Surah An-Naziat - Turkish Translation by Ibni Kesir
وَٱلنَّـٰزِعَٰتِ غَرۡقٗا
Bogulmus olanları sokup alanlara andolsun
Surah An-Naziat, Verse 1
وَٱلنَّـٰشِطَٰتِ نَشۡطٗا
Canları kolaylıkla alanlara
Surah An-Naziat, Verse 2
وَٱلسَّـٰبِحَٰتِ سَبۡحٗا
Yuzup yuzup gidenlere
Surah An-Naziat, Verse 3
فَٱلسَّـٰبِقَٰتِ سَبۡقٗا
Yarıstıkca yarısanlara
Surah An-Naziat, Verse 4
فَٱلۡمُدَبِّرَٰتِ أَمۡرٗا
Ve isleri yonetenlere
Surah An-Naziat, Verse 5
يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ
O gun; bir sarsıntı sarsar
Surah An-Naziat, Verse 6
تَتۡبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ
Ve pesinden bie baskası gelir
Surah An-Naziat, Verse 7
قُلُوبٞ يَوۡمَئِذٖ وَاجِفَةٌ
O gun kalbler titrer
Surah An-Naziat, Verse 8
أَبۡصَٰرُهَا خَٰشِعَةٞ
Gozler yere doner
Surah An-Naziat, Verse 9
يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرۡدُودُونَ فِي ٱلۡحَافِرَةِ
Biz, eski halimize mi dondurulecegiz? derler
Surah An-Naziat, Verse 10
أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا نَّخِرَةٗ
Ufalanmıs kemikler oldugumuz vakit mi
Surah An-Naziat, Verse 11
قَالُواْ تِلۡكَ إِذٗا كَرَّةٌ خَاسِرَةٞ
O takdirde bu, zararlı bir donustur, derler
Surah An-Naziat, Verse 12
فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ
Dogrusu o, bir tek cıglıktır
Surah An-Naziat, Verse 13
فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ
Ki o zaman, hepsi topragın yuzune dokulecektir
Surah An-Naziat, Verse 14
هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ
Musa´nın haberi geldi mi sana
Surah An-Naziat, Verse 15
إِذۡ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوًى
Hani Rabbı ona; mukaddes vadide, Tuva´da soyle seslenmisti
Surah An-Naziat, Verse 16
ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
Firavun´a git; cunku o, cok azmıstır
Surah An-Naziat, Verse 17
فَقُلۡ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ
De ki: temizlenmeye meylin var mı senin
Surah An-Naziat, Verse 18
وَأَهۡدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخۡشَىٰ
Rabbına giden yolu gostereyim de O´ndan korkasın
Surah An-Naziat, Verse 19
فَأَرَىٰهُ ٱلۡأٓيَةَ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Ve ona en buyuk mucizeyi gosterdi
Surah An-Naziat, Verse 20
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
Ama o, yalanlayıp isyan etti
Surah An-Naziat, Verse 21
ثُمَّ أَدۡبَرَ يَسۡعَىٰ
Sonra arkasını dondu, kosmaya basladı
Surah An-Naziat, Verse 22
فَحَشَرَ فَنَادَىٰ
Toplayıp seslendi
Surah An-Naziat, Verse 23
فَقَالَ أَنَا۠ رَبُّكُمُ ٱلۡأَعۡلَىٰ
Ve sizin en yuce Rabbınız benim, dedi
Surah An-Naziat, Verse 24
فَأَخَذَهُ ٱللَّهُ نَكَالَ ٱلۡأٓخِرَةِ وَٱلۡأُولَىٰٓ
Bunu uzerine Allah, onu dunya ve ahiret azabıyla yakaladı
Surah An-Naziat, Verse 25
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبۡرَةٗ لِّمَن يَخۡشَىٰٓ
Suphesiz ki bunda, korkan kimseler icin ibret vardır
Surah An-Naziat, Verse 26
ءَأَنتُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُۚ بَنَىٰهَا
Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa gogu mu? Onu bina etmistir
Surah An-Naziat, Verse 27
رَفَعَ سَمۡكَهَا فَسَوَّىٰهَا
Boynu yukseltmis ve ona bir sekil vermistir
Surah An-Naziat, Verse 28
وَأَغۡطَشَ لَيۡلَهَا وَأَخۡرَجَ ضُحَىٰهَا
Gecesini karanlık yapmıs, gunduzunu ortaya cıkarmıstır
Surah An-Naziat, Verse 29
وَٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ
Bundan sonra yeri dosemistir
Surah An-Naziat, Verse 30
أَخۡرَجَ مِنۡهَا مَآءَهَا وَمَرۡعَىٰهَا
Ondan suyunu ve otlagını cıkarmıstır
Surah An-Naziat, Verse 31
وَٱلۡجِبَالَ أَرۡسَىٰهَا
Dagları dikmistir
Surah An-Naziat, Verse 32
مَتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ
Sizin ve hayvanlarınızın gecinmesi icin
Surah An-Naziat, Verse 33
فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Fakat o en buyuk bela geldigi zaman
Surah An-Naziat, Verse 34
يَوۡمَ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ مَا سَعَىٰ
O gun insan, neye calıstıgını anlar
Surah An-Naziat, Verse 35
وَبُرِّزَتِ ٱلۡجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
Cehennem, bakan herkese apacık gosterilir
Surah An-Naziat, Verse 36
فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
Artık kim haddini asmıssa
Surah An-Naziat, Verse 37
وَءَاثَرَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
Ve kim dunya hayatını tercih etmisse
Surah An-Naziat, Verse 38
فَإِنَّ ٱلۡجَحِيمَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
Suphesiz ki onun varacagı yer; cehennemdir
Surah An-Naziat, Verse 39
وَأَمَّا مَنۡ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفۡسَ عَنِ ٱلۡهَوَىٰ
Kim de Rabbının makamından korkup da nefsini heveslerden alıkoyduysa
Surah An-Naziat, Verse 40
فَإِنَّ ٱلۡجَنَّةَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
Suphesiz ki onun varacagı yer, cennettir
Surah An-Naziat, Verse 41
يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرۡسَىٰهَا
Sana kıyametin ne zaman gelip catacagını soruyorlar
Surah An-Naziat, Verse 42
فِيمَ أَنتَ مِن ذِكۡرَىٰهَآ
Senin neyine onun zamanını bildirmek
Surah An-Naziat, Verse 43
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ
En sonunda o, ancak Rabbına aittir
Surah An-Naziat, Verse 44
إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخۡشَىٰهَا
Sen, ancak O´ndan korkanı uyaransın
Surah An-Naziat, Verse 45
كَأَنَّهُمۡ يَوۡمَ يَرَوۡنَهَا لَمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا عَشِيَّةً أَوۡ ضُحَىٰهَا
Ve onlar onu gordukleri gun; sadece bir aksam veya bir kusluk vakti kalmıs gibi olurlar
Surah An-Naziat, Verse 46