Surah An-Naziat - Turkish Translation by Y. N. Ozturk
وَٱلنَّـٰزِعَٰتِ غَرۡقٗا
Yemin olsun, cekip koparanlara/yay cekenlere/kuyudan su cekenlere/bagsız-bekcisiz kosan atlara/ayrılık yuzunden hasret cekenlere/daldırıp daldırıp cıkaranlara
Surah An-Naziat, Verse 1
وَٱلنَّـٰشِطَٰتِ نَشۡطٗا
Yemin olsun, rahatca, incitmeden cekenlere/dugumu hunerle cozenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coskuyla ic cekenlere
Surah An-Naziat, Verse 2
وَٱلسَّـٰبِحَٰتِ سَبۡحٗا
Yemin olsun, boslukta yahut suda yuzup gidenlere
Surah An-Naziat, Verse 3
فَٱلسَّـٰبِقَٰتِ سَبۡقٗا
Derken one gecip yarısı kazananlara
Surah An-Naziat, Verse 4
فَٱلۡمُدَبِّرَٰتِ أَمۡرٗا
Bir is ve olusu cekip cevirenlere
Surah An-Naziat, Verse 5
يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ
Ki o gun siddetle sarsacak olan saracaktır
Surah An-Naziat, Verse 6
تَتۡبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ
Onu, ardısıra gelen izleyecektir
Surah An-Naziat, Verse 7
قُلُوبٞ يَوۡمَئِذٖ وَاجِفَةٌ
Bazı kalpler o gun kaygıdan titreyecektir
Surah An-Naziat, Verse 8
أَبۡصَٰرُهَا خَٰشِعَةٞ
Onların gozleri yerlere egilecektir
Surah An-Naziat, Verse 9
يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرۡدُودُونَ فِي ٱلۡحَافِرَةِ
Biz gercekten bu cukurda eski halimize dondurulecek miyiz?" diyorlar
Surah An-Naziat, Verse 10
أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا نَّخِرَةٗ
Un-ufak kemikler haline geldikten sonra, oyle mi
Surah An-Naziat, Verse 11
قَالُواْ تِلۡكَ إِذٗا كَرَّةٌ خَاسِرَةٞ
Husran dolu bir donustur bu oyleyse!" diye konustular
Surah An-Naziat, Verse 12
فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ
Oysaki o, sert bir komut sesinden ibarettir
Surah An-Naziat, Verse 13
فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ
Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir
Surah An-Naziat, Verse 14
هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ
Ulastı mı sana Musa´nın haberi
Surah An-Naziat, Verse 15
إِذۡ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوًى
Hani, Rabbi ona, kutsal vadide, Tuva´da seslenmisti
Surah An-Naziat, Verse 16
ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
Firavun´a git! Iyice azdı o
Surah An-Naziat, Verse 17
فَقُلۡ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ
De ki ona: ´Arınıp temizlenmeye ne dersin
Surah An-Naziat, Verse 18
وَأَهۡدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخۡشَىٰ
Seni Rabbine kılavuzlayayım da gonulden urperesin
Surah An-Naziat, Verse 19
فَأَرَىٰهُ ٱلۡأٓيَةَ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Derken, ona o en buyuk mucizeyi gosterdi
Surah An-Naziat, Verse 20
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
Ama o yalanladı, isyan etti
Surah An-Naziat, Verse 21
ثُمَّ أَدۡبَرَ يَسۡعَىٰ
Sonra, sırtını dondu; kosuyordu
Surah An-Naziat, Verse 22
فَحَشَرَ فَنَادَىٰ
Derken, bir araya toplayıp bagırdı
Surah An-Naziat, Verse 23
فَقَالَ أَنَا۠ رَبُّكُمُ ٱلۡأَعۡلَىٰ
Dedi ki: "Ben sizin en yuce rabbinizim
Surah An-Naziat, Verse 24
فَأَخَذَهُ ٱللَّهُ نَكَالَ ٱلۡأٓخِرَةِ وَٱلۡأُولَىٰٓ
Bunun uzerine Allah, onu sonraya ve onceye ibret olmak uzere bir ceza ile carptı
Surah An-Naziat, Verse 25
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبۡرَةٗ لِّمَن يَخۡشَىٰٓ
Kuskusuz, bunda, icine urperti dusen icin tam bir ibret vardır
Surah An-Naziat, Verse 26
ءَأَنتُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُۚ بَنَىٰهَا
Siz mi daha zorsunuz yaratılısca, gok mu
Surah An-Naziat, Verse 27
رَفَعَ سَمۡكَهَا فَسَوَّىٰهَا
Onu O yapıp kurdu. Onun boyunu yukseltti; ardından ona ahenk ve duzen verdi
Surah An-Naziat, Verse 28
وَأَغۡطَشَ لَيۡلَهَا وَأَخۡرَجَ ضُحَىٰهَا
Gecesini kararttı, kuslugunu ortaya cıkardı
Surah An-Naziat, Verse 29
وَٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ
Bundan sonra da yeri yayıp deve kusu yumurtası biciminde yuvarlattı
Surah An-Naziat, Verse 30
أَخۡرَجَ مِنۡهَا مَآءَهَا وَمَرۡعَىٰهَا
Ondan suyunu, otlagını cıkardı
Surah An-Naziat, Verse 31
وَٱلۡجِبَالَ أَرۡسَىٰهَا
Dagları, demir atmıs gibi oturttu
Surah An-Naziat, Verse 32
مَتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ
Sizin icin ve hayvanlarınız icin bir gecim aracı olarak
Surah An-Naziat, Verse 33
فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلۡكُبۡرَىٰ
O guc yetmez buyuk felaket geldiginde
Surah An-Naziat, Verse 34
يَوۡمَ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ مَا سَعَىٰ
O gun insan, ugrunda gayret sarfettigi seyi hatırlar
Surah An-Naziat, Verse 35
وَبُرِّزَتِ ٱلۡجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
Goren kisi icin cehennem apacık ortaya cıkarılmıstır
Surah An-Naziat, Verse 36
فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
Artık azmıs olan
Surah An-Naziat, Verse 37
وَءَاثَرَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
Ve igreti hayatı yeglemis olan icin
Surah An-Naziat, Verse 38
فَإِنَّ ٱلۡجَحِيمَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
Cehennem, barınagın ta kendisidir
Surah An-Naziat, Verse 39
وَأَمَّا مَنۡ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفۡسَ عَنِ ٱلۡهَوَىٰ
Rabbinin yuceliginden korkup nefsini bos heveslerden yasaklamıs olan icinse
Surah An-Naziat, Verse 40
فَإِنَّ ٱلۡجَنَّةَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
Cennet, barınagın ta kendisidir
Surah An-Naziat, Verse 41
يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرۡسَىٰهَا
O saatten soruyorlar sana, "gelip demir atması ne zaman?" diye
Surah An-Naziat, Verse 42
فِيمَ أَنتَ مِن ذِكۡرَىٰهَآ
Nerede sende, onu hatırlatacak sey
Surah An-Naziat, Verse 43
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ
Ona iliskin bilginin sonu Rabbine varır
Surah An-Naziat, Verse 44
إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخۡشَىٰهَا
Sen sadece, ondan korkanları uyaransın
Surah An-Naziat, Verse 45
كَأَنَّهُمۡ يَوۡمَ يَرَوۡنَهَا لَمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا عَشِيَّةً أَوۡ ضُحَىٰهَا
Onu gordukleri gun onlar, dunyada sanki bir aksam veya onun kusluk vaktinden baska kalmamısa donerler
Surah An-Naziat, Verse 46