Surah Al-Adiyat - Turkish Translation by Ali Bulac
وَٱلۡعَٰدِيَٰتِ ضَبۡحٗا
Soluk soluğa koşan (at)lara andolsun
Surah Al-Adiyat, Verse 1
فَٱلۡمُورِيَٰتِ قَدۡحٗا
(Tırnaklarıyla) Ateş saçanlara
Surah Al-Adiyat, Verse 2
فَٱلۡمُغِيرَٰتِ صُبۡحٗا
Sabah vakti baskın yapanlara
Surah Al-Adiyat, Verse 3
فَأَثَرۡنَ بِهِۦ نَقۡعٗا
Derken, orada tozu dumana katanlara
Surah Al-Adiyat, Verse 4
فَوَسَطۡنَ بِهِۦ جَمۡعًا
Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara
Surah Al-Adiyat, Verse 5
إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ لِرَبِّهِۦ لَكَنُودٞ
Gerçekten insan, Rabbine karşı nankördür
Surah Al-Adiyat, Verse 6
وَإِنَّهُۥ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٞ
Ve gerçekten, kendisi buna şahiddir
Surah Al-Adiyat, Verse 7
وَإِنَّهُۥ لِحُبِّ ٱلۡخَيۡرِ لَشَدِيدٌ
Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır
Surah Al-Adiyat, Verse 8
۞أَفَلَا يَعۡلَمُ إِذَا بُعۡثِرَ مَا فِي ٱلۡقُبُورِ
Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların 'deşilip dışa atıldığı
Surah Al-Adiyat, Verse 9
وَحُصِّلَ مَا فِي ٱلصُّدُورِ
Göğüslerde olanların derlenip-devşirildiği zamanı
Surah Al-Adiyat, Verse 10
إِنَّ رَبَّهُم بِهِمۡ يَوۡمَئِذٖ لَّخَبِيرُۢ
Şüphesiz, o gün Rableri, kendilerinden gerçekten haberdardır
Surah Al-Adiyat, Verse 11