Surah An-Naba - Turkish Translation by Abdulbaki Golpinarli
عَمَّ يَتَسَآءَلُونَ
Neyi birbirlerine sorup dururlar
Surah An-Naba, Verse 1
عَنِ ٱلنَّبَإِ ٱلۡعَظِيمِ
Pek ulu haberi
Surah An-Naba, Verse 2
ٱلَّذِي هُمۡ فِيهِ مُخۡتَلِفُونَ
Öylesine haber ki onlar, bu hususta aykırılığa düşmüşlerdir
Surah An-Naba, Verse 3
كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Hayır, bilirler yakında
Surah An-Naba, Verse 4
ثُمَّ كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Gene de hayır, bilirler yakında
Surah An-Naba, Verse 5
أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ مِهَٰدٗا
Yeryüzünü, hazır bir yaygı olarak yaymadık mı
Surah An-Naba, Verse 6
وَٱلۡجِبَالَ أَوۡتَادٗا
Ve dağları, çiviler gibi çaktık
Surah An-Naba, Verse 7
وَخَلَقۡنَٰكُمۡ أَزۡوَٰجٗا
Ve sizi, çiftçift yarattık
Surah An-Naba, Verse 8
وَجَعَلۡنَا نَوۡمَكُمۡ سُبَاتٗا
Ve uykunuzu, vakitli bir istirahat zamanı kıldık
Surah An-Naba, Verse 9
وَجَعَلۡنَا ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا
Ve geceyi, her şeyi örten bir örtü yaptık
Surah An-Naba, Verse 10
وَجَعَلۡنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشٗا
Ve gündüzü de geçim zamanı
Surah An-Naba, Verse 11
وَبَنَيۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعٗا شِدَادٗا
Ve üstünüzde, yedi sağlam yapı kurduk
Surah An-Naba, Verse 12
وَجَعَلۡنَا سِرَاجٗا وَهَّاجٗا
Ve yalımyalım yanan bir kandil yarattık
Surah An-Naba, Verse 13
وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡمُعۡصِرَٰتِ مَآءٗ ثَجَّاجٗا
Ve sıkılan bulutlardan şarılşarıl sular akıttık
Surah An-Naba, Verse 14
لِّنُخۡرِجَ بِهِۦ حَبّٗا وَنَبَاتٗا
Akıttık da o sayede tohumları, otları
Surah An-Naba, Verse 15
وَجَنَّـٰتٍ أَلۡفَافًا
Ve birbirine sarmaşdolaş bahçeleri, bağları meydana getirdik
Surah An-Naba, Verse 16
إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا
Şüphe yok ki ayırma gününün vakti de tayin edilmiştir
Surah An-Naba, Verse 17
يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا
O gün Sur üfürülür de gelirsiniz bölükbölük
Surah An-Naba, Verse 18
وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا
Ve gök açılmış, kapılar haline gelmiştir
Surah An-Naba, Verse 19
وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا
ve dağlar yürütülmüş, seraba dönmüştür
Surah An-Naba, Verse 20
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتۡ مِرۡصَادٗا
Şüphe yok ki cehennem pusudadır
Surah An-Naba, Verse 21
لِّلطَّـٰغِينَ مَـَٔابٗا
Azanlara dönüp varılacak son yerdir
Surah An-Naba, Verse 22
لَّـٰبِثِينَ فِيهَآ أَحۡقَابٗا
Yıllar boyunca kalırlar orada
Surah An-Naba, Verse 23
لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرۡدٗا وَلَا شَرَابًا
Ne bir serinlik tadarlar, ne içilecek bir şey
Surah An-Naba, Verse 24
إِلَّا حَمِيمٗا وَغَسَّاقٗا
Ancak bir kaynar su, ancak bir kan ve irin
Surah An-Naba, Verse 25
جَزَآءٗ وِفَاقًا
Bir cezadır ki tam uygun
Surah An-Naba, Verse 26
إِنَّهُمۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ حِسَابٗا
Şüphe yok ki onlar, hiçbir soru ummazlardı
Surah An-Naba, Verse 27
وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابٗا
Ve delillerimizi boyuna yalanlarlardı
Surah An-Naba, Verse 28
وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ كِتَٰبٗا
Ve biz her şeyi birbir sayıp yazdık
Surah An-Naba, Verse 29
فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا
Artık tadın, ancak azabınızı arttırırız sizin
Surah An-Naba, Verse 30
إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا
Şüphe yok ki çekinenlere bir kurtuluş, bir kutluluk ve murada eriş yeri var
Surah An-Naba, Verse 31
حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا
Bahçeler, üzümler
Surah An-Naba, Verse 32
وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا
Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar
Surah An-Naba, Verse 33
وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا
Ve dopdolu kadeh
Surah An-Naba, Verse 34
لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا كِذَّـٰبٗا
Ne boş bir söz duyarlar orada, ne birbirlerini yalanlama
Surah An-Naba, Verse 35
جَزَآءٗ مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابٗا
Rabbinden, fazlasıyle bir lütuf ve ihsan
Surah An-Naba, Verse 36
رَّبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلرَّحۡمَٰنِۖ لَا يَمۡلِكُونَ مِنۡهُ خِطَابٗا
Göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin Rabbidir rahman, onun hitabına nail olmazlar
Surah An-Naba, Verse 37
يَوۡمَ يَقُومُ ٱلرُّوحُ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ صَفّٗاۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنۡ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَقَالَ صَوَابٗا
O gün, Ruh ve melekler, saf saf dururlar; konuşamazlar, ancak rahmanın izin verdiği konuşur ve gerçek söyler
Surah An-Naba, Verse 38
ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلۡحَقُّۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ مَـَٔابًا
Bugün, gerçektir, artık dileyen, dönüp Rabbinin tapısına varmaya bir vesile edinir
Surah An-Naba, Verse 39
إِنَّآ أَنذَرۡنَٰكُمۡ عَذَابٗا قَرِيبٗا يَوۡمَ يَنظُرُ ٱلۡمَرۡءُ مَا قَدَّمَتۡ يَدَاهُ وَيَقُولُ ٱلۡكَافِرُ يَٰلَيۡتَنِي كُنتُ تُرَٰبَۢا
Şüphe yok ki biz sizi, yakın bir azapla korkutmadayız; o gün kişi, elleriyle hazırladığına bakar ve kafir de ne olurdu der, keşke toprak olaydım
Surah An-Naba, Verse 40