Surah At-Tin - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
وَٱلتِّينِ وَٱلزَّيۡتُونِ
Andolsun incire, zeytine
Surah At-Tin, Verse 1
وَطُورِ سِينِينَ
Sînâ dağına
Surah At-Tin, Verse 2
وَهَٰذَا ٱلۡبَلَدِ ٱلۡأَمِينِ
ve şu emîn şehre ki
Surah At-Tin, Verse 3
لَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ فِيٓ أَحۡسَنِ تَقۡوِيمٖ
biz, hakıykat, insanı en güzel bir biçimde yaratdık
Surah At-Tin, Verse 4
ثُمَّ رَدَدۡنَٰهُ أَسۡفَلَ سَٰفِلِينَ
Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik
Surah At-Tin, Verse 5
إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ فَلَهُمۡ أَجۡرٌ غَيۡرُ مَمۡنُونٖ
Ancak îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar başka. Çünkü onlar için (bitmez) kesilmez mükâfat vardır
Surah At-Tin, Verse 6
فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعۡدُ بِٱلدِّينِ
O halde (bunca delillerin huzuurundan) sonra hangi şey (haber verdiğin o ba´s ve) ceza husuusunda sana yalan isnâd edebilir
Surah At-Tin, Verse 7
أَلَيۡسَ ٱللَّهُ بِأَحۡكَمِ ٱلۡحَٰكِمِينَ
Allah, haakimlerin haakimi değil mi
Surah At-Tin, Verse 8