Surah Al-Muddathir - Turkish Translation by Celal Y Ld R M
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡمُدَّثِّرُ
Ey örtüye bürünen
Surah Al-Muddathir, Verse 1
قُمۡ فَأَنذِرۡ
Kalk da (yanlış yolda olanları) uyar
Surah Al-Muddathir, Verse 2
وَرَبَّكَ فَكَبِّرۡ
Rabbinin büyüklüğünü an
Surah Al-Muddathir, Verse 3
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرۡ
Elbiseni temiz tutmaya devam et
Surah Al-Muddathir, Verse 4
وَٱلرُّجۡزَ فَٱهۡجُرۡ
Murdar şeyleri de terke devam et
Surah Al-Muddathir, Verse 5
وَلَا تَمۡنُن تَسۡتَكۡثِرُ
Malını, daha fazlası verilsin diye verme
Surah Al-Muddathir, Verse 6
وَلِرَبِّكَ فَٱصۡبِرۡ
Rabbin için sabret
Surah Al-Muddathir, Verse 7
فَإِذَا نُقِرَ فِي ٱلنَّاقُورِ
O boruya (İsrafil´in Sûr´una) üfürülünce
Surah Al-Muddathir, Verse 8
فَذَٰلِكَ يَوۡمَئِذٖ يَوۡمٌ عَسِيرٌ
İşte o gün pek zorlu ve sıkıntılı bir gündür
Surah Al-Muddathir, Verse 9
عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ غَيۡرُ يَسِيرٖ
Kâfirlere hiç de kolay değildir
Surah Al-Muddathir, Verse 10
ذَرۡنِي وَمَنۡ خَلَقۡتُ وَحِيدٗا
(Ey Peygamber!) Beni, o tek başına yarattığım, kendisine geniş çapta mal ve göz önünde duran çocuklar verdiğim; imkânları hazırlayıp döşediğim adamla başbaşa bırak
Surah Al-Muddathir, Verse 11
وَجَعَلۡتُ لَهُۥ مَالٗا مَّمۡدُودٗا
(Ey Peygamber!) Beni, o tek başına yarattığım, kendisine geniş çapta mal ve göz önünde duran çocuklar verdiğim; imkânları hazırlayıp döşediğim adamla başbaşa bırak
Surah Al-Muddathir, Verse 12
وَبَنِينَ شُهُودٗا
(Ey Peygamber!) Beni, o tek başına yarattığım, kendisine geniş çapta mal ve göz önünde duran çocuklar verdiğim; imkânları hazırlayıp döşediğim adamla başbaşa bırak
Surah Al-Muddathir, Verse 13
وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمۡهِيدٗا
(Ey Peygamber!) Beni, o tek başına yarattığım, kendisine geniş çapta mal ve göz önünde duran çocuklar verdiğim; imkânları hazırlayıp döşediğim adamla başbaşa bırak
Surah Al-Muddathir, Verse 14
ثُمَّ يَطۡمَعُ أَنۡ أَزِيدَ
Sonra da (verdiğimi) daha da artırmamı ister
Surah Al-Muddathir, Verse 15
كَلَّآۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِأٓيَٰتِنَا عَنِيدٗا
Hayır (hiç de istemesin). Çünkü o, âyetlerimize karşı inadçıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 16
سَأُرۡهِقُهُۥ صَعُودًا
Onu elbette sarpa sardıracağım
Surah Al-Muddathir, Verse 17
إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
Çünkü gerçekten o, iyice düşündü, ölçüp biçti
Surah Al-Muddathir, Verse 18
فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Geberesi nasıl ölçüp biçti I Sonra yine kahrolası nasıl ölçüp biçti
Surah Al-Muddathir, Verse 19
ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ
Geberesi nasıl ölçüp biçti I Sonra yine kahrolası nasıl ölçüp biçti
Surah Al-Muddathir, Verse 20
ثُمَّ نَظَرَ
Sonra baktı
Surah Al-Muddathir, Verse 21
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ
Sonra kaşını çatıp yüzünü ekşitti
Surah Al-Muddathir, Verse 22
ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ
Sonra da arkasını dönüp büyüklük taslıyarak gitti
Surah Al-Muddathir, Verse 23
فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ
Ve «Bu ancak anlatılagelen bir sihirden başkası değildir
Surah Al-Muddathir, Verse 24
إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا قَوۡلُ ٱلۡبَشَرِ
Bu ancak bir insan sözüdür» dedi
Surah Al-Muddathir, Verse 25
سَأُصۡلِيهِ سَقَرَ
Onu Sakar´a (Cehennem´in alt tabakasına) itip atacağım
Surah Al-Muddathir, Verse 26
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سَقَرُ
Sakar nedir bilir misin
Surah Al-Muddathir, Verse 27
لَا تُبۡقِي وَلَا تَذَرُ
Ne geriye kor, ne de bırakır
Surah Al-Muddathir, Verse 28
لَوَّاحَةٞ لِّلۡبَشَرِ
Deriyi iyice değiştirir
Surah Al-Muddathir, Verse 29
عَلَيۡهَا تِسۡعَةَ عَشَرَ
Üzerinde 19 (bekçi) vardır
Surah Al-Muddathir, Verse 30
وَمَا جَعَلۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلنَّارِ إِلَّا مَلَـٰٓئِكَةٗۖ وَمَا جَعَلۡنَا عِدَّتَهُمۡ إِلَّا فِتۡنَةٗ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ لِيَسۡتَيۡقِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَيَزۡدَادَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِيمَٰنٗا وَلَا يَرۡتَابَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَلِيَقُولَ ٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ وَٱلۡكَٰفِرُونَ مَاذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُۚ وَمَا يَعۡلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَۚ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكۡرَىٰ لِلۡبَشَرِ
Cehennem´de görev yapanları ancak meleklerden kıldık. Biz, onların sayısını kâfirler için bir fitne yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler; imân edenlere de, imânlarını artırsın ve kendilerine kitap verilenler ile mü´minler şüpheye düşmesin ; kalblerinde (inkâr ve inâd) hastalığı bulunanlar ile kâfirler de, «Allah bununla misâl olarak neyi murad etmiştir?» desinler. İşte Allah böylece dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola eriştirir. Rabbin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlara ancak bir öğüttür
Surah Al-Muddathir, Verse 31
كَلَّا وَٱلۡقَمَرِ
Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 32
وَٱلَّيۡلِ إِذۡ أَدۡبَرَ
Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 33
وَٱلصُّبۡحِ إِذَآ أَسۡفَرَ
Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 34
إِنَّهَا لَإِحۡدَى ٱلۡكُبَرِ
Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 35
نَذِيرٗا لِّلۡبَشَرِ
Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 36
لِمَن شَآءَ مِنكُمۡ أَن يَتَقَدَّمَ أَوۡ يَتَأَخَّرَ
Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır
Surah Al-Muddathir, Verse 37
كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡ رَهِينَةٌ
Herkes elde ettiğine karşılık rehindir
Surah Al-Muddathir, Verse 38
إِلَّآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡيَمِينِ
Ancak sağ taraftakiler (amel defterleri sağdan verilenler) böyle değildir
Surah Al-Muddathir, Verse 39
فِي جَنَّـٰتٖ يَتَسَآءَلُونَ
Cennetlerde, suçlu günahkârlar hakkında birbirlerinden sorarlar
Surah Al-Muddathir, Verse 40
عَنِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Cennetlerde, suçlu günahkârlar hakkında birbirlerinden sorarlar
Surah Al-Muddathir, Verse 41
مَا سَلَكَكُمۡ فِي سَقَرَ
Sizi Cehennem´e sürüp sokan nedir
Surah Al-Muddathir, Verse 42
قَالُواْ لَمۡ نَكُ مِنَ ٱلۡمُصَلِّينَ
Onlar da: Biz namaz kılanlardan olmadık
Surah Al-Muddathir, Verse 43
وَلَمۡ نَكُ نُطۡعِمُ ٱلۡمِسۡكِينَ
Yoksulu yedirmedik
Surah Al-Muddathir, Verse 44
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلۡخَآئِضِينَ
(Bâtıla) dalanlarla birlikte daldık
Surah Al-Muddathir, Verse 45
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
Ve biz hesap ve ceza gününü yalanladık
Surah Al-Muddathir, Verse 46
حَتَّىٰٓ أَتَىٰنَا ٱلۡيَقِينُ
Tâ ki, ölüm bize gelip çattı
Surah Al-Muddathir, Verse 47
فَمَا تَنفَعُهُمۡ شَفَٰعَةُ ٱلشَّـٰفِعِينَ
Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda vermez
Surah Al-Muddathir, Verse 48
فَمَا لَهُمۡ عَنِ ٱلتَّذۡكِرَةِ مُعۡرِضِينَ
Onlara ne oluyor ki öğütten yüzçeviriyorlar
Surah Al-Muddathir, Verse 49
كَأَنَّهُمۡ حُمُرٞ مُّسۡتَنفِرَةٞ
Aslandan kaçan ürkek yaban eşekleri gibi
Surah Al-Muddathir, Verse 50
فَرَّتۡ مِن قَسۡوَرَةِۭ
Aslandan kaçan ürkek yaban eşekleri gibi
Surah Al-Muddathir, Verse 51
بَلۡ يُرِيدُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُؤۡتَىٰ صُحُفٗا مُّنَشَّرَةٗ
Hayır, onlardan her kişi kendisine açık sâhifeler verilmesini isterler
Surah Al-Muddathir, Verse 52
كَلَّاۖ بَل لَّا يَخَافُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ
Hayır, onlar Âhiret´ten korkmazlar
Surah Al-Muddathir, Verse 53
كَلَّآ إِنَّهُۥ تَذۡكِرَةٞ
Hayır, o gerçekten bir öğüttür
Surah Al-Muddathir, Verse 54
فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
Dileyen ondan öğüt alır
Surah Al-Muddathir, Verse 55
وَمَا يَذۡكُرُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ هُوَ أَهۡلُ ٱلتَّقۡوَىٰ وَأَهۡلُ ٱلۡمَغۡفِرَةِ
Ancak Allah´ın dilediği kimseler düşünüp öğüt alır. Korkulmaya değer olan da O´dur; bağışlamaya lâyık olan da O´dur
Surah Al-Muddathir, Verse 56