Surah Abasa - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
عَبَسَ وَتَوَلَّىٰٓ
Huzursuz oldu (yüzünü buruşturdu). Ve başını çevirdi (ilgilenmedi)
Surah Abasa, Verse 1
أَن جَآءَهُ ٱلۡأَعۡمَىٰ
Âmâ olan bir kişinin ona gelmesi (sebebiyle)
Surah Abasa, Verse 2
وَمَا يُدۡرِيكَ لَعَلَّهُۥ يَزَّكَّىٰٓ
Ve sen bilemezsin, umulur ki böylece o tezkiye olur
Surah Abasa, Verse 3
أَوۡ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ ٱلذِّكۡرَىٰٓ
Veya öğüt alır, böylece bu öğüt ona fayda verir
Surah Abasa, Verse 4
أَمَّا مَنِ ٱسۡتَغۡنَىٰ
Fakat kendini müstağni gören (bir şeye muhtaç olmadığını sanan) kimse
Surah Abasa, Verse 5
فَأَنتَ لَهُۥ تَصَدَّىٰ
Oysa sen, ona yöneliyorsun
Surah Abasa, Verse 6
وَمَا عَلَيۡكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ
Ve onun tezkiye olmamasında, senin üzerinde bir sorumluluk yoktur
Surah Abasa, Verse 7
وَأَمَّا مَن جَآءَكَ يَسۡعَىٰ
Halbuki sana koşarak gelen kimse
Surah Abasa, Verse 8
وَهُوَ يَخۡشَىٰ
Ve o huşû duyuyor
Surah Abasa, Verse 9
فَأَنتَ عَنۡهُ تَلَهَّىٰ
Oysa sen, onunla ilgilenmiyorsun
Surah Abasa, Verse 10
كَلَّآ إِنَّهَا تَذۡكِرَةٞ
Hayır, muhakkak ki O (Kur´ân), bir Zikir´dir (Öğüt´tür)
Surah Abasa, Verse 11
فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
Artık dileyen kimse, O´nu zikreder (O´ndan öğüt alır)
Surah Abasa, Verse 12
فِي صُحُفٖ مُّكَرَّمَةٖ
O (Kur´ân), mükerrem (şerefli) sayfalardadır
Surah Abasa, Verse 13
مَّرۡفُوعَةٖ مُّطَهَّرَةِۭ
Yüceltilmiş, mutahhar kılınmış (sayfalardadır)
Surah Abasa, Verse 14
بِأَيۡدِي سَفَرَةٖ
Sefirlerin (kâtiplerin) elleri ile
Surah Abasa, Verse 15
كِرَامِۭ بَرَرَةٖ
Kerim olan sadıkların (elleri ile yazılmıştır)
Surah Abasa, Verse 16
قُتِلَ ٱلۡإِنسَٰنُ مَآ أَكۡفَرَهُۥ
İnsan kahroldu (Allah´ın Rahmeti´nden kovularak kendini mahvetti), o ne kadar çok nankör
Surah Abasa, Verse 17
مِنۡ أَيِّ شَيۡءٍ خَلَقَهُۥ
(Allah) onu hangi şeyden yarattı
Surah Abasa, Verse 18
مِن نُّطۡفَةٍ خَلَقَهُۥ فَقَدَّرَهُۥ
Nutfeden (bir damladan onu yarattı), sonra da ona kader tayin etti (gelişimini (DNA´larını) programladı ve ömür tayin etti
Surah Abasa, Verse 19
ثُمَّ ٱلسَّبِيلَ يَسَّرَهُۥ
Sonra yolu ona kolaylaştırdı
Surah Abasa, Verse 20
ثُمَّ أَمَاتَهُۥ فَأَقۡبَرَهُۥ
Sonra onu öldürdü, böylece onu kabire koydurdu
Surah Abasa, Verse 21
ثُمَّ إِذَا شَآءَ أَنشَرَهُۥ
Sonra onu dilediği zaman neşredecek (diriltecek)
Surah Abasa, Verse 22
كَلَّا لَمَّا يَقۡضِ مَآ أَمَرَهُۥ
Hayır, (insan Allah´ın) ona emrettiği şeyi kada etmedi (yerine getirmedi)
Surah Abasa, Verse 23
فَلۡيَنظُرِ ٱلۡإِنسَٰنُ إِلَىٰ طَعَامِهِۦٓ
İşte insan yemeğine baksın
Surah Abasa, Verse 24
أَنَّا صَبَبۡنَا ٱلۡمَآءَ صَبّٗا
Biz, suyu nasıl akıttıkça akıttık
Surah Abasa, Verse 25
ثُمَّ شَقَقۡنَا ٱلۡأَرۡضَ شَقّٗا
Sonra yeri öyle bir yarışla yardık ki
Surah Abasa, Verse 26
فَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا حَبّٗا
Böylece orada taneler yetiştirdik
Surah Abasa, Verse 27
وَعِنَبٗا وَقَضۡبٗا
Ve üzümler ve yoncalar
Surah Abasa, Verse 28
وَزَيۡتُونٗا وَنَخۡلٗا
Ve zeytinler ve hurmalar
Surah Abasa, Verse 29
وَحَدَآئِقَ غُلۡبٗا
Ve ağaçları iç içe olmuş (dalları birbirine girmiş) bahçeler
Surah Abasa, Verse 30
وَفَٰكِهَةٗ وَأَبّٗا
Ve meyveler ve mer´alar (otlaklar)
Surah Abasa, Verse 31
مَّتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ
Sizin ve hayvanlarınız için meta olarak (faydalanmanız için)
Surah Abasa, Verse 32
فَإِذَا جَآءَتِ ٱلصَّآخَّةُ
Fakat o sahha (sağır edici büyük gürleme) geldiği zaman
Surah Abasa, Verse 33
يَوۡمَ يَفِرُّ ٱلۡمَرۡءُ مِنۡ أَخِيهِ
O gün kişi kardeşinden kaçar
Surah Abasa, Verse 34
وَأُمِّهِۦ وَأَبِيهِ
Ve annesinden ve babasından
Surah Abasa, Verse 35
وَصَٰحِبَتِهِۦ وَبَنِيهِ
Ve eşinden ve oğlundan (kaçar)
Surah Abasa, Verse 36
لِكُلِّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ يَوۡمَئِذٖ شَأۡنٞ يُغۡنِيهِ
Onların hepsinin, o gün (izin günü), kendilerini meşgul eden bir şe´ni (işi başından aşan bir hali) vardır
Surah Abasa, Verse 37
وُجُوهٞ يَوۡمَئِذٖ مُّسۡفِرَةٞ
O gün (izin günü) parlayan yüzler vardır
Surah Abasa, Verse 38
ضَاحِكَةٞ مُّسۡتَبۡشِرَةٞ
Müjdelenmiş gülen yüzler (vardır)
Surah Abasa, Verse 39
وَوُجُوهٞ يَوۡمَئِذٍ عَلَيۡهَا غَبَرَةٞ
Ve o gün (izin günü), üzeri tozlu (toza toprağa bulanmış) yüzler vardır
Surah Abasa, Verse 40
تَرۡهَقُهَا قَتَرَةٌ
Onu bir karanlık kaplar
Surah Abasa, Verse 41
أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡكَفَرَةُ ٱلۡفَجَرَةُ
İşte onlar, onlar kâfirdir, facirdir
Surah Abasa, Verse 42