Surah Al-Qiyama - Turkish Translation by Suat Yildirim
لَآ أُقۡسِمُ بِيَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ
Hayır, gercek oyle degil! Kıyamet gunu hakkı icin
Surah Al-Qiyama, Verse 1
وَلَآ أُقۡسِمُ بِٱلنَّفۡسِ ٱللَّوَّامَةِ
Kendisini elestirip kusurlarından pismanlık duyan kimse hakkı icin (ki siz mutlaka diriltileceksiniz)
Surah Al-Qiyama, Verse 2
أَيَحۡسَبُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَلَّن نَّجۡمَعَ عِظَامَهُۥ
Insan zanneder mi ki olumunden sonra Biz kemiklerini toplayıp onu diriltmeyecegiz
Surah Al-Qiyama, Verse 3
بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُۥ
Evet, toplarız, hem de parmak uclarına varıncaya kadar eski halinde duzenleriz
Surah Al-Qiyama, Verse 4
بَلۡ يُرِيدُ ٱلۡإِنسَٰنُ لِيَفۡجُرَ أَمَامَهُۥ
Fakat insan suc isleyip durmak icin onundeki kıyameti inkar etmek ister de
Surah Al-Qiyama, Verse 5
يَسۡـَٔلُ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلۡقِيَٰمَةِ
“Ne zamanmıs o kıyamet gunu?” diye alay eder
Surah Al-Qiyama, Verse 6
فَإِذَا بَرِقَ ٱلۡبَصَرُ
Gozler kamasıp karardıgı
Surah Al-Qiyama, Verse 7
وَخَسَفَ ٱلۡقَمَرُ
Ayın ısıgının busbutun gittigi
Surah Al-Qiyama, Verse 8
وَجُمِعَ ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ
Gunes ile ay yan yana getirildigi zaman
Surah Al-Qiyama, Verse 9
يَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذٍ أَيۡنَ ٱلۡمَفَرُّ
Iste o gun insan der: “Var mı kacacak mekan?”
Surah Al-Qiyama, Verse 10
كَلَّا لَا وَزَرَ
Hayır, sıgınacak hicbir yer yoktur
Surah Al-Qiyama, Verse 11
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمُسۡتَقَرُّ
O gun varılacak yer ancak Rabbinin huzurudur
Surah Al-Qiyama, Verse 12
يُنَبَّؤُاْ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذِۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ
O gun insana yaptıgı her turlu iyilik ve fenalık ile; yapmadıgı her turlu iyilik ve fenalık tek tek bildirilir.Ona gore karsılıgını alır
Surah Al-Qiyama, Verse 13
بَلِ ٱلۡإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦ بَصِيرَةٞ
Turlu turlu mazeretler one surse de, Artık insan, kendisi hakkında sahit olur
Surah Al-Qiyama, Verse 14
وَلَوۡ أَلۡقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ
Turlu turlu mazeretler one surse de, Artık insan, kendisi hakkında sahit olur
Surah Al-Qiyama, Verse 15
لَا تُحَرِّكۡ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعۡجَلَ بِهِۦٓ
Sana vahyedileni unutmamak icin tekrarlarken, hemen anında bellemek icin dilini kımıldatma
Surah Al-Qiyama, Verse 16
إِنَّ عَلَيۡنَا جَمۡعَهُۥ وَقُرۡءَانَهُۥ
Cunku vahyi senin kalbinde toplamak ve onu okutmak Bize ait bir istir
Surah Al-Qiyama, Verse 17
فَإِذَا قَرَأۡنَٰهُ فَٱتَّبِعۡ قُرۡءَانَهُۥ
O halde Biz Kur'an’ı okudugumuzda, sen de onun okunusunu izle
Surah Al-Qiyama, Verse 18
ثُمَّ إِنَّ عَلَيۡنَا بَيَانَهُۥ
Ayrıca onu acıklamak da bize ait bir istir. (Bu onemli gercegi, arada belirttikten sonra gelelim esas konumuza)
Surah Al-Qiyama, Verse 19
كَلَّا بَلۡ تُحِبُّونَ ٱلۡعَاجِلَةَ
Gercek su ki: Siz bu pesin dunya hayatına cok duskunsunuz
Surah Al-Qiyama, Verse 20
وَتَذَرُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ
Onun icin ahireti terk edip durursunuz
Surah Al-Qiyama, Verse 21
وُجُوهٞ يَوۡمَئِذٖ نَّاضِرَةٌ
Yuzler vardır o gun pırıl pırıl
Surah Al-Qiyama, Verse 22
إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٞ
(O guzel ve Yuce) Rab'lerine bakakalır
Surah Al-Qiyama, Verse 23
وَوُجُوهٞ يَوۡمَئِذِۭ بَاسِرَةٞ
Ve nice suratlar vardır o gun asılır
Surah Al-Qiyama, Verse 24
تَظُنُّ أَن يُفۡعَلَ بِهَا فَاقِرَةٞ
Belini kıran darbeyi yedigini hisseder
Surah Al-Qiyama, Verse 25
كَلَّآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلتَّرَاقِيَ
Hayır, hayır! Ne zaman ki can bogaza gelir, iste o zaman can cekisenin yanındakiler
Surah Al-Qiyama, Verse 26
وَقِيلَ مَنۡۜ رَاقٖ
“Bunu iyilestiren, kurtaran yok mu?” der
Surah Al-Qiyama, Verse 27
وَظَنَّ أَنَّهُ ٱلۡفِرَاقُ
Artık ayrılık vakti geldigini kendisi de anlar
Surah Al-Qiyama, Verse 28
وَٱلۡتَفَّتِ ٱلسَّاقُ بِٱلسَّاقِ
Bacagı bacagına dolasır, olum acısıyla kıvranır
Surah Al-Qiyama, Verse 29
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمَسَاقُ
O gun sevkiyat, dogru Rabbinin divanına olur
Surah Al-Qiyama, Verse 30
فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّىٰ
Ne dini tasdik eder, ne namaz kılardı
Surah Al-Qiyama, Verse 31
وَلَٰكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ
Hep hakkı yalan sayıp ona sırtını donerdi
Surah Al-Qiyama, Verse 32
ثُمَّ ذَهَبَ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِۦ يَتَمَطَّىٰٓ
Bir de yaptıgından memnun olarak,calımlı calımlı kendi taraftarlarının yanına varırdı
Surah Al-Qiyama, Verse 33
أَوۡلَىٰ لَكَ فَأَوۡلَىٰ
Yazık sana yazık
Surah Al-Qiyama, Verse 34
ثُمَّ أَوۡلَىٰ لَكَ فَأَوۡلَىٰٓ
Yazık ki sana ne yazık
Surah Al-Qiyama, Verse 35
أَيَحۡسَبُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَن يُتۡرَكَ سُدًى
Insan basıbos bırakılacagını mı sanır
Surah Al-Qiyama, Verse 36
أَلَمۡ يَكُ نُطۡفَةٗ مِّن مَّنِيّٖ يُمۡنَىٰ
Onun aslı, atılan bir meni damlası degil miydi
Surah Al-Qiyama, Verse 37
ثُمَّ كَانَ عَلَقَةٗ فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ
Sonra (rahim cidarına) yapısan bir hucre oldu da, Rabbi onu yaratıp duzenledi
Surah Al-Qiyama, Verse 38
فَجَعَلَ مِنۡهُ ٱلزَّوۡجَيۡنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلۡأُنثَىٰٓ
Ondan erkek ve disi olarak her iki cinsi yarattı
Surah Al-Qiyama, Verse 39
أَلَيۡسَ ذَٰلِكَ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يُحۡـِۧيَ ٱلۡمَوۡتَىٰ
Butun bunları yapan, oluleri diriltmeye kadir olmaz olur mu
Surah Al-Qiyama, Verse 40