Surah Al-Balad - Turkish Translation by Abdulbaki Golpinarli
لَآ أُقۡسِمُ بِهَٰذَا ٱلۡبَلَدِ
Andolsun bu şehre
Surah Al-Balad, Verse 1
وَأَنتَ حِلُّۢ بِهَٰذَا ٱلۡبَلَدِ
Ki sen oturmadasın bu şehirde
Surah Al-Balad, Verse 2
وَوَالِدٖ وَمَا وَلَدَ
Ve babaya ve oğula
Surah Al-Balad, Verse 3
لَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ فِي كَبَدٍ
Gerçekten de biz insanı sıkıntı içinde yarattık
Surah Al-Balad, Verse 4
أَيَحۡسَبُ أَن لَّن يَقۡدِرَ عَلَيۡهِ أَحَدٞ
Hiçbir kimsenin, ona gücü yetmez mi sanır
Surah Al-Balad, Verse 5
يَقُولُ أَهۡلَكۡتُ مَالٗا لُّبَدًا
Ben, birçok mal helak ettim der
Surah Al-Balad, Verse 6
أَيَحۡسَبُ أَن لَّمۡ يَرَهُۥٓ أَحَدٌ
Hiçbir kimse, onu görmez mi sanır
Surah Al-Balad, Verse 7
أَلَمۡ نَجۡعَل لَّهُۥ عَيۡنَيۡنِ
Onun için halketmedik mi iki göz
Surah Al-Balad, Verse 8
وَلِسَانٗا وَشَفَتَيۡنِ
Ve bir dille iki dudak
Surah Al-Balad, Verse 9
وَهَدَيۡنَٰهُ ٱلنَّجۡدَيۡنِ
Ve ona iki sarp yol gösterdik
Surah Al-Balad, Verse 10
فَلَا ٱقۡتَحَمَ ٱلۡعَقَبَةَ
Derken dayanmadı o yokuşa
Surah Al-Balad, Verse 11
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلۡعَقَبَةُ
Ve bilir misin, yokuş nedir
Surah Al-Balad, Verse 12
فَكُّ رَقَبَةٍ
Bir kul azat etmek
Surah Al-Balad, Verse 13
أَوۡ إِطۡعَٰمٞ فِي يَوۡمٖ ذِي مَسۡغَبَةٖ
Yahut açlık, kıtlık gününde doyurmak
Surah Al-Balad, Verse 14
يَتِيمٗا ذَا مَقۡرَبَةٍ
Yakınlığı olan bir yetimi
Surah Al-Balad, Verse 15
أَوۡ مِسۡكِينٗا ذَا مَتۡرَبَةٖ
Yahut yerlere döşenmiş bir yoksulu
Surah Al-Balad, Verse 16
ثُمَّ كَانَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَتَوَاصَوۡاْ بِٱلصَّبۡرِ وَتَوَاصَوۡاْ بِٱلۡمَرۡحَمَةِ
Sonra da inananlardan ve birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve acımayı tavsiye edenlerden olmak
Surah Al-Balad, Verse 17
أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ
Onlardır işte sağ taraf ehli
Surah Al-Balad, Verse 18
وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِنَا هُمۡ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ
Delillerimize kafir olanlara gelince: Onlardır sol taraf ehli
Surah Al-Balad, Verse 19
عَلَيۡهِمۡ نَارٞ مُّؤۡصَدَةُۢ
Onlaradır kapıları, üstlerine örtülmüş ateş
Surah Al-Balad, Verse 20