Surah An-Naziat - Turkish Translation by Muhammed Esed
وَٱلنَّـٰزِعَٰتِ غَرۡقٗا
Dusun bu (yıldız)ları, batmak uzere yukselen
Surah An-Naziat, Verse 1
وَٱلنَّـٰشِطَٰتِ نَشۡطٗا
ve (yorungelerinde) istikrarlı sekilde hareket eden
Surah An-Naziat, Verse 2
وَٱلسَّـٰبِحَٰتِ سَبۡحٗا
ve (uzayda) sakin sakin yuzen
Surah An-Naziat, Verse 3
فَٱلسَّـٰبِقَٰتِ سَبۡقٗا
ve hızlı sekilde (birbirini) izleyen
Surah An-Naziat, Verse 4
فَٱلۡمُدَبِّرَٰتِ أَمۡرٗا
boylece (Yaratıcı´nın) buyrugunu yerine getiren
Surah An-Naziat, Verse 5
يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ
(O halde, dusun) siddetli bir sarsıntının (dunyayı) sarstıgı Gun(u)
Surah An-Naziat, Verse 6
تَتۡبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ
daha buyuk (sarsıntı)ların ardından gelecegi (Gunu)
Surah An-Naziat, Verse 7
قُلُوبٞ يَوۡمَئِذٖ وَاجِفَةٌ
O Gun (insanların) kalpleri titreyerek carpacak
Surah An-Naziat, Verse 8
أَبۡصَٰرُهَا خَٰشِعَةٞ
(ve) gozleri yere bakacak
Surah An-Naziat, Verse 9
يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرۡدُودُونَ فِي ٱلۡحَافِرَةِ
(Ama hala) bazıları: "Ne yani!" diyorlar, "Biz gercekten eski halimize mi dondurulecegiz
Surah An-Naziat, Verse 10
أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا نَّخِرَةٗ
curuyen kemik (yıgını) olsak bile
Surah An-Naziat, Verse 11
قَالُواْ تِلۡكَ إِذٗا كَرَّةٌ خَاسِرَةٞ
(Ve) ilave ediyorlar: "Oyleyse bu, zararlı bir donus olur
Surah An-Naziat, Verse 12
فَإِنَّمَا هِيَ زَجۡرَةٞ وَٰحِدَةٞ
(Ama) o zaman, (Son Saat), bir tek cıglık (gibi ansızın onların uzerine) kopacak
Surah An-Naziat, Verse 13
فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ
iste o zaman (hakikati) anlayacaklar
Surah An-Naziat, Verse 14
هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ
Musa´nın kıssasından hic haberin oldu mu
Surah An-Naziat, Verse 15
إِذۡ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوًى
Hani kutsal bir vadide Rabbi o´na soyle seslenmisti
Surah An-Naziat, Verse 16
ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
Sen, Firavun´a git -cunku o hak ve adalet sınırlarını ihlal ediyor
Surah An-Naziat, Verse 17
فَقُلۡ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ
ve (ona) soyle: ´Arınmaya istekli misin
Surah An-Naziat, Verse 18
وَأَهۡدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخۡشَىٰ
(Eger istekliysen) o zaman seni Rabbin(i tanıma mertebesin)e ulastıracagım ki (bundan sonra) O´nun korkusunu duyasın.´
Surah An-Naziat, Verse 19
فَأَرَىٰهُ ٱلۡأٓيَةَ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Bunun uzerine (Musa), (Firavun´a gitti ve) ona (Rabbinin rahmetinin eseri olan) buyuk mucizeyi anlattı
Surah An-Naziat, Verse 20
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
Ama (Firavun) o´nu yalanladı ve (hidayeti) siddetle reddetti
Surah An-Naziat, Verse 21
ثُمَّ أَدۡبَرَ يَسۡعَىٰ
sonra da kaba bir sekilde (Musa´ya) sırtını dondu
Surah An-Naziat, Verse 22
فَحَشَرَ فَنَادَىٰ
daha sonra (ileri gelen adamlarını) topladı ve (halkını) cagırdı
Surah An-Naziat, Verse 23
فَقَالَ أَنَا۠ رَبُّكُمُ ٱلۡأَعۡلَىٰ
ve onlara "Ben sizin en yuce rabbinizim!" dedi
Surah An-Naziat, Verse 24
فَأَخَذَهُ ٱللَّهُ نَكَالَ ٱلۡأٓخِرَةِ وَٱلۡأُولَىٰٓ
Bunun uzerine Allah onu yakalayıp hesaba cekti (ve bunu) hem bu dunyada hem de oteki dunyada uyarıcı bir ornek yaptı
Surah An-Naziat, Verse 25
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبۡرَةٗ لِّمَن يَخۡشَىٰٓ
Bunda, suphesiz, (Allah´ın) urperti ve korkusunu duyanlar icin bir ibret vardır
Surah An-Naziat, Verse 26
ءَأَنتُمۡ أَشَدُّ خَلۡقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُۚ بَنَىٰهَا
(Ey insanlar!) Sizi yaratmak, gogu yaratmıs olan Allah icin daha mı zordur
Surah An-Naziat, Verse 27
رَفَعَ سَمۡكَهَا فَسَوَّىٰهَا
O, gokkubbeyi yukseltmis ve ona gerektigi gibi bicim vermistir
Surah An-Naziat, Verse 28
وَأَغۡطَشَ لَيۡلَهَا وَأَخۡرَجَ ضُحَىٰهَا
onun gecesini karanlık yapmıs ve gunduzunu aydınlatmıstır
Surah An-Naziat, Verse 29
وَٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ
Ve ardından yeri duzenleyip yaymıstır
Surah An-Naziat, Verse 30
أَخۡرَجَ مِنۡهَا مَآءَهَا وَمَرۡعَىٰهَا
yerden suyu ve bitki ortusunu cıkartmıs
Surah An-Naziat, Verse 31
وَٱلۡجِبَالَ أَرۡسَىٰهَا
ve dagları saglam sekilde yerlestirmistir
Surah An-Naziat, Verse 32
مَتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ
(butun bunlar) sizin ve hayvanlarınızın gecinmesi icin(dir)
Surah An-Naziat, Verse 33
فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلۡكُبۡرَىٰ
Ve boylece, buyuk, sarsıcı (yeniden dirilme) olayı gelip cattıgında
Surah An-Naziat, Verse 34
يَوۡمَ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ مَا سَعَىٰ
o Gun insan yaptıgı her seyi (acıkca) hatırlayacak
Surah An-Naziat, Verse 35
وَبُرِّزَتِ ٱلۡجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
ve (cehennemin) yakıcı atesi, onu gor(meye mahkum edil)en herkesin karsısına getirilecektir
Surah An-Naziat, Verse 36
فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
Cunku, hak ve adalet sınırlarını ihlal eden
Surah An-Naziat, Verse 37
وَءَاثَرَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا
ve bu dunya hayatını (ruh temizligine) tercih eden(in)
Surah An-Naziat, Verse 38
فَإِنَّ ٱلۡجَحِيمَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
varacagı yer o yakıcı atestir
Surah An-Naziat, Verse 39
وَأَمَّا مَنۡ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفۡسَ عَنِ ٱلۡهَوَىٰ
Ama Rabbinin huzurunda korku ile duranın ve nefsini kotu arzulardan alıkoyanın
Surah An-Naziat, Verse 40
فَإِنَّ ٱلۡجَنَّةَ هِيَ ٱلۡمَأۡوَىٰ
varacagı yer cennettir
Surah An-Naziat, Verse 41
يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرۡسَىٰهَا
(Ey peygamber!) Sana Son Saat´i soruyorlar: "Ne zaman gelip catacak
Surah An-Naziat, Verse 42
فِيمَ أَنتَ مِن ذِكۡرَىٰهَآ
Sen onun hakkında ne soyleyebilirsin ki
Surah An-Naziat, Verse 43
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ
(Cunku) onun (bilgisinin) bası ve sonu yalnız Rabbinin katındadır
Surah An-Naziat, Verse 44
إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخۡشَىٰهَا
Sen ancak ondan korkanları uyar(mak icin gonderil)missin
Surah An-Naziat, Verse 45
كَأَنَّهُمۡ يَوۡمَ يَرَوۡنَهَا لَمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا عَشِيَّةً أَوۡ ضُحَىٰهَا
Onu anladıkları Gun (onlara, bu dunyada) bir aksamdan ya da kusluguyla (birlikte sona eren bir gece)den fazla kalmamıslar (gibi gelecek)
Surah An-Naziat, Verse 46