Surah An-Naba - Turkish Translation by Yasar Nuri Ozturk
عَمَّ يَتَسَآءَلُونَ
Hangi şeyden sorup duruyorlar birbirlerine
Surah An-Naba, Verse 1
عَنِ ٱلنَّبَإِ ٱلۡعَظِيمِ
O büyük haberden mi
Surah An-Naba, Verse 2
ٱلَّذِي هُمۡ فِيهِ مُخۡتَلِفُونَ
Ki onda tartışma içindedirler
Surah An-Naba, Verse 3
كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Hayır, sandıkları gibi değil! Yakında bilecekler
Surah An-Naba, Verse 4
ثُمَّ كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Hayır, hayır! Düşündükleri gibi değil, yakında bilecekler
Surah An-Naba, Verse 5
أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ مِهَٰدٗا
Biz bu yeryüzünü bir beşik yapmadık mı
Surah An-Naba, Verse 6
وَٱلۡجِبَالَ أَوۡتَادٗا
Dağları birer kazık yapmadık mı
Surah An-Naba, Verse 7
وَخَلَقۡنَٰكُمۡ أَزۡوَٰجٗا
Sizleri çiftler olarak yarattık
Surah An-Naba, Verse 8
وَجَعَلۡنَا نَوۡمَكُمۡ سُبَاتٗا
Sizin uykunuzu bir dinlenme/bir rahatlama/bir tür ölüm yaptık
Surah An-Naba, Verse 9
وَجَعَلۡنَا ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا
Geceyi bir giysi yaptık
Surah An-Naba, Verse 10
وَجَعَلۡنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشٗا
Gündüzü, geçim için çalışma zamanı yaptık
Surah An-Naba, Verse 11
وَبَنَيۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعٗا شِدَادٗا
Üstünüzde yedi sağlam/aşınmaz kurduk
Surah An-Naba, Verse 12
وَجَعَلۡنَا سِرَاجٗا وَهَّاجٗا
Bir de parıl parıl parlayan kandil yerleştirdik
Surah An-Naba, Verse 13
وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡمُعۡصِرَٰتِ مَآءٗ ثَجَّاجٗا
Sıkarak su çıkaranlardan şarıl şarıl bir su indirdik
Surah An-Naba, Verse 14
لِّنُخۡرِجَ بِهِۦ حَبّٗا وَنَبَاتٗا
Ki çıkaralım onlardan dâneler ve otlar
Surah An-Naba, Verse 15
وَجَنَّـٰتٍ أَلۡفَافًا
Ve içiçe girmiş bağlar/bahçeler
Surah An-Naba, Verse 16
إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا
Hiç kuşkusuz, o ayırma ve hüküm günü kesin olarak belirlenmiştir
Surah An-Naba, Verse 17
يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا
Sûra üfürüldüğü gün, bölükler halinde geleceksiniz
Surah An-Naba, Verse 18
وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا
Gök açılmış, kapı kapı oluvermiştir
Surah An-Naba, Verse 19
وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا
Dağlar yürütülmüş, bir serap oluvermiştir
Surah An-Naba, Verse 20
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتۡ مِرۡصَادٗا
Cehennem, bir gözetleme yeri olmuştur
Surah An-Naba, Verse 21
لِّلطَّـٰغِينَ مَـَٔابٗا
Azgınlar için bir barınak
Surah An-Naba, Verse 22
لَّـٰبِثِينَ فِيهَآ أَحۡقَابٗا
Devirlerce kalacaklardır içinde
Surah An-Naba, Verse 23
لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرۡدٗا وَلَا شَرَابًا
Ne bir serinlik tadacaklar ne de bir içecek
Surah An-Naba, Verse 24
إِلَّا حَمِيمٗا وَغَسَّاقٗا
Sadece kaynar su, atık su
Surah An-Naba, Verse 25
جَزَآءٗ وِفَاقًا
Çok uygun bir karşılık olarak
Surah An-Naba, Verse 26
إِنَّهُمۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ حِسَابٗا
Doğrusu onlar böyle bir hesap ummuyorlardı
Surah An-Naba, Verse 27
وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابٗا
Ayetlerimizi pervasızca yalanlamışlardı
Surah An-Naba, Verse 28
وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ كِتَٰبٗا
Oysaki biz, her şeyi iyiden iyiye sayıp kitaplaştırmıştık
Surah An-Naba, Verse 29
فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا
Hadi, tadıverin! Size azaptan başka bir şey asla artırmayacağız
Surah An-Naba, Verse 30
إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا
Takva sahipleri için bir kurtuluş ve bir zafer vardır
Surah An-Naba, Verse 31
حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا
Sulak bahçeler, bağlar, üzümler
Surah An-Naba, Verse 32
وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا
Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar
Surah An-Naba, Verse 33
وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا
Dopdolu kadehler vardır
Surah An-Naba, Verse 34
لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا كِذَّـٰبٗا
Orada ne bir boş söz duyarlar ne de bir yalan
Surah An-Naba, Verse 35
جَزَآءٗ مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابٗا
Rabbinden bir ödül, tam kıvamında bir bağış
Surah An-Naba, Verse 36
رَّبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلرَّحۡمَٰنِۖ لَا يَمۡلِكُونَ مِنۡهُ خِطَابٗا
Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir O! Rahman´dır. O´nun huzurunda söze cüret edemezler
Surah An-Naba, Verse 37
يَوۡمَ يَقُومُ ٱلرُّوحُ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ صَفّٗاۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنۡ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَقَالَ صَوَابٗا
O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman´ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler
Surah An-Naba, Verse 38
ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلۡحَقُّۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ مَـَٔابًا
İşte budur hak olan gün! Artık dileyen, Rabbine varacak bir yol tutsun
Surah An-Naba, Verse 39
إِنَّآ أَنذَرۡنَٰكُمۡ عَذَابٗا قَرِيبٗا يَوۡمَ يَنظُرُ ٱلۡمَرۡءُ مَا قَدَّمَتۡ يَدَاهُ وَيَقُولُ ٱلۡكَافِرُ يَٰلَيۡتَنِي كُنتُ تُرَٰبَۢا
Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: "Keşke toprak olsaydım
Surah An-Naba, Verse 40