Surah An-Naba - Turkish Translation by Gultekin Onan
عَمَّ يَتَسَآءَلُونَ
Birbirlerine hangi şeyi sorup duruyorlar
Surah An-Naba, Verse 1
عَنِ ٱلنَّبَإِ ٱلۡعَظِيمِ
O büyük haberi mi
Surah An-Naba, Verse 2
ٱلَّذِي هُمۡ فِيهِ مُخۡتَلِفُونَ
Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler
Surah An-Naba, Verse 3
كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Hayır; yakında bileceklerdir
Surah An-Naba, Verse 4
ثُمَّ كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Yine hayır; yakında bileceklerdir
Surah An-Naba, Verse 5
أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ مِهَٰدٗا
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı
Surah An-Naba, Verse 6
وَٱلۡجِبَالَ أَوۡتَادٗا
Dağları da birer kazık
Surah An-Naba, Verse 7
وَخَلَقۡنَٰكُمۡ أَزۡوَٰجٗا
Sizi çift çift yarattık
Surah An-Naba, Verse 8
وَجَعَلۡنَا نَوۡمَكُمۡ سُبَاتٗا
Uykunuzu bir dinlenme yaptık
Surah An-Naba, Verse 9
وَجَعَلۡنَا ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا
Geceyi bir örtü yaptık
Surah An-Naba, Verse 10
وَجَعَلۡنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشٗا
Gündüzü bir geçim vakti kıldık
Surah An-Naba, Verse 11
وَبَنَيۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعٗا شِدَادٗا
Sizin üstünüze sapasağlam yedi gök bina ettik
Surah An-Naba, Verse 12
وَجَعَلۡنَا سِرَاجٗا وَهَّاجٗا
Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık
Surah An-Naba, Verse 13
وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡمُعۡصِرَٰتِ مَآءٗ ثَجَّاجٗا
Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan ´bardaktan boşanırcasına su´ indirdik
Surah An-Naba, Verse 14
لِّنُخۡرِجَ بِهِۦ حَبّٗا وَنَبَاتٗا
Bununla taneler ve bitkiler bitirip çıkaralım diye
Surah An-Naba, Verse 15
وَجَنَّـٰتٍ أَلۡفَافًا
Ve birbirine sarmaş dolaş bahçeleri de
Surah An-Naba, Verse 16
إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا
Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir
Surah An-Naba, Verse 17
يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا
Sur´a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz
Surah An-Naba, Verse 18
وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا
O sırada gök açılmış ve kapı kapı olmuştur
Surah An-Naba, Verse 19
وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا
Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir
Surah An-Naba, Verse 20
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتۡ مِرۡصَادٗا
Gerçekten cehennem, bir gözetleme yeridir
Surah An-Naba, Verse 21
لِّلطَّـٰغِينَ مَـَٔابٗا
Taşkınlık edip azanlar için son dönüş yeridir
Surah An-Naba, Verse 22
لَّـٰبِثِينَ فِيهَآ أَحۡقَابٗا
Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardır
Surah An-Naba, Verse 23
لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرۡدٗا وَلَا شَرَابًا
Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek
Surah An-Naba, Verse 24
إِلَّا حَمِيمٗا وَغَسَّاقٗا
Kaynar sudan ve irinden başka
Surah An-Naba, Verse 25
جَزَآءٗ وِفَاقًا
(İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak
Surah An-Naba, Verse 26
إِنَّهُمۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ حِسَابٗا
Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı
Surah An-Naba, Verse 27
وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابٗا
Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı
Surah An-Naba, Verse 28
وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ كِتَٰبٗا
Oysa biz her şeyi yazıp saymışızdır
Surah An-Naba, Verse 29
فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا
Şimdi tadın. Size artık azabtan başkasını arttırmayacağız
Surah An-Naba, Verse 30
إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا
Gerçek şu ki, muttakiler için ´bir kurtuluş ve mutluluk´ vardır
Surah An-Naba, Verse 31
حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا
Nice bahçeler ve üzüm bağları
Surah An-Naba, Verse 32
وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا
Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar
Surah An-Naba, Verse 33
وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا
Dopdolu kadehler
Surah An-Naba, Verse 34
لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا كِذَّـٰبٗا
İçinde, ne ´boş ve saçma bir söz´ işitirler ne bir yalan
Surah An-Naba, Verse 35
جَزَآءٗ مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابٗا
Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağıştır bu
Surah An-Naba, Verse 36
رَّبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلرَّحۡمَٰنِۖ لَا يَمۡلِكُونَ مِنۡهُ خِطَابٗا
Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların rabbi Rahman; O´na hitap etmeye güç yetiremezler
Surah An-Naba, Verse 37
يَوۡمَ يَقُومُ ٱلرُّوحُ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ صَفّٗاۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنۡ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَقَالَ صَوَابٗا
Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün, Rahmanın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da) Doğruyu söyleyecektir
Surah An-Naba, Verse 38
ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلۡحَقُّۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ مَـَٔابًا
İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen rabbine bir dönüş yeri edinsin
Surah An-Naba, Verse 39
إِنَّآ أَنذَرۡنَٰكُمۡ عَذَابٗا قَرِيبٗا يَوۡمَ يَنظُرُ ٱلۡمَرۡءُ مَا قَدَّمَتۡ يَدَاهُ وَيَقُولُ ٱلۡكَافِرُ يَٰلَيۡتَنِي كُنتُ تُرَٰبَۢا
Gerçekten biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek
Surah An-Naba, Verse 40