Surah Al-Muddathir - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡمُدَّثِّرُ
Ey (esvabına) burunmus olan! Veya (Ey disarını giymis olan)
Surah Al-Muddathir, Verse 1
قُمۡ فَأَنذِرۡ
Kalk, artık inzar et (uyar)
Surah Al-Muddathir, Verse 2
وَرَبَّكَ فَكَبِّرۡ
Ve (O) senin Rabbin, oyleyse (O´nu) tekbir et (yucelt)
Surah Al-Muddathir, Verse 3
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرۡ
Ve elbiseni artık (onu) temiz tut
Surah Al-Muddathir, Verse 4
وَٱلرُّجۡزَ فَٱهۡجُرۡ
Ve azap (ona sebep olacak seylerden) artık uzak dur
Surah Al-Muddathir, Verse 5
وَلَا تَمۡنُن تَسۡتَكۡثِرُ
Ve daha cogunu isteyerek (karsılık bekleyerek) iyilik yapma
Surah Al-Muddathir, Verse 6
وَلِرَبِّكَ فَٱصۡبِرۡ
Ve Rabbin icin artık sabret
Surah Al-Muddathir, Verse 7
فَإِذَا نُقِرَ فِي ٱلنَّاقُورِ
Artık Nakur´a (Sur Borusu´na) uflendigi zaman
Surah Al-Muddathir, Verse 8
فَذَٰلِكَ يَوۡمَئِذٖ يَوۡمٌ عَسِيرٌ
Iste o izin gunu, “zor gun” dur
Surah Al-Muddathir, Verse 9
عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ غَيۡرُ يَسِيرٖ
Kafirlere kolay degildir
Surah Al-Muddathir, Verse 10
ذَرۡنِي وَمَنۡ خَلَقۡتُ وَحِيدٗا
Tek basına yarattıgım kisiyi Bana bırak
Surah Al-Muddathir, Verse 11
وَجَعَلۡتُ لَهُۥ مَالٗا مَّمۡدُودٗا
Ve onu, devamlı cogaltarak mal sahibi yaptım
Surah Al-Muddathir, Verse 12
وَبَنِينَ شُهُودٗا
Ve her zaman yanında olan ogullar (verdim)
Surah Al-Muddathir, Verse 13
وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمۡهِيدٗا
Ve ona bol bol (ni´metler) vererek genis imkanlar sagladım
Surah Al-Muddathir, Verse 14
ثُمَّ يَطۡمَعُ أَنۡ أَزِيدَ
Sonra (daha da) artırmamı ister
Surah Al-Muddathir, Verse 15
كَلَّآۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِأٓيَٰتِنَا عَنِيدٗا
Hayır, asla. Muhakkak ki o Bizim ayetlerimize karsı (inkar etmekte) inatcı oldu
Surah Al-Muddathir, Verse 16
سَأُرۡهِقُهُۥ صَعُودًا
Yakında onu sarp bir yokusa (atesten bir daga) surecegim
Surah Al-Muddathir, Verse 17
إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
Muhakkak ki o, (Kur´an hakkında) tefekkur etti (dusundu) ve karar verdi
Surah Al-Muddathir, Verse 18
فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Artık kahroldu (Allah´ın Rahmeti´nden kovularak kendini mahvetti), nasıl karar verdi
Surah Al-Muddathir, Verse 19
ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Sonra kahroldu (Allah´ın Rahmeti´nden kovularak kendini mahvetti), nasıl da karar verdi
Surah Al-Muddathir, Verse 20
ثُمَّ نَظَرَ
Sonra baktı
Surah Al-Muddathir, Verse 21
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ
Sonra da kaslarını cattı, yuzunu eksitti
Surah Al-Muddathir, Verse 22
ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ
Sonra da arkasını dondu ve kibirlendi
Surah Al-Muddathir, Verse 23
فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ
Sonunda: “Bu sadece, olsa olsa nakledilen bir buyudur.” dedi
Surah Al-Muddathir, Verse 24
إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا قَوۡلُ ٱلۡبَشَرِ
Bu olsa olsa ancak bir insanın sozudur
Surah Al-Muddathir, Verse 25
سَأُصۡلِيهِ سَقَرَ
Yakında Ben, onu alevli atese yaslayacagım (atacagım)
Surah Al-Muddathir, Verse 26
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سَقَرُ
Ve sekarın (alevli atesin), ne oldugunu sana bildiren nedir
Surah Al-Muddathir, Verse 27
لَا تُبۡقِي وَلَا تَذَرُ
(Yakıp tuketir etinden) bakiye bırakmaz ve (olume de) terketmez (azapları devam eder)
Surah Al-Muddathir, Verse 28
لَوَّاحَةٞ لِّلۡبَشَرِ
(Sekar) insanın (derilerini) yakıp kavurucudur
Surah Al-Muddathir, Verse 29
عَلَيۡهَا تِسۡعَةَ عَشَرَ
Onun uzerinde 19 vardır
Surah Al-Muddathir, Verse 30
وَمَا جَعَلۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَـٰٓئِكَةٗۖ وَمَا جَعَلۡنَا عِدَّتَهُمۡ إِلَّا فِتۡنَةٗ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ لِيَسۡتَيۡقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَيَزۡدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِيمَٰنٗا وَلَا يَرۡتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ وَٱلۡكَٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَمَا يَعۡلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَۚ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكۡرَىٰ لِلۡبَشَرِ
Ve Biz, ates ehlini (cehennem bekcilerini), meleklerden baskası kılmadık. Ve onların sayısını kafirler icin fitneden baska bir sey kılmadık, kitap verilenler yakin sahibi olsunlar ve amenu olanların da imanı artsın. Ve kitap verilenler ve mu´minler supheye dusmesinler. Ve de kalplerinde maraz (suphe) bulunanlar ve kafirler desinler ki “Allah, bu mesele ile ne murad etti (ne demek istedi)?” Iste boyle, Allah, diledigini dalalette bırakır ve diledigini de hidayete erdirir. Ve Rabbinin ordularını, kendisinden baskası bilmez. Ve O, insanlar icin zikirden baska bir sey degildir
Surah Al-Muddathir, Verse 31
كَلَّا وَٱلۡقَمَرِ
Hayır, Ay´a yemin olsun
Surah Al-Muddathir, Verse 32
وَٱلَّيۡلِ إِذۡ أَدۡبَرَ
Donup gittigi an geceye andolsun
Surah Al-Muddathir, Verse 33
وَٱلصُّبۡحِ إِذَآ أَسۡفَرَ
Agarmaya basladıgı zaman sabaha andolsun
Surah Al-Muddathir, Verse 34
إِنَّهَا لَإِحۡدَى ٱلۡكُبَرِ
Muhakkak ki o (cehennem), gercekten buyuklerden (buyuk musibetlerden) biridir
Surah Al-Muddathir, Verse 35
نَذِيرٗا لِّلۡبَشَرِ
Insanlar icin bir uyarı olarak
Surah Al-Muddathir, Verse 36
لِمَن شَآءَ مِنكُمۡ أَن يَتَقَدَّمَ أَوۡ يَتَأَخَّرَ
Sizden, one gecmek isteyen veya geride kalmak isteyen kimseler icin
Surah Al-Muddathir, Verse 37
كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡ رَهِينَةٌ
Butun nefsler, iktisap ettikleri (kazandıkları) dereceler sebebiyle (karsılıgı olarak) rehinedirler (baglıdırlar)
Surah Al-Muddathir, Verse 38
إِلَّآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡيَمِينِ
Yemin sahipleri (yeminlerini yerine getiren nefsler) haric
Surah Al-Muddathir, Verse 39
فِي جَنَّـٰتٖ يَتَسَآءَلُونَ
Onlar cennetlerdedir. (Digerlerine) sorarlar
Surah Al-Muddathir, Verse 40
عَنِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Mucrimlerden (suclulardan)
Surah Al-Muddathir, Verse 41
مَا سَلَكَكُمۡ فِي سَقَرَ
Sizi sekarın icine (alevli atese) sevkeden (surukleyen) nedir
Surah Al-Muddathir, Verse 42
قَالُواْ لَمۡ نَكُ مِنَ ٱلۡمُصَلِّينَ
“Biz namaz kılanlardan olmadık.” dediler
Surah Al-Muddathir, Verse 43
وَلَمۡ نَكُ نُطۡعِمُ ٱلۡمِسۡكِينَ
Ve biz yoksulları doyurmuyorduk
Surah Al-Muddathir, Verse 44
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلۡخَآئِضِينَ
Ve biz batıla dalanlarla beraber batıla (bos seylere) dalıyorduk
Surah Al-Muddathir, Verse 45
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
Ve biz din gununu yalanlıyorduk
Surah Al-Muddathir, Verse 46
حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلۡيَقِينُ
Bize yakin gelene kadar (olum anı gelinceye kadar)
Surah Al-Muddathir, Verse 47
فَمَا تَنفَعُهُمۡ شَفَٰعَةُ ٱلشَّـٰفِعِينَ
Artık sefaat edenlerin sefaati onlara fayda saglamaz
Surah Al-Muddathir, Verse 48
فَمَا لَهُمۡ عَنِ ٱلتَّذۡكِرَةِ مُعۡرِضِينَ
Buna ragmen, onlara ne oluyor da zikirden yuz cevirenler oldular
Surah Al-Muddathir, Verse 49
كَأَنَّهُمۡ حُمُرٞ مُّسۡتَنفِرَةٞ
Sanki onlar urkmus yabani merkepler gibidir
Surah Al-Muddathir, Verse 50
فَرَّتۡ مِن قَسۡوَرَةِۭ
Arslandan (korkup) kacmıstır
Surah Al-Muddathir, Verse 51
بَلۡ يُرِيدُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُؤۡتَىٰ صُحُفٗا مُّنَشَّرَةٗ
Hayır, onların hepsi, kendileri icin yazılmıs sahifeler gelmesini ister
Surah Al-Muddathir, Verse 52
كَلَّاۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ
Hayır, bilakis, onlar ahiretten korkmuyorlar
Surah Al-Muddathir, Verse 53
كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذۡكِرَةٞ
Hayır, muhakkak ki O, bir Zikir´dir (Ogut´tur)
Surah Al-Muddathir, Verse 54
فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
Artık kim dilerse, O´nu zikreder
Surah Al-Muddathir, Verse 55
وَمَا يَذۡكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ هُوَ أَهۡلُ ٱلتَّقۡوَىٰ وَأَهۡلُ ٱلۡمَغۡفِرَةِ
Allah´ın dilediginden baskası O´nu zikredemez. O (O´nun diledigi kimse), takva sahibidir ve magfiret ehlidir (gunahları sevaba cevrilmis olan kimsedir)
Surah Al-Muddathir, Verse 56