Surah An-Naziat - Turkish Translation by Suat Yildirim
وَٱلنَّـٰزِعَٰتِ غَرۡقٗا
Var gucuyle kosanlar
Surah An-Naziat, Verse 1
وَٱلنَّـٰشِطَٰتِ نَشۡطٗا
Nes'e ve sevkle yuruyenler
Surah An-Naziat, Verse 2
وَٱلسَّـٰبِحَٰتِ سَبۡحٗا
Yuzup yuzup gidenler
Surah An-Naziat, Verse 3
فَٱلسَّـٰبِقَٰتِ سَبۡقٗا
Yarısıp gecenler
Surah An-Naziat, Verse 4
فَٱلۡمُدَبِّرَٰتِ أَمۡرٗا
Isleri duzenleyip yonetenler, hakkı icin ki: (kıyamet gercektir, hepiniz olumden sonra diriltileceksiniz)
Surah An-Naziat, Verse 5
يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ
Gunu gelince, sura ilk ufleme, yeri siddetli bir depremle yıkacak
Surah An-Naziat, Verse 6
تَتۡبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ
Onu izleyen ikinci ufleme herkesi mezarından kaldıracak
Surah An-Naziat, Verse 7
قُلُوبٞ يَوۡمَئِذٖ وَاجِفَةٌ
O gun kalpler gup gup atacak
Surah An-Naziat, Verse 8
أَبۡصَٰرُهَا خَٰشِعَةٞ
Gozler yere egilecek
Surah An-Naziat, Verse 9
يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرۡدُودُونَ فِي ٱلۡحَافِرَةِ
Inkarcılar alay ederek soyle derler: “Curumus kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmisiz! O takdirde bu, bizim icin ziyanlı bir donus olur!”
Surah An-Naziat, Verse 10
أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا نَّخِرَةٗ
Inkarcılar alay ederek soyle derler: “Curumus kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmisiz! O takdirde bu, bizim icin ziyanlı bir donus olur!”
Surah An-Naziat, Verse 11
قَالُواْ تِلۡكَ إِذٗا كَرَّةٌ خَاسِرَةٞ
Inkarcılar alay ederek soyle derler: “Curumus kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmisiz! O takdirde bu, bizim icin ziyanlı bir donus olur!”
Surah An-Naziat, Verse 12
فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ
Fakat olay (zor degil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahserde toplanıverirler
Surah An-Naziat, Verse 13
فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ
Fakat olay (zor degil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahserde toplanıverirler
Surah An-Naziat, Verse 14
هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ
Musa'nın hadisesinden haberin olmustu degil mi
Surah An-Naziat, Verse 15
إِذۡ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوًى
Hani Rabbi ona kutlu Tuva vadisinde soyle seslenmisti
Surah An-Naziat, Verse 16
ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
“Firavuna git, zira o iyice azdı!Ona de ki: kendini arındırmaya gonlun var mı
Surah An-Naziat, Verse 17
فَقُلۡ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ
“Firavuna git, zira o iyice azdı!Ona de ki: kendini arındırmaya gonlun var mı
Surah An-Naziat, Verse 18
وَأَهۡدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخۡشَىٰ
“Ister misin Seni Rabbine kavusturan yola vurayım.Boylece Sen de O'na saygı duyasın?” [7]
Surah An-Naziat, Verse 19
فَأَرَىٰهُ ٱلۡأٓيَةَ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Ona en buyuk mucizeyi gosterdi
Surah An-Naziat, Verse 20
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
Fakat o buna “yalan” dedi ve isyan etti
Surah An-Naziat, Verse 21
ثُمَّ أَدۡبَرَ يَسۡعَىٰ
Sonra sırtını donup Musa'ya karsı bir calısma icine girdi
Surah An-Naziat, Verse 22
فَحَشَرَ فَنَادَىٰ
Adamlarını topladı ve onlara: “Sizin en yuce rabbiniz benim!” dedi
Surah An-Naziat, Verse 23
فَقَالَ أَنَا۠ رَبُّكُمُ ٱلۡأَعۡلَىٰ
Adamlarını topladı ve onlara: “Sizin en yuce rabbiniz benim!” dedi
Surah An-Naziat, Verse 24
فَأَخَذَهُ ٱللَّهُ نَكَالَ ٱلۡأٓخِرَةِ وَٱلۡأُولَىٰٓ
Allah da onu dunyada da, ahirette de siddetle cezalandırdı
Surah An-Naziat, Verse 25
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبۡرَةٗ لِّمَن يَخۡشَىٰٓ
Bu da Rabbini sayacak kimselere bir ibret oldu
Surah An-Naziat, Verse 26
ءَأَنتُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُۚ بَنَىٰهَا
Siz ey hasri inkar edenler: Dusunun, sizi yeniden yaratmak mı zor, yoksa gok alemini mi?Iste bakın: Allah onu nasıl da saglam bina etti
Surah An-Naziat, Verse 27
رَفَعَ سَمۡكَهَا فَسَوَّىٰهَا
Allah onu direksiz yukseltti ve kusursuz isleyen bir sisteme bagladı
Surah An-Naziat, Verse 28
وَأَغۡطَشَ لَيۡلَهَا وَأَخۡرَجَ ضُحَىٰهَا
Gecesini karanlık, gunduzunu parlak sekilde acıga cıkardı
Surah An-Naziat, Verse 29
وَٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ
Sonra da yeri doseyip yerlesmeye hazırladı
Surah An-Naziat, Verse 30
أَخۡرَجَ مِنۡهَا مَآءَهَا وَمَرۡعَىٰهَا
Oradan sularını, otlaklarını cıkardı
Surah An-Naziat, Verse 31
وَٱلۡجِبَالَ أَرۡسَىٰهَا
Daglarını oturttu
Surah An-Naziat, Verse 32
مَتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ
Butun bunları sizin ve hayvanlarınızın hayat icin yaptı
Surah An-Naziat, Verse 33
فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Fakat her seyi bastıran o felaket geldigi zaman
Surah An-Naziat, Verse 34
يَوۡمَ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ مَا سَعَىٰ
Insan neyin pesinde kostugunu anlar ama, artık is isten gecer
Surah An-Naziat, Verse 35
وَبُرِّزَتِ ٱلۡجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
Cehennem her gorene, apacık gorunur
Surah An-Naziat, Verse 36
فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
Artık kim azdıysa
Surah An-Naziat, Verse 37
وَءَاثَرَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
Ahireti unutup dunya zevkini tercih ettiyse
Surah An-Naziat, Verse 38
فَإِنَّ ٱلۡجَحِيمَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
Onun varacagı yer, olsa olsa cehennemdir
Surah An-Naziat, Verse 39
وَأَمَّا مَنۡ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفۡسَ عَنِ ٱلۡهَوَىٰ
Ama kim Rabbinin divanında durmaktan korkarsa,ve nefsini heva ve hevese uymaktan dizginlerse
Surah An-Naziat, Verse 40
فَإِنَّ ٱلۡجَنَّةَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
Onun varacagı yer de olsa olsa cennettir
Surah An-Naziat, Verse 41
يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرۡسَىٰهَا
Sana kıyamet saatini sorarlar: “Demir atması ne zaman?” diye
Surah An-Naziat, Verse 42
فِيمَ أَنتَ مِن ذِكۡرَىٰهَآ
Sen nerede, onun vaktini bildirmek nerede
Surah An-Naziat, Verse 43
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ
Onun sonu Rabbine varır, kesin bilgisi O'na aittir
Surah An-Naziat, Verse 44
إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخۡشَىٰهَا
Sana dusen sadece: ondan korkanı uyarmaktır
Surah An-Naziat, Verse 45
كَأَنَّهُمۡ يَوۡمَ يَرَوۡنَهَا لَمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا عَشِيَّةً أَوۡ ضُحَىٰهَا
Onu gordukleri gun oyle gelir ki onlara:Yalnız bir aksam veya bir sabah faslı durdular dunyada
Surah An-Naziat, Verse 46