Surah Al-Waqia - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
إِذَا وَقَعَتِ ٱلۡوَاقِعَةُ
Kıyamet kopdugu zaman
Surah Al-Waqia, Verse 1
لَيۡسَ لِوَقۡعَتِهَا كَاذِبَةٌ
(hicbir nefs) onun vukuunda (Allaha karsı artık) yalancı degildir
Surah Al-Waqia, Verse 2
خَافِضَةٞ رَّافِعَةٌ
O, (kimini) alcaltıcı, (kimini) yukselticidir
Surah Al-Waqia, Verse 3
إِذَا رُجَّتِ ٱلۡأَرۡضُ رَجّٗا
O zaman yer bir sarsıntı ile sarsılmısdır
Surah Al-Waqia, Verse 4
وَبُسَّتِ ٱلۡجِبَالُ بَسّٗا
daglar didik didik parcalanmısdır
Surah Al-Waqia, Verse 5
فَكَانَتۡ هَبَآءٗ مُّنۢبَثّٗا
derken (hepsi de) dagılmıs, toz haaline gelmisdir
Surah Al-Waqia, Verse 6
وَكُنتُمۡ أَزۡوَٰجٗا ثَلَٰثَةٗ
Siz de (kıyametde) uc sınıf olmussunuzdur
Surah Al-Waqia, Verse 7
فَأَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ
Sagcılar (a gelince:) O sagcılar ne (mutlu) durlar
Surah Al-Waqia, Verse 8
وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ
Solcular (a gelince:) O solcular ne (bedbaht) dırlar
Surah Al-Waqia, Verse 9
وَٱلسَّـٰبِقُونَ ٱلسَّـٰبِقُونَ
Hayır yarıslarında ta one gecib kazananlar (a gelince:) onlar (orada da) oncudurler
Surah Al-Waqia, Verse 10
أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلۡمُقَرَّبُونَ
Iste onlar (Allaha) en cok yaklasdırılmıs olanlardır
Surah Al-Waqia, Verse 11
فِي جَنَّـٰتِ ٱلنَّعِيمِ
Naıym cennetlerinde (dirler)
Surah Al-Waqia, Verse 12
ثُلَّةٞ مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ
Bir cok (u) evvelki (ummet) lerden
Surah Al-Waqia, Verse 13
وَقَلِيلٞ مِّنَ ٱلۡأٓخِرِينَ
biraz (ı) da sonrakilerdendir
Surah Al-Waqia, Verse 14
عَلَىٰ سُرُرٖ مَّوۡضُونَةٖ
(Onlar) cevherlerle orulmus tahtlar uzerindedirler
Surah Al-Waqia, Verse 15
مُّتَّكِـِٔينَ عَلَيۡهَا مُتَقَٰبِلِينَ
Ustlerinde karsı karsıya yaslanan (bahtiyar) lar olacak
Surah Al-Waqia, Verse 16
يَطُوفُ عَلَيۡهِمۡ وِلۡدَٰنٞ مُّخَلَّدُونَ
Ebedi (taze) lige mazhar edilmis evladlar (hizmet icin) etraflarında dolanırlar
Surah Al-Waqia, Verse 17
بِأَكۡوَابٖ وَأَبَارِيقَ وَكَأۡسٖ مِّن مَّعِينٖ
«Main» (kaynagın) dan (dolu) buyuk kablarla, ibriklerle ve kadehlerle
Surah Al-Waqia, Verse 18
لَّا يُصَدَّعُونَ عَنۡهَا وَلَا يُنزِفُونَ
(Ki bundan bas agrısına ugratılmayacaklar) gibi akılları da giderilmez
Surah Al-Waqia, Verse 19
وَفَٰكِهَةٖ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ
Begeneceklerinden (turlu) meyve (ler)
Surah Al-Waqia, Verse 20
وَلَحۡمِ طَيۡرٖ مِّمَّا يَشۡتَهُونَ
Istahlanacaklarından kus et (ler) i ile (etraflarında dolanırlar)
Surah Al-Waqia, Verse 21
وَحُورٌ عِينٞ
(Orada) sahin gozlu huuriler de (vardır)
Surah Al-Waqia, Verse 22
كَأَمۡثَٰلِ ٱللُّؤۡلُوِٕ ٱلۡمَكۡنُونِ
saklı inci timsalleri gibi
Surah Al-Waqia, Verse 23
جَزَآءَۢ بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
(Bunlar mukarreblerin) isledikleri iyi amel (ve hareket) lere bir mukafat olarak (yapılır)
Surah Al-Waqia, Verse 24
لَا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا تَأۡثِيمًا
Onlar orada ne bos bir laf, ne de gunaha sokacak bir sey isitmezler
Surah Al-Waqia, Verse 25
إِلَّا قِيلٗا سَلَٰمٗا سَلَٰمٗا
Yalınız bir soz (isidirler ki oda) «Selam, selam» dir
Surah Al-Waqia, Verse 26
وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡيَمِينِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡيَمِينِ
Sagcılar: Onlar ne (mutlu) sagcılardır
Surah Al-Waqia, Verse 27
فِي سِدۡرٖ مَّخۡضُودٖ
Dikensiz kiraz
Surah Al-Waqia, Verse 28
وَطَلۡحٖ مَّنضُودٖ
meyveleri tıklım tıklım muz agac (lar) ı
Surah Al-Waqia, Verse 29
وَظِلّٖ مَّمۡدُودٖ
yayılmıs (daimi) golge (ler)
Surah Al-Waqia, Verse 30
وَمَآءٖ مَّسۡكُوبٖ
daima akan su (lar)
Surah Al-Waqia, Verse 31
وَفَٰكِهَةٖ كَثِيرَةٖ
(hicbir zaman) kesil (ib tuken) meyen, yasak da edilmeyen bircok (cinsde) meyve (ler) arasında
Surah Al-Waqia, Verse 32
لَّا مَقۡطُوعَةٖ وَلَا مَمۡنُوعَةٖ
(hicbir zaman) kesil (ib tuken) meyen, yasak da edilmeyen bircok (cinsde) meyve (ler) arasında
Surah Al-Waqia, Verse 33
وَفُرُشٖ مَّرۡفُوعَةٍ
ve (kadri) yukseltilmis doseklerdedirler
Surah Al-Waqia, Verse 34
إِنَّآ أَنشَأۡنَٰهُنَّ إِنشَآءٗ
Hakıykat, biz onları yepyeni bir yaratılısla yaratdık da
Surah Al-Waqia, Verse 35
فَجَعَلۡنَٰهُنَّ أَبۡكَارًا
kız oglan kızlar, zevcelerine sevgi ile duskun, hep bir yasıt yapdık
Surah Al-Waqia, Verse 36
عُرُبًا أَتۡرَابٗا
kız oglan kızlar, zevcelerine sevgi ile duskun, hep bir yasıt yapdık
Surah Al-Waqia, Verse 37
لِّأَصۡحَٰبِ ٱلۡيَمِينِ
sagcılar icin
Surah Al-Waqia, Verse 38
ثُلَّةٞ مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ
(Bunların) bir cok (u) evvelki (ummet) lerden
Surah Al-Waqia, Verse 39
وَثُلَّةٞ مِّنَ ٱلۡأٓخِرِينَ
bir cok (u) da sonraki (ummet) lerdendir
Surah Al-Waqia, Verse 40
وَأَصۡحَٰبُ ٱلشِّمَالِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلشِّمَالِ
Solcular: (Onlar) ne solculardır
Surah Al-Waqia, Verse 41
فِي سَمُومٖ وَحَمِيمٖ
(Atesin mesamatlarına isleyen) sıcaklıgı ve kaynar bir su
Surah Al-Waqia, Verse 42
وَظِلّٖ مِّن يَحۡمُومٖ
ve bir de kapkara dumandan bir golge icindedirler
Surah Al-Waqia, Verse 43
لَّا بَارِدٖ وَلَا كَرِيمٍ
Ki (o golge) ne serin, ne de faideli degildir
Surah Al-Waqia, Verse 44
إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَبۡلَ ذَٰلِكَ مُتۡرَفِينَ
Cunku onlar bundan evvel sehvetlerine duskunduler
Surah Al-Waqia, Verse 45
وَكَانُواْ يُصِرُّونَ عَلَى ٱلۡحِنثِ ٱلۡعَظِيمِ
O buyuk gunah uzerinde ısrar ederlerdi
Surah Al-Waqia, Verse 46
وَكَانُواْ يَقُولُونَ أَئِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ
Bir de «Biz oldugumuz, bir toprak ve bir yıgın kemik oldugumuz vakit mı, hakıykaten biz mi diriltilib kaldırılacakmısız?» derlerdi
Surah Al-Waqia, Verse 47
أَوَءَابَآؤُنَا ٱلۡأَوَّلُونَ
«Evvelce gecmis atalarımız da mı?»
Surah Al-Waqia, Verse 48
قُلۡ إِنَّ ٱلۡأَوَّلِينَ وَٱلۡأٓخِرِينَ
Soyle: «Suphesiz hem evvelkiler, hem sonrakiler
Surah Al-Waqia, Verse 49
لَمَجۡمُوعُونَ إِلَىٰ مِيقَٰتِ يَوۡمٖ مَّعۡلُومٖ
ma´lum bir gunun muayyen vaktında behemehal toplanacaklardır»
Surah Al-Waqia, Verse 50
ثُمَّ إِنَّكُمۡ أَيُّهَا ٱلضَّآلُّونَ ٱلۡمُكَذِّبُونَ
Sonra hakıykaten siz, ey sapkınlar ve tekzibciler
Surah Al-Waqia, Verse 51
لَأٓكِلُونَ مِن شَجَرٖ مِّن زَقُّومٖ
Muhakkak ki zakkum agacından yiyecek (kimse) (ersiniz)
Surah Al-Waqia, Verse 52
فَمَالِـُٔونَ مِنۡهَا ٱلۡبُطُونَ
Oyle ki karınlarınızı hep ondan doldurucularsınız
Surah Al-Waqia, Verse 53
فَشَٰرِبُونَ عَلَيۡهِ مِنَ ٱلۡحَمِيمِ
ustune de o kaynar sudan iceceklersiniz
Surah Al-Waqia, Verse 54
فَشَٰرِبُونَ شُرۡبَ ٱلۡهِيمِ
(O suretle ki) susamıs develerin icisi gibi iceceklersiniz
Surah Al-Waqia, Verse 55
هَٰذَا نُزُلُهُمۡ يَوۡمَ ٱلدِّينِ
Iste ceza gunu onlara (cekilecek) ziyafet budur
Surah Al-Waqia, Verse 56
نَحۡنُ خَلَقۡنَٰكُمۡ فَلَوۡلَا تُصَدِّقُونَ
Sizi biz yaratdık. O halde (tekrar dirilmiye de) inanmalı degilmisiniz
Surah Al-Waqia, Verse 57
أَفَرَءَيۡتُم مَّا تُمۡنُونَ
(Eger siz bir meniden yaratıldıgınızı iddia ediyorsanız) O halde (rahimlere) dokmekde oldugunuz (o) meni nedir? Bana haber verin
Surah Al-Waqia, Verse 58
ءَأَنتُمۡ تَخۡلُقُونَهُۥٓ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡخَٰلِقُونَ
Onu siz mi (duzgun bir insan) suretine getiriyorsunuz, yoksa (o surete getirib) yaratanlar biz miyiz
Surah Al-Waqia, Verse 59
نَحۡنُ قَدَّرۡنَا بَيۡنَكُمُ ٱلۡمَوۡتَ وَمَا نَحۡنُ بِمَسۡبُوقِينَ
Aranızda olum (un keyfiyyetini, zamaanını, mekanını ve ecellerin mıkdarını) biz (ta´yin ve) takdir etdik ve biz — (sizi helak ederek) yerinize diger benzerlerinizi getirmeniz ve sizi bilemeyeceginiz bir yaratılısda ve suretlerde tekrar peyda etmemiz hususunda — onune gecilecekler de degiliz
Surah Al-Waqia, Verse 60
عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ أَمۡثَٰلَكُمۡ وَنُنشِئَكُمۡ فِي مَا لَا تَعۡلَمُونَ
Aranızda olum (un keyfiyyetini, zamaanını, mekanını ve ecellerin mıkdarını) biz (ta´yin ve) takdir etdik ve biz — (sizi helak ederek) yerinize diger benzerlerinizi getirmeniz ve sizi bilemeyeceginiz bir yaratılısda ve suretlerde tekrar peyda etmemiz hususunda — onune gecilecekler de degiliz
Surah Al-Waqia, Verse 61
وَلَقَدۡ عَلِمۡتُمُ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأُولَىٰ فَلَوۡلَا تَذَكَّرُونَ
Andolsun ki birinci yaratılısı (nızı) bildiniz. Fakat (tekrar yaratılacagınızı da) dusunmeli degil misiniz
Surah Al-Waqia, Verse 62
أَفَرَءَيۡتُم مَّا تَحۡرُثُونَ
Simdi bana ekmekde oldugunuz (tohum) u haber verin
Surah Al-Waqia, Verse 63
ءَأَنتُمۡ تَزۡرَعُونَهُۥٓ أَمۡ نَحۡنُ ٱلزَّـٰرِعُونَ
Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitirenler biz miyiz
Surah Al-Waqia, Verse 64
لَوۡ نَشَآءُ لَجَعَلۡنَٰهُ حُطَٰمٗا فَظَلۡتُمۡ تَفَكَّهُونَ
Eger dileseydik muhakkak ki onu (tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz de sasakalırdınız
Surah Al-Waqia, Verse 65
إِنَّا لَمُغۡرَمُونَ
(Soyle derdiniz:) «Biz hakıykaten agır borca ugratılmısızdır»
Surah Al-Waqia, Verse 66
بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ
«Daha dogrusu biz (umdugumuzdan) mahrum kalmıslarız»
Surah Al-Waqia, Verse 67
أَفَرَءَيۡتُمُ ٱلۡمَآءَ ٱلَّذِي تَشۡرَبُونَ
Simdi icmekde oldugunuz suyu soyleyin bana
Surah Al-Waqia, Verse 68
ءَأَنتُمۡ أَنزَلۡتُمُوهُ مِنَ ٱلۡمُزۡنِ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡمُنزِلُونَ
Onu bulutdan siz mi indirdiniz, yoksa indiriciler biz miyiz
Surah Al-Waqia, Verse 69
لَوۡ نَشَآءُ جَعَلۡنَٰهُ أُجَاجٗا فَلَوۡلَا تَشۡكُرُونَ
Eger dileseydik onu (icilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. O halde sukretmeli degil misiniz
Surah Al-Waqia, Verse 70
أَفَرَءَيۡتُمُ ٱلنَّارَ ٱلَّتِي تُورُونَ
Simdi bana (yesil bir agacdan) cakmakda oldugunuz atesi soyleyin
Surah Al-Waqia, Verse 71
ءَأَنتُمۡ أَنشَأۡتُمۡ شَجَرَتَهَآ أَمۡ نَحۡنُ ٱلۡمُنشِـُٔونَ
Onun agacını siz mi yarardınız, yoksa yaratanlar biz miyiz
Surah Al-Waqia, Verse 72
نَحۡنُ جَعَلۡنَٰهَا تَذۡكِرَةٗ وَمَتَٰعٗا لِّلۡمُقۡوِينَ
Biz onu hem bir ibret, hem col yolcularına bir faide kıldık
Surah Al-Waqia, Verse 73
فَسَبِّحۡ بِٱسۡمِ رَبِّكَ ٱلۡعَظِيمِ
O halde Rabbini o buyuk adiyle tesbih (ve tenzih) et
Surah Al-Waqia, Verse 74
۞فَلَآ أُقۡسِمُ بِمَوَٰقِعِ ٱلنُّجُومِ
Hayır (hakıykatler kafirlerin dedikleri gibi degildir). Iste yıldızların dusdugu yerlere andediyorum
Surah Al-Waqia, Verse 75
وَإِنَّهُۥ لَقَسَمٞ لَّوۡ تَعۡلَمُونَ عَظِيمٌ
ki hakıykaten bu, eger bilirseniz, buyuk bir anddır
Surah Al-Waqia, Verse 76
إِنَّهُۥ لَقُرۡءَانٞ كَرِيمٞ
muhakkak o, elbette cok serefli bir Kur´andır
Surah Al-Waqia, Verse 77
فِي كِتَٰبٖ مَّكۡنُونٖ
ki Sıyanet edilmis bir kitabda (yazılı) dır
Surah Al-Waqia, Verse 78
لَّا يَمَسُّهُۥٓ إِلَّا ٱلۡمُطَهَّرُونَ
Ona tam bir suretde temizlenmis olanlardan baskası el suremez
Surah Al-Waqia, Verse 79
تَنزِيلٞ مِّن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
alemlerin Rabbinden indirilmedir
Surah Al-Waqia, Verse 80
أَفَبِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِ أَنتُم مُّدۡهِنُونَ
Simdi siz bu kelamı mı hor goruculersiniz
Surah Al-Waqia, Verse 81
وَتَجۡعَلُونَ رِزۡقَكُمۡ أَنَّكُمۡ تُكَذِّبُونَ
Rızkınıza (sukur edeceginize) siz behemehal tekzibe mi kalkısırsınız
Surah Al-Waqia, Verse 82
فَلَوۡلَآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلۡحُلۡقُومَ
Hele (can) bogaza gelince
Surah Al-Waqia, Verse 83
وَأَنتُمۡ حِينَئِذٖ تَنظُرُونَ
o vakit siz gorursunuz
Surah Al-Waqia, Verse 84
وَنَحۡنُ أَقۡرَبُ إِلَيۡهِ مِنكُمۡ وَلَٰكِن لَّا تُبۡصِرُونَ
Biz ona sizden yakınız. Fakat gormezsiniz
Surah Al-Waqia, Verse 85
فَلَوۡلَآ إِن كُنتُمۡ غَيۡرَ مَدِينِينَ
Iste madem ki (tekrar dirilerek) ceza gormeyecekmissiniz
Surah Al-Waqia, Verse 86
تَرۡجِعُونَهَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Onu (ta bogazınıza gelince cesedinize) geri cevirseniz a! Eger (iddianızda) saadıklarsanız
Surah Al-Waqia, Verse 87
فَأَمَّآ إِن كَانَ مِنَ ٱلۡمُقَرَّبِينَ
Simdi, (olene gelince) eger o, mukarreblerden ise
Surah Al-Waqia, Verse 88
فَرَوۡحٞ وَرَيۡحَانٞ وَجَنَّتُ نَعِيمٖ
artık rahatlık, guzel rızık ve Naıym cenneti (onundur)
Surah Al-Waqia, Verse 89
وَأَمَّآ إِن كَانَ مِنۡ أَصۡحَٰبِ ٱلۡيَمِينِ
Eger sagcılardan ise
Surah Al-Waqia, Verse 90
فَسَلَٰمٞ لَّكَ مِنۡ أَصۡحَٰبِ ٱلۡيَمِينِ
Artık sagcılardan selam sana
Surah Al-Waqia, Verse 91
وَأَمَّآ إِن كَانَ مِنَ ٱلۡمُكَذِّبِينَ ٱلضَّآلِّينَ
Amma eger tekzibcilerden, sapıklardansa
Surah Al-Waqia, Verse 92
فَنُزُلٞ مِّنۡ حَمِيمٖ
iste (ona da) kaynar sudan bir ziyafet
Surah Al-Waqia, Verse 93
وَتَصۡلِيَةُ جَحِيمٍ
ve cehenneme bir atılıs
Surah Al-Waqia, Verse 94
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ حَقُّ ٱلۡيَقِينِ
Subhesiz ki bu elbette kat´i bilgi (veren) hakıykatın ta kendisidir
Surah Al-Waqia, Verse 95
فَسَبِّحۡ بِٱسۡمِ رَبِّكَ ٱلۡعَظِيمِ
Haydi Rabbini o buyuk adiyle tesbih (ve tenzih) et
Surah Al-Waqia, Verse 96