Surah Al-Adiyat - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
وَٱلۡعَٰدِيَٰتِ ضَبۡحٗا
Andolsun o harıl harıl koşan (at) lara
Surah Al-Adiyat, Verse 1
فَٱلۡمُورِيَٰتِ قَدۡحٗا
o (tırnaklarıyle) çakarak ateş çıkaran (on) lara
Surah Al-Adiyat, Verse 2
فَٱلۡمُغِيرَٰتِ صُبۡحٗا
sabahlayın baskın yapanlara
Surah Al-Adiyat, Verse 3
فَأَثَرۡنَ بِهِۦ نَقۡعٗا
derken orada (ayaklarıyle) toz koparanlara
Surah Al-Adiyat, Verse 4
فَوَسَطۡنَ بِهِۦ جَمۡعًا
Bununla bir topluluğun tâ ortasına girenlere (ya´nî atlara) ki
Surah Al-Adiyat, Verse 5
إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ لِرَبِّهِۦ لَكَنُودٞ
muhakkak insan Rabbine karşı çok nankördür
Surah Al-Adiyat, Verse 6
وَإِنَّهُۥ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٞ
Hiç şübhesiz O buna hakkıyle şâhiddir
Surah Al-Adiyat, Verse 7
وَإِنَّهُۥ لِحُبِّ ٱلۡخَيۡرِ لَشَدِيدٌ
Gerçek o, mal sevgisinden dolayı pek katıdır
Surah Al-Adiyat, Verse 8
۞أَفَلَا يَعۡلَمُ إِذَا بُعۡثِرَ مَا فِي ٱلۡقُبُورِ
Haalâ o, (hakıykatı görüp) bilmeyecek mi, kabirlerin içindekiler (eşilib) çıkarıldığı zaman
Surah Al-Adiyat, Verse 9
وَحُصِّلَ مَا فِي ٱلصُّدُورِ
göğüslerde ne varsa onlar da derlenib toparlandığı (zaman)
Surah Al-Adiyat, Verse 10
إِنَّ رَبَّهُم بِهِمۡ يَوۡمَئِذٖ لَّخَبِيرُۢ
Hakıykat, o gün Rableri onlar (ın her haalin) den elbette tamâmiyle haberdârdır
Surah Al-Adiyat, Verse 11