Surah Al-Burooj - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلۡبُرُوجِ
Kasem olsun, burclar sahibi semaya
Surah Al-Burooj, Verse 1
وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡمَوۡعُودِ
O vaad edilen gune (kıyamete)
Surah Al-Burooj, Verse 2
وَشَاهِدٖ وَمَشۡهُودٖ
Cumaya ve arefe gunune ki
Surah Al-Burooj, Verse 3
قُتِلَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأُخۡدُودِ
(Eski devirlerde muminlere cesitli eziyetler yapan ve) Ashab-ı Uhdud (diye adlanan kavim lanet edildigi gibi, Mekke musrikleri de) lanetlenmistir
Surah Al-Burooj, Verse 4
ٱلنَّارِ ذَاتِ ٱلۡوَقُودِ
Iskenceleri (Uhdud’un), alevli atestendi
Surah Al-Burooj, Verse 5
إِذۡ هُمۡ عَلَيۡهَا قُعُودٞ
O vakit, (o zalim kafirler) atesin etrafında oturmustular
Surah Al-Burooj, Verse 6
وَهُمۡ عَلَىٰ مَا يَفۡعَلُونَ بِٱلۡمُؤۡمِنِينَ شُهُودٞ
Ve muminlere yaptıklarına, (onları yakmalarına) sahid bulunuyorlardı
Surah Al-Burooj, Verse 7
وَمَا نَقَمُواْ مِنۡهُمۡ إِلَّآ أَن يُؤۡمِنُواْ بِٱللَّهِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡحَمِيدِ
Muminlere kızdıkları da, ancak Aziz, Hamid olan Allah’a iman etmeleri idi
Surah Al-Burooj, Verse 8
ٱلَّذِي لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدٌ
O Allah ki, goklerin ve yerin mulku O’nundur; ve Allah her seye sahiddir
Surah Al-Burooj, Verse 9
إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُواْ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ ثُمَّ لَمۡ يَتُوبُواْ فَلَهُمۡ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمۡ عَذَابُ ٱلۡحَرِيقِ
Muhakkak ki, mumin erkeklerle mumin kadınlara eziyet edenler, sonra da tevbe etmiyenler (var ya), iste onlara cehennem azabı var ve onlara yangın azabı var
Surah Al-Burooj, Verse 10
إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ لَهُمۡ جَنَّـٰتٞ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡكَبِيرُ
Iman edib salih ameller isliyenlere gelince; onlara (agacları ve evleri) altından ırmaklar akar cennetler var. Iste buyuk kurtulus budur... (*) Dikkat! Secde ayetidir
Surah Al-Burooj, Verse 11
إِنَّ بَطۡشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ
Gercekten Rabbinin (zalimleri azabla) yakalayıvermesi cok siddetlidir
Surah Al-Burooj, Verse 12
إِنَّهُۥ هُوَ يُبۡدِئُ وَيُعِيدُ
Cunku O, (mahlukatı yoktan var edib) yaratır ve, (sonra oldurub tekrar) diriltir
Surah Al-Burooj, Verse 13
وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلۡوَدُودُ
Bununla beraber O, Gafur’dur = tevbe edenleri bagıslayandır. Vedud’dur = itaatkarları sevendir
Surah Al-Burooj, Verse 14
ذُو ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡمَجِيدُ
Arsın sahibidir, Mecid’dir = zatında ve sıfatında pek buyuktur
Surah Al-Burooj, Verse 15
فَعَّالٞ لِّمَا يُرِيدُ
Diledigini hemen yapandır
Surah Al-Burooj, Verse 16
هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلۡجُنُودِ
(Ey Rasulum) geldi ya sana haberleri (o kafirler toplulugu) orduların
Surah Al-Burooj, Verse 17
فِرۡعَوۡنَ وَثَمُودَ
Firavun’un ve Semud’un... (Bunların, peygamberlerini tekzib edislerini ve sonunda helak edilislerini biliyorsun. O halde sen musriklerin eziyetlerine sabret ve onları boyle bir akıbetle korkut)
Surah Al-Burooj, Verse 18
بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي تَكۡذِيبٖ
Fakat o kafir olanlar, hala inkardadırlar
Surah Al-Burooj, Verse 19
وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطُۢ
Halbuki, Allah (kendilerini, ilim ve kudreti ile) arkalarından kusatmıstır
Surah Al-Burooj, Verse 20
بَلۡ هُوَ قُرۡءَانٞ مَّجِيدٞ
(Onlar Kur’an’ı inkar ededursunlar), dogrusu o cok serefli bir Kur’an’dır
Surah Al-Burooj, Verse 21
فِي لَوۡحٖ مَّحۡفُوظِۭ
Bir Levh-i Mahfuz’dadır. (tahrif ve tagyirden korunmustur)
Surah Al-Burooj, Verse 22