Surah Al-Muddathir - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡمُدَّثِّرُ
Ey burunub sarınan (Habibim)
Surah Al-Muddathir, Verse 1
قُمۡ فَأَنذِرۡ
kalk, artık (kafirleri azab ile) korkut
Surah Al-Muddathir, Verse 2
وَرَبَّكَ فَكَبِّرۡ
Rabbini buyuk tanı
Surah Al-Muddathir, Verse 3
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرۡ
elbiseni (bundan sonra da) temizle (mekde devam et)
Surah Al-Muddathir, Verse 4
وَٱلرُّجۡزَ فَٱهۡجُرۡ
azab (a goturecek seyleri) terk (de yine sebat) eyle
Surah Al-Muddathir, Verse 5
وَلَا تَمۡنُن تَسۡتَكۡثِرُ
Iyiligi — cogu isteyerek — yapma
Surah Al-Muddathir, Verse 6
وَلِرَبِّكَ فَٱصۡبِرۡ
Rabbin (in rızaası) icin katlan
Surah Al-Muddathir, Verse 7
فَإِذَا نُقِرَ فِي ٱلنَّاقُورِ
Cunku o boru ufurulunce
Surah Al-Muddathir, Verse 8
فَذَٰلِكَ يَوۡمَئِذٖ يَوۡمٌ عَسِيرٌ
iste o (vakit, o gun) kafirlerin aleyhinde pek cetin bir gundur. Kolay degil
Surah Al-Muddathir, Verse 9
عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ غَيۡرُ يَسِيرٖ
iste o (vakit, o gun) kafirlerin aleyhinde pek cetin bir gundur. Kolay degil
Surah Al-Muddathir, Verse 10
ذَرۡنِي وَمَنۡ خَلَقۡتُ وَحِيدٗا
Bir tek (ya´ni nev´i sahsına munhasır) olarak yaratdıgını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda daima) haazır bulunmak uzere ogullar verdigim, (yasayısını, omrunu, evladlarını) yaydıgım (bol bol ihsan etdigim o kafir adam) ı bana bırak
Surah Al-Muddathir, Verse 11
وَجَعَلۡتُ لَهُۥ مَالٗا مَّمۡدُودٗا
Bir tek (ya´ni nev´i sahsına munhasır) olarak yaratdıgını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda daima) haazır bulunmak uzere ogullar verdigim, (yasayısını, omrunu, evladlarını) yaydıgım (bol bol ihsan etdigim o kafir adam) ı bana bırak
Surah Al-Muddathir, Verse 12
وَبَنِينَ شُهُودٗا
Bir tek (ya´ni nev´i sahsına munhasır) olarak yaratdıgını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda daima) haazır bulunmak uzere ogullar verdigim, (yasayısını, omrunu, evladlarını) yaydıgım (bol bol ihsan etdigim o kafir adam) ı bana bırak
Surah Al-Muddathir, Verse 13
وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمۡهِيدٗا
Bir tek (ya´ni nev´i sahsına munhasır) olarak yaratdıgını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda daima) haazır bulunmak uzere ogullar verdigim, (yasayısını, omrunu, evladlarını) yaydıgım (bol bol ihsan etdigim o kafir adam) ı bana bırak
Surah Al-Muddathir, Verse 14
ثُمَّ يَطۡمَعُ أَنۡ أَزِيدَ
Sonra da o (butun bunlara ragmen) hırs ile daha da artırmamı ister
Surah Al-Muddathir, Verse 15
كَلَّآۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِأٓيَٰتِنَا عَنِيدٗا
Hayır (kat´iyyen artırmayacagım). Cunku o, bizim ayetlerimize karsı alabildigine bir inadcı (kesilmis) dir
Surah Al-Muddathir, Verse 16
سَأُرۡهِقُهُۥ صَعُودًا
Ben onu sarp bir yokusa sardıracagım
Surah Al-Muddathir, Verse 17
إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
Cunku o (Kur´an hakkında ne diyecegini) uzun uzadıya dusundu, (kendine gore guya bir) olcu koydu
Surah Al-Muddathir, Verse 18
فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Hay kahr olası! Ne bicim olcu kurdu o
Surah Al-Muddathir, Verse 19
ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Yine kahr olası, nasıl olcu yapdı o
Surah Al-Muddathir, Verse 20
ثُمَّ نَظَرَ
Sonra bakdı
Surah Al-Muddathir, Verse 21
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ
Sonra (umidsizliginden ve ofkesinden) kaslarını catdı, suratını asdı
Surah Al-Muddathir, Verse 22
ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ
En son arka cevirdi ve buyukluk tasladı da
Surah Al-Muddathir, Verse 23
فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ
«Bu, dedi, (sihirbazlardan ogrenilib) rivayet edilen bir sihirden baskası degil»
Surah Al-Muddathir, Verse 24
إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا قَوۡلُ ٱلۡبَشَرِ
«Muhakkak bu, insan sozunden baskası degil»
Surah Al-Muddathir, Verse 25
سَأُصۡلِيهِ سَقَرَ
Onu cehenneme sokacagım ben
Surah Al-Muddathir, Verse 26
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سَقَرُ
Sen biliyor musun, cehennem nedir
Surah Al-Muddathir, Verse 27
لَا تُبۡقِي وَلَا تَذَرُ
Hem (bedeninden hicbir eser) bırakmaz (hepsini helak eder), hem yine (eski haaline getirib aynı azabı yapmakdan) vaz gecmez o
Surah Al-Muddathir, Verse 28
لَوَّاحَةٞ لِّلۡبَشَرِ
insana cok susamısdır
Surah Al-Muddathir, Verse 29
عَلَيۡهَا تِسۡعَةَ عَشَرَ
Uzerinde on dokuz (melek) vardır
Surah Al-Muddathir, Verse 30
وَمَا جَعَلۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَـٰٓئِكَةٗۖ وَمَا جَعَلۡنَا عِدَّتَهُمۡ إِلَّا فِتۡنَةٗ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ لِيَسۡتَيۡقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَيَزۡدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِيمَٰنٗا وَلَا يَرۡتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ وَٱلۡكَٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَمَا يَعۡلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَۚ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكۡرَىٰ لِلۡبَشَرِ
Biz o atesin bekci (lik) lerine meleklerden baskasını me´mur etmedik. Sayılarını da kufredenler icin — baska degil — ancak bir fitne yapdık ki kendilerine kitab verilenler saglam bilgi edinsin (ler), iman edenlerin de inanları artsın. (Hulasa) hem kendilerine kitab verilenler, hem mu´minler (bu hususda) supheye dusmesin (ler). Kalblerinde maraz bulunanlarla kafirler dahi «Allah bu (aded) le, misal olarak, yeni murad etmis?» desin (ler). Iste Allah, kimi dilerse boylece sasırtır, kimi de dilerse dogru yola getirir. Rabbinin ordularını kendisinden baskası bilmez. O, insan (lar) icin ogudden baskası degildir
Surah Al-Muddathir, Verse 31
كَلَّا وَٱلۡقَمَرِ
Fakat ne gezer! Andolsun aya
Surah Al-Muddathir, Verse 32
وَٱلَّيۡلِ إِذۡ أَدۡبَرَ
(Gunduzun hitamiyle) donub geldigi zaman geceye
Surah Al-Muddathir, Verse 33
وَٱلصُّبۡحِ إِذَآ أَسۡفَرَ
agardıgı dem sabaha ki
Surah Al-Muddathir, Verse 34
إِنَّهَا لَإِحۡدَى ٱلۡكُبَرِ
hakıykaten (o cehennem) buyuk buyuk (bela) lardan biridir
Surah Al-Muddathir, Verse 35
نَذِيرٗا لِّلۡبَشَرِ
Insan (lar) icin, sizden ileri gitmek, yahud geri kalmak isteyenler icin en korkutucu olmak bakımından
Surah Al-Muddathir, Verse 36
لِمَن شَآءَ مِنكُمۡ أَن يَتَقَدَّمَ أَوۡ يَتَأَخَّرَ
Insan (lar) icin, sizden ileri gitmek, yahud geri kalmak isteyenler icin en korkutucu olmak bakımından
Surah Al-Muddathir, Verse 37
كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡ رَهِينَةٌ
Her nefs, kazandıgı (kesb-u ihtiyar etdigi) sey mukaabilinde bir rehindir
Surah Al-Muddathir, Verse 38
إِلَّآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡيَمِينِ
Ancak sagcılar boyle degil
Surah Al-Muddathir, Verse 39
فِي جَنَّـٰتٖ يَتَسَآءَلُونَ
(Onlar) cennetlerdedirler. Sorusurlar
Surah Al-Muddathir, Verse 40
عَنِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
gunahkarları (n hallerini)
Surah Al-Muddathir, Verse 41
مَا سَلَكَكُمۡ فِي سَقَرَ
«Sizi cehenneme sokan nedir»
Surah Al-Muddathir, Verse 42
قَالُواْ لَمۡ نَكُ مِنَ ٱلۡمُصَلِّينَ
(Gunahkarlar) dediler (derler): «Biz namaz kılanlardan degildik»
Surah Al-Muddathir, Verse 43
وَلَمۡ نَكُ نُطۡعِمُ ٱلۡمِسۡكِينَ
«Yoksula yedirmezdik»
Surah Al-Muddathir, Verse 44
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلۡخَآئِضِينَ
«Biz de (baatıla) dalanlarla beraber dalardık»
Surah Al-Muddathir, Verse 45
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
«Ceza (ve hisab) gununu de yalan sayardık»
Surah Al-Muddathir, Verse 46
حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلۡيَقِينُ
«Nihayet bize olum gelib catdı»
Surah Al-Muddathir, Verse 47
فَمَا تَنفَعُهُمۡ شَفَٰعَةُ ٱلشَّـٰفِعِينَ
Artık sefaat edicilerin hicbir sefaati onlara faide vermeyecek
Surah Al-Muddathir, Verse 48
فَمَا لَهُمۡ عَنِ ٱلتَّذۡكِرَةِ مُعۡرِضِينَ
Boyle iken sunlara ne oluyor ki (haala) ogud (kabul etmek) den yuz ceviricidirler
Surah Al-Muddathir, Verse 49
كَأَنَّهُمۡ حُمُرٞ مُّسۡتَنفِرَةٞ
Sanki onlar arslandan urkub kacan vahsi eseklerdir
Surah Al-Muddathir, Verse 50
فَرَّتۡ مِن قَسۡوَرَةِۭ
Sanki onlar arslandan urkub kacan vahsi eseklerdir
Surah Al-Muddathir, Verse 51
بَلۡ يُرِيدُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُؤۡتَىٰ صُحُفٗا مُّنَشَّرَةٗ
Evet, onlardan herkisi kendisine nesredilecek sahifeler verilmesini ister
Surah Al-Muddathir, Verse 52
كَلَّاۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ
Hayır (bu isteyisleri bosdur). Daha dogrusu onlar ahiretden korkmazlar
Surah Al-Muddathir, Verse 53
كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذۡكِرَةٞ
Gercek, o (Kur´an) hic suphesiz bir oguddur
Surah Al-Muddathir, Verse 54
فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
Onun icin kim dilerse (onu okuyarak, alacagı) ogud (u, ibreti) alır
Surah Al-Muddathir, Verse 55
وَمَا يَذۡكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ هُوَ أَهۡلُ ٱلتَّقۡوَىٰ وَأَهۡلُ ٱلۡمَغۡفِرَةِ
Bununla beraber Allahın dileyeceginden baskaları o ogudu almazlar ki (Onun azabından) korunmıya ehil olan da odur, yarlıganmıya ehil olan da o
Surah Al-Muddathir, Verse 56