Surah An-Naba - Turkish Translation by Suat Yildirim
عَمَّ يَتَسَآءَلُونَ
Onlar birbirine neyi sorup duruyorlar
Surah An-Naba, Verse 1
عَنِ ٱلنَّبَإِ ٱلۡعَظِيمِ
Hakkında ihtilafa dustukleri o muhim haberi mi
Surah An-Naba, Verse 2
ٱلَّذِي هُمۡ فِيهِ مُخۡتَلِفُونَ
Hakkında ihtilafa dustukleri o muhim haberi mi
Surah An-Naba, Verse 3
كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Hayır! (Ihtilafa ne hacet,) yakında anlayacaklar
Surah An-Naba, Verse 4
ثُمَّ كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Elbette ve elbette yakında gercegi ogrenecekler
Surah An-Naba, Verse 5
أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ مِهَٰدٗا
Biz yeri bir dosek yapmadık mı
Surah An-Naba, Verse 6
وَٱلۡجِبَالَ أَوۡتَادٗا
Dagları da arzı tutan birer destek yapmadık mı
Surah An-Naba, Verse 7
وَخَلَقۡنَٰكُمۡ أَزۡوَٰجٗا
Hem, sizi cift yarattık
Surah An-Naba, Verse 8
وَجَعَلۡنَا نَوۡمَكُمۡ سُبَاتٗا
Uykunuzu dinlenme yaptık
Surah An-Naba, Verse 9
وَجَعَلۡنَا ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا
Geceyi bir ortu, gunduzu geciminiz icin calısma zamanı kıldık
Surah An-Naba, Verse 10
وَجَعَلۡنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشٗا
Geceyi bir ortu, gunduzu geciminiz icin calısma zamanı kıldık
Surah An-Naba, Verse 11
وَبَنَيۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعٗا شِدَادٗا
Ustunuzde yedi saglam gok bina ettik
Surah An-Naba, Verse 12
وَجَعَلۡنَا سِرَاجٗا وَهَّاجٗا
Orada pırıl pırıl yanan bir lamba koyduk
Surah An-Naba, Verse 13
وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡمُعۡصِرَٰتِ مَآءٗ ثَجَّاجٗا
Size hububat, tohumlar, bitkiler ve agacları birbirine sarmas dolas bahceler cıkaralım diye, sıkısıp yogunlasmıs bulutlardan bol bol yagmur indirdik
Surah An-Naba, Verse 14
لِّنُخۡرِجَ بِهِۦ حَبّٗا وَنَبَاتٗا
Size hububat, tohumlar, bitkiler ve agacları birbirine sarmas dolas bahceler cıkaralım diye, sıkısıp yogunlasmıs bulutlardan bol bol yagmur indirdik
Surah An-Naba, Verse 15
وَجَنَّـٰتٍ أَلۡفَافًا
Size hububat, tohumlar, bitkiler ve agacları birbirine sarmas dolas bahceler cıkaralım diye, sıkısıp yogunlasmıs bulutlardan bol bol yagmur indirdik
Surah An-Naba, Verse 16
إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا
(Imdi bunları anladıysanız, hakkında ihtilaf ettiginiz o mahser dirilisini de anlarsınız. Iste bunları kim yapmıssa, oluleri de O diriltecektir.) Evet, o “karar gunu,” vakti kesin olarak belirlenmis bir gundur
Surah An-Naba, Verse 17
يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا
O gun sura ufurulur, siz de boluk boluk gelirsiniz
Surah An-Naba, Verse 18
وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا
Gokler kapı kapı acılır (her tarafı kapı haline gelen gokten melaike orduları birden indirme yapar)
Surah An-Naba, Verse 19
وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا
Daglar yurutulur, serab olur gider, her taraf dumduz olur. [27,]
Surah An-Naba, Verse 20
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتۡ مِرۡصَادٗا
Cehennem pusuda... her an eline dusecek avlarını gozlemektedir
Surah An-Naba, Verse 21
لِّلطَّـٰغِينَ مَـَٔابٗا
Azgınların donup dolasıp varacakları yuvalarıdır
Surah An-Naba, Verse 22
لَّـٰبِثِينَ فِيهَآ أَحۡقَابٗا
Devirler boyunca orada kalacaklardır
Surah An-Naba, Verse 23
لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرۡدٗا وَلَا شَرَابًا
Orada ne bir serinlik, ne bir icecek tadarlar
Surah An-Naba, Verse 24
إِلَّا حَمِيمٗا وَغَسَّاقٗا
Icecek olarak sadece kaynar su ile irin bulurlar
Surah An-Naba, Verse 25
جَزَآءٗ وِفَاقًا
Bu, yaptıklarının tam karsılıgıdır
Surah An-Naba, Verse 26
إِنَّهُمۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ حِسَابٗا
Cunku onlar bu hesap gunune inanmıyor (onu hesaba almıyorlardı)
Surah An-Naba, Verse 27
وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابٗا
Isleri gucleri ayetlerimizi yalan saymaktı
Surah An-Naba, Verse 28
وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ كِتَٰبٗا
Biz de (her seyi kaydettigimiz gibi), onların yaptıklarını da tek tek tesbit ettik
Surah An-Naba, Verse 29
فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا
Onun icin onlara soyle diyecegiz: Yaptıgınız kotuluklerin meyvelerini tadın!Artık Bizden sizin azabınızı artırmaktan baska bir sey beklemeyin
Surah An-Naba, Verse 30
إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا
Ama Allah'ı sayıp gunahlıklardan sakınanlar, basarı ve mutluluga ererler
Surah An-Naba, Verse 31
حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا
Onlara bahceler, uzum bagları, turunc goguslu genc yasıt dilberler, dolu dolu kadehler var
Surah An-Naba, Verse 32
وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا
Onlara bahceler, uzum bagları, turunc goguslu genc yasıt dilberler, dolu dolu kadehler var
Surah An-Naba, Verse 33
وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا
Onlara bahceler, uzum bagları, turunc goguslu genc yasıt dilberler, dolu dolu kadehler var
Surah An-Naba, Verse 34
لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا كِذَّـٰبٗا
Orada bos sozler, yalanlar isitmezler
Surah An-Naba, Verse 35
جَزَآءٗ مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابٗا
Iste bu da Rabbinden mukafat, yeter mi yeter
Surah An-Naba, Verse 36
رَّبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلرَّحۡمَٰنِۖ لَا يَمۡلِكُونَ مِنۡهُ خِطَابٗا
Goklerin, yerin ve bunların arasındaki varlıkların Rabbinden, O Rahman'dan bir mukafattır.O’nun huzurunda agzını acacak, soz soyleyecek hic kimse yoktur
Surah An-Naba, Verse 37
يَوۡمَ يَقُومُ ٱلرُّوحُ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ صَفّٗاۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنۡ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَقَالَ صَوَابٗا
O gun Ruh ve melekler saf saf sıralanır. Rahman'ın izin verdiklerinin dısında, asla konusmazlar. Konusan da yerli yerinde soz soyler
Surah An-Naba, Verse 38
ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلۡحَقُّۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ مَـَٔابًا
Iste bu, gercekligi kesin olan gundur. Artık dileyen, Rabbine varan yolu tutar, O'na sıgınır
Surah An-Naba, Verse 39
إِنَّآ أَنذَرۡنَٰكُمۡ عَذَابٗا قَرِيبٗا يَوۡمَ يَنظُرُ ٱلۡمَرۡءُ مَا قَدَّمَتۡ يَدَاهُ وَيَقُولُ ٱلۡكَافِرُ يَٰلَيۡتَنِي كُنتُ تُرَٰبَۢا
Biz, gelmesi yaklasmıs bir azabı bildirerek sizi uyarıyoruz. O gun gelecek,ve her sahıs onunde, yalnız yapıp ettiklerini bulup bakacak ve kafir: “Ah ne olurdu, keske toprak olaydım!” diyecek
Surah An-Naba, Verse 40