Surah An-Naziat - Turkish Translation by Elmal L Sadelestirilmis
وَٱلنَّـٰزِعَٰتِ غَرۡقٗا
Andolsun, o daldırıp çıkaranlara
Surah An-Naziat, Verse 1
وَٱلنَّـٰشِطَٰتِ نَشۡطٗا
usulcacık çekenlere
Surah An-Naziat, Verse 2
وَٱلسَّـٰبِحَٰتِ سَبۡحٗا
yüzüp yüzüp gidenlere
Surah An-Naziat, Verse 3
فَٱلسَّـٰبِقَٰتِ سَبۡقٗا
yarışıp geçenlere
Surah An-Naziat, Verse 4
فَٱلۡمُدَبِّرَٰتِ أَمۡرٗا
ve bir iş çevirenlere ki
Surah An-Naziat, Verse 5
يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ
o gün sarsıntı sarsacak
Surah An-Naziat, Verse 6
تَتۡبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ
Onu ikincisi izleyecek
Surah An-Naziat, Verse 7
قُلُوبٞ يَوۡمَئِذٖ وَاجِفَةٌ
O gün yürekler oynar kaygıdan
Surah An-Naziat, Verse 8
أَبۡصَٰرُهَا خَٰشِعَةٞ
Gözler kalkmaz saygıdan
Surah An-Naziat, Verse 9
يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرۡدُودُونَ فِي ٱلۡحَافِرَةِ
Diyorlar ki: «Biz gerçekten eski halimize döndürülecek miyiz
Surah An-Naziat, Verse 10
أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا نَّخِرَةٗ
Ya, ufalanmış kemikler olduktan sonra ha?»
Surah An-Naziat, Verse 11
قَالُواْ تِلۡكَ إِذٗا كَرَّةٌ خَاسِرَةٞ
Dediler ki: «Öyleyse o zararlı bir dönüş!»
Surah An-Naziat, Verse 12
فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ
Fakat o zorlu bir kumandadır
Surah An-Naziat, Verse 13
فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ
bir de bakarsın uyanmışlar, hepsi meydanda
Surah An-Naziat, Verse 14
هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ
Sana o Musa´nın haberi geldi ya
Surah An-Naziat, Verse 15
إِذۡ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوًى
Hani Rabbi ona o mukaddes vadi Tuva´da seslenmişti
Surah An-Naziat, Verse 16
ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
Haydi git Firavun´a, çünkü o pek azıttı
Surah An-Naziat, Verse 17
فَقُلۡ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ
De ki: «İster misin temizlenesin
Surah An-Naziat, Verse 18
وَأَهۡدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخۡشَىٰ
Sana Rabbini tanıtayım da ona saygı duyasın?»
Surah An-Naziat, Verse 19
فَأَرَىٰهُ ٱلۡأٓيَةَ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Vardı ona, o büyük mucizeyi gösterdi
Surah An-Naziat, Verse 20
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
Fakat o, yalan dedi ve isyan etti
Surah An-Naziat, Verse 21
ثُمَّ أَدۡبَرَ يَسۡعَىٰ
Sonra koşarak ters yöne gitti
Surah An-Naziat, Verse 22
فَحَشَرَ فَنَادَىٰ
Derken toplayıp bağırdı
Surah An-Naziat, Verse 23
فَقَالَ أَنَا۠ رَبُّكُمُ ٱلۡأَعۡلَىٰ
Benim en büyük Rabbiniz! dedi
Surah An-Naziat, Verse 24
فَأَخَذَهُ ٱللَّهُ نَكَالَ ٱلۡأٓخِرَةِ وَٱلۡأُولَىٰٓ
Allah da onu tuttu, sonuna ve önüne (ahirette ve dünyada) ibret olmak üzere bir cezaya çarptırdı
Surah An-Naziat, Verse 25
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبۡرَةٗ لِّمَن يَخۡشَىٰٓ
Şüphesiz ki, bunda saygı duyacaklar için bir ibret vardır
Surah An-Naziat, Verse 26
ءَأَنتُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُۚ بَنَىٰهَا
Siz mi yaratılışça daha çetinsiniz, yoksa gökyüzü mü? Onu O «Allah» bina etti
Surah An-Naziat, Verse 27
رَفَعَ سَمۡكَهَا فَسَوَّىٰهَا
Boyuna yükseklik verdi, nizamına koydu
Surah An-Naziat, Verse 28
وَأَغۡطَشَ لَيۡلَهَا وَأَخۡرَجَ ضُحَىٰهَا
Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı
Surah An-Naziat, Verse 29
وَٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ
Ondan sonra da yeryüzünü döşedi
Surah An-Naziat, Verse 30
أَخۡرَجَ مِنۡهَا مَآءَهَا وَمَرۡعَىٰهَا
Ondan suyunu ve otlağını çıkardı
Surah An-Naziat, Verse 31
وَٱلۡجِبَالَ أَرۡسَىٰهَا
Ve dağlarını oturttu
Surah An-Naziat, Verse 32
مَتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ
Sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için
Surah An-Naziat, Verse 33
فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Fakat o en büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman
Surah An-Naziat, Verse 34
يَوۡمَ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ مَا سَعَىٰ
O, insanın neye koştuğunu anlayacağı gün
Surah An-Naziat, Verse 35
وَبُرِّزَتِ ٱلۡجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
gören kimseler için cehennem hortlatıldığı zaman
Surah An-Naziat, Verse 36
فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
artık her kim azgınlık etmiş
Surah An-Naziat, Verse 37
وَءَاثَرَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
dünya hayatını tercih etmişse
Surah An-Naziat, Verse 38
فَإِنَّ ٱلۡجَحِيمَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
muhakkak onun varacağı yer cehennemdir
Surah An-Naziat, Verse 39
وَأَمَّا مَنۡ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفۡسَ عَنِ ٱلۡهَوَىٰ
Her kim de Rabbinin makamından korkmuş, nefsini kötü arzulardan engellemişse
Surah An-Naziat, Verse 40
فَإِنَّ ٱلۡجَنَّةَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
muhakkak cennettir onun varacağı
Surah An-Naziat, Verse 41
يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرۡسَىٰهَا
Sana o saatten (kıyameti) soruyorlar «Ne zaman demir atması?» diye
Surah An-Naziat, Verse 42
فِيمَ أَنتَ مِن ذِكۡرَىٰهَآ
Nerde senden onu anlatması (sen nerede, onu anlatmak nerede)
Surah An-Naziat, Verse 43
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ
Rabbine aittir onunla ilgili bütün bilgi
Surah An-Naziat, Verse 44
إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخۡشَىٰهَا
Sen, ancak O´ndan korkacakların bir uyarıcısısın
Surah An-Naziat, Verse 45
كَأَنَّهُمۡ يَوۡمَ يَرَوۡنَهَا لَمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا عَشِيَّةً أَوۡ ضُحَىٰهَا
Onlar, onu (kıyameti) görecekleri gün, sanki bir akşam veya bir kuşluğundan başka durmamışa dönecekler
Surah An-Naziat, Verse 46