinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri
Surah Al-Muddathir, Verse 37
كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡ رَهِينَةٌ
Her nefis kazancına bağlıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 38
إِلَّآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡيَمِينِ
ancak sağın adamları
Surah Al-Muddathir, Verse 39
فِي جَنَّـٰتٖ يَتَسَآءَلُونَ
Cennetlerdedir; soruşur dururlar
Surah Al-Muddathir, Verse 40
عَنِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
suçlulardan
Surah Al-Muddathir, Verse 41
مَا سَلَكَكُمۡ فِي سَقَرَ
Sizi Sekar´a sokan nedir? diye
Surah Al-Muddathir, Verse 42
قَالُواْ لَمۡ نَكُ مِنَ ٱلۡمُصَلِّينَ
(Onlar) derler: «Biz namaz kılanlardan değildik
Surah Al-Muddathir, Verse 43
وَلَمۡ نَكُ نُطۡعِمُ ٱلۡمِسۡكِينَ
fakirlere yemek yedirmezdik
Surah Al-Muddathir, Verse 44
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلۡخَآئِضِينَ
batakçılarla dalar giderdik
Surah Al-Muddathir, Verse 45
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
ve hesap gününe yalan derdik
Surah Al-Muddathir, Verse 46
حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلۡيَقِينُ
bize o ölüm gelinceye kadar!»
Surah Al-Muddathir, Verse 47
فَمَا تَنفَعُهُمۡ شَفَٰعَةُ ٱلشَّـٰفِعِينَ
Fakat o zaman şefaatçilerin şefaati fayda vermez
Surah Al-Muddathir, Verse 48
فَمَا لَهُمۡ عَنِ ٱلتَّذۡكِرَةِ مُعۡرِضِينَ
O öğütten yüz çevirirlerken şimdi ne mazeretleri var
Surah Al-Muddathir, Verse 49
كَأَنَّهُمۡ حُمُرٞ مُّسۡتَنفِرَةٞ
Sanki ürkmüş yaban eşekleri
Surah Al-Muddathir, Verse 50
فَرَّتۡ مِن قَسۡوَرَةِۭ
arslandan kaçmaktalar
Surah Al-Muddathir, Verse 51
بَلۡ يُرِيدُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُؤۡتَىٰ صُحُفٗا مُّنَشَّرَةٗ
Yok! Onlardan her kişi kendisine ayrı sahifelerle tezkireler (ihtarnameler) dağıtılmasını istiyor
Surah Al-Muddathir, Verse 52
كَلَّاۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ
Hayır! Doğrusu ahiretten korkmuyorlar
Surah Al-Muddathir, Verse 53
كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذۡكِرَةٞ
Hayır, hayır! O muhakkak bir uyarıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 54
فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
Dileyen onu düşünür
Surah Al-Muddathir, Verse 55
وَمَا يَذۡكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ هُوَ أَهۡلُ ٱلتَّقۡوَىٰ وَأَهۡلُ ٱلۡمَغۡفِرَةِ
Bununla beraber Allah dilemeyince, düşünmezler; koruyacak da O´dur, bağışlayacak da
Surah Al-Muddathir, Verse 56